Muhabbet Fedâileri

Alıntı sahibi ""ruhefza""

Son yazılan mesajların muhatabları bu başlığı yazılmaya değer bulan karıştırıcılar...

Onlar yazmasa kimse de yazmaz, unutulur gider..

bu başlık kilitlenmeli belkide :roll: ve bu konu ile ilgili açılan herhangi bir başlık olursada 48 sayfaya ulaşmaya müsade edilmeden kilitlenmeli

Gönül ister ki, istifadeli şeyler konuşulsun, araştırmalar da olur, tefekkür de, herkes faydalanır. Ben yerden göğe kadar haklı olsam, onların forumunda onları iğnelesem, bir netice alamam, mutlak netice ve çözüm olmaz çünkü. Bu bir cihad ile bir şehri alıp, hemen herkesin gönülden müslüman olmasını ummak gibi birşey, hatta belki ondan da fazlası. Eğer bu insanoğlunun bünyesi, bir karşı cinse aşık olarak kendini kör edecek derecede yanıltabiliyorsa, ona bağlanabiliyorsa ve ben bunu biliyorsam, zaten bazı şeyleri zorlamam. Sen aşık adama ne kadar kötülesen aşkını, onun gözünden düşürebilir misin? Veya ne kadar zorluk koysan? Bazı şeyleri zorlamanın anlamı yok. Benim bütün bu yıllardan sonra temennim huzur, en azından burada.

Bu başlığın kilitlenmesi bir tek benim kararıma bağlı değil, böyle hariç kılınmış birkaç başlık hariç zaten bu konuların gündem yapılması yasaklı, forum kurallarına bakan görür. Böyle karar alındı, bazı sebepler gözetilerek, ama o hedeflenen yerine, şu ana kadar cedel geldi ancak, bazı istisnalar hariç.

Bu başlığa Elfida gibiler bir daha yazarsa, ben yapacağımı bilirim o zaman..

Alıntı sahibi ""ruhefza""

Önce onun yazdıklarını okumanızı tavsiye ederim kardeşim..

ınsanlar ondan Asrın ımamının makamına göz dikenlerin meşrebinin bu dâvâya uyup uymadığına, gene Risale-i Nur'dan delil istediği halde, o gelip gidip şahıslar ve cemaatler üzerinden kaşıyor meseleyi..

Ben biliyorum o nerden düştü buraya!!

Orda alamadı hayıfını gelmiş burada ötüyor..

Hakettiği şekilde de hitab edilecek artık!

Cebrail şeytan ile barışmaz..

Mehdi'nin r.a. dâvâsını da deccal ile barıştırma planının parçası olan bir cemaatin dellalı, "kemalist nurcu" tipine bizi yakıştıramadıysa, o onun sıkıntısı, neticesine mahşerde katlanacak nasılsa..

Evet buradan tekrar diyeyim, bu perdelerin yırtılmasına sebeb olan o üye de açsın gözünü de okusun!

Fetullah Gülencilik, tâa ısmet ınönü ile temeli atılmış, "kemalist nurcu" planının bir parçasıdır!


O kadar yazdım size, "beşlemeyi" okudunuz mu?

Okusaydınız, hâlâ devam etmezdiniz burada aynı laflara!

O zaamn kusura bakmayın da mâdem imâdan anlamadınız, biz de böyle âlem anlasın diye yazalım..

Yazık ki arif değilmişsiniz..

Bu yazdıklarım cem'i cümle Hocalarını savunanlara gitsin..

Cok muhterem Moderatör Abdulkadir Said ve digerleri....

Bu terbiyesizlige daha ne kadar müsade edeceksiniz ?

Fethullah Gülencilik dedigin gönüllüler hareketi senin tahayyül edemiyecegin isler yapiyor...terbiyeni takin.

Birak forum nurculugunu, ucuz kahramanligi. Saygi çerçevesinde fikirlerini dile getir. Hakarete müsade etmem. Kendine gel !

Alıntı sahibi ""ayse55""

Alıntı sahibi ""ruhefza""

Alıntı sahibi ""ayse55""

kardeş bu tavrın ve uslüb yanlış bence.. aslında şu tartışmada konu sadece H.E.?? nedir bu hiddet!! Netice itibariyle her iki tarafta aynı amaca hizmet ediyor amaca ulaşmak için seçilen yollar farklı.. Elfida kardeşin burdaki amacı gelene gidene çatmak yada laf yetiştirmek değil benim algıladığım..O sadece H.E. de bu hizmetteki önemini arz etmeye çalışıyor.. ve güzel bir şekilde de ifade etmeye çalışmış uslübunu bozmadan...

Bunu gerçekten inanarak mı yazdınız kardeşim..Vâ esefa..

Yukarda yazılanların kaç mesajını okudunuz ki, Said kardeşime bunları yazıyorsunuz..?

Cidden deccala methiye dizenlerle, bizim amacımız aynı mı?

ben burda H.E. savunmuyorum sadece bu foruma yeni üye olmuş bir kardeşimiz var ve kendince doğru kabul ettiği birtakım doğruları burda sunmuş karşılıkla istişare yapılması adına fakat direk bu forumda işin yok git başka yerde mesai harca vs. gibi ifadelerin yanlış olduğunu belirtmeye çalıştım sadece.. zira bu forumdaki kardeşlik ilişkileri böyle olmamalı nitekim böyle deilde.. Ancak konu nedense H.E. olunca bu uslüb birdenbire bir nur talebesine yakışmıyacak ifadelere dönüşüyo.. buydu sadece benim belirtmeye çalıştığım Ruhefza ablacım..

Üye olduguma bin pisman oldum. Ben hayatimd aböyle maraz görmedim. neredeyse hakaret edecek. Biiiz Risale i Nur talebesiyiz, vay vay vay .

çekememezlik almis basini gidiyor, bizler muhabbet fedaileriyiz husumete vaktimiz yok düsturu ayaklar altyin aliniyor. Hepiniz bir olup demediginizi birakmadiniz kardesim...Ayip denen birsey var.

@Elfida

Terbiyesizlik yok. Bi edepsizlik varsa o da senin münazara edebini, mütalaa uslubunu bilmeden sataşmacı tavrın. şimdi özür dilemelisin forumdan.

Alıntı sahibi ""Muha1""

@Elfida

Terbiyesizlik yok. Bi edepsizlik varsa o da senin münazara edebini, mütalaa uslubunu bilmeden sataşmacı tavrın. şimdi özür dilemelisin forumdan.

La havle.....

Yukaridaki hakaretleri benmi yazdim be adam ?

Adalet anlayisina bak !

Can gözüyle iyi bak. Terbiyesizlik mi yapmışız...

Terbiyesizlik yok o cümlelerde. Terbiyesizlik görüyorsan artık, senin basiretin de tıkanmış. Tenkidlere karşı manevra kabileyetin de yok. Uzlaşmacı hiç bir tavrını göremedik. Görebilen varsa ben de bileyim??? Bu forum herkesin hayırlı paylaşacağı bir forum. Her iyi insana açık bir forum. Güzel gör, güzel düşün... Bu forumda lezzet alabileceğin, istifade edebileceğin o kadar hayırlı başlık var ki... Ama gözünü onlara kapatırsan gene; senin basiret-i kalbin de körelmiştir derim.

Hadi artık bitsin bu hengame!... Ben şahsım adına bitiriyorum burada.
Haydi kardeşim başka başlıklara geçelim... Yoksa zarar vereceğiz birbirimize.
Allah'a emanet ol...

Alıntı sahibi ""Muha1""

Can gözüyle iyi bak. Terbiyesizlik mi yapmışız...

