Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

05.03.2004, 10:07

BİRİNCİ VE İKİNCİ AVRUPA

BıRıNCı VE ıKıNCı AVRUPA

Bediüzzaman Hazretleri Lem’alar adlı eserinin On Yedinci Lem’asında münderic olan ve Avrupa medeniyeti ile alakalı mühim bir tahlil yaptığı Beşinci Notasında yine Avrupa ile ilgili, ya da Avrupa medeniyeti ile ilgili önemli bir tespit yapar ve Avrupa’yı iki kısma ayırır. ılgili ifade şöyle: “Yanlış anlaşılmasın, Avrupa ikidir. Birisi ısevilik din-i hakikisinden aldığı feyiz ile hayat-ı içtimaiye-i beşeriyeye nafi sanatları ve adalet ve hakkaniyete hizmet eden fünunları takip eden bu birinci Avrupa’ya hitap etmiyorum. Belki, felsefe-i tabiiyenin zulmetiyle, medeniyetin seyyiatını mehasin zannederek beşeri sefahete ve dalalete sevk eden bozulmuş ikinci Avrupa’ya hitap ediyorum.”

Bu ifadeden anlaşıldığı üzere, Bediüzzaman Hazretlerine göre iki Avrupa vardır. Birincisi, yine ılahi bir dinden feyiz alarak insanların faydasına çalışan, fen ve tekniği insanların mutluluğu ve huzuru için kullanan, hak ve hürriyetler temelinde adaletli olmaya çalışan, yani hayra ve iyiye, doğruya ve huzura hizmet eden bir Avrupa.

Diğeri ise fen ve tekniği insanların huzurunu bozmak için kullanan, insanları dinsizliğe, dalalete sevk eden, yaptığı yanlışlıklarla insanların başına büyük maddi ve manevi belalar açan, yani şerre ve kötülüğe hizmet eden bir Avrupa.

ışte bu iki Avrupa medeniyeti tarih içinde öteden beri mücadele ede gelmişler, bilhassa Fransız ıhtilalinden sonra Bediüzzaman’ın ikinci Avrupa dediği medeniyet büyük bir güç bulmuştur. Yani 1800’lü yılların başından itibaren sanayi devrimi ve fen ve teknolojideki büyük sıçramalar, ikinci Avrupa denilen medeniyetin çok büyük bir kuvvet kazanmasına neden olmuş.

Bu güç ve kuvvetin verdiği gurur ve kibir ile sağa sola saldıran, zayıf gördüğü milletleri yutmaya çalışan, hayatta kalmayı başkasını yemek üzerine kuran bu Avrupa, iki büyük Dünya savaşına neden olarak insanlığın büyük bir sıkıntı çekmesine vesile olmuş. Gerçekten de Birinci ve ıkinci Dünya savaşları insanlık tarihinde görülmemiş büyük bir maddi musibettir ve sebebi de habis ikinci Avrupa medeniyetidir.

Bu habis medeniyet insanlığın başına maddi bir musibet açmakla kalmamış, aynı zamanda ‘kapitalizme’ karşı bir reaksiyon hareketi olarak ortaya çıkan ‘sosyalizm’ de insanlığı büyük bir manevi burhan içine sürüklemiş. Binlerce insanın dalalete ve dinsizliğe girmesine vesile olmuş.

ışte böylesine insanlığa zarar veren ikinci Avrupa medeniyeti uzun süre yoluna devam edememiş, ıkinci Dünya Savaşı neticesinde ilan edilen ınsan Hakları Beyannamesi, ardından Birleşmiş Milletlerin kurulması ve 1952 Helsinki ınsan Hakları bildirisi ve son olarak da Avrupa Devletlerinin bir birlik yoluna girmesi ıkinci Avrupa medeniyetini mağlubiyete uğratmış.

1950’li yıllardan sonra ise Bediüzzaman Hazretlerinin birinci Avrupa dediği medeniyet hakim olmaya başlamış. Yani 1950 yılından itibaren Avrupa fen ve tekniği insanlığın hizmetine sunmaya başlamış, hak ve hürriyetler gelişmiş, demokrasi ilerlemiş, sosyal adalet tesis edilmiş, sosyalizm gibi dinsizlik akımlarına karşı setler teşkil edilmiş, Müslüman ülkeler ile çeşitli diyaloglar gerçekleştirilmiştir.

ışte bu gün karşımızda duran Avrupa Bediüzzaman Hazretlerinin birinci Avrupa diye teşhis ve tespit ettiği Avrupa’dır. Çünkü fen ve tekniği insanlığın faydasına kullanan bu günkü Avrupa demokrasi, hak ve hürriyetler, insana muhabbet, karşılıklı saygı, inançlara hürmet üzerine kurduğu sisteminde sosyal barışı büyük ölçüde tesis etmiş, toplum katmanları arsındaki dengesizliği gidermiş, refahı tabana yaymayı başarmıştır.

ışin aslına bakıldığında Avrupa’nın bu gün başardığı olumlu şeyler ıslam’ın malıdır. Yani Avrupa fiili olarak Müslüman olmuş gibidir sanki. ışte bu gün Müslümanlık Avrupa’da hızla yayılıyor ise bu, Avrupa insanının fiillerinin ıslam’a çok yakın olmasındandır.

Yine bu gün bir Müslüman ülke olarak bizi aralarına davet eden de bu birinci Avrupa’dır. Öyleyse bu davete icabet etmemiz gerekiyor. Fakat ne yazık ki habis medeniyet diye tanımlanan ikinci Avrupa medeniyetinin tesiri altında kalmış içimizdeki bir takım antidemokrat zihniyet hala bu gün birinci Avrupa’nın bu davetine karşı ayak diretmekteler. Ancak görünen o ki birinci Avrupa medeniyeti taraftarları içimizdeki bu ikinci Avrupa medeniyeti taraftarlarını mağlup edecekler
Ümidimiz ve beklentimiz bu yönde...

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir