Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

321

16.11.2007, 16:18

tabirimizin tam karşılığı başka kelime bulamadık..."iğrenç bir teşebbüs.."17 ağustos'a da bunlar sebep olmuştu zaten..bizim beddualarımız, arşa dayanmıştı..o zulmü bize yapana da bu cemaat denilenler oy vermişti...canımızı, bunlara dayanıpta yakmışlardı..zalime, nasıl destek olacaklarını şaşırmışlar artık..Allah bu cemaat kesiminden tüm müslümanım diyenleri korusun..

322

16.11.2007, 16:30

Benim şurada merak ettiğim şey şu:
Zaman,
1- Ya bu reklamın parasına çok muhtaç idi,
2- Ya da başka bir sebepden bu reklamı yayınladı.


1. olduğunu zannetmiyorum. 2.sine gelirsek, ya bile bile yaptılar, ya da onlara gizli bir mekanizma tarafından zorla yaptırıldı.

Sonuçta, bu reklamda, başörtüsünün bağlanma şekline tağyir var. Bu sefer ya bilmeyenler böyle bağlar, ya da böyle bağlamayanlara, niye böyle bağlamıyorsunuz, bakın askeriye gibi yere girer çıkarken de sorun olmaz diyenler çıkar.

Bu reklamı, Hürriyet, Milliyet yayınlasa, gelen menhus kokudan ötürü sadece kızdığımla kalırım. Ama bunu dini bir cemaatin gazetesi, hem de zaruret olmaksızın yaparsa, kusura bakmayın ama, ne bunun izahını diğer dindarlara yapabilirim, ne kendim bulabilirim...
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

323

16.11.2007, 16:41

Habere gelen yorumlara bakalım:

Alıntı

m.berrin azat tarafından 16 Kasım 2007 16:13 tarihinde
Nasıl olsa "başörtüsü teferruattır"
Başörtü yasağını devletin resmi kurumlarından daha önce kendi özel okullarında ve yurtlarında ilk uygulayan da Fethullah Gülen değil miydi? Normaldir..


Bizatihi aynı zecri, Nurcu adından ötürü biz de yiyoruz. O yüzden diyoruz ki, bu ismi kullanmayın.

Alıntı

Hasan yurdakul tarafından 16 Kasım 2007 16:10 tarihinde
Yakistiramadim!

Ben o cemaatin bir ferdiyim. Ve biz bu tür haberlere gülüyoruz ve sizin gibi ciddi yayincilara yakistiramiyoruz.Bir gazetede yayinlanan reklamin sloganina o gazetenin karismadigini siz bilmiyormusunuz.Adam basmis parayi vermis reklami.Bunun üzerinden cemaati yapratmanizi esefle kiniyorum.Tiraj rekorlari kirdigimiz hengamda acaba birilerinin oyununa aletmi oluyorsunuz!?!


Bu kardeşimiz ise olaya malesef yüzeysel bakıyor. Gazete istediği reklamı yayınlar, istediğini yayınlamaz. Temel hak ve özgürlüklere göre bu böyledir. O halde bu reklamın yayınlanması için doğan zaruret ne? Bunu düşünmek lazım.
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

324

16.11.2007, 16:50

Bizler F. gülen Cemaatinin metodunu eleştirdiğimiz vakit " bize sahip çıkacağınıza ,bizi eleştiriyorsunuz ," deniyor. "Kardeş kardeşe bunu yapar mı" deniyor, uhuvvetten dem vuruluyor.

Elbette F. Gülen Cemaatinin hizmetlerine sahip çıkarız, elbette kardeşimizdirler. Ama tv'de hatta gazetelerinde yarı çıplak kadının olduğu şampuan reklamını nasıl savunalım.

şimdi bize deniyor ki Risale-i nur mesleğine muhalif olarak körü körüne bize sahip çıkın. Biz hata yapınca bizi eleştirmeyin. Ama başkası yapınca serbestsiniz.

Hayır biz kendi cemaatimiz içinden biri olsa hata yapsa tamir ile mükellefiz. Elbete omuzunda ki akrebi gösteririz.

F. Gülen Cemaatinin metoodunun hatalı kısımlarınında gösteririz. Elbette bizler hata bulma cemaati değiliz. Ama bu hatalar Risale-i Nur'a ve Nur cemaatine döndüğü andanda susacak değiliz. Hem elbette kardeşimizin hatasını göstermek birinci niyetimizdir.

Hiç kimse kızmasın forumlarda ve günlük hayat içinde Nurcu olduğumu duyan hemen bizi F. Gülen Cemaati mensubu olarak eleştiriye başlıyorsa ve ben Risale-i Nur mesleğinin dellalık vazifesini yapamıyorsam haykırırım ki "F. Gülen Cemaati başka, Nur cemaati başka"
ışte istiyorum ki F. Gülen CEmaati mensubları da ilan etsin ki "Biz Nurcu değiliz. Bizim Mesleğimiz Nurcular'dan farklıdır."

tuhaf olan F. Gülen cemaati mensubları hizmetleri ön plana çıkınca F. Gülen cemaatinde olduklarını iftiharla söylüyor. Ancak F. Gülen cemaatinin elşetiriye konu olan bir işi Nur Cemaatini eleştirme noktasına gelince F. Gülen cemaati olduğunu söylemiyorlar. F. Gülen cemaati olarak bu eleştirileri göğüslemiyorlar. Nur Cemaati olarak göğüsleyip bizi de yardıma çağırıyorlar.
Böylece F. Gülen cemaatinin ismi yerinde Nur cemaati karalanıyor.

Selametle
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

325

16.11.2007, 16:54

Bize bazı kardeşelr diyor, Ülker ürünlerini satın alın. Niye diyoruz "Müslüman firma"

Diyorum Yahudi dediğin firmalar malını satmak için ne yapıyor?
Yalan söylüyor, çıplak kadın kullanıyor, cinsel içerikli espiriler yapıyor ve hakeza.

peki Müslüman denilen Ülker ne yapıyor.

Bakın Biskrem reklamına. Bakın bir kek var adını unuttum hani abartılı yalan söylüyorlar. Bakın kadını nasıl öne çıkarıyorlar. Bisküvinin kadınla ne alakası var.

Bir adam malını ben Müslümanım diye satıyorsa Yahudi diye karaladığı firmalarla niye aynı metod uygulluyor.

ışte Ülker Müslüman olabilir. Ama malını reklam etme metodu islami değilse bana ne lazım.

ışte metod metod metod.

Muhabbetle
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

326

16.11.2007, 17:16

Alıntı sahibi ""Ceka""


Elbette F. Gülen Cemaatinin hizmetlerine sahip çıkarız, elbette kardeşimizdirler. Ama tv'de hatta gazetelerinde yarı çıplak kadının olduğu şampuan reklamını nasıl savunalım.


Alıntı

ali ihsan tarafından 16 Kasım 2007 13:53 tarihinde

Kakülü göründükten sonra eşarbı takmak niye, eğer bayan saçının görünmesini engellemek için eşarp takmayacaksa daha farklı ve daha güzel seçenekleri değerlendirir. şapka takabilir bandana takabilir.
Zaten zaman ve samanyolu'nu hiç anlayamadım, sabun ve şampuan reklamlarında da bayan vücudunun %80 i görünen reklamlar yayınlıyor ¿¿
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

327

16.11.2007, 18:00

Evvelen yazmak istediklerimi cevabi tarzda değil, bilgilendirici tarzda olacağını ifade etmeliyim.

ıkinci olarak, bazı ifade edilen hususlar var ki mercümekli çorbaların bize verdiği karın ağrısının gaz şikayetleri olarak geçiriyorum. O gazete bir değişimde şu an ve şafak sayıyor. şahsi itibarla da pek çok eleştri yöneltebileceğim bir husus var ama içyüzünü bildiğim için gerek duymuyorum.

28 şubatı perdeleyenler şu an ki pek çok baskıya sebep olmuşlardır, ne risale-i nur talebeleridir veyahutta şu bu cemaattir. Bunun temel sebebi kanlı bıçaklı iktidar hasretini, gizli ödeneklere zarf yapanların hainliğidir. Euzübillahimineşşeytani vessiyaseh orda da ser levha oldu. Onların sıvıştı, bizleri tamir vazifesi düştü.

O gazeteyi affettirecek bir 163 . madde gayreti yeter de artar. Ama gel görki şeytanın vazifesi bir mükemmel tabloda veyahut sıradan bir tablo da illaki küçük güve deliklerini göstermektir.

şahısları tanıyın derken ifadelerine bina edilen isnatlar var ama davet üstüne davet gene de gidlip sorulmuyor kendi fikri, ithamlara maruz kalan nur meşrebi değilki bir şahsın bir meramını ifade tarzı, hala anlayamamışlar var. ıslamın tek farzını nefyetmek yok, nefyeden yok. Delil getirenler falanca abi, fülanca konumdakini konuşturuyor tercümanmış gibi.

Farz farzdır kardeşim, yerine getireceksin, getirmekte gayret, farzı ikame de vazife tüm müslümanlarındır.

Ama afedersinizde hala kupon peşinde koşan hakikat fakiri avam halk başka bir memleketin fertlerimi? Ben şaşıyorum niye bu memlekette hala bu kupon peşinde gazete almaya giden, levsiyat düşkünü insanlar var? Hizmet mi gelme di yoksa biz mi kusurluyuz? O gazete 20 sene oldu doğalı, ama halk istenen kerteye gelmiyor?! Okumuyor, işte bu benim evvelki dediklerime racihtir, biz millet olarak hakikate yavaş tepki veriyoruz.

Bir de 17 Ağustos depreminden 4 gün önce (görenler yeminle ifade ediyor) diz kapakları araba altında ezilmiş gibi -çünkü sızıların verdiği çığlıklara engel olamıyor - acı veren zat-ı muhterem, bir Kur'an-ı Kerim nüshası istiyor, kendince izlenimi ifade ederken bir musibetin yaklaştığını ağlayarak haber veriyor, şahsı itibariyle Türkiyenin her beldesine nisbetene para bölüştürüyor elindeki paradan, bunları sadaka veriyor, herkesi *biz de dahildik* istiğfar etmeye sadakalar vermeye mesajlar salınıyor. Sonrada birileri ahkam kesiyor eşarp için fetva vermişti (kendisi görmüş ki diyor-ben görmedim eh varsa mimsiz düşünce derneğinin iftira ve mercümekli iktidar sapıklarının aşağılamaları var bu mu yani?) ondan dolayı bizim ah-ü efganımız arşa ulaştı -şahit miydin görmüş gibi ahının nereye gittiğini ifade ediyorsun? Suçlu bula bula komşunun keçisini niye aramadın ki?- diyor felan...

Bir de Dede Paşa hazretleri isminde evliyaullahtan mühim bir zat var, onun meleklerden ricası var (bunu teyit etmesi sizlere düşer okuduğum kaynağa benim itimadım tam) Ruhefza zahmet etmezse bir baksın nereye çıkıyor bu araştırma. Gerçi zat-ı alileri gene bir klişe alır yerleştirir aşağıya ya. Olsun onun edeceği zahmet o kadar ama ben gene davet ettim işte. Benim baştaçlarımın bir tanesinin bir klişenin bin defa tekraratına binler saatim feda olsun gene okurum. Zübeyr ağabey deme di mi Kolay Nurcu olunur ama zor ama çok zordur Nurcu olarak vefat etmek. ıfade tarzı bana aittir ben öyle anlarım kendimi levm ettiğim zaman.

Sorun bakalım bakkalcı Nuri Yaşamaz hoca hissetmiş mi geleni? Bu işin ya olanı vardır ya da olmamışı, Yaşamaz hocanın hangi KILI hissetmiş, doğuştan beri hangi hasırı taban sermiş oturmuş? Kolay mı hergün hasırda oturmak hele ki uyumak?

şu an son bazı sıkıntılar yaşanıyor, bir neticeye gidilecek, rahatlama gelecek, ama tazyik son haddinde, bazı malum örümcek kafalılar hiç muhafazakar mesaja kapı aralamak istemiyorlar. Siz bunların kellesini mi alırsınız -ki nerde kim buna izin vermiştir? - yoksa bunların takıldığı 3-5 küçük mevzu var, işte şu resmi görmezsem okumam, şu tarzda değilse elimi değirmem gibi.. (Burada bir kez daha rahmetle anıyorum bugünleri bize miras bırakan mercümekleri, erememiş bakmazolasıları) şimdi ses son tiz perdesine vardı. Bu gazete sabrediyor. şu sıkıntılı günler gidecek en derin cephelere ses soluk ulaştırma netice verecek bir baraj yıkılması olur gibi nehir tekrar eski yatağına kavuşacak..

Yapılanlar ele bulaşmış lekelerdir, tıpkı üstadın şapkaya fatva vermesi gibi, hatırlarsanız O günde de ÜSTAD yalnızdı TÜM ULEMA!!!! şapkaya aleyhte fetva verdi, Üstadımız hariç, inşaallah O şapka müslüman olacak diyerek. Bu hususta siz ne görürsünüz, müslüman olmayan bir şapka saf değiştirecek demek değilmidir bu?

Gazete kendi çevresince algılandı, olan bazı şeyler gelir ihtiyacı kesinlikle değil, sadece bazı çevrelerin, hele kendini hala solcu olarak tanımlayanların, tay-tay ettirilmesinden ibaret, yarın onlarda tıpış tıpış kendi başlarına yürüyebilecekleri, çevrenin artık eskiyi anımsatmadığı baharda, herşey çiçek açacak, istenilen hedef bazı tarihlerle sınırlı, bunu herkes bilebilir sanırım, gayretler yine de istenilen seviyeye ulaşmadı, keşke bir muhafazakar gazete diğer tüm gazetelerin toplamı kadar satabilseydi, ama şu an hazır bir toplum yok, büsbütün kopuk bir toplum olaydı hemen bir Askeri müdahale gelir, O 3 misli satan hakkın nefesi gazeteyi dahi kapatırlardı. Bugün rütbeli insanlar dahi size kulak vermeye başlamışsa bunda kurulacak köprüler önemlidir.

Hele siz geçici bir köprü kurun. Hele sen gel bir namazını kıl bacım, başını örtmesini bilmesen de gel, bilmemek ruhsattır, hele bir kulak ver, sana bugüne kadar tabiatın nefesleri icraatın sesi dendi, Allah büsbütün unutturuldu, TV de diziler beyne çamaşır suyu döktü hergün yıkadı götürdü, bak burda biz size anlattıkları gibi eli kanlı, ermemiş bakmamış insanlar değiliz, biz mü'miniz, muhabbet fedaisiyiz, biz sünnete ittiba etmiş, helal ve harama riayet eden, farzları yerine getirip kebairi ve dahi küçük günahları terk edenleriz. Ses gitmediği yere ıslam'da bağırılıp büsbütün kaçırtılmaz. Sabredilir en güzel (Kavli Leyyin) dille, en yumuşak , en metotlu yöntemle ifade edilir.

şahıslar kurumlar kendilerini bağlar. ıslamda HER DÖNEMDE giden mesajcılar gittikleri beldenin kurallarına riayet etmiş, krallarına hürmet göstermiş, (ki hürmet görmüşler) mesajlarını en asude en güzel en tatlı dille hatta onların diliyle ifade etmişlerdir.

Yalnız şeytandır ki dönüp dolaşır bir hayvan leşinin kokusuna dikkat çeker oradaki katman katman esma-i hüsnanın icraatini büsbütün perdelemek ister. şu toplumun geçirdiği doğum sancıları son kertesinde bu millet Osmanlının hakkını adaletini ve belki de giysileri dahil adet ve örflerini bir silkelenmede tekrar yakalayacak, mektep medrese ve kışla izdivacına yürüyecek, şu anki koza faslını bitirecektir.

Gel ey şeytan ve senin avanen O kozanın tüylü kabuğunu gözüme sok! Ben gene de hakkın tecellisinden başkasını görmedim. Başkasını görenler varsın ıstiaze etsin..

Bu millete iman dersini niçin Üstad gerekli görmüştür? Bir dini bilme havasının, ülfetin içerisinde büsbütün dinden uzaklığın, sanki dine yeni uyanıyormuş gibi peyderepey aklında tutabileceği emirlerini dinletmek vacip iken dikte edermiş gibi, kaçırtmaya azmetmiş gibi tavır takınmak niye?

Gazete, muhitte tavırlar şöyle böyle deyip, töhmet altına itmek niye? Eh bari vuracak bir git en ihlaslılardan bir de dinle anlatılmak istenen, atılmak istenen adım ne, hikmeti ne diye.. Sanki onca ders yapılıyor hepsinde de "gazetede verilen ilanlar gibi, eşarpları ayarlamak istiyoruz mu deniyor?"

Afedersiniz ama 10 dan fazla kerratla dinlemişimdir, Önde görünen zat hanefi fıkhına göre "fitne zamanında gözler hariç tüm başın kapatılması farzdır der ki benim de bu zaman için kanaatim böyledir, gel görki medyada bunu nasıl ifade edeceksşn" DER!.. Üç itimad ettiğim abi varki hepsinin eşleri o şekilde tesettür edinmiştir. Siz eğer bir solcu gibi tutar istediğiniz felsefede anlamak isterseniz, vaciple ifade edileni görmemiş olursunuz. Ne güzel şu zamanlarda ki eşarp reklamları bile dersiniz.

Ben dinledim, O'dur asıl olan, şimdi kim "Eğer bir münafık haber getirirse..." ile başlayan ayete muhalif tavır takınmak, isterse buyursun O yaksın, ilerde ben seyrederim.

328

16.11.2007, 18:42

1- Medyada Hak ve hakikat değiştirelecek diye bir şart mı var?
2- STV deki şampuan reklamlarına deyinmemişsin?
3- Ceka ağabeyin yazdıklarına cevap vermemişsin?
4- Benim yazdıklarıma cevap vermemişsin?
5- Abdülkadir Said'in sorusuna da yarım yamalak cevap vermişsin. Zaman, cemaate ait mi değil mi?

Not: Biliyorum yine adam akıllı bi cevap vermeyeceksin.

329

16.11.2007, 18:42

Alıntı sahibi ""saidlock""

Ben dinledim, O'dur asıl olan, şimdi kim "Eğer bir münafık haber getirirse..." ile başlayan ayete muhalif tavır takınmak, isterse buyursun O yaksın, ilerde ben seyrederim.


Sen hala o cemaati savunuyorsun. Ben diyorum ki, ne yapıyorlarsa yapıyorlar, Üstad'ın yoluna mal edilmesin. Bana bunun cevabını niye vermiyorsun.

Haberin kaynağının Vatan olduğunun farkındayım. Ama sen farkında mısın, bu reklamı Zaman yayınlıyor, Ceka abinin dediği tv'de reklam meselesi de var. Bu cemaatin bundan kazanacağı paraya ihtiyacı var mı? Bu zaruret mi ki buna tevessül ediliyor. Bunda iki ihtimal kalır, ya Zaman bu hassasiyete önem vermiyor, umurunda değil, ya da bir zorlama var.


Demişskin ki:

Alıntı

Yapılanlar ele bulaşmış lekelerdir, tıpkı üstadın şapkaya fatva vermesi gibi, hatırlarsanız O günde de ÜSTAD yalnızdı TÜM ULEMA!!!! şapkaya aleyhte fetva verdi, Üstadımız hariç, inşaallah O şapka müslüman olacak diyerek. Bu hususta siz ne görürsünüz, müslüman olmayan bir şapka saf değiştirecek demek değilmidir bu?



şapka meselesine gelirsek bak Üstad ne demiş,

Üç mahkemede ondan beraat kazandığımız ve kırk sene evvel bir hadîsin harika tevilini beyan ederken, cin ve insin şeyhülislâmı Zembilli Ali Efendinin "şapkayı şaka ile dahi başa koymaya hiç bir cevaz yok" demesiyle beraber, bütün şeyhülislâmlar ve bütün ulema-i ıslâm cevazına müsaade etmedikleri halde, avâm-ı ehl-i ımân onu giymeye mecbur olduğu zaman, o büyük allâmelerin adem-i müsaadeleri ile, onlar tehlikede, yani ya dinini bırakmak, ya isyan etmek vaziyetinde iken, kırk sene evvel Beşinci şuanın bir fıkrası, "şapka başa gelecek, secdeye gitme diyecek. Fakat baştaki ımân o şapkayı da secdeye getirecek, inşaallah Müslüman edecek" demesiyle, avâm-ı ehl-i imanı hem isyan ve ihtilâlden, hem ihtiyarıyla imanını ve dinini bırakmaktan kurtardığı; ve hiçbir kanun münzevîlere böyle şeyleri teklif etmediği; ve yirmi senede altı hükûmet beni onu giymeye mecbur etmediği; ve bütün memurlar dairelerinde ve kadınlar ve çocuklar ve camidekiler ve ekser köylüler onu giymeye mecbur olmadıkları; ve şimdi resmen askerin başından kalktığı; ve örme ve bere çok vilâyetlerde yasak olmadığı halde, hem benim, hem kardeşlerimin bir sebeb-i ithamımız gösterilmiş. Acaba dünyada hiçbir kanun, hiçbir maslahat, hiçbir usul bu pek mânâsız ithamı bir suç sayabilir mi?

Anlayacağın üzere, meselede bir cebir var. Kanun zoruyla, istiklal mahkemesi ile şapka karşıtları zulme uğruyor. Millet diyor, bir tarafta bu zulüm, bir tarafta dinden olmak. Bu durumda bir de ihtilal çıkması, çok cana kıyılması ihtimali de var. Yukarıyı iyi oku, Üstad şapka giymeyi de hoş görmüyor, elbet bu da geçer, bu cebirden de kurtuluruz diyor.

Müstehcen reklam, ve örtüyü tağyir babındaki reklama bakarsan, durum böyle değil, bu da geçer dedirtebilecek, seni bağlayan bir zaruret yok! Varsa da, o yüzünü siz görmüyorsunuz, o tarafları derin devletin elinde. O kısımlarla cemaatin ve sahip olduğu kurumların yönetici kısmını korkutuyor, tehdit ediyor.

Yine diyorum, hoşlanmadığımız meseleyi söyleriz, bu bir, Nur mesleğine uymayan şeyler varsa da, onlardan vazgeçene kadar onları Nurcu saymayız, bu da iki.
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

330

16.11.2007, 18:52

Alıntı

Soru
şapka giymenin hükmü nedi?
25-Temmuz-2006 - 15:07:39
Cevabımız

Değerli Kardeşimiz;

ıman ve küfür kalbe ait sıfatlardır. Bazen imana veya küfre delalet ve işaret eden bazı fillerden ve davranışlardan dolayı insanlar vasıflandırıla biliyor. Mesela bele takılan ve rükua gitmeye mani olan “zünnar” dediğimiz kemere benzer bir takıyı, eskiden sırf imana zıtlıktan dolayı ehl-i küfür takıyorlardı. ışte böyle bir takıyı takan bir insana doğal olarak “ kafir” denilirmiş. Bunu takanın kalbine bakma imkanı olmadığından mü’min bile olsa “kafir” damgasını yemekteydi.

Sizin sorduğunuz şapka içinde aynı inanış hakimdir. şapkanın anlamı – önündeki çıkıntıdan dolayı- “ben Allah’ın önünde secde etmem”dir. Bu yüzden tüm ıslam alimleri “ şapka küfür alametidir. Bunun için şapkayı şaka ile dahi başına koyan kafir olur” demişlerdir.

Bu kadar muhakkik alimlerin bu hükmü elbette haktır. Bunun aksini söylemek ne bizim ne de kimsenin haddine düşmemiştir.

Ama kişinin niyeti güneşten korunmak gibi sağlık amaçlı olursa inşallah caiz olur. Ayrıca çocuklara takmak da günah olmaz. Ama herhalükarda şapkanın takılmaması tavsiye edilir.

Selam ve dua ile...
Sorularla ıslamiyet Editör



şapka cebrinin geldiği zaman da, amacı müslüman kesimi sindirmekti. Zaten diğer zulüm kanunları da aynı zamanda geldiler, Türkçe ezan, Kur'an harflerinin bile öğretilmesinin yasaklanması, bırak Arapça öğrenmeyi, tecvidli Kur'an öğrenemeyeceksin, namazını kılmana bile mani olacaklar düşün. şapkanın da belki onlar açısından hikmetlerinden bazıları buydu. Birincisi, secdeye mani olmak, ikincisi, halkı bu fetva ile karşı karşıya getirmek, kırmak. Üstad'ın da, çok zaman öncesinden, yani daha Süfyan bunları yapmadan, hatta daha meşhur bile değilken, bırak devlette idareci olmayı, söylemesi cay-ı dikkattir, demiş ki, bu da geçecek, başarılı olamayacak.

Bu ifadeden fetva çıkarmak ise, nasıl bir yanlış anlamadır, siz düşünün.
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

331

16.11.2007, 19:00

28 şubatı perdeleyenler şu an ki pek çok baskıya sebep olmuşlardır, ne risale-i nur talebeleridir veyahutta şu bu cemaattir. Bunun temel sebebi kanlı bıçaklı iktidar hasretini, gizli ödeneklere zarf yapanların hainliğidir. Euzübillahimineşşeytani vessiyaseh orda da ser levha oldu. Onların sıvıştı, bizleri tamir vazifesi düştü.

28 şubat'ı kimlerin ne için yaptığını biliyoruz. 28 şubatı alkışlayanları da biliyoruz. 28 şubat ürünü partilere kimlerin nasıl destek verdiğide malumdur. 28 şubat ürünü partilere destek vermeyen cematlerin nasıl şeytan ilan edildiğini 22 Temmuz öncesi gördük.
Söze hacet yok. Konu ile alakasız.

O gazeteyi affettirecek bir 163 . madde gayreti yeter de artar. Ama gel görki şeytanın vazifesi bir mükemmel tabloda veyahut sıradan bir tablo da illaki küçük güve deliklerini göstermektir.

Bazı gazetlerin 28 şubat ürünü partilere ve 163. Madde gibi maddelerin destekçilerine oy akıttırdığını da gördük.


şahısları tanıyın derken ifadelerine bina edilen isnatlar var ama davet üstüne davet gene de gidlip sorulmuyor kendi fikri, ithamlara maruz kalan nur meşrebi değilki bir şahsın bir meramını ifade tarzı, hala anlayamamışlar var. ıslamın tek farzını nefyetmek yok, nefyeden yok. Delil getirenler falanca abi, fülanca konumdakini konuşturuyor tercümanmış gibi.

Bir şahsın bir ifadeyi söylediği en yakın adamları söylüyorsa ve kendi basınında ve internet sitelreinde yayınlanıyorsa sormaya ne hacet. Çıksın açıklasın

Elbette ıslam'ın bir farzını nefy etme yok. Ama farzı farza tercih ettirme var. Güya imam-ı şatibinin fetvalarına bina edilen ilim öğrenme hürriyeti zaruriyattan, baş örtüsü farzı tahsiniyyattan gösteriliyor. Bakınca şer'i açıdan problem yok. Ancak, ilim öğrenme farzı Hititolojiyi kapsıyor mu bilinmez. Hititoloji okumak için başını açmak tahsiniyat mı zaruriyat mı kimi çevrelerce niye izah edilmez.

Ama afedersinizde hala kupon peşinde koşan hakikat fakiri avam halk başka bir memleketin fertlerimi? Ben şaşıyorum niye bu memlekette hala bu kupon peşinde gazete almaya giden, levsiyat düşkünü insanlar var? Hizmet mi gelme di yoksa biz mi kusurluyuz? O gazete 20 sene oldu doğalı, ama halk istenen kerteye gelmiyor?! Okumuyor, işte bu benim evvelki dediklerime racihtir, biz millet olarak hakikate yavaş tepki veriyoruz.

Kupon peşinde koşanların konumuzla alakasını çözememekle berber bize nasıl dokunduğunu bilemiyorum. Eğer ki taş Yeni Asya'ya ise bilinsin ki Yeni Asya kapı kapı ,çoluk çocuk, yaşlı teyze dolaştırıp abone için yalvarmıyor?


Bir de 17 Ağustos depreminden 4 gün önce (görenler yeminle ifade ediyor) diz kapakları araba altında ezilmiş gibi -çünkü sızıların verdiği çığlıklara engel olamıyor - acı veren zat-ı muhterem, bir Kur'an-ı Kerim nüshası istiyor, kendince izlenimi ifade ederken bir musibetin yaklaştığını ağlayarak haber veriyor, şahsı itibariyle Türkiyenin her beldesine nisbetene para bölüştürüyor elindeki paradan, bunları sadaka veriyor, herkesi *biz de dahildik* istiğfar etmeye sadakalar vermeye mesajlar salınıyor. Sonrada birileri ahkam kesiyor eşarp için fetva vermişti (kendisi görmüş ki diyor-ben görmedim eh varsa mimsiz düşünce derneğinin iftira ve mercümekli iktidar sapıklarının aşağılamaları var bu mu yani?) ondan dolayı bizim ah-ü efganımız arşa ulaştı -şahit miydin görmüş gibi ahının nereye gittiğini ifade ediyorsun? Suçlu bula bula komşunun keçisini niye aramadın ki?- diyor felan...
Hakikatler artık kerametlerin üzerine bina edilmeye mi başlandı. Bizm komşunun balığı depremi haber verdi ise o zaman o bir evliyamı oldu nedir?

Hem madem o zat-ı muhterem öyle bir fetva vermedi ne diye kanalı ve gazetesi bunu tekzip etmiyor. Suçlusu tekzip etmeyen olmasın.

Bu gazete sabrediyor. şu sıkıntılı günler gidecek en derin cephelere ses soluk ulaştırma netice verecek bir baraj yıkılması olur gibi nehir tekrar eski yatağına kavuşacak..

Hakikatten galiba o gazete ve tvsi zor durumda olsa gerek. Baksana zor durumunu aşmak için yarı çıplak kadın reklamı alıyor. SAdaka mı versek nedir?

Yapılanlar ele bulaşmış lekelerdir, tıpkı üstadın şapkaya fatva vermesi gibi, hatırlarsanız O günde de ÜSTAD yalnızdı TÜM ULEMA!!!! şapkaya aleyhte fetva verdi, Üstadımız hariç, inşaallah O şapka müslüman olacak diyerek. Bu hususta siz ne görürsünüz, müslüman olmayan bir şapka saf değiştirecek demek değilmidir bu?
Çelişki çelişki çelişki. Sap ile samanı biribirinden ayıramıyan ahkam kesiyor.

Diyor o fetvayı vediğini duyan mı olmuş. Sonra diyor "Üstad -güya- şapka için fetva vermiş. Kendi fetvasını haklı çıkaracak.
Üstad asla şapkaya fetva vermedi. Canı cananı şapka günah olduğu için takmayarak tehlikeye girenleri kurtarmak için şapka takma fiiline fetva verdi.
ılginçtir ki ımam-ı şatıbiden fetvasını alanlar canının tehlikeden kurtarmanın zaruriyattan olduğunu bilir. Elbette oruç dahi can tehlikede ise terk fetvası verilir. Bu fetva ne oruç tutmama fiilini ne caiz yapar ne orucu ortadan kaldırır.

Sorarım size; Başörtüsü ile okuyamamak ömr-ü hayatına mı zora soktu, hayat-ı dünyevisini mi?

şapka takmasa ömr-ü hayatı heba olacak, baş örtüsünü çıkarmasa neyi heba olacak.

Gazete kendi çevresince algılandı, olan bazı şeyler gelir ihtiyacı kesinlikle değil, sadece bazı çevrelerin, hele kendini hala solcu olarak tanımlayanların, tay-tay ettirilmesinden ibaret, yarın onlarda tıpış tıpış kendi başlarına yürüyebilecekleri, çevrenin artık eskiyi anımsatmadığı baharda, herşey çiçek açacak, istenilen hedef bazı tarihlerle sınırlı, bunu herkes bilebilir sanırım, gayretler yine de istenilen seviyeye ulaşmadı, keşke bir muhafazakar gazete diğer tüm gazetelerin toplamı kadar satabilseydi, ama şu an hazır bir toplum yok, büsbütün kopuk bir toplum olaydı hemen bir Askeri müdahale gelir, O 3 misli satan hakkın nefesi gazeteyi dahi kapatırlardı. Bugün rütbeli insanlar dahi size kulak vermeye başlamışsa bunda kurulacak köprüler önemlidir.

Elbette rütbeliler kulak verecek. Çünkü onların istediği gibi olmuş.


Hele siz geçici bir köprü kurun. Hele sen gel bir namazını kıl bacım, başını örtmesini bilmesen de gel, bilmemek ruhsattır, hele bir kulak ver, sana bugüne kadar tabiatın nefesleri icraatın sesi dendi, Allah büsbütün unutturuldu, TV de diziler beyne çamaşır suyu döktü hergün yıkadı götürdü, bak burda biz size anlattıkları gibi eli kanlı, ermemiş bakmamış insanlar değiliz, biz mü'miniz, muhabbet fedaisiyiz, biz sünnete ittiba etmiş, helal ve harama riayet eden, farzları yerine getirip kebairi ve dahi küçük günahları terk edenleriz. Ses gitmediği yere ıslam'da bağırılıp büsbütün kaçırtılmaz. Sabredilir en güzel (Kavli Leyyin) dille, en yumuşak , en metotlu yöntemle ifade edilir.
Ya okuduklarım bir fıkra mı yoksa bir rüya mı?

Helale harama riayet ediliyorsa çıplak karılı şampuan reklamı caiz mi oldu? Sevdirmek adına kafasına göre hoca bulmak isteyenlere göre fetva vermek ne zaman hak ve hakikat oldu

şahıslar kurumlar kendilerini bağlar. ıslamda HER DÖNEMDE giden mesajcılar gittikleri beldenin kurallarına riayet etmiş, krallarına hürmet göstermiş, (ki hürmet görmüşler) mesajlarını en asude en güzel en tatlı dille hatta onların diliyle ifade etmişlerdir.

Evet hürmet görmüşler. Zira, hiç bir zaman zalimin elini öpmemişler ve hiç bir zaman zulm eden adama diş kirası ödememişler. ışte bazısı gittikleri ülkelerin kurallarına uyar ,ama ne hikmetse ne krallara yaranmışlar ne halklara. Nedendir bilinir.

şahıslar kurumlar kendilerini bağlar. ıslamda HER DÖNEMDE giden mesajcılar gittikleri beldenin kurallarına riayet etmiş, krallarına hürmet göstermiş, (ki hürmet görmüşler) mesajlarını en asude en güzel en tatlı dille hatta onların diliyle ifade etmişlerdir.

Bir iş bu kadar yozlaştırılamaz. Yozlaştırma da bu kadar masum gösterilmemiş.

Afedersiniz ama 10 dan fazla kerratla dinlemişimdir, Önde görünen zat hanefi fıkhına göre "fitne zamanında gözler hariç tüm başın kapatılması farzdır der ki benim de bu zaman için kanaatim böyledir, gel görki medyada bunu nasıl ifade edeceksşn" DER!.. Üç itimad ettiğim abi varki hepsinin eşleri o şekilde tesettür edinmiştir. Siz eğer bir solcu gibi tutar istediğiniz felsefede anlamak isterseniz, vaciple ifade edileni görmemiş olursunuz. Ne güzel şu zamanlarda ki eşarp reklamları bile dersiniz.
[/b]

Önde görünen zat hanefi fıkhına göre "fitne zamanında gözler hariç tüm başın kapatılması farzdır der ki benim de bu zaman için kanaatim böyledir, gel görki medyada bunu nasıl ifade edeceksşn" DER!.. Amma ne hikmetse bir gazete ve tivisi çıplak kadın yayınlar. Medyaya hesap vermekten korkar da halkalara hesap vermez. Hesap soranlara münafık der.

Ben dinledim, O'dur asıl olan, şimdi kim "Eğer bir münafık haber getirirse..." ile başlayan ayete muhalif tavır takınmak, isterse buyursun O yaksın, ilerde ben seyrederim.

ışte burdaki gibi.

Selametle
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

332

16.11.2007, 19:29

Cevap verme düşüncem olmadığını söylemiştim. ıktidarım, kapasitem hiç değil, altından kalkamayacağımı ifade ettim. Ancak tekrarla üzerine gidilince bildiğimi ifade edeceğim. Bilmediklerimi yazmam, yalana girmem.

1- Medyada Hak ve hakikat değiştirelecek diye bir şart mı var?
Fark değil ifadesi konulan, yıkılması ipoteğe bağlanan bir durum sözkonusysa, bak (gazete kendini saymasa bile) bak Nurcuların gazetesi kapatıldı mevzusu varsa ehveni şer yapılır. Kaldı ki ne evvelde ahir de ne propagandası var bu işlerin ne de şu an ki durum arzu edilen bir konum. Bazı durumlar var ki bir insanın canına mal olmaktansa eskinin Büyük Doğu gazetesi ve benzerlerinin fersah fersah ötesinde yumuşama yapılmıştır.

2- STV deki şampuan reklamlarına deyinmemişsin?
Yukarıdaki bahis.. Ne de olsa doğru düzgün cevap yazmayacapım ya. Yazdıklarım zaten israf oldu. Anlamamak ile anlamak istememek husunu karıştırdım, hata benimdir.


3- Ceka ağabeyin yazdıklarına cevap vermemişsin?

Ülker büyük bir guruptur. Yönetim Kurulu diye bir organ var, içerisinde parayla içli dışlı çok söz sahibi insan var. Takdir edersiniz ki ben gibi çapulcunun hiçbir iktidarı olmadığı yerden şu ana kadar büyük hizmetler kopup gelmişse, hele hele olgunlaşmamış bir yönetim kadrosuysa, beklemekten öte bize düşen duadır. Destek olmak tembihi bir diğer tam solcu firmaya tepki ya da kendi muhitimizi kollamak gibidir. Bugün Türkiye'mi olgunlaştı hizmet faslı bitti, tembih, tenvir, emri bil ma'ruf bütün üniteleriyle hayata taşındı ki bazı aksamalar çok dikkat çekiyor? ınsan düpedüz "accüle"dir. Kur'an tekrarla ifade ediyor. Sabır sabır sabır.


4- Benim yazdıklarıma cevap vermemişsin?
Önceki sayfa da sonra bakacagım.

5- Abdülkadir Said'in sorusuna da yarım yamalak cevap vermişsin. Zaman, cemaate ait mi değil mi?

Cemaatindir ama malum kahpe bir para düşkünü gazetenin elini taşın altına koymuştur. Kim mi? ıfade etmiştim daha evvel Nusrettin yediveren mayın gemisi.

şapka mevzunu örnek verirken bir yönünü ele almıştım, üstad elbetteki taleberinde de gördüğümüz gibi sarık gibi mühim bir sünnete ilerde kalbolacağı ümidiyle ve çatışma mevzuu olmaması için baskılara (tıpkı şimdilerde gazeteye ve önde görünen bir garip zata yapıldığı gibi) binaen fetva vermiştir. Demiştir ki müslüman olacak, secdeye gidecek. Yani o zihniyeti katı halde müdafii olan herhangi bir şahıs dahi yarın bizi dinledikde hakikate uyanacak. Yoksa hakikate uyanmamış, şapka düşkünü, şapkaya aksi fetvayı bahane yapan bir başdan secde ümidi boş aynen onun gibi secde meyvesi vermeyecek bir gavur adetine ruhsatlı fetva lüzumsuzdur. Üstad erkenden orada tavrını koymuştur. Biz daha 10 hamle ötesinin çıkarımlarına bir ayda ulaşalım derken onun sinir hücrelerimi diyelim, onun ilhami ateşin dehası mı O'nun farkıdır bu bariz hükmü.

ımam Rabbani bugünde gelse çokları yabancı kalacak idi, çünkü daim O seviyedeki insanlar yaşadığı zaman dilimde garip kalmışlar, bu hakikattir.

Çünkü bu şah'lar, müceddidler, çok yoğun, çok hızlı bir kıvam kazandırırken dış hatta bulunanlar meseleyi yeni gelenlere aksettirmekte kendi ekşilerini bulaştırmışlardır.

Bugün hizmetin çapı çok büyüdüğü için eskiden bazı ufak mahrem meseleler, bir 20 seviyesinde nebileyim en azından namazını kılan helal haram bilgisi olanlara anlatılırken, bu çizgi şu anda ister istemez 8-10 veya altı vasat insanlara da ifade edilmek zorunda kalınmıştır.

Düşünün içki içen, milliyetçi meşrepli, sabah medyanın bölge bayiinin patronuna mevzu anlatabiliyor, gazetenizin karından elde ettiği pay deyip kurbanlık sözü alabiliyorsanız, elbette o gibi fertlerin ister istemez çok bilmiş sorularına muhatap kalınabiliyor. Sadece bir doğum tarihini dürüstçe ifade fitneye irca olup, hizmete tesir edebiliyorsa en güzeli onu imkanlar dahilinde değiştirmek, değilse bütün bütün yok etmek elzemdir.

şimdilerde merkez 1000 kıvamında iken dış cephe artık vasatlara dayanmıştır. ışte bu vasatlara köprüler atılmalı, kendimiz ifade edilmeli. Ama kesinlikle şu an gazetede baskılar neticesi çıkan ilanlar, televizyona giren bazı saygısızlıklar hizmete mal edilmemeli. O reklamları çekenler bu hizmet değil. Elden geldiğince itiliyor ve hizmetin artık zirveye taşınması sabırsızlıkla bekleniyor. Müslümanların hakkını savunacak, rütbelilerin gözardı edemeyeceği, güçlü bir ses olacak bir milyonun üzerinde satan okumuş Türkiye'nin sembolü bir gazete lazım. ıster istemez bazı yumuşamalar aksetti gazeteye ama kesinlikle sokak yapısının ötesinde değil.

Diğer yandan bu ilanların bazını verenler sözü geçmiş gibi gururları okşandı hizmete alıştırılmakta. Bakın dün bunlara kapılar sürmeli idi. Ama şimdi hizmet buraya vardı, geri mi adım atalım? Ya da duralım, hizmet buraya kadar bundan ötekilere laf anlatılmıyor mu deyelim? Siz naparsınız? Çözüm üretelim. Hakikat ortada. Buraya vardır. Onlar eşarplari daim şöyle veya böyle resmettiler, öyle görmek istedirler, biz yumuşaklık göstermedikçe onlar hepten diklendi laf dinlemek, hizmet anlamak istemediler, şimdilerde bir kapı aralama seviyesi sözkonusu. Napalım? Haydi bre sen dinlemezsen dinleme ben hakikati sabahtan akşama kadar kendime ders yaparım, sensiz cennete girerim, senin canın cehenneme mi diyelim?

Defeatle ifade ettim, hepsi geçici bir kaç kalem yumuşama var. Televizyon sadece yurtiçinde değil yurtdışında dahi insanlara ulaşıyor yanı en zındık, en moskof memlekette kanal değiştirenlere dahi gidiyor. O yönüyle bizdeki gibi vasattan öte en zındıklara mesaj renk iletmeye gayret ediyor.

Hepsi geçici. Gayretler artık dayanamama kertesinde. Onun içindir ki bazen ve bazılarınca hatta bazen urbanın içinden idrak edememişler, izah edilmemişlerce de yadırganabiliyor. Yadırganması doğru ama geçici, inşaallah aslına tekrar bir rücu olacak. Bunu zaten okurlar isteyecek. O kıvam yakalanacak. Ama baskı henüz silinip gitmedi. Bazılarına şubatlarda esen soğuklar, dizileşince masal gibi geliyor ama hakikat öyle kimisine masal kimisine acı kahve.

333

16.11.2007, 19:33

O dönem (28 şubat) tarihinde ben içerdeydim, bizden çılgıncasına oy isteyen kanlı parti il temsilcisi istediğini elde edemeyince öndeki zata saldırmasını da gördüm. Zanlarınız hakikati değiştirmez, bir Cmuk la alakalı ikinci bariz ses yoktu. Ama siz nasıl ifade ederseniz edin. ıçteydim diyorum sen daha ne söylersin? Gayet rahat ve rehavetteki partileri peşkeş çekmedik, kirli altınlarına el sürmek değil nazar dahi etmedik.

şapka fetva ister demek te bazı anlayış darlığı olsa gerek. Neyse, ister anlarsın ister anlamak istemezsin. Ne sevap ne günah senin için.

Ah bir nasibim olsa da 10 sene sonra seni görebilsem. Neyi nasıl ifade edersin. Heyhat ne benim günahım seni bağlar ne de senin.

ıstedim ki değiştir bakış tarzını, yaptığın doğru değil, A 'yı suçlar B'den -hatasından-dem vurusun, A derim sen anlarsın AB, nideyim izah dedim anlarsanız diye.
-Sa eki olmadı, meğer izahat dahi lazım değilmiş, su-i zannın seni bağlar beni değil, bir cemaati karalamak akıl ehlinin kârı değil. şu an teheccüddür vakit, gerisi lazım değil, forum sizinmiş izin istemeden üye oldum meğer sizde hepten kapılar sürmeli kulaklar örülüymüş, silerseniz bunu bu başlığı kilitlememe ikiyüzlülüğü gibi olur,

Eyleyeceksen mü'min sıfatı eyle, böylesi nifak olur. Benmiydim iki yüzlü nifak nefesleyip senin şu eksiğin şu gediğin var diyen? Böyle böyle huzuru Risalet Penahiye giren tard olur, Allah'ın Resulü eyledi ferman duymak istemem herhangi bir müslüman hakkında menfi zan, vazifemiz bizim hüsn-ü zan, hüsn-ü zan,
Neyse sen vermezsin rengini, sallarsın silleni, bizler dedik açtık sinemizi, kimisi şu olur bu olur, ben demedim bir defa olsun zatıma nurcu, daim bildim kendimi, sıfır değil adi hizmet neferi,
Varsın zatınızın mahkemesi kessin hükmü, etsin kimini nurcu, kimini turuncu, bu foruma ilk intibaım garipti, eh artık vardı hakikatine, sizler yapın bildiğinizi, neyinize lazım fikrin ilk incisi. Tekraratınız vardı delilsizliğe, itham üstüne itham, Sandım ki ıttiham-ı Terakki gelmiş günümüze. Vesselam

334

16.11.2007, 20:05

Kardeşim vallahi yazılarında tam neyi ifade ettiğini anlamıyorum. Türkçeyi kullanma tarzını değişik.

