AKP susmuş, Dülger'i dinliyor
Hakkı Devrim
05/01/2006 (2680 kişi okudu)
Seçim ertesi, AKP'nin tek başına hükûmeti kurabilecek sayıda milletvekili çıkardığı anlaşıldığında, bu heyette benim de bildiğim ve güvendiğim birkaç kişi var, demiştim. Diğerlerine güvenmediğimden değil elbette, tanıdığım azdı zaten.
Mehmet Dülger, o «iyi bildiklerim»den biriydi. Bahadır Ağabey'in oğlu. (Biz gazetelerde sevdiğimiz meslek büyüklerine ağabey deriz. Bir tür işaret, hatta unvandır bu.) 1956/57'de Bahadır Dülger'in –iktidar taraftarı olduğu açık ve kesin– Havadis gazetesini başarılı kıldığı ekip çalışmasının «efradı meyanında»ydım. Nur içinde yatsın!
O zaman lise öğrencisi bir genç olarak tanıdığım ve çok sevdiğim Mehmet Dülger ile bağımız, geçen yarım asra rağmen hiç kopmadı. Birbirimizi arar, arada bir de olsa biraz laflarız.
Dünkü Sabah gazetesinde okuduğum açıklamalarını düşünürken fark ettim ki, AKP'nin Mehmet Dülger'i yıllardır bünyesinde barındırıp benimsemesi, Dışişleri Komisyonu Başkanlığı gibi bir görevde değerlendirmesi bu parti lehine önemli bir nottur.
«Kitle partisi de kendi içinde bir koalisyondur» diyor. Doğrudur. Dağınıklık böyle engellenir, sivri uçlar bu sayede törpülenir. Ve soruyor: «Peki kim temsil ediyor AKP'de DYP kökenliyi, MHP'liyi, ANAP'lıyı?»
«Partideki hiçbir grubun bir diğerine tahakküm kurmaya hakkı yok. Eğer bu yürüyüşte önüme Millî Görüş ilkeleri koyarlarsa, külahları değişiriz» diyor. Abdullah Gül yadırgamaz. Ama bir Tayyip Erdoğan'ın, bir Bülent Arınç'ın, ki dokuz boğumlu değildir boğazları, bu uyarıları sessizce sineye çekmeleri hayra alamettir.
«Eğer Tayyip Bey Millî Görüş ceketini çıkarıp Çankaya'ya aday olursa, bu yeni bir süreç olur. Eğer Emine Hanım istiyorsa Çankaya'ya çıkarken başını açar. ıstemiyorsa da yapmaz. Bu onun en tabiî hakkıdır» diyor. Ve AKP'den herhangi bir itiraz sesi yükselmiyor.
– Biraz bekle, diyeceksiniz. Evet ama Dülger'in bu tavrı ve üslubu yeni bir şey değil ki.
Yeni olmadığı için de ben, bu tür eleştiri ve uyarılara, basit tepkilerden uzak durarak kulak verebilmesini, bu demektir ki durup ne demek istendiğini ciddiyetle düşünmesini, AKP lehine not edilmesi gereken olumlu niteliklerden biri sayıyorum.
Ve seviniyorum. Mehmet Dülger'in gösterdiği, AKP için olduğu kadar Türkiye için de tek çıkar yoldur. Aklın ve tecrübenin işaret ettiği yöndür.
Değer bilme
Türkiye, 2001 krizinden bu yana ekonomik sağlığını kazanıyor olmaktan memnun. «Dördüncü yılın sonunda da hedefimizi tutturduk» diye haklı olarak seviniyor.
–Enflasyonda 37 yılık rekoru kırdık, kıvancı yaşanıyor.
Ne âlâ! Yerinde ve haklı duygular bunlar.
şimdi Allahları var, hükûmet de fazla ortaya çıkıp, «Ee bunu ancak biz yapabilirdik» diye tafra satmaya kalkmıyor.
Nihayet «Sıkı para ve maliye politikasından beklenen sonucu aldık» diyorlar.
Hiç bir partide bu kadar rahat konuşulup KOLTUğUNUZDA KALAMAZSINIZ.
Turan Çömez de öyle...Ama AKP işte bu noktada kimsecikleri sizin dediğiniz gibi afra tafra yapmadı. Halen aynı partideler ve halen görevleri başlarındalar. Her kes eitediği gibi konuşuyor. HALEN şıKAYET EDıYORSUNUZ. Bu bana Biraz BAYKALIN üslubunu hatırlattı. Miting meydanlarında baykal yine sivri gençliğinde. Yine böyle seçim sıralarında mitingde Rahmetli Menderesin Yakasına yapışır ve demokrasi istiyoruz....
özgürlük istiyoruz der.
Rahmetlinin cevabını çoğu kardeşler hatırlamıştır sanırım:
ıstediğin demokrasi yada özgürlüğe ulaşmamış olsaydın, şimdi bir ülkenin başbakanının yakasına bu şekilde yapışamazdın ...demiş. Sizin haberde sanırım bu cinsden. KUSURA KALMA AMA Sanırım HABERTÜRK haberi gibi bir şey. Doğrudur olmuş olabilir, söylemiş olabilir.
AMA BU YAPTIğI NE KADAR DOğRUDUR bunu okuyucuların insafına bırakalım. Emine hanımın başını açmasını isteyen bir düşüncenin ne kadar sağlıklı düşünebileceğini bir teraziye koyalım inşallah. EL ıNSAF.
HAKSIZSAM HAKSIZSINIZ DEYıN.
ÖYLE ıSE SORMAZLAR MI ADAMA 4,5 yıldır neden o sıralarda oturdun diye?