Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz.
Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz.
Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz.
Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz.
Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.
Yönetmen Mesut Uçakan
Senaryo Mesut Uçakan
Oyuncular Yalçın Dümer, Ceren Öztürk, Kenan Bal, Kaan Girgin, Gafur Uzuner
Filmin Türü Psikolojik, Drama
Orijinal Adı Anka Kuşu: Bana Sırrını Aç
Yapımcı Firma Sinema Ajans Ltd.şti.
Yapım Yılı 2007
Yapım Ülkesi Türkiye
Orijinal Dili Türkçe
Filmin Süresi 95 dakika
Resmi Sitesi http://www.ankakusu.com/
Dağıtıcı Firma 35 Milim Filmcilik
Vizyon Tarihi 09.11.2007
Filmin Konusu
Çocuk yaşta ailesini kaybedip ıstanbul’da yaşamaya başlayan Selman, çocukluğunda yetiştiği kültürle içinde yaşadığı metropolün acımasız kültürü arasındaki derin çelişki karşısında büyük bir şizofreninin içine sürüklenmektedir. Çocukluğunu yaşadığı kasabada Emin Efendi’yi bulan Selman, yaşadığı dünyanın gerçek ‘mimar’ına ulaşmak için ucu bucağı olmayan bir yolculuğa çıkar.
Ne zaman bir hicran bestesi duysam
Gözlerim mechule dalıyor Anne...
konusu itibari ile eleştrilebilecek ve harun yahya'nın maddenin ardındaki sır belgeselinden beslenmiş bir filme benziyor(vahdet-ül vücud meseleside karışmış olabilir bilemiyorum)yani bu zamanda tehlikeli konular aslında ama filmi izlemedende erken bi yorum yapmak istemiyorum...izledikten sonra görüşürüz inş..
******************filmin konusu netten bulduklarım***********
‘Kelebekler Sonsuza Uçar’, ‘Kavanozdaki Adam’, ‘Yalnız Değilsiniz’ gibi filmlerin yönetmeni Mesut Uçakan, son filmi ‘Anka Kuşu’nun çekimlerini tamamladı.
Matrix filminin paralelinde bir film çektiğini söyleyen Uçakan, ‘Matrix’te sonunda dünyanın aslında bir simülasyon olduğu fikrine varılıyor. Yani orada 1000 yıllık tasavvuf felsefesinde olduğu gibi ‘yaşanan her şey hayaldir’ görüşü yansıtılıyor. Zaten kuantum fiziğindeki son gelişmeler de aynı şeyi söylüyor.
Bu filmde hayatın sırrını Matrix’ten daha kapsamlı bir şekilde anlatıyoruz. Filmin kahramanı olan yönetmen aslında benim. Ve benim 10 yıllık hayatı arayış sancımın bir özetini yansıtıyor. Filmde kahramanımız ölümsüzlüğün sırrını keşfediyor. Sonsuz hayata geçişi idrak ediyor. Yani anlıyor ki ölüm bir son değil. Ölümden sonra da yaşamaya devam ediyoruz. Sadece geride bedenimizi bırakıyoruz. Yani ten ölüyor ama ruh daima yaşıyor. Yani Matrix’in felsefesi bizim filmimizin yanında çocuk oyuncağı gibi kalıyor’ dedi.
Ne zaman bir hicran bestesi duysam
Gözlerim mechule dalıyor Anne...
mesut ucutkanin yönetmenligini yaptigi "yalniz degilsiniz"e defalarca bakmistim, o kadar güzel bi filmdiki hala video kaseti duruyor ama eskisi gibi zaman olmuyor malesef..
bu filmide merak ettim, kismet olursa izlemek isterim. Paylasim icin Allah razi olsun nevfel abi..
Ben beni biraktigim zaman, sen beni birakma Yarab! Yunus Emre
Bu tarz film çekenlerin şahsi hayatları da değişiktir..bu yönetmeni Yalnız Değilsiniz i çektiği devirden yakından tanırız..Başörtülüleri mağdur eden kesimin eline hiçbirşey geçmedi, hele "dindar" olanların..karmaşık durumlar..