Her neyse konu uzadı. Çok sıkmak doğru değil.

şu unutulmasın. F, Gülen cemaatinin niyeti ıslam'a hizmettir. Ancak malesef metod olarak biz onları Risale-i Nur dairesi içinde göremiyoruz. Hatta bir zaman F. Gülen Hocaefendiye ait kamplar baskına uğradığında Yeni Asya "Nurcuların kampı basıldı" diye başlığına bizzat kendisi "Biz Nurcu değiliz, niye böyle yazdınız,"diye şiddetli tepki göstermiştir. Demek bu cemaati Risale-i Nur dairesinde görmemizi istemeyen bizzat kendisidir.

Hem,elbette metodun eleştirildiği bir yerde niyetlerin halis olduğunu savunmak abestir. Hal böyle olunca yazılarınız sözlerimize cevap değildir.
Daha konu hesaplaşmaya kayıyor. Kapansa iyi olur.

Sizden sadece istediğimiz F. Gülen cemaati olduğunu söylemenizdir. Hizmetleriniz eleştirilsede , övülsede F. Gülen cemaati olduğunuzu ve referansınızın F. Gülen olduğunu söyleyiniz. Bunu ayıp sayıyor olmasanız gerek. Bunu manası sizi kardeş görmediğimiz de değildir.

Biz bir yerlerde dini bir mesele tartışıldığında , o meselenin halli için Risale-i Nur'un verdiği şablonu göstermek istiyoruz. F. Gülen Hocaefendinin değil. Yada Hoca Efendinin o meselenin halli için sunduğu şablonun Risale-i Nur'un şablonu olarak gösterilmesini değil.

Biz ışığımızı güneşten alıyoruz. Işığını güneşten alan kamerden almak istemiyoruz.

Diyoruz ki herkez mesleğini icra etsin.

Dedim ya siz Kapı Üreticisisiniz. Ürünlerinizi bizim mesleğimiz olan Marangozluk adı altında satmayınız.

Konu benim için şimdilik kapanmıştır
Muhabbetle
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

şahan

Orta Düzey

  • "şahan" bir erkek

Mesajlar: 300

Konum: izmir-tire

Meslek: üniversite öğrencisi(erzurum)

Hobiler: müzik(ney), tarih, fotoğrafcılık

  • Özel mesaj gönder

335

16.11.2007, 20:52

öyle şeyler anlatıyorlar ki.. bir süre H.E. evlerinde kalmış biri olarak duyduklarım beni fazlasıyla şaırtmıştı... bu gazeteye abıneliğe gidenlerin şefaate masharlığından bile bahsedildi... bunları ben gerçekten duydum.. aklıma 2 soru geldi... sahabiilere ve sier bilgilerimin aşşağı yukarı hepsini vaazlara borçluyum, bunu inkaar edemem... H.E. bunlardan haberdar mı_? büyük kimselerle görüşmemde artık bu tür meselelerin sadece diğer görevlilere aid olduğunu ve H.E. sadece dua etmekle ve ibadetle günlerini geçirdiğinden bahsettiler.. ne kadar doğru bilemem ama heralde haber7.com daki haber ve reklam herşeyi açık ve net ortaya seriyor.. suçlama ve kötülemerden hiç hoşlanmıyorum, çünkü gerçekten çok mükemmel ihlaslı insanlar da gördüm... daha tartışma yapılacak yer kaldı mı ki... yazık ama çıkan reklam bu zaman gazetesinde ki ve bana neden 'zaman' ismi konulmuş dediğim de sondan okunuşu namaz olduğu için demişlerdi...... daha tartışmaya gerek bile bırakmayacak cevapta.... yazık, çok yazık.......
Yum gözünü, kalbine heran yokluğa üfür!
'Kendinden geçmek iman, kendinde olmak küfür'

336

17.11.2007, 11:11

Saidlock kardeşim. ızahların için teşekkür ederiz. Açıklama yapma nezaketi göstermişsin en azından. Ancak bizim anlamak istemediğimiz şeklinde bir ithamı üzerimize yüklemişsin.

Malesef anlamak istemeyen sizsiniz. Biz F.G. cemaatinin hizmetlerine bir şey demiyoruz, tarzları da fetvaları da kendilerini bağlar elbette.

ışin içine Rısale-i Nur'un sokulmasına karşıyız. Sizin anlayamadığınız budur. Ölçüleriniz başkaysa neden Risale-i Nur talebesiyiz dersiniz ki? Yukarıdaki sorularıma cevap verirken de baktım ki gösterdiğiniz ölçüler Risale-i Nur referanslı değil. Yeni Asya sizin saydığınız baskılardan daha fazlasına maruz kaldı. 1970 den sonra 6 kez bölündü (Derin devletin eliyle), ama Risale-i Nur ölçülerinden taviz vermedi.

Lütfen bizi anlayın. Biz Hocaefendi Hazretleri'ne evliya diyen insanlarız. Niyetimiz kötülemek değil, Risale-i Nur'un hukunu korumaktır!!!

337

17.11.2007, 12:54

Alıntı sahibi ""talhagenc""

Lütfen bizi anlayın. Biz Hocaefendi Hazretleri'ne evliya diyen insanlarız.

:gözlük5:

şahan

Orta Düzey

  • "şahan" bir erkek

Mesajlar: 300

Konum: izmir-tire

Meslek: üniversite öğrencisi(erzurum)

Hobiler: müzik(ney), tarih, fotoğrafcılık

  • Özel mesaj gönder

338

17.11.2007, 15:30

evliya değilde, zamanımızın en önemli âlimlerin desek... zamanımızın ihlaslı âlimlerinden...
Yum gözünü, kalbine heran yokluğa üfür!
'Kendinden geçmek iman, kendinde olmak küfür'

339

17.11.2007, 16:45

Kardeşler siz ne derseniz deyin de ben kendi görüşümü söyledim. Sözümü de düzelteyim

Ben Hocaefendi Hazretlerine evliya diyen biri olarak onun cemaatinin yanlışını bu başlıkta ifade ediyorum. Ve kesinlikle takıyye yapmıyorum.

340

17.11.2007, 23:32

Allah'ın farz ettiği bir emri, insanların gönül rızasıyla terk etmesine sebep olan biri, nasıl evliya olur??? Allah'ım sen bizi koru...

Bu konuyu değerlendir