Terbiyesizlik yok o cümlelerde. Terbiyesizlik görüyorsan artık, senin basiretin de tıkanmış. Tenkidlere karşı manevra kabileyetin de yok. Uzlaşmacı hiç bir tavrını göremedik. Görebilen varsa ben de bileyim??? Bu forum herkesin hayırlı paylaşacağı bir forum. Her iyi insana açık bir forum. Güzel gör, güzel düşün... Bu forumda lezzet alabileceğin, istifade edebileceğin o kadar hayırlı başlık var ki... Ama gözünü onlara kapatırsan gene; senin basiret-i kalbin de körelmiştir derim.

Hadi artık bitsin bu hengame!... Ben şahsım adına bitiriyorum burada.
Haydi kardeşim başka başlıklara geçelim... Yoksa zarar vereceğiz birbirimize.
Allah'a emanet ol...

Fetullah Gülencilik, tâa ısmet ınönü ile temeli atılmış, "kemalist nurcu" planının bir parçasıdır!

Bu terbiye sinirlari disina çikmaktir. Kusura bakmayin.

Amaç kimseye zarar verme olmamalidir, helede ayni gaye için çirpinan insanlar için.

Bu konunun modlar tarafindan kapatilmasini istirham ederiz.

ne kadar uygundur bilemiyorum takdiri sizlere kalmış acizane bu başlığa son kez bir makale eklemek istedim..umarım bu başlık kilitlenir ve böyle yersiz tartışmalar uzayıp giderek kişiler daha fazla kalp kırıp vebal üstlenmezler....


Bir hedefe ulaşmanın nice ön şartları var. Bilgi, tecrübe, sermaye bunlardan sadece birkaçı. Ama bütün bunların üstünde bir şart var ki kesinlikle ihmale gelmez. O da takib edilecek yolun, izlenecek metodun sağlam olması.

Doğru hedeflere yanlış yollarla gidilmez.

Oyuncular değişse de oyun yine aynı oyun.

Yine dış güçler hesabına birileri ülkemizi ve ıslâm âlemini durmadan karıştırıyorlar. Ve yine, çoğu insanımız bu iğrenç oyuna bilmeyerek, daha kötüsü iyilik yaptığını zannederek âlet oluyor ve “ne zamana kadar duracaksınız” yollu ifadelerle, bu sinsi oyuna gelmeyen aklı selim sahiplerini tenkid ediyorlar; pasiflikle, gayretsizlikle suçluyorlar.

Oyuna gelmemek ayıp sayılmamalı; ileriyi görmek de körlük değildir. Tedbirle korkaklığı karıştırmamak gerek. Deryalarda yüzebilmek için ufak sularda boğulmamak lâzım.

“Dostlara karşı mürüvvetkârane muaşeret, düşmanlara karşı da sulhkârane muamele” tavsiye edilir. Bugün Avrupa ve Amerika’da nice insanlar ıslâmla müşerref oluyor ve hidayet nimetine kavuşuyorlarsa, bunun sebebi sulhtur, harp değil.

Düşmanlara sulh ile muamele etmek her yönüyle en büyük bir akıllılık iken, dahildeki bu kısır ve yersiz çekişmelerimize, ne mânâ vereceğiz?

Bu vatan hepimizin. Hepimiz bir vücut gibiyiz. Beğenmediğimiz organlarımız da bizim. Bunları varlığımızdan söküp atamayız.

Polikliniklerde, sıra sıra dizilmiş kalabalıklar bize bu dersi vermiyorlar mı? Bunların her birisi vücudunun bir yerinden, bir organından rahatsız değiller mi? Ama niçin tedaviye koşuyorlar? O hasta uzvu sıhhatli yapmak için değil mi? Biz de hastalara değil hastalıklara düşman olsak ve sosyal bünyemizin sıhhate kavuşması için elimizden gelen bütün gayreti göstersek, erişemediğimiz ve güç yetiremediğimiz sahalarda Rabbimizin lütfuna erecek, yardımını göreceğiz. Ama biz hastaları daha da hasta edecek bir yola koyulmuşsak ve bunu da sıhhat adına yaptığımızı zannediyorsak, yanıldığımızı anlayıncaya kadar çok kan kaybedeceğiz ve kuvvetimiz her geçen gün biraz daha azalacak. Bunun ise sadece ve sadece düşmanlarımızın işine yarayacağında şüphe yok.

Zararın neresinden dönülse kârdır, derler. Geliniz, kendimizle kavgayı bırakalım. Birbirimizi tedaviye gönül verelim.
Bir hedefe ulaşmanın nice ön şartları var. Bilgi, tecrübe, sermaye bunlardan sadece birkaçı. Ama bütün bunların üstünde bir şart var ki kesinlikle ihmale gelmez. O da takib edilecek yolun, izlenecek metodun sağlam olması.

Doğru hedeflere yanlış yollarla gidilmez.

Oyuncular değişse de oyun yine aynı oyun.

Yine dış güçler hesabına birileri ülkemizi ve ıslâm âlemini durmadan karıştırıyorlar. Ve yine, çoğu insanımız bu iğrenç oyuna bilmeyerek, daha kötüsü iyilik yaptığını zannederek âlet oluyor ve “ne zamana kadar duracaksınız” yollu ifadelerle, bu sinsi oyuna gelmeyen aklı selim sahiplerini tenkid ediyorlar; pasiflikle, gayretsizlikle suçluyorlar.

Oyuna gelmemek ayıp sayılmamalı; ileriyi görmek de körlük değildir. Tedbirle korkaklığı karıştırmamak gerek. Deryalarda yüzebilmek için ufak sularda boğulmamak lâzım.

“Dostlara karşı mürüvvetkârane muaşeret, düşmanlara karşı da sulhkârane muamele” tavsiye edilir. Bugün Avrupa ve Amerika’da nice insanlar ıslâmla müşerref oluyor ve hidayet nimetine kavuşuyorlarsa, bunun sebebi sulhtur, harp değil.

Düşmanlara sulh ile muamele etmek her yönüyle en büyük bir akıllılık iken, dahildeki bu kısır ve yersiz çekişmelerimize, ne mânâ vereceğiz?

Bu vatan hepimizin. Hepimiz bir vücut gibiyiz. Beğenmediğimiz organlarımız da bizim. Bunları varlığımızdan söküp atamayız.

Polikliniklerde, sıra sıra dizilmiş kalabalıklar bize bu dersi vermiyorlar mı? Bunların her birisi vücudunun bir yerinden, bir organından rahatsız değiller mi? Ama niçin tedaviye koşuyorlar? O hasta uzvu sıhhatli yapmak için değil mi? Biz de hastalara değil hastalıklara düşman olsak ve sosyal bünyemizin sıhhate kavuşması için elimizden gelen bütün gayreti göstersek, erişemediğimiz ve güç yetiremediğimiz sahalarda Rabbimizin lütfuna erecek, yardımını göreceğiz. Ama biz hastaları daha da hasta edecek bir yola koyulmuşsak ve bunu da sıhhat adına yaptığımızı zannediyorsak, yanıldığımızı anlayıncaya kadar çok kan kaybedeceğiz ve kuvvetimiz her geçen gün biraz daha azalacak. Bunun ise sadece ve sadece düşmanlarımızın işine yarayacağında şüphe yok.

Zararın neresinden dönülse kârdır, derler. Geliniz, kendimizle kavgayı bırakalım. Birbirimizi tedaviye gönül verelim.
Bir hedefe ulaşmanın nice ön şartları var. Bilgi, tecrübe, sermaye bunlardan sadece birkaçı. Ama bütün bunların üstünde bir şart var ki kesinlikle ihmale gelmez. O da takib edilecek yolun, izlenecek metodun sağlam olması.

Doğru hedeflere yanlış yollarla gidilmez.

Oyuncular değişse de oyun yine aynı oyun.

Yine dış güçler hesabına birileri ülkemizi ve ıslâm âlemini durmadan karıştırıyorlar. Ve yine, çoğu insanımız bu iğrenç oyuna bilmeyerek, daha kötüsü iyilik yaptığını zannederek âlet oluyor ve “ne zamana kadar duracaksınız” yollu ifadelerle, bu sinsi oyuna gelmeyen aklı selim sahiplerini tenkid ediyorlar; pasiflikle, gayretsizlikle suçluyorlar.

Oyuna gelmemek ayıp sayılmamalı; ileriyi görmek de körlük değildir. Tedbirle korkaklığı karıştırmamak gerek. Deryalarda yüzebilmek için ufak sularda boğulmamak lâzım.

“Dostlara karşı mürüvvetkârane muaşeret, düşmanlara karşı da sulhkârane muamele” tavsiye edilir. Bugün Avrupa ve Amerika’da nice insanlar ıslâmla müşerref oluyor ve hidayet nimetine kavuşuyorlarsa, bunun sebebi sulhtur, harp değil.

Düşmanlara sulh ile muamele etmek her yönüyle en büyük bir akıllılık iken, dahildeki bu kısır ve yersiz çekişmelerimize, ne mânâ vereceğiz?

Bu vatan hepimizin. Hepimiz bir vücut gibiyiz. Beğenmediğimiz organlarımız da bizim. Bunları varlığımızdan söküp atamayız.

Polikliniklerde, sıra sıra dizilmiş kalabalıklar bize bu dersi vermiyorlar mı? Bunların her birisi vücudunun bir yerinden, bir organından rahatsız değiller mi? Ama niçin tedaviye koşuyorlar? O hasta uzvu sıhhatli yapmak için değil mi? Biz de hastalara değil hastalıklara düşman olsak ve sosyal bünyemizin sıhhate kavuşması için elimizden gelen bütün gayreti göstersek, erişemediğimiz ve güç yetiremediğimiz sahalarda Rabbimizin lütfuna erecek, yardımını göreceğiz. Ama biz hastaları daha da hasta edecek bir yola koyulmuşsak ve bunu da sıhhat adına yaptığımızı zannediyorsak, yanıldığımızı anlayıncaya kadar çok kan kaybedeceğiz ve kuvvetimiz her geçen gün biraz daha azalacak. Bunun ise sadece ve sadece düşmanlarımızın işine yarayacağında şüphe yok.

Zararın neresinden dönülse kârdır, derler. Geliniz, kendimizle kavgayı bırakalım. Birbirimizi tedaviye gönül verelim.


Alaattin Başar( Prof. Dr.)

Talha Genç tanışabilir miyiz sizinle

Talha kardes,

Biraz mantikli ol, bir partinin basinda kim var, parti o ve onun gibilerin direktifleriyle yönetilir insaf biraz. partinin adi DP diye...demokrat misyonu tasiyor diye birsey yok degil mi ?

Hem tasisaydi cumhurbaskanligi seçimini boykot edip, iç ve dis düsmanlara koz vermezdi degilmi...yoksa meclise girmemekle iyi mi yapti diyorsunuz ? insaAllah demezsiniz...cünkü bu demokratliga ihanet olur.

Dünya Kardeşlerimize ağlıyor, canımız yanıyor, siz hala cemaatçilik tartışması yapıyorsunuz...

Alıntı sahibi ""ayna""

Dünya Kardeşlerimize ağlıyor, canımız yanıyor, siz hala cemaatçilik tartışması yapıyorsunuz...

Kaç gündür içimden geçenlere tercüman oldugunuz için sagolun...ama hakaretvari yazilar kabulüm degildir....keske hiç olmasa...bu baslik altina hemen cevap yapistiranlar keske baska basliklarda aktif olsa...

ben bu başlığı çok okudum merak etme... hemen cevap yazmam da bu sebeptedir...

ama şunu bilmeni isterim kesinlikle hakaret değildir söylediklerim.. ama şuan ki durumda bunun tartışması devam etmemeli....

Alıntı sahibi ""ayna""

ben bu başlığı çok okudum merak etme... hemen cevap yazmam da bu sebeptedir...

ama şunu bilmeni isterim kesinlikle hakaret değildir söylediklerim.. ama şuan ki durumda bunun tartışması devam etmemeli....

sizi kast etmemistim muhterem, anliyorum sizi

Anladım...

Alıntı sahibi ""Elfida""

Talha kardes,

Biraz mantikli ol, bir partinin basinda kim var, parti o ve onun gibilerin direktifleriyle yönetilir insaf biraz. partinin adi DP diye...demokrat misyonu tasiyor diye birsey yok degil mi ?

Hem tasisaydi cumhurbaskanligi seçimini boykot edip, iç ve dis düsmanlara koz vermezdi degilmi...yoksa meclise girmemekle iyi mi yapti diyorsunuz ? insaAllah demezsiniz...cünkü bu demokratliga ihanet olur.

He ya.
Tayyip ağaya oy vermeyenleri imanından şüphe edeni de gördük.Neyse...

Sil baştan devam o zaman. Ya Allahhhhh...

Bak kardeşim iyi dinle bu söylediklerimi.

Din kimliği ile tanındın mı bu Türkiye' de siyaset yapamazsın. ıktidar olsan muktedir olamazsın meşhur lafını hatırla. Nitekim Tayyip ağa dini kimlikle biliniyor, tanınıyor. Halkımız patansiyel duygu seranomisine aşina. Bir mazlum gördüm mü halk içinde, ona müteveccih olur. Ona koşar. şiiri okuyup hapse girişinden, Siirt seçimlerinin iptali, milli görüş kökünden gelişi, (güyya çok dindar) duygusal halkımızı tahrik etti. Bu bir senaryoydu. Bunu inkar edenin gözüne iki parmağımı sokarım ya da aklı, mantığı yoktur derim.
Gelelim iktidarlarına: Kendileri pohpohlandığı için milleti de değerleriyle pohpohlamayı iyi beceren bir hükümet. Bu Türkiye' de demokrasi için şart olan şey Baykuş'ların partisini egale edecek bir tarzda siyaset adamı olmak gerek. Onlar gibi, dini yaşamada lakayt fakat onlardan farklı olarak dine ve dini şiara saygılı, diğer görüşlere de açık olmak gerek. Hem demokrat kişi olmada ana unsur din hiçbir zaman gerekmiyor. Zira dini siyasete istimal etme tehlikesi var. Tayyip ağaya bakalım. Görüşü düne kadar Milli Görüş' tü ve bunu babası Erbakan ile beraber siyaset arenasında savunuyordu. şimdi de ben demokratım diyor. Ben de inandım tabii...

Akıl var iz'an var... Hakim zihniyetin vatandaşı, alimi, yazarı vs unsuru görüyoruz ki hep eski kimliğiyle tanıyor Tayyip ağayı. Hakim zihniyeti bilmezcesine mukaddes başörütsüne dil uzattırdı Tayyip ağa. Zamanıdır dedi, zemini hazır dedi ama gene hakim zihniyet engeline takılmadı mı??? Sırf bir AL GÜLÜM VER GÜLÜM hesaplaşması için baykuşlarla sürtüşmedi mi? Bu sürtüşme neticesinde Ertuğrul Özkök gibiler, dini şiara Tayyip ağanın kişisel siyasi sorunundan yola çıkarak edebi küfretmedi mi yazılarında?
Reisi cumhur olacam diye başörtüsü ne hale geldi sa'yinde ve sayelerinde. Baş örtüsü %5 'lik bir kesimin sorunu dediniz... Fakat millet sizin verdiğin başörtüsü va'dinden dolayı da sizleri iktidar yapmadı mı?

Adnan Menderes' e bakın demokrasinin yüz akı, demokrat mı demokrat bir kişi. Hiç bir zaman ezanı tekrar arapçaya inkılap ettim diye öne çıkıp siyaset yapmamıştır. Bu bütün milletin sorunudur diyerek CHP' nin de reyini alarak ezan arapça olmuştur tekrar.
Demokrat kişi ben demokratım demez hiç bir zaman. Bunu yansıtır. Ve çekirdekten aşılanır büyüyüp kesilecek odun olduktan sonraki aşı fayda etmiyor.

Az dinleneyim tekrar yazcam Elfida.