Bediüzzaman hazretleri, cocuklugunda beri namaza büyük ehemmiyet verir, gece kilinan teheccüd namazini bile ihmal etmezdi. Genc yaslarinda Mardin'e gelmisti. Burada insanlari tembel ve umursamaz görmüstü.
Onlari ilme ve calismaya tesvik ediyor ve büyük ilgi görüyordu.
Vali, bu durumdan rahatsiz olmustu. Arkasinda siyasi bir amac oldugunu düsünmüs ve onu sehirden cikarmak istemisti.
Iki jandarma cagirdi.
- Onu Bitlis'e götüreceksiniz, dedi.
Bediüzzaman'in ellerini kelepcelediler ve yola ciktilar.
Yolda namaz vakti girmisti. Jandarmalara:
- Su kelepceleri acin, namaz kilmak isitiyorum, dedi.
Jandarmalar, kacabileceginden korkarak kelepceleri acmayi kabul etmediler.
Bunun üzerine Bediüzzaman, jandarmalarin saskinlik dolu bakislari arasinda, demir kelepceleri cözerek yere birakti. Yakinlarindaki pinardan abdest aldi ve namazini kildi.
Jandarmalar sadece seyrediyorlardi.
Bediüzzaman, namaz kildiktan sonra:
- Tamam, dedi. Benim isim bitti, simdi kelepceleri takabilirsiniz.
Jandarmalar, Bediüzzaman'in ellerine kapandilar:
- Biz simdiye kadar sizin muhafiziniz idik, bundan sonra hizmetkariniziz, diyerek Bitlis'e kadar ona saygiyla eslik ettiler.
Bu olay bir anda bütün bölgede duyuldu. Yillar sonra:
-Kelepceleri nasil cözdün, diye kendisine soruldugunda söyle cevap vermisti:
- Ben de bilmiyorum. Olsa olsa namazin kerametidir.
Kitaptan Üstad ile alakali bölümlerden henüz bir kismini ekledim, ibret alacagimiz büyük zatlarin namaz anilari yaziyor. henüz bitirmedim kitabi fakat okumanizi tavsiye edioyrum..
Muhabbetle