Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.
Alıntı sahibi ""Osman Özsoy""
Uzun yıllar bakanlık da yapan sol siyasetin önde gelen isimlerinden biriyle dün beraberdik.
Siyasette yaşanan garip tabloyu anlatırken “ınsan olan biteni rüya olarak görse kabus diye uyanır...” diyerek başladı sözlerine. Ardından şöyle devam etti:
“Bir düşünsenize, AKP Genel Başkanı Erdoğan, Meclis’te AKP grubuna geliyor... Bir zamanlar CHP’nin genel başkanlığına adaylığını koyan ve sola büyük emeği geçen solun duayen isimlerinden Ertuğrul Günay onu dakikalarca ayakta alkışlayarak karşılıyor.” Bunları söylerken şaşkınlığı hala geçmemiş olacak ki, “Bu nasıl iştir, bu nasıl bir ülkedir... Ben mi 40 yıllık arkadaşımı yanlış tanımışım, yoksa bilmediğimiz şeyler oluyor da bizim mi haberimiz yok...” dedi.
Gazetecilik refleksi bu ya... “Bilmediğinize emin misiniz” dedim.
“Nasıl yani” dedi.
“Siz değil miydiniz, Çankaya konusunda hiçbir aksi gelişmelerin henüz ufukta görünmediği 3-4 ay önceki görüşmelerimizde bile, AKP’li bir adayı değil Çankaya’ya çıkarmak, Çankaya’nın kapısına bile yaklaştırmayacaklar diye etrafınızdakilerle iddiaya giren...” dedim.
“Yahu mesele de o zaten, dedi. AKP’li birinin Çankaya’ya çıkartılmayacağı yönündeki bilgilerim gayet sağlamdı da, bizim Ertuğrul’un AKP’ye gideceğini rüyamda görsem inanmazdım. AKP’li birinin Çankaya yolunu kesmek, Ertuğrul’un AKP’ye gidişini sağlamanın yanında hiç kalır bu ülkede...”
Bu nasıl bir rüya olurdu?
Kendisine dedim ki: “Öyleyse şimdilik bırakalım Ertuğrul Günay’ı... Gün içinde rüya görmeniz belki zor olur ama, gözlerinizi kapatıp bir de şu manzarayı düşünün bakalım” dedim:
“CHP Genel Başkanı Baykal Meclis’te CHP grubuna geliyor... Bir zamanlar Anavatan Partisi’nde milletvekilliği ve yöneticilik yapan, DYP genel başkanlığına adaylığını koyan ve sağın potansiyel lider adayları arasında gösterilen ılhan Kesici Baykal’ı dakikalarca ayakta alkışlayarak karşılıyor ve o gür sesiyle “bravo, bravo” diye haykırıyor” deyince, bunda da ne var dercesine sadece gülmekle yetindi.
Ardından sorumu açıkça yönelttim. “AKP’li birinin Çankaya’ya çıkarılmayacağı yönündeki iddiaları kazandınız. Bırakalım şimdi Günay’ı, Kesici’yi de, lafı dolaştırmadan açıkça söyleyin, neler oluyor memlekette” dedim. “AKP’ye seçim sonrası hükümet kurdurmaya da niyetleri yok...” “Yahu kimin?” dedim. “Bu kadarını söylemekle iktifa edeyim”, dedikten sonra, “Ben yine de bizim Ertuğrul, Başbakan Erdoğan’ı nasıl alkışlayacak onu merak ediyorum” dedi. Ben memleketin hali nice olacak, ülkede demokrasinin durumu ne olacak diye düşünürken, baktım onun aklı hala Ertuğrul Günay’da.
Bu isme dikkat?
Hazır zihinler karışmışken, rüyada görmenin bile zor olduğu bir başka garabete bakalım.
Medyada, “Süleymancılar" olarak bilinen grubun önde gelen ismi olarak anılan (şahsen benim bu konuda fikrim yok) eski DYP milletvekili ısmail Amasyalı’da CHP’ye katılmış. Merak bu ya, kendisini sadece isimce tanıdığım bu siyasi kişiliği araştırma gereği duydum.
şu internet alem bir icat doğrusu. Arama motorunu açtım ve “ısmail Amasyalı” yazarak bastım tuşa. Meğer ısmail Amasyalı uzun yıllardır toplum mühendisliği projelerinin göbeğinde yer alıyormuş.
Hırsız var, MGK göreve...
ışe bakın. Bundan iki yıl önce, 14 şubat 2005 Sevgililer Günü'nde evine hırsız girmiş ısmail Amasyalı’nın. Sonra ne yapsa beğenirsiniz?
Görevlerini yapmadıkları gerekçesiyle hükümeti Ahmet Necdet Sezer'e şikayet etmiş. Ardından hızını alamamış, bu kez Sezer'i 'Reisicumhur' ve 'MGK Başkanı' sıfatlarıyla göreve çağırmış. (Zaman, 8 Mart 2005)
Arama motoru bilgilerine göre ısmail Amasyalı ilginç bağlantıları olan bir kişilik. 18 Nisan 1999 seçimlerinden sonra bir hareket başlatmış. 1999 yaz ortalarında hızlanan bu çalışmaları önceleri sadece merkez sağı birleştirmek gibi yürütülürken, biraz derinlere inince karşımıza bambaşka bir tablo çıktı. Hareketin bir ucu iki genel başkanı yerinden edip yeni bir lider getirmeyi amaçlarken, diğer uçları da bazı ayrıntıları içeriyor. ılk hamle olarak Çiller ve Yılmaz yerlerinden edildikten sonra, ikinci hamlede yeni bir lider seçilmesi, üçüncü hamlede parlamentonun bugünkü yapısının değiştirilmesi, dördüncü de 2000 yılının mayıs ayında yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde taktik belirlenmesi ve nihai olarak da genel seçimlerin bir şekilde öne alınması çalışmaları o günlerde yürütülen projenin başlıca gündem maddeleriymiş.
Nitekim ısmail Amasyalı o günlerde Aksiyon dergisinin sorularını cevaplandırırken (18 Eylül 1999), o günün koşullarını, “dolaylı bir ihtilal döneminden geçildiği, aynen 1946, 1961, 1982 ve 1997’deki siyasi konjonktürün günümüzde de geçerli olduğunu, ihtilaller sonrası yapılanmaların şimdi de mevcut bulunduğunu, dolayısıyla merkez sağın bu şekliyle gidemeyeceğini ve birşeyler yapılması gerektiğini savunuyor. ısmail Amasyalı hareketin içinde Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel başta olmak üzere emekli askerlerin de olduğunu söylüyor.
Yeniden...
ısmail Amasyalı AKP iktidara geldikten sonra yeniden harekete geçiyor. şakir Süter’e göre, 'Demirel'in bilgisi dahilinde' Darıca'daki evinde haziran 2004’te bir yemek veriyor. Toplantıya sağdan soldan çok sayıda tanınmış isim katılıyor. Bazı emekli asker, eski milletvekili, akademisyen, işadamı ve gazetecilerin katıldığı toplantıda gazeteci Ünal Yaltırık, Cumhuriyet’in kazanımlarının kaybedildiğini, TSK’den 28 şubat benzeri bir çıkış beklediğini kaydediyor. Emekli Orgeneral Necati Özgen ise, “Türkiye’nin kale ve limanları işgal altındadır. AK Parti emperyalist kuşatmanın işbirlikçisidir. ABD, iktidar partisi eliyle ülkeyi güçsüzleştirmektedir. Bu sebeple yekvücut hale gelinmesi; sert ve organize çıkışlar gerekiyor. Millet uyarılmalı. Olup bitene ve iktidara dur denmeli” diyor. Katılımcılar arasında, konuşmaların içeriğine şaşıranlar da oluyor elbette. (Aksiyon, 10 Temmuz 2006)
Yıl 2007. Yine asker işin içinde, yine cumhurbaşkanlığı karmaşası gündemde, yine sağ ve solun birleştirilmesi projenin öncelikleri arasında...
Demirel’le dirsek teması içindeki ısmail Amasyalı bugünlerde CHP’de... Bilemiyoruz artık kendileri şimdilerde hangi projenin içindeler acaba?
Oyun içinde oyun, senaryo içinde senaryo.
Doğrusu toplum mühendisliğine dayalı bu kadar proje içinde şahsen ben, Allah’ın planını merak ediyorum.
Bakalım neler olacak?
Telaş yok... Arkasına milleti alan kazanacak...
Osman Özsoy yazaramesaj@gmail.com
Kaynak: http://www.haber7.com/artikel.php?artikel_id=138045
Kedilere - civcivlere ilişmeye vakit bulamadı herhalde...Yoksa korktuğundan değildir.Alıntı sahibi ""Ceka""
Talhagenç kardeşin yazdıkları hep doğrudur.Ama -bazen- biraz sert.
Bu aralar kedilere-civcivlere ilişmiyor. Geçen savaş tamtamı çalmıştım ,ama ses yok.
Korktu galiba