Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

31.05.2007, 20:52

Risale-i Nur Rusya´da nasıl yasaklandı?

21 Mayıs 2007 tarihinde Moskova’da yaşanan bir gelişme Rusya dahilinde ve haricinde çok sür’atli bir şekilde yayıldı. Bu hızlı gelişmenin kaynağında, Rusça’ya tercüme edilen Bediüzzaman Said Nursî’nin eserlerinden 14’ünün Rusya’da yayınlanmasının yasaklanmasına ve gelişmeye yöneltilen itiraz ve tenkidlere dair bilgilerin aktarıldığı, internet ortamında Rusça yayın yapan www.islam.ru sitesi bulunuyordu.



Bu yasaklama haberi ülkemizde de rekor diyebileceğimiz bir hızla yazılı ve görsel medyada, özellikle de internet ortamında duyuruldu. Ancak haberin hazırlanış ve sunuş tarzının yanlışlığı ve daha da önemlisi eksik bilgilerden meydana geliyor oluşunu hiç kimse dikkate almadı ve bu yüzden teyid ihtiyacı hissedilmedi.

Halbuki bu sitede yer alan haberde gelişmelerle ilgili detaylı bilgi veriliyordu. Aynı zamanda gerek Rusça Risalelerin yayınlanmasıyla ilgili çalışmalarda bulunan vakıf yetkililerinin, ilim adamlarının, bu eserleri okuyup istifade eden Müslümanların görüşleri değerlendirmelerine geniş yer veriliyordu.

Kendi medyamızın sadece kendi işlerine geldiği için dört elle sarıldığı eksik ve yanlı haberi değil, adını andığımız sitede yayınlanan ve Enbiye Sırım tarafından tercüme edilen haberi dikkatlerinize sunuyoruz:

Moskova’da bulunan Koptevskaya Bölge Mahkemesi, S. B. Mitişyova’nın başkanlığında 21 Mayıs 2007 toplandı. 13 saat süren mahkemenin ardından Müslümanlar arasında yakından tanınan ıslam âlimi Bediüzzaman Said Nursi’nin Rusçaya tercüme edilen 14 kitabı, aşırı radikal söylemler içerdiği gerekçe gösterilerek yasaklandı.

Tataristan Savcılığınca açılan davada Rusya Bilimler Akademisi Psikoloji Enstitüsü ve Yabancı Diller Enstitüsü uzmanlarından meydana gelen bilirkişi heyetince hazırlanarak Mahkemeye sunulan rapordaki bazı iddialar gerekçe olarak gösterildi. Raporda “Risale-i Nur’da dinler arası bölücülük çağrısı yapıldığı, radikalizm içerdiği, üstünlük propagandası ve insanları dini inançlarına göre aşağılayan bölümler bulunduğu” ileri sürüldü.

Duruşmada Rusya’da Said Nursi’nin eserlerini yayınlayan Nur-u Bedi’ Kültür ve Eğitim Vakfı yetkilileri hazır bulundu.

Mahkeme öncesi yaşanan gelişmeleri ve mahkeme sonucu alınan kararların adil olmadığını söyleyen Vakıf yetkilileri, gösterilen gerekçelerin gerçekleri yansıtmadığını, suç olarak gösterilen ifadelerin pek çok kitapta yer aldığını, bu yönde çok sayıda delil ve örneğin yer aldığı dilekçelerinin kesinlikle dikate alınmadığını ifade ettiler. Ayrıca teşkil edilen bilirkişi kuruluna uzman din adamlarının ve objektif karar veren alimlerin alınmadığına dikkat çeken yetkililer, Mahkeme sürecinin kapalı kapılar ardında gerçekleştiğini, Yargıç Mitişyova’nın, uzun süren duruşmalar esnasında kendilerine savunma yapmak için sadece 40 dakika verdiğini, bu olumsuz uygulamaların Mahkemeye dışarıdan müdahele edildiğine ve aleyhte hüküm verilmesine yönelik baskı yapıldığına dair delil olduğunu dile getirdiler.

Duruşmalar sırasında Risale-i Nur’u okuyan ve tanıyan çok sayıda Müslümanın mahkeme salonuna girmeleri engellendi. Örneğin en son duruşmada Naberejnıe Çelnıy şehrinden gelen bir grup Müslüman duruşmaya katılmak istemelerine rağmen duruşma salonuna alınmadı.

Nur-u Bedi’ Kültür ve Eğitim Vakfı avukat Sergey Sıyçev, son duruşmanın akabinde mahkeme süreciyle alakalı olarak şunları söyledi:

“Bu duruşma, geçmişte emsali olmayan bir duruşma olmuştur. Nur-u Bedi’ Kültür ve Eğitim Vakfının bütün yasal hakları ihlâl edilmiştir. Yargıç Mitişyova duruşma boyunca Vakfın vermiş olduğu hiç bir dilekçeyi dikkate alıp değerlendirmemiştir. Rusya Müslümanları Ruhanî ıdaresi yetkilileri, Rus düşünür ve edebiyatçıları, insan hakları örgütlerin, Rusya ınsan Haklarından sorumlu yetkilisinin de arasında bulunduğu bir çok kurum ve şahsiyet tarafından adı geçen eserlerde ‘Kökten dincilik’ olarak nitelenebilecek bir bölüm bulunmadığına dair hazırladıkları raporlar dikkate alınmamıştır. Biz bu kararı öncelikle Moskova şehir Mahkemesine, burada da netice alamadıkları takdirde Avrupa ınsan Hakları Mahkemesine götürmeyi düşünüyoruz.”

Sovyet Rusya Müftüleri Başkanlığı Orta Asya Müslüman Din Adamları Birliği yöneticisi Nafigulla Aşirov gelişmeyle ilgili şunları söyledi:

“Burada ne söylenebilir, bilemiyorum. Büyük bir esefle ancak şunu ifade edebilirim ki, bu kararla Allah’ın emirlerini yerine getirmeye yönelik bir yasak getirilmiştir.

“Bu olup bitenlere bakarak mantıklı bir netice çıkarmak çok zor. ılahiyat öğrencileri dünyaca bilinen Said Nursi’nin tasavvuf yönüyle ilgileniyor. Onu Vehhabilik gibi akımlarla suçlamak mümkün değil veya aşırı radikal eğimli olduğu söylenemez.”

Sovyet Rusya Müftüsü başkan yardımcısı Muhammed Karaçay’ın konuyla ilgili görüşleri şöyle:

“Olanlara bir anlam veremiyorum. Aptalca bir durum. Çünkü Bu kitaplar bütün dillerde, bütün ülkelerde yayınlanıp okunuyor. şunu söyliyeyim: Ben Said Nursi’nin takipçisi ve taraftarı değilim. Ona karşı sempatim de yok. Ama bu yasaklama fiili bir taraftan aptallık, diğer taraftan da ıslam ve Müslüman karşıtlığıdır.”

Rusya ıslam Kurulu Başkanı Gaydar Cemal ise şunları söyledi:

“Said Nursi’yi yasaklamak, Müslümanlara yönelik provakasyonlar zincirinin bir halkasıdır. Bu gelişmenin ardında iktidarda bulunan üst kademelerdeki kimi kişiler düşünülmüş, planlanmış ve uygulamaya konulmuş bir provakasyondur. Üstelik bu gelişme sadece Müslümanları ilgilendirmiyor. Müslümanlar bu işin bir bölümü. Daha geniş çapta bir takım hedefleri var. Ülkedeki genel politik durumu şiddetlendirmeye ve kitleleri tahrik etme maksatlı bir girişimdir.”

Nur-u Bedi’ Kültür ve Eğitim Vakfı Başkanı ıbrahim ıbrahimoviç gelişmeleri şöyle değerlendirdi:

“Bugün Said Nursi’nin Rusçaya tercüme edilmiş kitaplarını çok sayıda insan okuyor. Dileriz bu yanlış ve haksız uygulamadan geri dönülür.”

www.islam.ru isimli internet sitesinin dışında da, çeşitli haber kaynaklarında aktarılan dikkat çekici görüş ve deverlendirmeler de bulunuyor. Örneğin Rus Regnum ajansı tarafından verilen habere göre, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in insan haklarından sorumlu özel temliscisi Vladimir Lukin, kitapların yasaklanmasına karşı olduğunu ifade etti. Haberde Lukin’in şu sözlerine yer verildi: “Radikalizm ile mücadele bahanesiyle milyonlarca insanın inancına ve vicdan özgürlüğüne karışılmasının önü açılmamalı. Kitapların yasaklanması totoliter ve demokrasi dışı devletlerin uyguladığı pratiğin tekrarlanmasına sebep olabilecektir. Ayrıca insan haklarının kitlesel bir şekilde ihlal edilmesi neticesini ortaya çıkarabilir.

Rusçaya tercüme edilen Risalelerin yasaklanmasıyla sonuçlanan bu süreçte başrolü oynayan Tataristan Savcılığı 2005’te Nur Cemaati ile bağlantılı kuruluşlara yönelik soruşturmaların sonucunda, Said Nursi’nin kitaplarını yasaklamıştı. Bu dönemde Tahsin Acar adlı Türkün sınır dışı edilmesi de kararlaştırılmıştı. Bu operasyonun ardından Tataristan Savcılığı, 2006’da da boş durmadı ve Risale-i Nur’un yasaklanması için tekrar dava açtı. Dava Rusya’daki Müslüman cemaat liderlerinin itirazları üzerine reddedildi. Tataristan Savcılığı’nın ikinci kez açtığı davaya bakan Moskova’daki Koptevskaya Bölge Mahkemesi ise verdiği kararla “Risale-i Nur” un Rusya’da yayınlanmasını yasaklamış oldu.

Dr. Veli SıRıM

KAYNAK: http://moralhaber.net/yazi_detay.php?Yazi_id=2989&yazar=117

2

31.05.2007, 21:27

bu yasaklama kabullenilebilecek bir şey değildir...
ülkemiz de bu haberin hemen yayılması-- (e tabi yayılır hemen. bedava haber buldular daha ne isterler.) Allah islama ve islam alimlerine iftira atanlardan korusun...
Kâinatın Efendisi;

-SEN YARDIMSIN-

Alpaslan

Stajyer

  • "Alpaslan" bir erkek

Mesajlar: 84

Konum: Almanya

Meslek: Inşaat sektöründe

Hobiler: Hizmet

  • Özel mesaj gönder

3

02.06.2007, 12:11

selamunaleyküm
bende sizin gibi düsünüyorum..
yassaklar kabullenemez..
ama ustadimiz bunun mucadelesini bizlere bizzat yasayarak göstermis...
ya sabir... dört elle sarilarak davamiza devam...
her hakikatin bir sebebi bir engeli olur..engel ne kadar büyük olursa galibiyet ve kazanc da o kadar büyük ve degerli olur...
Allah kolaylik versin
esselamunaleyküm
Alpaslan

4

02.06.2007, 13:00

Rusya’nın derdi Risâle-i Nûr ile mi?

Mustafa KAPLAN

Gorbaçov’un akıllı politikalarıyla komünizmden kurtulan ve kısmî bir serbestliğe geçen Rusya, Batı ile olan dengesini hâlâ tam oturtabilmiş değilse de, artık büyük ölçüde kendi stratejisini çizmiş gibi gözüküyor.


Dolayısıyla, Batı ve bilhassa “Amerikan” kokusu aldığı hareketleri, millî menfaatleri açısından daha bir dikkatle ta’kíb etmeye başladı. Eski Doğu Bloku ülkelerine ABD tarafından füze kalkanı sistemlerinin yerleştirilmek istenmesi ve cönilerin oralarda üsler açması, Rusya’yı bu yeni politikasında daha da sertleşmeye doğru itti.


Moskova’nın Koptevskaya Bölge Mahkemesinin tam da bugünlere denk gelen “Said Nursî’nin kitâblarının Rusya’da yayınlanmasını yasaklayan” karârı da işte SSCB halefinin bu yeni politik stratejisi gereği olmalıdır. Rusya’yı aldığı karârdan dolayı haklı bir tenkíde tâbi’ tutan “Nûrculuk” ekolü mensûbları ise, nedense mes’elenin bu tarafına bakmamayı tercîh ediyorlar.


Ekolün en eski sesinde yer alan ve Milliyet gazetesinin haberi veriş tarzını yanlış bulan yazının şu kısmına bakalım:
“Milliyet, yansız habercilikten biraz çıkıyor. Risâle-i Nur da’vâsını Fettullah Gülen’in okullarıyla ilişkilendiriyor. Tatar Ajanstan aktardığı ifadeyle, ‘ılerde sıra Rusya’dan toprak istemeye gelecek’ gibi garip bir mantık malûliyeti ortaya konuyor.” (ı.Berk, Yeni Asya, 27.05.07)

Haberi veren sitelerden birisine yapılan şu okuyucu yorumu da dikkat çekiciydi:
“AMERıKAN ıSLÂMI HEDEF ALINIYOR. Nûrcular ve Fetullahcılara, Rusya’da ve Türkî Cumhuriyetlerde, dîn ve inanç özgürlüğü düzleminde değil, ulusal güvenlik düzleminde yaklaşılıyor. Ve bu akımlar doğrudan Amerika ile bağlantılandırılıyor. Bu saptama, giderek tüm Ortadoğu ülkelerinde kabûl görmeye başlıyor. Yaşanan süreç bu. Türkiye’de de durum budur.” (Talat Cemâl, Haber 7, 22.05.07)


Evet, hoşlansak da hoşlanmasak da durum bu merkezdedir. Hıristiyan ve Yahûdîlerle başlatılan “dînler arası diyalog ve hoşgörü” üslûbunun koyu bir “ABD ve Avrupa taraftarlığı” şeklinde anlaşılması; Rusya ve kolonilerine götürülen hizmetlerin temelinde “Risâle-i Nûr” harekâtını gösteren “kolejleşme” içinde ABD vatandaşlarının bulunması ve bunların ilgili ülkeler tarafından “CIA ajanı” olarak damgalanması; Rusya’nın, millî menfaatlerini ABD ve Avrupa’ya karşı koruma stratejisine ters düşmüştür. Binâenaleyh, anılan mahkeme karârı tamâmen siyâsîdir.


Yorumcunun dediği gibi, “Bu saptama, giderek tüm Ortadoğu ülkelerinde kabûl görmeye başlıyor” ki, ilk kokusu Azerbaycan’dan çıkmaya başlamıştır. O topraklara “Nûrcu” adı altında gidenlerin verdiği siyâsî görüntü üzerine, Azerî basınında Fethullah Hoca ve diğer ma’rûf Nûrcular aleyhine çok ağır yazılar çıkmaktadır. şu an ülkemizde de aynı havanın giderek ağırlık kazandığı görülmüyor mu? Beklenen bir darbenin arkasından gelecek havayı düşünebiliyor musunuz?


ışte biz yıllardır bunu anlatmaya çalışıyorduk. Bir ıslâm müceddidi olan Bedîüzzamân Hazretlerinin ve kıymetli eserlerinin, ıslâmiyyetle zerre kadar alâkası olmayan “diyalog ve hoşgörü” oyununa âlet edilmemesini, “ABD ve Avrupa taraftarı” olarak gösterilmemesini, siyâsî hareketlerden uzak tutulmasını, “kolejleşme” ile bu tecdîd hareketinin birlikteliğinin düşünülemeyeceğini söylüyorduk. Gelinen nokta yine bizi haklı çıkardı.
Her ne kadar Rusya’nın bu son karârı kendi insanının âhireti cihetinden büyük bir yanlış ise de, onlara bu kanâati verenleri de gözden uzak tutabilir miyiz? Gittkikçe dünyâyı saran “Amerikan ve Avrupa aleyhtarlığı” ülkelerde taban buldukça, Risâle-i Nûr hizmetinin önüne “diyalog ve hoşgörü” pankartı asan grupların sıkıntısı daha da artacak gibi gözüküyor. Grupların evvelâ kendi içlerinde bir nefis muhâsebesine gitmesi ve sonra Rusya ve benzerlerini tenkíd etmesi gerekmez mi?

Ya hele va’d-i ılâhî tahakkuk edip de, ABD ve hempâlarına rağmen “ıttihâd-ı ıslâm” gerçekleşirse, bu grupların kendilerini müdâfaa edecek haklı gerekçeleri kalır mı?

VAKıT

5

02.06.2007, 13:17

Mustafa Kaplan denen adamı yuhluyorum. Yazıklar olsun.
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

Alkan

Usta

Mesajlar: 1,694

Hobiler: Risale-i Nur, Kur'an dinlemek

  • Özel mesaj gönder

6

03.06.2007, 00:04

mustafa kaplan bahsettikleri ne kadar doğrudur bilemiyorum... ama ettiği sözler büyük olmuş biraz.. bence rusyada islamiyetin yükselişi ve bunu başında da nur hizmetinin olması onları bu yasağa itmiş inşaallah en kısa zamanda bu yasak kalkar...
"ey bedbaht nefsim! acaba ömrün ebedi midir? hiç kat'i senedin var mı ki, gelecek seneye, belki yarına kadar kalacaksın?

7

03.06.2007, 03:57

Alıntı sahibi ""Ceka""

Mustafa Kaplan denen adamı yuhluyorum. Yazıklar olsun.


Bir cifte yuh da benden , yuuuh yuuuh
Ey Kardes bil ki! Hasenatın hayatı niyet iledir. Onların fesadı ise ucb, riya ve gösteriş iledir.
Mesnevi-i Nuriye

Hasan_Sinan

Moderatör

  • "Hasan_Sinan" bir erkek

Mesajlar: 2,136

Konum: Almanya

Meslek: Uzman Pazarlamaci

Hobiler: Okumak Okumak Okumak

  • Özel mesaj gönder

8

03.06.2007, 15:50

Mustafa Kaplanin Almanyanin en yakin arkadasi ile görüstüm. Mehmet Kutluara gazetecei oldugu icin kafir dedi ve bütün gazeteciler kafirdir dedi. Bende Mustafa Kaplan da gazeteci o da kafir dedim. Fetvasini degistirdi "Ama gazete sahibi olan" dedi.

Yuh cekmek az bunlara..
Kur’an’a hücum edilecek; î’câzı, onun çelik bir zırhı olacak.Ve şu î’câzın bir nevini şu zamanda

izhârına, haddimin fevkinde olarak, benim gibi bir adam namzet olacak.Ve namzet olduğumu anladım.

9

01.07.2007, 21:29

Alıntı sahibi ""Hasan_Sinan""

Mehmet Kutluara gazetecei oldugu icin kafir dedi ve bütün gazeteciler kafirdir dedi. Bende Mustafa Kaplan da gazeteci o da kafir dedim. Fetvasini degistirdi "Ama gazete sahibi olan" dedi.


Bu ikiyüzlülüğe ne demek lazım...

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir