Hayatu's Sahabe (1-2 Cilt)
M. Yusuf KANDEHLEVı
Tanıtım:"Muhammed Allah'ın Resûlü'dür. O'nun beraberindeki müminler de kâfirlere karşı şiddetli olup kendi aralarında şefkatlidirler. Onları rükû ederken, secde ederken, Allah'tan lütuf ve rıza ararken görürsün. Onların alâmeti, yüzlerindeki secde izi, secde aydınlığıdır, Bunlar, Tevrat'taki sıfatları olup ıncil'deki meselleri ise şöyledir: Öyle bir ekin ki filizini çıkarmış, sonra da onu kuvvetlendirmiş, derken kalınlaşmış da artık gövdesi üzerinde doğrulmuş. Öyle ki; ekicilerin hoşuna gider, kâfirleri de öfkelendirir. ışte böylece Allah, onlar gibi iman edip makbul ve güzel işler yapanlara bir mağfiret ve büyük bir mükâfat hazırlamıştır." {Fetih sûresi, 48/29) "ıslâm'da birinci dereceyi kazanan Muhacirler ve Ensar ile onlara güzelce tâbi olanlar yok mu? Allah onlardan razı, onlar da Allah'tan razı oldular. Allah, onlara içlerinden ırmaklar akan cennetler hazırladı. Onlar, oralara devamlı kalmak üzere gireceklerdir. ışte en büyük mutluluk, en büyük başarı!" {Tevbe sûresi, 9/100)
HakTeâla, kullarının gönüllerine bakıp Kâinatın Efendisi Hazreti Muammed'i (sallallahu aleyhi ve sellem) seçerek risalete münasip gördü. Ardından yine kullarının kalplerine nazar edip Fahr-i Kâinat'a münasip olan sahabeyi seçti ve ıslâm dininin ilk yardımcılarını, Allah'ın yüce dininin en üst düzeyde temsil edilmesi için bunlardan meydana getirdi. Bu nedenle Allah indinde, bu Müslümanların güzel gördükleri güzel, çirkin buldukları da çirkindir.
Tanıtım:Sahabenin önde gelenlerinden Abdullah b. Ömer, sahabeyi şöyle sena eder: "Doğru bir yol tutmak isteyenler, daha önce geçenlerin yolunu tutsunlar. Onlar, Hazreti Muhammed'in dava arkadaşları sahabilerdir. Onlar, bu ümmetin en hayırlıları, ilim bakımından en engin, gönülleri tertemiz ve tekellüfsüz insanlardır. Onlar öyle üstün bir topluluktur ki, Allah onları, seçkin Nebîsi için hususi olarak tercih etmiş, dinini bu mübarek toplulukla temsil ettirmiştir. Öyle ise, haydi siz de onların ahlâkını ahlâk edinin, onların yolunda yürüyün. Zira onlar, başka değil Hazreti Muhammed'in (aleyhisselâm) ashabıdır. Kabe'nin Rabbine yemin olsun ki onlar dosdoğru bir yolda yürümüşlerdir."
Bir gün Hazreti Ali (radıyallahu anh), selam verip namazını bitirdikten sonra içini şöyle dökmüştü: "Ben Resûlullah'ın ashabını gördüm, tanıdım. Bugün onlara benzeyen hiç kimse görmüyorum. Vallahi onların (çok namaz kılıp secde etmekten) benizleri atar, saçları, başları dağılır, yüzleri gözleri toz içinde kalırdı. Sabahlara kadar ya Kur'ân okur ya namaz kılarlardı. Yanlarında Allah anılınca, rüzgârda ağaçların salındığı gibi salınırlardı. Gözlerinden yağmur gibi yaş boşalırdı, gözyaşlarıyla elbiseleri ıslanırdı. Allah'a yemin olsun ki, bugün insanlar gecelerini gaflet içinde geçiriyorlar."