Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

03.03.2004, 10:41

istibdat-Hürriyet Mücadelesi

ıSTıBDAT-HÜRRıYET MÜCADELESı

ınsanlık tarihi boyunca yaşanan en büyük mücadele, hiç kuşkusuz, hayır-şer, iyi-kötü, hak-batıl; ya da içtimai tabirle istibdat-hürriyet mücadelesidir. Bu mücadele, günümüzdeki içtimai tabirlerle baskıcı zihniyet-hürriyet veya demokrat-antidemokrat çatışması olarak da tanımlanabilir. ınsanların içtimai hayat teşkil etmelerinden bu yana, hatta Habil-Kabil çatışması ile başlayan bu mücadele; öyle görünüyor ki kıyamete kadar devam edecek.

Bu konuda Risal-i Nurda veciz tespitler bulunmaktadır. ınsanlık içtimai devirlerini “vahşet, kölelik, esirlik, ücretlilik, hürriyet ve malikiyet devirleri” tarzında beş devreye ayıran Bediüzzaman Hazretleri, bu devirlerin kısa bir tanımını şu şeklide yapar: “Vahşet devri dinlerle, hükümetlerle tebdil edilmiş, nim-medeniyet devri açılmış. Fakat, nev-i beşerin zekîleri ve kavîleri, insanların bir kısmını abd ve memlûk ittihaz edip hayvan derecesine indirmişler. Sonra bu memlûklar dahi bir intibâha düşüp gayrete gelerek o devri esir devrine çevirmişler; yani, memlukiyetten kurtulup fakat “el-hükmü li'l-ğâlib “ olan zâlim düsturuyla yine insanların kavîleri zayıflarına esir muâmelesi yapmışlar.”

Benzer tarzda, “şu pis istibdat ne vakitten beri başlamış,geliyor?” sualine; “ınsanlar hayvanlıktan çıkıp geldikleri vakit, nasılsa bunu da beraber getirmişler. Evet... Müstebit kurt, biçare koyunu parça parça etmek, daima kavi zayıfı ezmek, hayvanların birinci düstur ve kavanin-i esasiyesindendir” diye cevap veren Bediüzzaman Hazretleri devamla, istibdat-hürriyet mücadelesine dikkat çeker: “Meşrutiyetin sırrı, kuvvet kanundadır, şahıs hiçtir. ıstibdadın esası, kuvvet şahısta olur, kanunu kendi keyfine tabi edebilir, hak kuvvetin mağlubu. Fakat, bu iki ruh her zamanda birer şekle girer birer libas giyer. Bu zamanın modası böyle giydiriyor. Zan olunmasın , istibdat galebe ettiği zaman tamamen hükmünü icra etmiş, meşrutiyet mağlup olduğu vakit mahvolmuş. Kella! Kainatta galib-i mutlak hayır olduğundan, pek çok enva ve şuubat-ı heyeti içtimaiyede meşrutiyet hükümferma olmuştur. Cidal berdevam, harb ise seccaldir.”

ıfadede geçtiği şekliyle istibdat-hürriyet mücadelesi zaman ve zemine göre farklı şekil ve tarzda olsa da daima devam edecektir. Zira bu konuda Üstad cidal ve harbin, yani mücadele ve kavganın devam edeceğini tespit ediyor. Bu içtimai hayatımız için önemli bir tespit.

Nitekim dünya ülkelerinin yakın siyasi tarihlerine bakılırsa bu mühim tespitin cemiyet hayatında ne kadar geçerli olduğu çok açık görülebilir. Ülkemiz de yüz yılı aşkın bir süredir bu büyük mücadeleyi yaşamış ve hala da yaşamaya devam etmektedir. Birinci ve ıkinci meşrutiyetin ilanı ile Osmanlı Devletinin son zamanlarında başlayan bu mücadele, cumhuriyetle birlikte daha da şiddetlenerek devam etmiş. Cumhuriyet döneminin ilk yıllarında istibdat büyük bir galibiyet elde etmiş iken, 1950’de galip olma sırası demokrasiye gelmiş. Demokrasinin on yıl gibi kısa bir süre devam etmesi sonrası bu sefer de istibdat ihtilaller yoluyla demokrasiyi mağlup etmiş. 27 Mayıs, 12 Mart, 12 eylül, 28 şubat günleri demokrasinin mağlup edildiği tarihler olarak hafızalara işlenmiş.

ışte bu gün de büyük bir istibdat-hürriyet, ya da demokrat-antidemokrat mücadelesi yaşanmaktadır. Değişik görüş ve düşünce sahipleri bu iki cephe etrafında yerlerini almışlar. Garip ve ilginç olan bu önemli mücadele içinde devletin önemli makamlarında yer alan kişilerin de bulunması. Bu önemli mücadele ise AB üyeliği, Kopenhag kriterleri, AB standartları çerçevesinde gelişmeye devam ediyor. Demokrasi dışı güçler ve AB karşıtı lobi devlet gücünü de kullanarak, “bölücülük ve irtica” gibi sanal korkuların arkasına sığınıp müstebit temeller üzerine kurdukları saltanatlarını devam ettirmeye çalışıyorlar. Bir ölçüde de başarılı oluyorlar bugün.

Ama görünen o ki müstebit zihniyetin bu başarısı daha fazla devam edemeyecek; çok yakın bir zamanda sona erecektir. AB ülkelerinin de yardımıyla bu ülkede de demokrasi taraftarları er veya geç galip geleceklerdir. Yine çok yakın bir zamanda bu ülkede de hakkın, hukukun, adaletin, insan hakları ve demokrasinin her türlü korkunun önüne geçtiği görülecektir.

Ama yine de Bediüzzaman Hazretlerinin, “Cidal berdevam, harb ise seccaldir” dediği gibi, demokrat- antidemokrat mücadelesi kıyamete kadar devam edecektir.

2

19.11.2007, 03:17

Re: ıSTıBDAT-HÜRRıYET MÜCADELESı

Alıntı sahibi ""ahmetsaid""


Ama yine de Bediüzzaman Hazretlerinin, “Cidal berdevam, harb ise seccaldir” dediği gibi, demokrat- antidemokrat mücadelesi kıyamete kadar devam edecektir
.

evet..edecektir..

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir