Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

24.05.2007, 21:40

Ulus´taki bombanın ardından akla gelen sorular

Sorular

Ankara’nin kalbi Ulus’u Anafartalar Çarsisinin önünden vuran kalles bomba, ayni zamanda bütün Türkiye’yi de derinden sarsti.

Zihinlerde ister istemez “Benzerlerini daha evvel defalarca gördügümüz bayat film yeniden mi vizyona sokuluyor?” sualini uyandiran bu menfur olay ve gerçeklestigi andan itibaren yasananlar baska sorulari da gündeme getirdi.

Bazilarini buraya kaydetmek istiyoruz:

Intihar bombacisi olarak eylemi gerçeklestirdigi belirtilen sahsin kimliginin, olay yerinde bulunan iki kopuk parmagindan hareketle yarim gün içinde bilumum sabika kayitlariyla birlikte tesbitiyle gösterilen basari neyi ifade ediyor?

Basbakanin “Baska birçok benzer olay, istihbaratinin iyi takip edilmesi neticesinde engellendi ve bunlar kamuoyuna duyurulmadi” açiklamasi nasil degerlendirilmeli? Birçok olay bu yolla önlenirken, her yerden siki korunmasi gereken baskentte bu hadise nasil gerçeklesti?

Olayi duyar duymaz komutanlarla birlikte patlama mahalline giden Genelkurmay Baskani, olusan tedirginligi arttirici nitelikteki “Benzer saldirilar önümüzdeki günlerde büyük sehirlerde tekrarlanabilir” açiklamasinin ve saldiridaki asil hedefin komutanlar oldugu yönündeki sorulara verdigi “Teröristler bana birsey söylemedi” cevabinin ötesinde, halka sükûnet ve kararlilik telkin eden mesajlar vermeyi düsünüyor mu?

27 Nisan e-muhtirasinin bir benzeri, terör tehdidiyle hukuk ve demokrasi içerisinde mücadele kararliliginin vurgulandigi bir geceyarisi veya gündüz bildirisiyle kamuoyuna deklare edilecek mi?

Samsun’daki “Asker konustu, imam bayildi” pankartiyla, “sivil ve demokrat” maskesini indirip gerçek yüzünü gösteren zihniyetin “irtica”ya karsi milyonlari sokaga dökerek gerçeklestirdigi mitingler, terörü lânetlemek ve terörün ardindaki mihraklara meydan okumak gibi bir amaçla, milyonlara milyonlari katarak devam ettirilecek mi? Organizatörlerin böyle bir derdi, tasasi, niyeti, düsüncesi ve hassasiyeti var mi?

Kutlu Dogum Haftasi etkinlikleriyle tehlikeye düstügü iddia edilen cumhuriyetin, asil büyük tehdidi olusturan terör belâsina karsi çok daha kararli bir sekilde savunulmasi gerekmiyor mu?

Türkiye böyle bir terör tehdidi karsisinda bile rejim, laiklik, irtica tartismalariyla kan kaybetmeye ve zaafa düsürülmeye devam edecek mi?

Elebasisinin sekiz yildir zindanda “kontrol altinda” tutuldugu, terör olaylarinin senelerdir büyük ölçüde sona ermis gibi göründügü bir ortamda, tam da seçim arefesinde terör saldirilarinin tedricî bir sekilde tirmandirilmasinin ve akabinde baskentin böyle bir intihar saldirisiyla sarsilmasinin ardinda ne gibi hesaplar yatiyor?

Inisiyatifi Meclisin ve hükümetin elinden alip siyaset disi aktörlere aktaran 27 Nisan sürecinin, zaten ciddî ölçüde yipranmis olan demokratik dengeleri iyice bozdugu bir noktada, bir de terör silâhi devreye sokularak Türkiye nerelere götürülmek isteniyor? Ulus bombasindan sonra hükümet ve Meclisten “Kuzey Irak operasyonuna tamam” sinyallerinin gelmesi, o konuda da “teslim bayragi”nin çekildigine mi isaret?

Böyle bir operasyon Türkiye’ye ne getirir, ne götürür? Seçimi nasil etkiler? AB süreci ne olur? Dünya ne der?

Allah sonumuzu hayretsin...

Kazım Güleçyüz / Yeni Asya

Biz muhabbet fedâileriyiz; husûmete vaktimiz yoktur.

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir