Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

02.03.2004, 10:14

Başörtüsü, Hayrunnisa Gül ve AKP hükümeti

BAşÖRTÜSÜ, HAYRUNNıSA GÜL VE AKP HÜKÜMETı

Bu gün gazeteler önemli bir konuyu manşete çektiler.
Hayrunnisa Gül AıHM deki başörtüsü davasından vazgeçmiş...
Hayrunnisa Gül kim?
AKP'nin ikinci adamı Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün eşi.
Peki Hayrunnisa Hanımefendi niçin başörtüsü davasından vazgeçmiş?
işte cevabı:

"Evet, AıHM'nde açtığım davayı geri çekiyorum. Avukatıma bu konuda gerekli talimatı verdim. Kendisi bununla ilgili gerekli işlemleri yapacaktır.
Ben bu davayı açtığımda eşim ne Başbakandı ne de Dışişleri Bakanı. Sonuçta ben de her Türk vatandaşı gibi devletimin bana verdiği bir hakkı kullanarak bireysel bir başvuruda bulunmuştum. Ama davayı açmamdan sonra eşim önce Başbakan, sonra da Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı oldu. Eşimden dolayı burada çift taraflı bir durum oluştu ve ben de bu davada hem davacı, hem davalı konumuna geldim
Eşimin konumu nedeniyle açtığım davanın siyasallaşması, bu yönde değerlendirmelere uğraması rahatsız edici. Ayrıca, yargı kararlarının tartışılmasına fırsat vermemek, güven ve saygının kaybedilmemesini sağlamak hiçbirimizin vazgeçemeyeceği temel bir gerçektir. Bu davayı açtığım anda olduğu gibi bu davada verilecek karar da, hükümetin bu konuda yapacağı savunmalar da yine farklı değerlendirmelere neden olacaktı. Bu yönde herhangi bir tartışmaya yol vermemek için davayı geri çekmeye karar verdim."


Gerçekten ilginç ve garip bir durum bu?
en ilginç tarafı da şu: "Bu davayı açtığım anda olduğu gibi bu davada verilecek karar da, hükümetin bu konuda yapacağı savunmalar da yine farklı değerlendirmelere neden olacaktı."

Yani Hayrunnisa Hanım hükümeti rahatlatmak için davasından vazgeçmiş,
hükümet belki bu karardan bir ölçüde rahatlamış olabilir.
ama ya peki millet?
bunca haksızlığa uğrayan bacılarımız üzerinde nasıl bir tesir meydana getirir bu durum? Bu hiç düşünüldü mü acaba? Hükümeti ve kocamı kurtaracağım diye binlerce mazlum ve mağdurun kalbini kırmaya değer mi?
birkaç söz de AKP hükümetine:
Hükümet niçin hala ısrarla bu yasağın devamı yönündeki gayretelere göz yumuyor?niçin hala bu meseleye bir çözüm getirmek için bir çaba sarf etmiyor?
anlamak zor...
Yoksa sessiz çoğunluğun hallerini göremeyecek kadar kör;duyamayacak kadar sağır mı oldular?
Hayrunnisa Hanım kocası uğruna davadan vazgeçti...
Yoksa hükümet de koltuk uğruna söz verdiği değerleri terk mi etti...

Risale Okuyorum

Üyeliği İptal Edildi

  • "Risale Okuyorum" bir erkek
  • "Risale Okuyorum" adlı kullanıcı yasaklandı

Mesajlar: 663

Konum: Ankara

Meslek: Öğrenci

Hobiler: İnternet, Risale-i Nur

  • Özel mesaj gönder

2

02.03.2004, 14:13

Vay bea! iktidara gelince, kocası makam kazanınca insanlar davalarından dönebiliyorlarmış demekki. Üzücü bir olay. Umarım ıslam davasından da vazgeçmezler... :x
"şimdi oku, kabirde okuyamazsın!" (Zübeyir Gündüzalp)

Abdullah

Stajyer

  • "Abdullah" adlı kullanıcı yasaklandı

Mesajlar: 117

Konum: TR

Meslek: tasarim

  • Özel mesaj gönder

3

03.03.2004, 16:30

daha önceki yıllarda, biz başarırdıkta tbmm deki sayımız azdı dah çok ve tek olmamız lazımdı denildi ve sıralandı mazaretler.
Tbmm de tek olunuldu.

Önümüzdeki günlerde de gözlemlerime göre büyük ve ezici bir üstünlükle Politik güc sahibi olunulacak, kanatimce.
Ehhh hala yalpak ve kaypak cevaplarla oyalanılırsa, Benim aklıma söylesi bir durum ortaya cıkıyor. O da şu ki.
Usama bin Ladini Amerikanın ve siyonizmin maşası diye ithamlarda bulunuluyor. O vakit şöylesi bir denklem gerekiyor. AKPnin ve Aynı (Politik Amaçlı) safta yol tutan kişilerin Usama Bin Laden den daha beter bir Oyuncak olduğu kanatine varmak gerekiyor.
Forum kurallarından 4.2.1 + 4.2.2 ve 4.2.7´nci maddelerin ihlali sebebiyle üyeliği iptal edilmiştir.