Türk Sineması’nda klasik hale gelen filmleriyle ilk defa başörtüsü sorununa, faili meçhul cinayetlere ve ıstiklâl Mahkemeleri’ne el atan usta yönetmen Mesut Uçakan’ın son filmi “Anka Kuşu / Bana Sırrını Aç”ın galası Bolu’da yapıldı. Galaya, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’da katıldı.
Kardelen Sineması’ndaki galaya Günay’ın yanı sıra Bolu Valisi Ali Serindağ, Bolu Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz, Bolu ıl Jandarma Alay Komutanı Bedri Dursun, Bolu milletvekilleri, protokolün diğer mensupları, film oyuncuları ve çevre illerden davetliler katıldı.
Filmin senaristi ve yönetmeni Mesut Uçakan, “Filmde Allah’ın tecellisini gördüm. Filmi Rabbi’me armağan ediyorum. Onca sefilliğimle günahlarımla anlatmaya çalıştım. Allah bağışlasın, sizler de bağışlayın. Filmde kurtarıcı iksirini anlatmaya çalışıyorum. Aşk anlatılır mı, aşk yakar alev alev” ifadelerini kullandı. Uçakan’ın konuşması dâvetlilerden büyük alkış aldı. Film, 9 Kasım’da vizyona girecek.
Yeni Asya
04.11.2007
Mustafa Özcan'ın yazısına da bakabilirsiniz.
http://www.yeniasya.com.tr/2007/11/04/yazarlar/mozcan.htm
Elbette en bahtiyar odur ki: Dünya için âhireti unutmasın, âhiretini dünyaya feda etmesin. Mektubat - 71
Filmsiniz ne isi var bu filmin Almanyada, burda gösterilenlerin cogu sacma konulu olmazsa gösterilmez...neyse umarim haksiz cikarim, gelirsede ins giderim, ama onun haricinde sinemayi Boykotluyorum, ne zamandi en son hatirlamiyorum, hicte birsey kaybetmis degiliz , herkese tavsiye ederim, selametle
filmi bugün izledim arkadaşlar..oyuncular güzel kaliteli rollerini iyi yapıyolar fakat...konu tehlikeli..tam bir vahdet-ül vücud filmi olmuş...görünen herşey O'dur diyo filmde vahdet-ül vücud mesleği ve o yoldan nasıl gidiliceği anlatılmaya çalışılıyo...
Oysa Üstadın dediği gibi bu zamanda bu meslek gitmez..nakıs(eksik) bi meslek..Tam teslimiyet sağlanmazsa insan vartaya düşebilir..Her şey O değil...Herşey O'ndan...Aynaya insana kainata yok diyor...herşey yanılsama felanmış..oysa tecelliyat var vücut var...Ayna olmadan tecelliyat olmaz..vahdet-ül vücud cular aynadaki güneşe O demişler oysa Aynadaki güneş o değil onun yansıması...neyse Üstad çok güzel açıklıyor zaten bu mesleği...Risale-i nur okuyanlar için bi sorun yokda okumayanlar bu filmi izlerlerse çok fena kafaları karışabilir...mesut uçakanın bigün vahdet-ül vücud cu olacağı hiç aklıma gelmezdi... :?
""heme ost" değil, "heme ez-ost"tur; her şey, O'ndan gelen tecellilerden ibarettir, O değildir."
Ne zaman bir hicran bestesi duysam
Gözlerim mechule dalıyor Anne...
Senaristliğini ve yönetmenliğini Mesut Uçakan’ın üstlendiği “Anka Kuşu-Bana Sırrını Aç” filminin Ankara’daki protokol galasına giderken film hakkında hiçbir bilgim olmadan ve gösterim öncesindeki konuşmalar sırasında yetişebildim.
Konuşmalar sırasında Meclis Başkanı Köksal Toptan’ın sanatçıların diğer insanlardan temel farkı olarak içlerinde hissettikleri duyguları, kendi sanat vasıtası ile topluma yansıtmaları ve paylaşmaları olarak tarifi yerinde bir tespit oldu.
Son konuşmacı olarak filmi ve duygularını anlatan Mesut Uçakan’ın sözlerinin hemen başında “kurguya, tekniğe çok takılmayın mesaja yoğunlaşın” mealindeki sözlerini film başlayınca yerine koyabildik. Yine Mesut Uçakan’ın konuşması sırasında bahsettiği ve imanın “Allah’tan başka ilah olmadığına değil, Allah’tan başka hiçbir şey olmadığına inanmak” sözleri, senaryonun temellerinden olduğu baş karakterinin arayışlarından anlaşılıyor ve bu arayış her yerde Allah’ı bulmakla huzura kavuşuyor.
Film senaryosunda 1980 darbesine ve 28 şubat döneminin acılarına adeta temas etmekten çekinip, dokunup kaçıveren ve baş karakterin iç dünyasının karmaşasının kendince sanal temellerine fazla girmeden yazılmış bir izlenim edindik. Filmin geneline “mış gibi yapıyor” hali hakim olmuş. Bundan uzaklaşılan yerler ise Hacı Babanın konuya girdiği yerler olmuş. şeyhin müridin kalbine girmesi gibi, Hacı Baba karakteri filme dahil olduğu anlarda özgün, doğru, başka yerde bulunmaz, mutlaka buradan alınmalı biçimine giriyor, adeta tarikat meşrep bir ifade ile “cezbe” hali oluyor.
Hacı Baba karakteri (şeyh) oldukça iyi çalışılmış ve zikir halkalarının oluşturulması konusunda tek tipten uzak kıyafetlerle bu ortamlar sunulmuş. Dolayısıyla daha gerçekçi bir vasat yakalanmış. Ayrıca, film kadrosu geniş olmakla birlikte, sanki film daha önce bir tiyatro eseri olarak tasarlanmış hissini uyandırdı. Belki bu hissiyatımızda geçişlerin kopuk olması, etken olabilir.
Filmde baş karakterin küçüklüğünde babası ile birlikte zikir halkalarına katılıp Hacı Babayı, zikri anlamaya çalışırken kendi iç dünyasına da yolculuğu da başlamış oluyor. Filmin kahramanı imkân sınırlarını aşmanın maddeyi aşmak ile mümkün olduğunu kavradığında, küçük çeyiz sandığının içinden çıkan taş elinde tuz olup gidiyor. Yani, fiziksel sınırlar, metafizik ile geçilirken “gerçek aşk” içinde yanmak gerektiğine dikkat çekiliyor.
Uçakan konuşması sırasında, filmi çekmek için çok kişinin kapısına gittiğini, sinema yapmanın riskini ve sıkıntısını ifade etmişti. Burada filmi destekledikleri için Kültür ve Turizm Bakanlığını tebrik etmek gerekiyor. Bununla birlikte desteklerin yetmediği de, birinci ağızdan dillendirilmiş oldu.
Tam hazır olamamış bir film seyretmiş olduğumuzu düşünüyorum. Öyle sanıyorum ki senaryo ve yönetimine kendisini koyan Uçakan’ın bu filmde daha fazla para, imkân ve zamanı olabilmeliydi. Uçakan’ın imkân sınırlarını zorlamak pahasına ortaya koyduğu eserini görmek ve devamının gelmesi için, fiilî duâ etmenizi (izlemeyi) tavsiye ediyorum.
Emin Talha KARAMUSA
karamussa@msn.com
Biz muhabbet fedâileriyiz; husûmete vaktimiz yoktur.
Alıntı sahibi ""ayna""
bu film dini konular üzerine mi???
ne isi var bu filmin Almanyada, burda gösterilenlerin cogu sacma konulu olmazsa gösterilmez...neyse umarim haksiz cikarim, gelirsede ins giderim, ama onun haricinde sinemayi Boykotluyorum, ne zamandi en son hatirlamiyorum, hicte birsey kaybetmis degiliz , herkese tavsiye ederim, selametle 
