Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.
Alıntı
Talebeliğin hassası ve şartı şudur ki: Sözler'i kendi malı ve telifi gibi hissedip sahip çıksın ve en mühim vazife-i hayatiyesini onun neşir ve hizmeti bilsin. (Mektubat, s. 329.)
Kaynak: http://www.risaleara.com/oku.asp?id=5472
Alıntı sahibi ""Hulusi5""
Dördüncü hastalık: "Sû-i zan"dır.
Evet, insan hüsn-ü zanna memurdur.
ınsan, herkesi kendisinden üstün bilmelidir. Kendisinde bulunan sû-i zan sâikasıyla başkalara teşmil etmesin. Ve başkaların bazı harekâtını, hikmetini bilmediğinden takbih etmesin. Binaenaleyh, eslâf-ı izâmın hikmetini bilmediğimiz bazı hallerini beğenmemek sû-i zandır. Sû-i zan ise, maddî ve mânevî içtimaiyatı zedeler.
mesnevi nuriye katre
Alıntı sahibi ""Hulusi5""
peki madem hatıraları kabul etmiyorsun ve bununla hatıraları anlatan abileride kabul etmiyorsun..
o halde sana risaleden konuşayım..
bu alıntıda üstad ne diyor?sen ne yapıyorsun..açıklarmısın?
istersen sana uhuvvet risalesinide ekleyeyim buraya..belki okumamışsın..
Alıntı sahibi ""ruhefza""
daha önce de bilhassa demiştik, sırf derslere gitmediğimiz için herhangi bir cemaatten değiliz..Fakat, sizin gelipte neden burada bir başka cemaati savunduğunuza da bir mana veremiyoruz. Bu tarz savunmalarda bulunanlar olmasa, bizce insanlar birbirlerine karşı daha hoşgörülü olurlar..
şimdi siz bu alıntıları yaparak, başkalarını o dediğiniz cemaate karşı daha fazla kışkırtmış oluyorsunuz! Ki bu başlıkta en küçük bir yalan veya hilaf varsa onu deyin, aksi takdirde cemaatler arasında kalplerin kirlenmesine sebep oluyorsunuz!
Alıntı sahibi ""talhagenc""
Bediüzzaman'ın hatıralarında veya Risale-i Nur'un herhangi bir satırında Mustafa Kemal'i veya Kemalizm'i, ya da komunizm gibi herhangi bir dinsizlik akımı veya dinsizi hizmet alet etmeye izin verilmiş mi? Buna müsade edilmiş mi? Varsa örneği kaynağıyla birlikte söyler misin?[/b]
Alıntı sahibi ""ruhefza""
Alıntı sahibi ""talhagenc""
Bediüzzaman'ın hatıralarında veya Risale-i Nur'un herhangi bir satırında Mustafa Kemal'i veya Kemalizm'i, ya da komunizm gibi herhangi bir dinsizlik akımı veya dinsizi hizmet alet etmeye izin verilmiş mi? Buna müsade edilmiş mi? Varsa örneği kaynağıyla birlikte söyler misin?[/b]
bu soruya cevap vermeden devam ediyorsunuz! Amiyane tabirle, kaçak güreşiyorsunuz! bu işin senin tanıdığı, benim tanıdığımı olmaaz! elleri de, dilleri de deccali övmeyle meşgul!
"kabın içinde ne varsa dışına o sızar!" Hadis-i şerif'tir..
o cemaatin reklamını sizin gibi "kemalist cemaat dostlarından" başka kimse yapmıyor burada..
Allah korusun, "DECCALE BıR AN HOş BAKANIN, 40 YILLIK AMELı YANAR", buyurur Resul-i Zişan..Yaptığınız reklamın ucu buraya varıyor!
Alıntı sahibi ""ruhefza""
başka muhtap mı var? bu soruyu siz sormuşsunuz! cevabı sizden bekliyoruz..lütfen soruya cevap verin..aksi takdirde kaçak güreşmeye devam etmiş olacaksınız..
Alıntı sahibi ""Hulusi5""
ben ise sungur abi cemaatindenim..
Alıntı sahibi ""Hulusi5""
benim tanıdığım f.gülen cemaati süfyana karşı çok şedittir..
Alıntı sahibi ""Hulusi5""
SıZ ACABA NEDEN FETHULLAH GÜLEN HOCAEFENDıYE SORMUYORSUNUZ?
Alıntı
Mustafa Kemal Atatürk hakkındaki görüşlerinizi de rica edebilir miyim efendim?
Evet. Bu hususta düşüncemi ifade ediyorum, karşı taraf kaldırıp diyor ki, biraz evvel bahsettiğiniz şeylerde de, yok takıyye yapıyor, yok şunu yapıyor, bunu yapıyor...
Evet, Ben Mustafa Kemal Atatürk'ün askeri bir dahi olduğunu, idare bir dahi olduğunu, istiklal mücadelesi ile ezilmiş bir milleti yeniden istiklalinin kazandırma suretiyle, ona hürriyeti tattırdığını, ve her şey olmaya müsait hale getirdiğini defaatle arz ettiğim gibi bir kere daha sizin vasıtanızla bütün Türk toplumuna arz ediyorum.
Atatürk ifadesini kullanıyor musunuz, kendisinden bahsedildiği zaman?
-Her zaman. Hem ismini, hem soy ismini, hem de Türk milletinin içinden gelerek verdiği o ismi her zaman kullanıyorum.
-Peki kullanabilir misiniz efendim?
-Mustafa Kemal Atatürk diyorum. Bunu Kanal D'deki programda da açık seçik olarak söyledim. Birilerinin onu bir taraflara çekip, dinin karşısındaymış gibi göstermelerine karşılık, hatta orada uzun boylu olarak onun çok iyi bir dindar olduğunu, şemsettin Günaltay ile olan bir mülakatı ifade etmek suretiyle, onun başka tarafı çekilmeye müsait olmadığını ısrarla ifade ettim. O bu milletin içinden çıkmıştır, bu milletin evladıdır, bu millet için yüreği çarpmıştır, bizim mukaddes bildiğimiz, saygı duyduğumuz her meseleye saygı duymuş ve millet nezdinde, kalbinde saygın bir yeri olan bir insandır.
Kaynak: Show TV, Reha Muhtar'la Yapılan Telefon Röportajından, 15 Haziran 1999
Alıntı
Sizin Atatürk hakkındaki görüşlerinizle ilgili sürekli bir spekülasyon sürüp gidiyor?
Türkiye'nin içinde dışında öyle diyorlar 500'e yakın böyle müesseseler var ve hepsi bizim kriterlerimize göre bizim saygı duyduğumuz şeylere göre Atatürk köşesi de var, ıstiklal marşı da var, Türk büyükleri de var.
Bunca zaman komünizmin baskısı altında kalmış bu ülkelerde bir Atatürk köşesi yapmak, onun kitaplarını bir yere koymak, kendi bayrağımızı asmak, istiklal marşımızı söylemek, Türk büyüklerinden bahsetmek, oturup düşünülmesi gereken şeylerdir....
şimdi bir kere bu mevzuda değişik platformlarda onun nasıl bir askeri ve idari bir dahi olduğunu hep ifade ettim. Hatta yabancı bir ülkede aleyhinde konuşulduğundan dolayı ben şimdiye kadar olmuş değildi cami kürsüsünde protesto ettim. Bunlar meselenin bilinen yanları. Eğer bir insanın içinde olumsuz bir müzmeratı varsa, bir insan cami kürsülerinde veya değişik yerlerde kırk sene konuşmuşsa bir tek kelimeyle dolaylı yoldan dahi olsa herhalde bu dışarıya sızardı.
Efendim bu ülke insanlarının birbirleriyle tarihleriyle ve tarihi şahsiyetleriyle barışık yaşamaları şart. Bunda hemen herkes mutabık. Zaten siz de bu ülkede hoşgörü kültürünün yerleşmesi için çok büyük gayretler sarfettiniz. O yüzden Atatürk hakkında gerçi dediniz ki, aksi bir şey olsaydı mutlaka çıkardı. Biraz daha açarsanız Atatürk, Fethullah Gülen'in nezdinde nereye oturuyor, ne şekilde tanımlanıyor?
-Bütün Türk büyüklerine söylediğim şey artı O'nun çok önemli bir dönemde bir istiklal mücadelesi vermesi, onun bayraktarlığını yapması ve o gün bize musallat olan bir dönemin batı zalimleri onlara karşı bir istiklal mücadelesi verip bize bir istiklal kazandırması bizim bu günlere ulaşmamıza vesile olması bakımından çok önemli bir hadisedir. Bunu görmezlikten gelemeyiz. Bediüzzaman bu meseleyi ifade ederken der ki, onlar zaten o zalimler değil mi bazılarını bize musallat ettiler. O bakımdan Türkiye'nin bir istiklali, bugünlere gelmesi bundan sonra büyüklüğe oynaması için öyle bir mücadele çok önemliydi, çok hayatiydi Atatürk bu hayati meseleyi başarmıştır. Atatürk'e Türkiye'de düşmanlık yapan insanlar, onu dinin karşısında olmayacak bir şekilde göstererek düşmanlık yapmışlardır. Aslında o akılla dini mezc eden çok ender yetişmiş insanlardan birisidir. Bazılarını bunları belki ben vesikalarıyla ifade edemem ama çok inandığım birisi şemseddin Günaltay merhumdan naklettiği bir husus vardı. Bir gün yanına gittim bana demişti ki Falih Rıfkı şu mevzuda şöyle düşünüyor. Sen şu hususta ne diyorsun diye dine karşı. Ben yanlarına gittiğimde ısmet Paşayla bir haritanın başındaydılar. Ve ben ne yapıyorlar diye dikkatle baktım haritanın başında. Bana döndü dedi ki Hz. Muhammed'in harp stratejilerini görüşüyoruz burada. Atatürk, ısmet paşaya döndü dedi ki, sen olsaydın bu şartlar altında nasıl hareket ederdin? Aynen böyle hareket ederdim diyor. Bu değişik zamanlarda tekrar ettiğimde benim gözlerimi yaşartmıştır. Bir insan kendi toplumunca zannediyorum yanlış biliniyor ve yanlış takdim ediliyor. Çok manasız bir takdim etme meselesidir bu. Atatürk'ün nutkunu dikkatli okuyanlar onun dinine apaçık sahip çıktığını görürler. Bizim dinimiz akıl ve mantık dini dediği değişik hutbelerinde çok açıktır.
Kaynak: NTV, Püf Noktası Programında Taha Akyol ve Cengiz Çandar'a Verdiği Cevaplardan, 27 şubat 1998
Alıntı
Yurt dışında bazı okullarda Atatürk büstünün ve resimlerinin bulundurulması konusunda sıkıntınız vardı?
-Bazı yerlerde çözümlendi. Bunlar bizim devletimize ait işler. Bizim okulumuzda bir köşenin olması, orada Atatürk büstünün veya portresinin olması, ıstiklal Marşımızın, bayrağımızın olması bazı ırkçı, fazla milliyetçi ülkelerde yadırgandı.
Sohbetlerinizde sık sık kullandığınız bir hatıranız var. Siz Trakya'da askerliğinizi yaparken Gümülcine'de bir Yunan köpeğine ''Atatürk'' ismi koyuyor. Bu size dokunuyor. ''şöyle yada böyle bu devletin başına gelen insandır. Memleketi idare etmiş. Ah o Yunan'ı elime geçirsem de gırtlağını sıksam. Ben bu konuda müdafi olurum. O'na hakaret benim milletime hakarettir'' diyorsunuz. Bu işi acaba bir Yunan'lı değil de bir Türk yapsa tepkiniz ne olur du?''
-Belirttiğiniz bu sözlerimi aynen kabulleniyorum. Yani devletin başına gelmiş bir insana hakaret ettirmem. Bunu kim yaparsa yapsın. Türk'te yapsa Müslümanda yapsa yakışıksız şeyler bunlar. Dinde her hangi bir insanı yerin dibine batırma gibi vazife ve sorumluluk yoktur. Sövmenin sevap olduğuna dair hiçbir kitapta bir şey yoktur. Utbe ve şeybe'ye (Peygamberimize kötülük adına yapmadıklarını bırakmayan iki Mekkeli müşrik) dair efendimiz şöyle buyurur, ''Ölmüş gitmiş insanlara sövmeyi, ayakta kalanları rencide eder.'' Bu benim için çok önemli bir prensiptir. Bir diğer Kur'anî disiplin de şudur ki, geçmişte olan bu insanlar kendi kazançlarıyla Allah'ın huzuruna gittiler. Onlar ne kesb etmişlerse (kazanmışlarsa) ne iktisapta bulunmuşlarsa (edinmişlerse) onlara aittir. Siz kendi kazandığınız şeylerle Allah'a gideceksiniz. Bu disiplinler açısından geçmişi o ölçüde eleştirmek yakışıksız şeyler. Müslümanca bir üslup değil.
Kaynak: Sabah, Nuriye Akman'a Verdiği Mülakattan, 23 Ocak 1995
Alıntı
Atatürk ifadesini kullanıyor musunuz kendisini bizzat?
-Mustafa Kemal Atatürk diyorum. Bunu Kanal D'deki programda da açık seçik olarak söyledim. Birilerinin onu bir taraflara çekip dinin karşısında gibi göstermelerine karşılık uzun boylu olarak onun çok iyi bir dindar olduğunu şemsettin Günaltay'la olan bir mülakatını ifade etmek suretiyle onun başka tarafa çekilmeye müsait olmadığını ısrarla ifade ettim. O bu milletin içinden çıkmıştır. Bu milletin evladıdır. Bu millet için yüreği çarpmıştır bizim mukaddes bildiğimiz saygı duyduğumuz her meseleye saygı duymuş ve millet nezdinde nazarında kalbimde saygın bir yeri olan insandır.
Kaynak: Show TV, Reha Muhtar'la Kaset Komplosu Üzerine Yapılan Telefon Röportajından, 22 Haziran 1999