4

03.03.2004, 16:46

Abdullah kardeş;

acı bir durum ama, söylediklerinize katılıyorum.

5

04.03.2004, 09:36

AKP ve başörtüsü

AKP, bilhassa lider kadrosunun geçmişte mensup olduğu, ama iktidara geldikten sonra “Artık o gömleği çıkarıp attık” diye ilânatta bulunduğu millî görüş çizgisinin de unutulmaz katkılarıyla “ateş topu” haline getirilen başörtüsü meselesinde başından beri geri duran çekingen bir tutum izliyor.

Daha birkaç gün önce Başbakan “Bu sorun sadece benim sorunum değil, herkesin sorunu” deyip topu “herkes”e attıktan sonra, “Toplumsal bir uzlaşma sağlanmadıkça başörtüsü işine girmeyiz” diyerek, bu konudaki politikasını bir defa daha deklare etti.

Ama iktidarın, hele de AKP gibi büyük Meclis çoğunluğuna sahip bir iktidarın, halkı rahatsız eden tüm sorunların—ve tabiî ki başörtüsü yasağının!—çözümünde birinci derecede sorumluluk taşıdığını gözardı ediyor.

Başörtüsü için toplumsal uzlaşma ortamının sağlanmasında hükümetin öncelikle inisiyatif alması gerekirken, Başbakan bu konuda topu medyaya atıyor; “Çözümün altyapı ve psikolojisini oluşturma görevi özellikle yazılı ve görsel medyanındır” diyor. (Dünden Bugüne Tercüman, 1 Mart 2004)

Ancak medyayı buna teşvik edecek altyapıyı hazırlamak da hükümetin işi değil mi?

Ne yazık ki AKP’nin bu konudaki hareketsizliği devam ediyor ve edecek gibi de görünüyor. ışin garibi, AKP’ye oylarıyla destek veren kitleler de başörtüsü için bu partiden birşey beklemiyor. Daha da tuhafı, bu sorunun çözümü için CHP’den medet umuluyor. CHP ise bir taraftan “Türban serbest olursa beş-on yıl sonra Türkiye’de hiçbir kadın başı açık gezemez” diye saçmalarken, diğer taraftan seçimlerde “türbanlıdan oy isteme” yüzsüzlüğünü pişkince sürdürüyor.

Ve bir buçuk yıllık AKP iktidarıyla gelinen noktada, iktidar canibinden gelen resepsiyon ve defile atraksiyonlarının yasakçı cephe tarafından muhkemleştirilen “kamusal alan” duvarına çarptığı bir kronik kilitlenme söz konusu. AKP’nin bu kilitlenmeyi açacak bir inisiyatif geliştirmesi ise zor görünüyor.

Dolayısıyla, hâlâ en temel hakları ellerinden alınan yasak mağdurlarına, başörtülü Başbakan ve Bakan eşlerinin Davos’ta ve Beyaz Saray’da boy göstermelerine bakarak kendi kendilerini tesellî edip avunmak ve yutkunmak dışında yapacak birşey kalmıyor.

Böyle bir tabloda Dışişleri Bakanının eşi Hayrünnisa Gül’ün, yasağa karşı AıHM’de açtığı dâvâyı geri çekmesi, hak arayışı sürecine zarar verebilecek yeni ve talihsiz bir adım olarak kayıtlara geçecek gibi görünüyor.

Hayrünnisa Hanımın, eşinin konumundan dolayı dâvânın siyasallaştığına dair gerekçesi haklı olabilir. Ama bu gerekçe aynı zamanda, tüm “Değiştik” iddialarına rağmen AKP’nin peşini bir türlü bırakmayan “din adına siyaset” heyûlâsının başörtüsü hak ve hürriyetine hâlâ zarar vermeye devam ettiğinin yeni bir belgesi olmuyor mu?

Demek ki, yıllarını “din adına siyaset” için harcayanlar, sonradan “Vazgeçtik” deseler de yol açtıkları tahribatı kolay kolay temizleyemiyorlar. Ve bunun bedelini en yakınlarından başlayarak bütün bir millet ödüyor.

Kaynak

6

04.03.2004, 18:06

Sayın Kazım Güleçyüz çok güzel yazmış.
tebrik ediyoruz..

natuvan

Acemi

Mesajlar: 17

Konum: Recklinghausen/Almanya

Meslek: Ögrenci

Hobiler: Kitap,Bilgisayar,Futbol

  • Özel mesaj gönder

7

05.03.2004, 00:21

Kader niye Fetva veriyor?

