Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

  • Konuyu başlatan "Bazul_Eşheb"

Mesajlar: 100

Konum: Almanya

Meslek: talebe

Hobiler: okumak

  • Özel mesaj gönder

1

11.07.2004, 13:35

[Kitap] Zerre Risâlesi ve Serhi

Ayni kapinin yolculari ayri ayri gazetede calisirsa böyle iki reklam cikar meydana..
tek elin nesi var iki elin sesi var....


1. Reklam /// Burhan Bozgeyik

Allahu Teâlâ’nin varligini ve birligini Zerreler lisaniyla kâinata ilan eden bir eser:

Zerre Risâlesi ve Serhi

Su kâinat, bir kitap gibi, içerisindeki bütün mevcudatla birlikte bizlere Rabbimizi târif ediyor, tanittiriyor. Bu kâinat kitabinin, Cenab-i Hakkin varligini ve birligini ne sekilde tanittirdigini, nasil tesbih ve tahmid ettigini bizlere anlatan en mükemmel kitap ise Kur’an-i Azimüssan’dir. Kur’an’i Azimüssan’i ise en mükemmel sekilde tefsir eden ve bütün besere ders veren en mükemmel muallim, mürebbi, üstad ise Resul-i Ekrem’dir (asm). Ondan sonra dersini Kur’an’dan ve hadisten alan sair evliya, asfiya ve ulemâ gelir.
Bediüzzaman Said Nursî, bize en yakin zamanda yasamis, Kur’an’dan ve hadisten aldigi dersleri, Allah’in lutfuyla ümmete takdim etmis Islam büyüklerindendir.
Bu muhterem büyügümüz bütün eserlerini ya sürgünde, ya hapishanede, ya tecrit-i mutlak altinda yazmistir. Eserleri yazarken yaninda Kur’an-i Azimüssan’dan baska kitap yoktur. Ancak o, iste o zorlu günlere hazirlanircasina, çok önceden 90 temel eseri hafizasina almistir. –ki bu eserlerden bir tanesi Kütüp-ü Sittedir. Bu temel hadis kitaplarinin tamamini bir eser sayiyoruz. Bunun gibi ser’i ilimlerin temel esasi olan 90 eseri ezberlemistir. Her gün günde 3 saat hafizasindan ezberini tekrarlamakta ve bu sekilde üç ayda bir bu 90 kitabi ezberinden devretmektedir.-
Müellif (ra), her bir imanî meseleyi telife kalkistiginda en az 200 âyet-i kerimenin imdadina kavustugunu belirtmektedir. Bu eserlerin Kur’an’in mücevherat dükkanindan alinmis bir hazine oldugu vakiâdir. Ancak, bu hazinenin kapisini tam olarak açabilmek için, basta Kur’an, hadis, tefsir olmak üzere ser’i ilimleri de çok iyi bilmek gerektir. Bediüzzaman muhtelif eserlerinde telif etmis oldugu eserlerin "serh ve izahinin yapilacagini, yapilmasi gerektigini" belirtmektedir.
Bir âlimin eserini hasiye ve serh usulüyle izah etmek, açiklamak, muhataba anlatmak ve aktarmak Islâmî bir metoddur, bir gelenektir. Simdi memnuniyetle görmekteyiz ki, bu degerli eserler, ehil ellerde serh ve izah edilmektedir. Iste "Zerre risalesi ve Serhi" de bu eserlerden biridir.
El-Hac Molla Muhammed Ali Dogan baskanligindaki bir ulema heyetince serh edilen bu eser, Cenab-i Hakkin varligini ve birligini zerreler lisaniyla mükemmel sekilde izah ve ispat etmekte, inkarcilara, igne ucu kadar bir kaçacak delik birakmamaktadir. Öyle ki, akildan bütün bütün istifa etmeyen her insan, "Lâ ilâhe illallah" demeye mecbur kalacaktir.
Hava, toprak, su ve günes basta olmak üzere dört unsurdaki zerrelerin, insanin vücudundaki, hayvanlarin ve bitkilerin hücrelerindeki zerrelerin çalismalarina bakiniz. Bir hava zerresinde; Hz. Adem’den (as) günümüze kadar gelen bütün insanlarin seslerinin ve suretlerinin sakli oldugunu, yine bir hava zerresinde binlerce TV ve radyo istasyonunun yayinlarinin seslerinin ve görüntülerinin kayitli bulundugunu, ayni zerrenin, yüz milyonlarca telefon konusmalarinin iletilmesini sagladigini düsününüz. Zerrelerin diger vazifelerini de düsündügümüzde, Kudret-i Ilâhiye karsisinda hayranligimizi, "Allahu Ekber!" diye haykirmaktan kendimizi alamayiz.
Bu degerli eserin serh kisimdan üç paragrafi iktibas edelim:
"...Her bir zerre, yapmis oldugu vazife diliyle iki seye sâhitlik yapmaktadir: Biri, ‘Allah’in varligina’, digeri de ‘Allah’in birligine’; yâni Vâcibü’l Vücudun varligi ile vahdetini isbat etmektedir.
Meselâ, havanin bir zerresi, acz ve cümûdiyle beraber kendi kuvvetinin fevkinde isler yapmakla Vacibü’l- Vücûd’un vücûduna, girip isledigi mevcûdun kanûnuna ve nizâmât-i âleme riâyet etmekle de vahdetine sehâdet eder. Zîrâ, intizâm biri gösterir. Öyle ise zerre, gücünün fevkinde yaptigi harika islerle Allah’in varligini, mürâât-i nizâm-i âlem ile de Allah’in vahdetini gösterir.
Demek iki mes’ele-i mühimme var. Biri Vâcibü’l- Vücûdun vücûdu, digeri; Vâcibü’l-Vücûdun vahdetidir. Risâle-i Nûr’un isledigi esâs mevzû da budur." (Zerre Risalesi ve Serhi / 131)
Bu eserin her yerinde, o on binlerce ciltlik Islâmî eserlerin kokusunu hissetmekteyiz. Bir defa ilk sayfasi, Besmele, hamdele ve Salvele ile basliyor.
Son sayfasi dua ile bitiyor. Sayfanin üzerinde eserin ana metni oldugu gibi veriliyor. Hemen altinda serh kismina geçiliyor.
190 sayfalik bu eseri "Tahsiye Yayinlari" nesretmis bulunuyor. Simdiye kadar; Kader Risalesi ve Serhi, El- Cihat, Münâzarat ve Serhi’ni nesreden yayinevi, "Ene Risalesi ve Serhi" ile "Hüve Risalesi ve Serhi"nin ise baskida oldugunu belirtiyor.
Zerre Risalesi ve Serhi’ni almak isteyenler ile diger eserler hakkinda bilgi edinmek isteyenler su telefonlara müracaat edebilirler: Tahsiye Yayinlari. Tel: (0212) 643 83 27-28
http://www.milligazete.com.tr/25062004.htm

e-mail: bbozgeyik@milligazete.com.tr


2. Reklam /// Mustafa Kaplan

Zerre Risâlesi ve Serhi

Islâm dininin “akâid” ve “hakikat” ilimleri sahasinda çok yüksek ilmi eserler olan Risâle-i Nûr Külliyâti hakkindaki en çok sikâyet anlasilamamasi noktasinda oluyor. Okuyucu bu anlasilma zorlugunu Müellifin üslubuna ve kullandigi kelimelere veriyor. Halbuki, mevzuun ilmi agirligindan dolayi, asrimizin din ilimlerinden uzaklastirilmis zihinleri, eseri kavramada zorlanmaktadir. Yapilacak is ise “sâdelestirme” denen tahrif degil, Müellif merhumun da izin verdigi “serh, hâsiye, izâh” yoludur.
Risâle-i Nurlar Kur’an’in mali oldugu için, yapilacak serh ve izahlar da ancak Kur’ân ilimlerine vakif olmakla müstakim yapilabilir. Kemalist kültürle veya Bati felsefesiyle onlari açiklamaya kalkmak, eseri daha bastan anlamamak ma’nâsina geliyor. “Tahsiye Yayinlari” bu sahada bir ilki baslatti. Önce “26. Söz” olan “Kader Risâlesi” üzerine bir “Hâsiye” nesretti. Görülen ilgi üzerine eserin genisletilmis ikinci baskisi hazirlaniyor.
Sonra Üstad’in eserlerinden “cihâd” ve “Mehdilik” hakkindaki bahisler toplanarak “El Cihad” isimli eser nesredildi. Haçli seferlerinin yeniden baslatildigi günümüzde bu eserin ayri bir ehemmiyeti oldu. Daha sonra da Bediüzzaman Hazretlerinin en çok yanlis yorumlanan “Münâzarât” isimli eseri serh edildi. Seriat yolunda bir ömür harcamis o zâti bu eseri kullanarak hâsâ” demokrasi taraftari” olarak göstermenin yolu kapatildi.
Yayinevi simdi de “30. Söz” isimli risâlenin ikinci maksadi olan “Zerre” kisminin serhini kitaplastirdi. Böyle yüksek ilmi bir eser, avâmin seviyesine ancak bu kadar indirilebilir. Serhi yapan El-Hâc Molla Muhammed Ali Dogan, “Levh-i Mahfûz, Imâm-i Mübîn, Kitâb-i Mübin, Levh-i Mahv ve Isbât, zamanin hakikati, zamanin dis yüzü” gibi mevzu ile ilgili ilmi ta’birleri mümkün olabildigince açiklayarak anlamayi kolaylastirmis.
Müellifin diliyle “Tahavvülât-i Zerrât” yani maddenin en küçük parçasi olarak bilinen zerrelerin insan aklini hayrete düsüren hareketliligi nasil oluyor, her bir zerre nasil Yaraticisini tesbih ediyor gibi sorularin cevaplari, 190 sayfalik “Zerre Risâlesi ve Serhi” okundugu zaman zihinde daha kolay yer tutuyor. Bu serhi okuyan kisi, herhalde bundan sonra da, “30. Söz’ün Ikinci Maksad’ini anlayamiyorum” diyemez.
Risâle-i Nur Külliyatinin en bariz hassasi, iman dersi verirken Marifetullah dersini de okuyucuya hissettirmeden vermesidir. Bu serhi okurken, siz de ayni uslûbu hissedeceksiniz. Hem zerrelerin bas döndüren hareketliligine bakacak, hem de Esmâ-i Ilahinin tecellilerini unutmayacaksiniz! Sizi tevhidden uzaklastirmayan bir açiklama okuyorsunuz.
Üstelik Islâm âleminde bin küsur seneden beri devam eden “serh” gelenegi içinde hareket edilmis. Merhum Müellifin orijinal ifadeleri aynen muhafaza edilerek o ibarelerin serhi yapilmis. Sarihin orijinal metinden ayrilip ayrilmadigini metinle kontrol ediyorsunuz.
Her bir zerrenin hem “Bismillah” hem de nasil “Elhamdülillah” dedigi aklin gözüne sokuluyor! Tevhid-i hakikînin kalbde kök salmasina zemin hazirlamis oluyor. Böyle bir imani elbette, hiçbir seytanin çalmasi mümkün olamaz.
Tahsiye Yayinlari bu eserlerle gerçekten bir ilki basarmis oluyor. Ehl-i Sünnet inancindan ayrilmadan, Batinin muzahrafatina bulasmadan, fennin kabul görmüs neticelerine de ters düsmeden, kendi öz kaynaklarimiz içinde okuyucuyu Risâle-i Nurlari anlamaya yaklastiriyor. Okuyucu Marifetullahin zevkine variyor.
Korkunç bir kaosa dönüsen dünya hadiselerinin tazyikinden beynini kurtarmak isteyenler için güzel bir mesguliyet kapisi aralanmis. Kabir gerçeginde en çok ihtiyacimiz olan malzemeler veriliyor.( 0212 643 83 27 ve 28 ) numarali telefonlardan Yayinevine ve bu eserlere ulasilabilir.
Bu serhten anliyoruz ki her bir zerre Rabbini tesbih etmektedir. Zaten yüce kitabimiz da bu gerçegi “Isrâ Sûresi, 44. âyeti” ile bize haber vermiyor mu? Peki, cansiz zerreler Rablerini unutmuyor, devamli O’nu aniyorlar da bizler ne yapiyoruz? 24 saatte kaç kere yüce Rabbimizi aniyoruz? Düsünmeye degmez mi? “Cansiz” olan zerreler mi, yoksa biz miyiz?

http://www.vakit.com.tr/detail.asp-id=3833.htm

mkaplan@vakit.com.tr
Aşksız derviş olmaz, olsa da o kimse derviş sayılmaz. Derviş'in sermayesi Aşk'tır, ilmi Aşk'tır, görgüsü Aşk'tır. Arzu ve istekleri de Aşk'tır. Derviş'in canı Aşk'tır, cananı Aşk'tır, bizzat kendisi Aşik'tır.. Ves-selam!...

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir