Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.
Alıntı sahibi ""Hulusi5""
Anladığıma göre;hala ceka cerbezenin ne olduğunu anlamış değil..
Alıntı sahibi ""Hulusi5""
hem kardeşim bir partinin risalei nur umdelerine göre uygun olup olmadığını tartacak kadar ilim sende mevcut değildir.
Alıntı sahibi ""Hulusi5""
yazdığın yazıyı okudum..
ne yazdığını bile bilmiyorsun anladığıma göre..
Alıntı sahibi ""Hulusi5""
sen bu akp partiyi eleştirmeyi bırakda..risalei nuru anlamaya çalış..
öteki ebedi hayatında çok lazım olacak..
hangisi güzel..kararını sen ver..
risaleiyi anlayıp tefekkür etmek dururken..
Alıntı sahibi ""Hulusi5""
kardeşler arasında uhuvveti bozacak parti eleştirmeyi ne diye devam ediyorsun...
Alıntı sahibi ""Hulusi5""
alkan kardeş seninle aynı görüşte değil..
bu kardeş yazdıklarında zarar görüyor..kalbi kırılıyor..o akp savunuyor..bende..
Alıntı sahibi ""Hulusi5""
şimdi bizi kırmak çok mu hoşuna gidiyor..
Alıntı sahibi ""Hulusi5""
gitmiyorsa eleştirileri bırakmanı tavsiye edeceğim..?
Alıntı sahibi ""cosmo""
Üstad 1960 yılında hakkın rahmetine kavuşmuş. Demokrat Parti de 1951 yılında aşağıda ki kanunu çıkartmış.
Soru 16: Atatürkü Koruma Kanunu neden çıkarıldı?
Cevap 16: 1951 yılı başlarında ülkenin çeşitli köşelerinde Atatürk heykellerine saldırılar yapılmıştı. Bunlar, Atatürk inkılâplarını benimsemeyen, bu yeniliklere karşı çıkan bazı tarikat mensuplarının marifetiydi. Bunlar Atatürk’e duydukları kin ve hıncı o heykellerin taş ve tuncundan almaya çalışıyor, yaptıklarının da birçok kişiye örnek olacağına inanıyorlardı. O günlerde bu saldırıları yürürlükdeki kanunlarla önleme imkânı yoktu. Yeni bir kanun çıkarılması gerekiyordu. Atatürk’e kanunî koruma sağlanmalıydı.
25 Temmuz 1951 günü bu gerçekleşti. Demokrat Parti Hükümetinin Büyük Kurtarıcıyı korumak için hazırladığı kanun tasarısı Meclis’te kabul edildi.
Kanunda Atatürk’e, onun büst, anıt ve heykellerine yapılan saldırılarla bunları teşvik edenlerin cezalandırılacağı hükme bağlanmıştı. Bu kişilere 1 – 3 yıl arasında değişen hapis cezası verilecek, ceza oranı söz konusu fiilin açık yerlerde ya da zor kullanılarak yapılması halinde artırılabilecekti.
Kanun, Demokrat Partinin Atatürk’e duyduğu saygı ve sevgiyi göstermekteydi. Cumhuriyet Halk Partililerin Atatürkçülük iddialarına, Demokrat Partiyi Atatürk düşmanlığı ile suçlamalarına karşı bir cevaptı.
Cumhuriyet Halk Partisi iktidarı Atatürk’ü sadece millî bayramda birkaç basmakalıp sözle anmış, kitaplara onun Ebedî şef olduğunu yazmakla yetinmişti. Ama para ve pullardan Atatürk'ün resmini çıkaran, onun temelini attığı kurumlara ınönü yandaşı Cumhuriyet Halk Partilileri dolduran yine bu partiydi.
Cumhuriyet Halk Partililer Atatürk’e Ebedî şef lâkabı takmışlardı ama bunun Atatürk’e duyulan sevgi ve saygıyla hiçbir ilgisi yoktu. Bunu, ınönü’ye de benzer bir lâkap takmak için yapmışlardı. Onlar ınönü’ye Millî şef diyorlardı. Atatürk için bir lâkap bulmadan ınönü’yü bu şekilde anamazlardı; Halk bunu yadırgadı. Bu düşüncelerdeydiler.
Cumhuriyet Halk Partisi Atatürk’le ilgili istismarlarını muhalefet yıllarında da sürdürdü... ıktidardan uzaklaştırılmasının acısını yine Atatürk’ün adını anarak, Demokrat Partiyi Atatürk’e karşıymış gibi göstererek çıkarmak istedi. Demokrat Partiyi gericilikle suçlamaktan çekinmedi.
Üstad gerçekten Demokrat Partiyi savunmuş muydu?
Alıntı sahibi ""ogretmen67""
üstad şeytandan kacar gibi siyasetten kacmış sanırım.4.mesele yi tavsiye ediyorum yine de gercek siyasetci iyi bir dindar olamaz diyor ustad.
Alıntı sahibi ""ogretmen67""
üstad şeytandan kacar gibi siyasetten kacmış sanırım.4.mesele yi tavsiye ediyorum yine de gercek siyasetci iyi bir dindar olamaz diyor ustad.
Alıntı sahibi ""pencere""
LÜTFEN siyaseti yanlış anlamayalım, yanlış anlatmayalım!
Siyaseti Üstadımız menfi ve müspet diye ikiye ayıdıktan sonra şerrinden kaçılacak olan siyeseti Risale-i Nurlara dayanarak beş kısma ayırabiliriz.
1.Siyaseti dinsizliğe alet edenlerden,
2.Dini siyasete alet edenlerden,
3.Siyaseti ırkçılığa alet edenlerden,
4.Tarafgirane ve tassubane şeytanı melek,meleği şeytan gören siyasstçilikten,
5.Mefaat üzerine dönen canavar siyasetten her zaman ve her zeminde Allaha sığınmak gerekir.
Müspet siyaset ise,
1.Siyaseti dine dost ve hizmetkar yapmak ve alet yapmaktır.
2.Bu ise Üstadımızın muktesit meslek olarak adlandırdığı vasat yolda giden siyasettir.
3.En büyük siyaset ise""Allah mü'minlerden canlarını ve mallarını, karşılığında Cenneti onlara vermek suretiyle satın almıştır." Tevbe Sûresi, 9:111.'de belirtildiği gibi(Altıncı söz) insanın önce kendisini idare etmesi olmalıdır.
4."Herkes kendi aleminde bir kumandan olduğundan ,alem-i asgarında cihad-ı ekber ile müklleftir.Ve ahlak-ı Ahmediye(asm) tahalluk ve Sünnet-i Nebeviyeyi ihya ile muvazzaftır.(Divan-ı Harbi Örfi-s:62)
Dolayısıyla, siyasetten bütün bütün elinizi çekmeniz doğru değildir.
Ancak oy vermek siyaset değil, demokrasinin verdiği haklardan biridir.
Alıntı sahibi ""Ceka""
AKP içtimai hayatta bir devrim yapmaktadır. Ancak bu devrim maalesef ahlaksızlığa özgürlük şeklindedir. Ama düşünce ve inanç özgürlüğü eskisinden daha büyük suç ve daha fazla baskı var.
AKP'nin yararı yoktur.
Aynı delikten ısırılmak nasıl bir duygu acaba?