Muhterem Kardeslerim,

Bizler de yukaridaki yorumlarimizda bir sekilde topu eski Milli Görüs´cü cizgiye simdiki AKP´ye atmiyormuyuz? Elbette zahirde "din adina Siyaset" yapanlarin yanlislariyla Basörtüsü meselesi bu durumlara geldi ama biz Risale-i Nur dairesindeki insanlar böyle düsünemeyiz. Bizim sormamiz gereken soru sudur:

Kader neden böyle Fetva verdi ve veriyor? Biz müslümanlar nerde hata yaptik ve yapmaya devam ediyoruz?

Bizler oturup baskalari bu meselede söyle böyle yapti diyerek bu meseleyi halledemeyiz. Bizler baskalarinin avukati,nefsimizin savcisi olmaliyiz. Tesettür konusundaki günahlarimiz, hatalarimiz ,yanlislarimiz meseleyi bu hale getirdi. Meseleyi daha fazla acmak istemiyorum. Yanlis anlamalara yol acabilir.Herneyse...

Hayrunnisa Hanim´in dava basvurusunu geri cekmesini ise zararin neresinden dönülse kardir anlayisiyla dogru buluyorum. Bu meselede AIHM basvurulmasini kesinlikle tasvib etmiyorum.Gavurlar halletmisler mi ki bu derdi biz onlardan deva istiyoruz.Bir müslüman olarak onlardan Hak beklemeyi acikcasi Imanimin izzetine yakistiramiyorum.
Biz bu meselede Kaderin mahkumuyuz.O ne zaman hür´sünüz derse bu meselede hallolur Insallah!

Kardesiniz natuvan
"Dosttan gelen yalan habere müjdelik verdim,
Dogru olsaydi canimi verirdim."
MEVLANA

8

05.03.2004, 00:43

Ilginc. AIHM de kiler gavur tabirine münasip olabilir ( ki bunu incelemek gerekir) ama icimizdekilerin dessas Zalim zindika olgunuda unutmayalim.
Hayrunnisa Hanimin karari kendini ilgilendirir ve menfaatine göredir elbet.

Ama Ne demis ata : Dinsizin hakkindan imansiz gelir. . .

Allah hatalarimizi bagislasin.Amin.

natuvan

Acemi

Mesajlar: 17

Konum: Recklinghausen/Almanya

Meslek: Ögrenci

Hobiler: Kitap,Bilgisayar,Futbol

  • Özel mesaj gönder

9

05.03.2004, 01:22

"gavur" tabirini asagilamak niyetiyle kullanmiyorum.Bende biraz da espri oluyor anlayisiyla agiz aliskanligi yapmis bir kelimedir. Hani meshur sözlerdendir ilgimizi ceken bir yeni teknolojik bulus görürsek deriz ya:
Gavur amma da yapmis ha... :D

Yanlis anlasiliyorsa yerine hangi kelimeyi uygun görürseniz onu koyabilirsiniz.
"Dosttan gelen yalan habere müjdelik verdim,
Dogru olsaydi canimi verirdim."
MEVLANA

10

05.03.2004, 01:27

Anlasildi ( degistirmeyelim, böylece manada zenginlik kalmis olur ; ) )


Nitekim
Kücük seylere gereginden cok önem verenler , elinden büyük is gelmeyenlerdir. Eflatun

Selametle

natuvan

Acemi

Mesajlar: 17

Konum: Recklinghausen/Almanya

Meslek: Ögrenci

Hobiler: Kitap,Bilgisayar,Futbol

  • Özel mesaj gönder

11

05.03.2004, 01:34

Anlayisiniz icin tesekkür ederim.Diger kardeslerimin de ayni anlayisi göstermelerini rica ederim.

Kardesiniz natuvan
"Dosttan gelen yalan habere müjdelik verdim,
Dogru olsaydi canimi verirdim."
MEVLANA

12

05.03.2004, 09:30

natuvan kardeşim:

yazınızdaki bir kaç hususa temas etmek gerekiyor.(gavur kelimesi hariç. o konuyu izah etmişsiniz)

başörtü meselesi iki mühim kesimin hatasından meydana gelmiştir. birincisi "imamhatipleri arka bahçesi olarak gören" malum dini siyasete alet eden kesim; diğeri ise "ilim için başörtüsü çıkartılabilir" diye ucube bir fetva veren kesim. bu kesimlerin ciddi yanlışlıkları cemiyetin dengesini bozdu ve ortaya musibet halini alan bir durum çıktı.
musibetler de ekseriyetin hatasından meydana geldiği için 28 şubattan bu yana ülkemiz çok büyük musibetlere maruz kaldı.


diğer bir mesele ise:
Evet bu gün Avrupa Hırisitiyan devletlerden teşkil olunmuştur. ama bu devletlerde geçerli olan bir çok müsbet kural ıslamdan alınmıştır. Üstad Hazretleri de bu duruma "Bizim bir çok iyi ahlakımız onlara gitmiş" diye Hutbe-i şamiye adlı eserinde dikkat çeker.
Din-i Hak için Hırıstiyan bir devletten yardım istenebilir. Peygamber Efendimizin ilk Hicretin Habeşistan devletine yapılmasına müsaade etmesi buna delildir.
bu nedenle insan hakları noktasından elbette ki AıHM'e başvurulabilir. burada yanlış olan Sayın Hayrunnisa Gül hanımefendinin kocası uğruna davasından vazgeçmesidir. siz yazınızda kaderin fetvasından bahsediyorsunuz. işte eğer bir dünyevi neden için, iş için,ilim için, makam için vs biz davamızdan vazgeçer isek elbette ki kaderin hükmü aleyhimize olacaktır.

unutmayın bizim içimizdeki "gavurcuklar" sizin dediğiniz "gavurcuklara" bin kez rahmet okutur. bizdeki zındıkanın dehşeti sosyalist Rusyadan bile beter.
zaten bu dehşettendir ki "Deccali ancak ısa as öldürür" denmiştir.

natuvan

Acemi

Mesajlar: 17

Konum: Recklinghausen/Almanya

Meslek: Ögrenci

Hobiler: Kitap,Bilgisayar,Futbol

  • Özel mesaj gönder

13

05.03.2004, 15:28

Muhterem ahmetsaid Abi,

Allah razi olsun.Yazdiklariniz bende bu mesele hakkinda farkli bir ufku yakalamama vesile olabilir.Bu konu hakkinda düsünecegim.Sizden de ricam benim yazdiklarim hakkinda da sizin düsünmeniz. Insallah alemimizde bir hakikat ortaya cikar.

Simdilik bu meselede bu kadar söz yeter...
Allah tekrar sizlerden ve bizlerden razi olsun.

Kardesiniz natuvan,
"Dosttan gelen yalan habere müjdelik verdim,
Dogru olsaydi canimi verirdim."
MEVLANA

14

05.03.2004, 15:40

Elbette ki natuvan kardeşim:
sizin yazınızı da dikkatle düşüneceğiz.
zaten biz sizin yazınızdaki temel muhtevaya katılıyoruz.
sadece olayın bir başka cephesine işaret etmeye çalıştık.

Allah sizden de ebediyen razı olsun.
amin

15

16.06.2008, 01:49

Perşembe'nin gelişi Çarşamba'dan belliymiş..

16

16.06.2008, 16:03

Çarşambanınki de Salı dan :P

Seyda

Stajyer

Mesajlar: 136

Konum: ıstanbul

Meslek: Öğrenci

Hobiler: Tarih, Politika vs.

  • Özel mesaj gönder

17

02.07.2008, 02:38

yahu ben olsam bende aihm e olan davayı geri çekerdim. bir ülkenin bakanının eşi ülkesinin avrupaya şikayet edecek. olacak iş değil. ayrıca bu davayı geri çekmesi gönlündeki davadan vazgeçmesi anlamına gelmez. olay hiç bu yöne çekilmesin. hoş ben aihm e dava götürmenin de boş ve gereksiz olduğuna inanıyorum ya neyse...
"Nefrete sevgiden daha fazla güvenirim" dedi şeytan,

"çünkü nefretin sahtesi olmaz"

18

03.07.2008, 19:14

Size göre insanların hak ve hukuklarına sahip çıkmaları cidden boş ve gereksiz mi?

Seyda

Stajyer

Mesajlar: 136

Konum: ıstanbul

Meslek: Öğrenci

Hobiler: Tarih, Politika vs.

  • Özel mesaj gönder

19

03.07.2008, 21:06

hayır hak ve hukuka sahip çıkmanın boş ve gereksizliğinden bahsetmemişim yukarda dikkatli okuyunuz. sadece hakhukuk arayalım derken devletimizi uluslar arası arenada incitmeyelim demek istemiştim. bir devlet bakanının eşinin gidip devletini başka devletlere şikayet etmesi de bu devlete zarar verir. hak huku arayalım derken milyonlarca insanın hakkına girilmez.
"Nefrete sevgiden daha fazla güvenirim" dedi şeytan,

"çünkü nefretin sahtesi olmaz"

20

04.07.2008, 13:35

Arkadaşım kutsal olan vatandır, DEVLET KUTSAL DEğıLDıR!!! Hakkımı ve hukumu korumayan devleti feriştahına bile şikayet ederim ve hakkımı hukukumu ararım! Umarım devlet size de bir haksızlık yapar da o zaman bu sözlerinizi peynir ekmek gibi yersiniz...

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir