Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.
Alıntı sahibi ""musbos216""
bir sohbette insanın melek ile hayvan arasında bir varlık olduğu söylenmişti. insan nefsiyle yaptığı mücadeleyi kazanırsa nefsi elinden alınarak melek olacağı, kaybederse de hayvandan daha aşağı ineceği söylenmekteydi.
buna göre.
...
Alıntı
Üstadımız nüfsu-u seb’adan söz ediyor. Yedi nefis denilince ne anlayacağız.
Nüfus-u seb’a, nefis terbiyesindeki yedi kademe, yedi safha demektir.
Bir öğrenci on beş yıllık tahsil hayatının sonunda belli bir alanda uzman olarak üniversiteyi bitirir. Bir ustanın yanında işe başlayan bir çırak yıllar sonra o alanda usta olur. ışte bütün bunlarda bir seyr u sülûk olduğu gibi nefis için de bir seyr u sülûk lazımdır. Ham petrol başlangıçta siyahtır ve pis kokuludur. Fakat arıtma neticesinde bu ham petrolden yüzlerce faydalı şey üretilir. Benzin bunlardan sadece bir tanesidir. Onun gibi, nefis işin başlangıcında o ham hali ile –tabir yerinde ise- pistir. Fakat belli bir seyr u sülûk sonucu arınmış bir hale gelir, kötü özelliklerinden birer birer kurtulur.
Nefsin Yedi Mertebesi
Tasavvuf kitaplarında nefsin yedi mertebesinden söz edilir:
1-Nefs-i emmare
2-Nefs-i levvame
3-Nefs-i mülhime
4-Nefs-i mutmainne
5-Nefs-i râdiyye
6-Nefs-i merdıyye
7-Nefs-i kâmile
Nefs-i emmare, nefsin terbiyeden geçmemiş ham halidir. Böyle bir nefis şiddetle ve ısrarla kötülüğü emreder, günahlara dalmak ister. Ulvi şeylerden gafil, süfli şeylere ise müştak olur. Yusuf suresi 53. ayeti, nefsin bu yönünü nazara vermektedir.
Nefs-i levvame, yaptığı hatalardan, işlediği günahlardan pişmanlık duyan nefistir. Kıyame suresi 2. ayet nefsin bu mertebesine işaret eder. Bu mertebedeki nefis hata ve günahlarını görerek bunlardan rahatsız olur, tevbe ve istiğfarla kurtulmaya çalışır. Bu makamda acı ve yakıcı gözyaşı vardır. Kişi kabz ve bast hallerini yaşar. Yani zaman zaman daralır, sıkılır, zaman zaman ise manen müferrah olur.
Nefs-i mülhime, iyiliği ilham edici nefistir. Nefis iyi bir terbiye ile kötülük ve günah yerine iyilik ve sevabı ilham edici bir seviyeye gelebilir. şems suresi 8. ayet nefsin bu mertebesine işaret eder.
Nefs-i mutmainne, itminana kavuşmuş sükunete ermiş nefistir. Böyle bir nefis Allah’a muhabbet ile huzur hali yaşar. Dalgaları yatışmış deniz misali şehveti- gadabı sükunet halindedir. Bu makama gelen birinin ahlakı istikrar bulur, şahsiyeti oturur.
Nefs-i râdiyye, Allah’tan gelen her şeye rıza gösteren nefistir. Böyle bir nefis sahibi “Allah’tan gelen her şey güzeldir” hükmünce bela ve musibetleri de güzel görür, gülerek karşılar. Bu insan, Allah katında aziz ve mükerrem, insanlar arasında makbul ve muhteremdir.
Nefs-i merdiyye, Allah’ın kendisinden razı olduğu nefistir. şüphesiz Allah’ın kulundan razı olması en büyük bir mazhariyettir ve mertebelerin en yücesidir. Fecr suresi 27 ve 28. ayetler nefsin bu üç mertebesine işaret etmektedir.
Nefs-i kâmile, nefsin kemaliyle terbiye olmuş halidir. Bazıları bunu “nefs-i zekiyye” yani “arınmış nefis” şeklinde ifade ederler. şems suresi 9. ayeti “şüphesiz nefsini arıtan kurtulmuştur” ifadesi ile nefsin bu mertebesine işaret eder. Nefsin ilk hali dikenli bir tarlaya benzer. Son mertebesi ise, aynı tarlanın dikenlerden ayıklanıp bir gül bahçesine çevrilmesi gibidir.
Bir başka açıdan baktığımızda, nefsi deli dolu akan bir nehre benzetebiliriz. Böyle bir nehir bu taşkın hali ile çevresine zarar verir. Fakat önüne bir baraj yapılması ile hem zararlarına engel olunur, hem de çevrenin aydınlatılması ve sulanması gerçekleştirilir.
ışte terbiye olmamış bir nefis zarar verirken, terbiyeden geçen bir nefis insanı yüksek makamlara çıkarabilmektedir. Böyle birisi diğer insanlara mürşid olur, onları manevi susuzluktan kurtarır, karanlıklardan aydınlığa çıkarır.
Alıntı sahibi ""musbos216""
o zaman biz cennet için mi uğraşıyoruz ALLAH rızası için mi
Alıntı sahibi ""musbos216""
bir sohbette insanın melek ile hayvan arasında bir varlık olduğu söylenmişti. insan nefsiyle yaptığı mücadeleyi kazanırsa nefsi elinden alınarak melek olacağı, kaybederse de hayvandan daha aşağı ineceği söylenmekteydi.
buna göre. biz nefsimizle mücadeleyi kazandık varsayalım. insanın nefisi olmadan cennet nimetlerini nasıl isteyecek. cennetteki hurileri ve köşkleri nefis olmadan nasıl isteyebileceğiz? zaten insan o zaman melek oluyor. melekler nefsani isteklerden uzaktırlar.