Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

Cabir73

Acemi

  • Konuyu başlatan "Cabir73"

Mesajlar: 17

Konum: Erzurum

Meslek: Muhasebe

Hobiler: **

  • Özel mesaj gönder

1

27.05.2006, 22:04

:::Yalan Söylüyorlar:::

Tarih 11 eylül 2001…ınsanlar ekranlardan sanki saldırıyı beklermiş gibi pusuda duran profesyonel bir kameramanın çekip naklen televizyonlara dağıttığı bir saldırıyı izledi…Bir terörist saldırı diye haykırmaya başladı ekranlar ve gazete sayfaları…Gözler anında Afganistan’a çevrildi…Suçlu hemen ilan ediliyordu…Zihinler ıslâm=terör yalanı ile tanışıyor,yalanlar zincirleme olarak kesintisiz birbirini takip ediyordu…’’ben yapmadım’’ diyordu Usame Bin Laden…Bir kasete çektirdiği konuşması ile ‘’o saldırıyı ben yapmadım’’ diyordu…Fakat onun sesi global medyatik yalan bombardımanı altında yok olup kayboluyordu…Bilhassa cumartesi Pazar günleri çarşaf çarçaf bol ekleri ile,kitap kalınlığında çıkan görevlendirilmiş gazeteler,televizyon kanalları suçluyu zihinlere kazıma görevini kesintisiz olarak yapıyor,suçlu diye sundukları kişi ‘’ben yapmadım’’ dediği halde onun suçlu olduğu yalanını sanki gerçekmiş gibi zihinlere kitlesel hipnotik seanslarla pompalamaya devam ediyorlar aslında hiç olmayan delillerle global yalanı pekiştirmeye çalışıyorlardı…Evet…Yalan Söylüyorlardı…Mutlak Yalanı sahte deliller ve önceden hazırlanmış anlatımlarla devamlı tekrarlarla insanlara sunuyorlardı…Global Yalan Komitesi;


; Çarpma ve patlamaların etkisi ile ortaya çıkan yüksek dereceli ateş ve sıcakla binaların demirleri bile erimişken saldırganlara ait pasaportlar bulduklarını söylüyorlardı,


-- Demirlerin eridiği yüksek dereceli ateş altında saldırganlara ait olduğu söylenen pasaportların hiçbir zarara uğramadan bulunduğunun söylenmesi Mutlak Yalandan ibaretti şüphesiz…


; Saldırıyı yapanlar diye isimleri açıklanan insanlardan kimisi bir ülkede ortaya çıkıp ben burada işimin başımdayım diyor,bir diğeri başka bir ülkede ortaya çıkarak benzer açıklamalarda bulunuyor olmasına rağmen görevlendirilmiş hipnotizmacılar televizyona ve gazetelerden kitlelere yalan pompalamaya devam ediyor,aslında orda olmayan insanları oradaymış gibi hatta orada o saldırıyı yapanlarmış gibi göstermeye çalışıyorlardı


-- Hiç şüphesiz orada değildim diyen gerçek kişilerin kendi beyanları dururken orda olmayanları orda hatta bizzat o saldırının aktörleri olarak göstermek Mutlak Yalandan ibarettir…


; ıki yüksek kulenin yalnızca uçak çarpması ile yıkılması mümkün değilken iki uçak çarptı ve kuleler birkaç dakika içinde yıkıldı diye kazınıyordu zihinlere.


-- Oysa gerçekte yüksek teknoloji ile yapılmış ve içeriğinde yüksek yoğunluklu çelik bulunan o genişlik ve yükseklikteki iki bina kesinlikle iki uçağın çarpması ile tamamen çökmez…Bu çarpma ve patlama etkisi ile yalnızca üstteki birkaç kat yıkılıp hasar görebilirdi…Tüm binanın yıkılması içinse kesinlikle daha önceden her kata patlayıcı yerleştirilmeli ve çarpmanın bir tetik olarak kullanılabilmesi için ayarlanmış olmalıydı…Bu Mutlak Gerçek perde arkasında dururken bütün yıkılma sebebini iki uçak olarak göstermek Mutlak Yalandan ibarettir hiç şüphesiz…


; Usame Bin Laden’in saldırıdan sonra bir kaset yayınlayarak ‘’ben yapmadım’’ diye konuşmasına rağmen görevledirilmiş global medya ‘’o yaptı’’ fikrini onun beyanın bastıracak derecede tekrarlarla zihinlere kazıyor,kitlesel hipnoz yapıyorlardı evlerinde yada yolculukları esnasında televizyon izleyen yada gazete okuyan bireylere karşı…


-- Oysa gerçekte üzerine yıkılan suça karşılık suçlu olarak gösterilen kişinin ben yapmadım diye ortaya çıkması asıl önemli olandır…Ben yapmadım diyen insan üzerine onu bile şüpheye düşürecek derecede ‘’hayır sen yaptın’’ şeklindeki cümlelerle bombardıman yapmak Mutlak Yalandan ibarettir şüphesiz…


; Yüksek güvenlik ve istihbari ağ ile çevrelenmiş olan,dünya çapında çevrilen film ve dizilerindede zihinlere o imajı vermeye çalışan amerikan iç güvenliği bu saldırıdan basit olarak söz ediyor sanki her mahalleden aslında kafası kızan birkaç çocuğun bile yapabileceği basit bir iş olarak gösteriyordu…


-- Oysa gerçekte bu saldırı tarihin başından beri yapılmış en organize fitne ve bozgunculuk hareketidir…Öyle ya,bu saldırı için önce çok önceden çok uzun bir araştırma ve tahlil yapılmalı,nerede ne ile karşılaşılabilir,hangi safhada hangi engel çıkabilir diye değerlendirme ve muhasebe yapılmalı,sonra bu uçakları kullananlar usta bir pilottanda öte olmalıki kuleye doğru yol alan uçağı çok ince bir manevra ile binanın tetik bomba yerleştirilmiş bölümüne şaşmadan çarptırabilsin ve mekanizmayı harekete geçirebilsin ki tüm binalarda eş zamanlı olarak bombalar patlayarak binaların yıkılmasına sebep olsun,sonra hiç şüphesiz bu çok kapsamlı bir plan ve işbirliği gerektiren saldırıda içeride bir destekçi olmalı ve bu destekçi devletin en gizli mekanizmalarını bilen,güvenlik ve istihbari ağın zayıflıklarından haberdar olan biri olmalıki zamanlama doğru olsun ve amaç gerçekleştirilebilsin…Hem içeriden hem dışarıdan global anlamda bir plan ve işbirliği gerektiren aksi halde gerçekleşmesi mümkün olmayan bu saldırıyı basit olarak gösterip bir avuç Müslüman üzerine yığmak,Müslüman’ları terörist ıslâm’ı terörle özdeşleştirmek Mutlak Yalan’dır hiç şüphesiz…


; Saldırıdan kısa bir zaman sonra global medya organlarından olan CNN amerikan kamuoyunda 11 eylül saldırısına sevinen Filistinlileri gösteriyordu.


-- Oysa gerçekte o görüntüler 1991 yılına körfez saldırısı yıllarına aitti…Yeni diye göstermek ise Mutlak Yalandan başka bir şey değildi…Eski görüntüleri izleyenlere yeni diye sunarak 11 eylül saldırısını Müslüman’larla ilişkilendirmek için dünya çapında ‘’bakın Müslüman’lar nasıl sevinip eğleniyor’’ şeklinde bir Müslüman karşıtlığı başlatmak ise Mutlak Yalancılıktan başka bir şey değildir hiç şüphesiz…


; Saldırıdan önce binadaki binlerce Yahudi iş adamı işlerine gitmemişti…Mossad saldırıdan önce onlara uyarı göndermişti…Böylesine bir gerçek karşısında bu hareketi Müslümlar yaptı demek yine hiç şüphesiz Mutlak Yalanın ta kendisidir…


Mutlak Gerçek böylesine göz önünde dururken yalan ve aldatma ile zihinler ikna edilerek Afganistana saldırı gerçekleştirildi…Bir haçlı seferi edasıyla başlatıldı üstelik…Zihinler öylesine ikna edilmiş hipnoz öylesine derin olmuştu ki dünya çapında halk için artık El Kaide bir terör örgütü,Usame Bin Laden global bir terörist Amerika ise cesur ve gözüpek askerleri ile kurtarıcıydı zihinlerde…Öyle işlenmişti zihinlere…Büyülenmişti insanlar…Bu kitlesel büyünün etkisi ile Müslüman olduğunu söyleyenler dahi birbiri ardı sıra El kaide ve Usame Bin Laden’i kınayan açıklamalar yapıyor,kendince kızıyor Müslümanlık dersi veriyor,açıkça terörist diyordu yalnızca televizyonda gördüğü fakat gerçekte hiç tanımadığı kendi halinde yaşayan bir avuç Müslüman için…O halde hep beraber El Kaide üzerine gidilmeli ve silinmeliydi dünyadan El Kaide…Öyle yapıldı…Bütün dünya el birliği etmişçesine global bir zihin birliği içinde hareket ederek saldırıya geçti…ınsanlar zihinlerine işlenen devamlı telkinlerle dört bir yandan gelen haberlerle artık nerede Usame Bin Laden yada El Kaide veya Taliban adını duysa dehşet ve korkuyla beraber tiksinti duyacağı bir iğrenme durumuna geldi…Onlar insandışı yaratıklardı zihinlerde…Ve görüldükleri yerde ezilmeliydiler…Fakat global anlamdaki tüm bu Mutlak Yalan paketine karşı aynı şekilde kandırılıp Taliban içine bir casus olarak gönderilen kadın gazeteci Yvonne Ridley kendisini yakalayıp rehin tutanlar tarafından bir anlaşma yapmaya çağrılıyordu…Taliban ona Kur’an ı okuyup araştırması karşılığında serbest kalabileceği teklifinde bulunuyor yani aslında hiç şartsız sertbest bırakıyordu…Ridley serbest bırakılınca kendi deyimiyle ‘’söz sözdür’’ diyor,dürüstlük gösteriyor ve verdiği sözü tutmak için Kur’an ı okumaya araştırmaya başlıyordu…O şimdi kendi ülkesi olan ingilterede ıngiltere başbakanı blair tarafından hain olarak ilan edilmiş olan tertemiz bir Müslüman…şimdi dünyanın bir çok yerinde ıslâm’i konferanslar veriyor…ışte Mutlak Gerçek…Demek terörist diye gösterilenler aslında tam tersi tertemiz insanlarmış ve aslında 11 eylül saldırını onlar yapmamış…Demek yalan söylemiş global yalan komitesi…Evet…Global yalancılar global çapta yalan söylemişlerdi…

Fakat global yalan komitesi yalana son vermedi…Liste yapmış sıraya koymuştu…Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında Türkiye'de dahil 22 devletin bütün sistemlerini değiştirecekti...Sırada ırak vardı…Kitle ımha silahı diye bir yalan attı ortaya…Taktik yine aynıydı…Görevliler yine iş başındaydı…Ve bombardıman başladı…Yine kitlesel bir hipnoz seansı başlamıştı…Hiç olmayan görüntüler ekranlara varmış şeklinde getiriliyor,yıllar öncesinin görüntüleri yeni imiş gibi sunuluyor,Amerika bir kurtacı edasıyla suçluya sesleniyor,suçlu suçu var ve gizliyor edasıyla davranıyor gibi gösteriliyordu…Yine kitlesel bir ikna yapılmış ırak işgal edilmişti…Yalanlar bitmiyordu…Bir ülke işgal edilmiş şerefsizliğin zirvesine çıkılmış fakat ülkede buna karşı durup savaşanlar terörist şerefsizliğin zirvesindeki Amerika maskeli şeytani saldırı sahipleri kurtarıcı diye sunuluyordu uyuşturulmuş zihinlere yine…

Yalan devam ediyordu…ıran diyorlardı…ıran nükleer silah üretiyor…Engellememiz gerekli diyorlardı…Tehdit diyorlardı…Yine gizliyorlardı gerçeği…Öyle ya ıran’da bir devletti tıpkı kendisine saldırmayı düşünen Amerika gibi…Nasıl olurda bir devlet başka bir devlete haksız bir gerekçe ile nükleer silah üretimine son ver diyebilirdi…Diyordu…Yalnızca o değil bütün dünya tek bir ses olmuş gibi diyordu sanki…Müslüman olduğunu söyleyen ülkelerin yöneticileri bile amerikanın cümleleri ile ıran a kızıyordu…Oysa amerikanında nükleer silahları vardı…Hatta bir başka devletin sınırları içinde devlet olduğunu kabul edip kabul ettirdiğini düşünen israilde de nükleer silah vardı…Yalanlar bunlarla sınırlı kalmıyordu…Çocukların,kadınların oldukları yerlerde bombalar patlatılıyor Müslüman’lar yaptı şeklinde sunuluyor,laiklik,irtica,gericilik,çağdaşlık gibi sahte ve hipnotik cümlelerle zihinler bulandırılıyor Müslümanlar üzerinde global bir baskı yapılmaya çalışılıyor,dünya çapında bir kaos çıkarılmaya çalışılıyordu…Kitap yazan,sohbet toplantıları düzenleyen,böylesi organizasyonların içinde bulunan Müslümanlara karşı karalama kampanyaları devam ediyor,ekranlarda ıslâm’la alakası olmayan insanların yaptığı sapkınlıklar zikir diye sunuluyor ve zikir ayini şeklinde sahte isimlerle anılıyor,ıslâm’ı yaşayan,yaşamak isteyenler için global kapsamda bir baskı ortamı oluşturulmaya çalışılıyor,böylece Müslümanlar’a karşı çok kapsamlı bir sindirme ve yok etme hareketi düzenlenmek isteniyor,tüm ülke çapında hatta dünya çapında bir kaos için global faaliyetler yapılıyordu…Global yalan komitesi farklı kimlik ve mekanlarla fakat hep aynı yalan ve sahte senaryolarla değişik zamanlardaki sunumları ile ortaya çıkıyordu…cumhuriyet ismi ile anılan gazeteye bir bombalı saldırı düzenleniyordu…Senaryo aynı…Saldıranın Tekbir Getirdiği ve bombayı attığı söyleniyordu…Fakat gerçekte atılan bomba bahçede bomboş bir yere atılıyordu…Tıpkı 11 eylül 2001 tarihinde,tıpkı kitle imha silahı operasyonunda olduğu gibi senaryo yine Müslüman saldırısı üzerineydi…Oysa bomba cumhuriyet gazetesinin boş bahçesine atılmıştı…Bombayı atacak sahış geliyor,arabasından iniyor elindeki bombayı atıyor ve gidiyor…Ertesi gün yine aynı hareketler…Geliyor,araçtan iniyor,bombayı atıyor, gidiyor…Ve gören herkes izliyor…ızleyen herkesin gözleri önünde bombayı atan gidiyor…Öyle olması gerekliki Müslüman saldırısı şeklinde bir sunum yapılsın…Aynı Senaryo farklı aktörlerle Danıştay saldırısında sahneye sürülüyor…Saldırıyı düzenleyen kişi için içeri girdi Tekbir getirdi ve ateş etti şeklinde kitlesel bir haber bombardımanı yapılıyor…Fakat o sırada içeride olup ateş esnasında kendisini yere atanlardan birisi sonradan yaptığı açıklamada ‘’saldırgan içeri girdi kaşları çatıktı hiçbir şey söylemeden ateş etti’’ diyor…Gerçek böyle iken içeri girip Tekbir getirdi sözü şüphesiz Mutlak Yalandan ibarettir…Bu saldırıyı beklermiş gibi saldırı olur olmaz bulduğu kameranın önüne geçip irtica harekete geçti haydi meydana türünden açıklamalar yapan istisnasız herkes ise yine hiç şüphesiz Mutlak Yalancıdır…Öyle ya bizzat saldırıya uğrayıp kendisini yere atan insan ‘’saldırgan bir şey söylemedi’’ diye beyanat verip açıklama yaparken neden sen ‘’saldırgan Tekbir getirdi’’ diyorsun?...Demek sen global yalan komitesi tarafından görevlendirilmişsin…Görevini yapıyorsun...Evet…

şimdi, sen, Mutlak Gerçek’ten haberi olmayan,kendisine bir bombardıman şeklinde sunulan diziler,açık oturumlar,haber programları,bol ekli gazetelerle hipnotik bir transa sokularak ikna edilip Mutlak Yalana inandırılan insan;

Bilmelisin ki sana yalan söylüyor seni aldatıyorlar…11 eylül 2001 tarihli saldırıyı Müslümanlar’dan hiç kimse yapmadı…Kökü binlerce yıl geriye giden şeytani bir sistemin global yöneticileri yazdı ve uygulamaya koydu senaryoyu…Bu senaryo bir başlangıçtı…Onların BÜYÜK PLAN diye andığı bir planı var…9 ve 11 sayıları ise onlar için kutsal anlam taşıyor…Bu plana göre tüm dünyadaki sistemler kesinlikle yıkılacak,geniş coğrafyalara yayılan krallıklar parçalanacak,küçük parçalara ayrılıp Avrupa birliği yada birleşmiş milletler oluşumu şeklindeki oluşumlar içinde eritilecek,hiç kimse hiçbir devlet bu yeni düzene baş kaldıramayacak dereceye geldikten sonra liderliğinde ısa (A.S.) diye sunulacak fakat gerçekte ısa (A.S.) olmayıp bir büyücü olan global siyon kral sahte Mesih deccalin olduğu global krallık açıklanacak…şimdi onlara göre planın büyük bölümü tamam yok edilmesi gereken son düşman ise Müslüman’lar...Müslümanlar’a karşı savaşı,yani Müslümanları yok etme görevini ise sahte Mesihleri liderliğinde yapacaklar…

ışte şu an uygulanmakta olan bu plandır…Bu plan çerçevesinde değişik ülkelere saldırılar düzenlendi…Değişik mekanlarda bombalara patlatıldı ve yapılan tüm kargaşa Müslüman’lar üzerine yıkıldı…Maksat ise Müslümanları başka ellerinde yardımı ile yok etmek…Öyleki bu eller arasında ben Müslüman’ım diyenlerinde bulunması için Müslümanı Müslümana vurdurmak için,tüm ülke hatta dünya çapında aynı ülkenin vatandaşlarını birbirine vurdurmak,kardeş kavgaları çıkarmak,global bir kaosa sebep olmak için tüm hayatları ile seferber olmuş durumdalar…Gerçekte Irakta kitle imha silahı yoktu…Iraka kitle imha silahı yada petrol için değil bu plan çerçevesinde girildi…Afganistan bu plan çerçevesinde işgal edildi…Filistin bu plan çerçevesinde işgal altında…Değişik ülkelerde değişik zamanlarda çıkarılan kanlı kargaşalar bu plan çerçevesinde yürürlüğe sunuldu ve Müslüman’lar üzerine yıkıldı…Türkiye ise hiç şüphesiz bu planın en şiddetli şekilde uygulanması için düşünülen ülke…Çünkü Türkiye tüm dünya açısından en stratejik noktada bulunmakta ve plan çerçevesinde kurulması düşünülen global şeytani krallığında topraklarını barındırdığı düşünülüp öyle kabul edilmekte…Uğur Mumcu ve benzerleri bu plan çerçevesinde düzenlenen cinayetlerin kurbanları…Danıştaya saldırı,cumhuriyet gazetesine saldırı ve bu saldırı ile ilgili yapılan kaos çağrıları bu plan çerçevesinde yayına sunulmakta…

Bilmelisin ki ıslam=terör değildir…ıslâm Tüm Kainat ve içindeki her şeyin Sahibi Ve Mutlak Hakimi Olan Allah’ın (C.C.) Dini’dir…Barış,huzur,afiyet,zenginlik ve istisnasız her türlü güzelliğin tek ve Mutlak yoludur…ıstisnasız tüm çözümsüzlüklerin Tek ve Mutlak Çözümüdür…Allah Buyurur ki;

‘’’ Ey iman edenler, hepiniz topluca "barış ve güvenliğe (Silm'e, ıslam'a) girin ve şeytanın adımlarını izlemeyin. Çünkü o, size apaçık bir düşmandır. (BAKARA SURESı / 208)

Evet…Görüldüğü gibi ıslâm barış ve güvenlik olarak belirtiliyor…O halde hiç şüphesiz ıslâm’ın dışında yalnızca sapıklık vardır…ınsan ıslâm’ı benimseyip buna göre yaşamaya başlarsa şüphesiz hem kendisi mutluğu tadacak hemde böyle insanlardan meydana gelen toplum huzur ve güvenlik içinde olacaktır…Tüm dünyanın şimdi bu halde kargaşa içinde olması ıslâm’ın tam tersi bir yaşamın tüm dünyaya hakim olmasındandır…şüphe yokki buda Allah’ın Takdiri ve ılmi dahilindedir…Allah kullarını dilediği gibi imtihan etmektedir…Sana düşense televizyon ekranlarından yada gazete köşelerinden gelen haber ve yorumlarla dünyaya bakmak ve fitnenin ortasında olmak değil kendine hiç vakit kaybetmeden çeki düzen vererek yeni yaratan Allah’a yönelmek ve O’nun Resulü ve insanların en şereflisi olan Muhammed Aleyhisselam’ı kendine Rehber edinerek O’nun gibi yaşamanın gayretleri içine girmek ve kardeşlerinle bir araya gelip Bir ıslâm Kardeşliği çerçevesinde yaşamaktır…Haydi hiç durma hemen şimdi Allah Resulü Muhammed Aleyhisselam’ı sana ve tüm insanlara anlatan kitaplara koş…Oku ve öğren…O’nun anlatan insanlara koş…Kardeşlerinle bir araya gel…ıslâm Birliği çatısı altında olmanın gayretleri içine gir…Üzülme…Endişe içinde olma…şeytan ve taraftarlarının BÜYÜK PLAN diye andığı bir planları olması senin ümitsizliklere düşmene,kendinden şüphelenip korkulara kapılmana sebep olmasın…Unutma sen üstün olansın…Bak inanıp iman ettiğin Alemlerin Rabbi Allah (C.C.) ne Buyuruyor;

‘’’ Gevşemeyin, üzülmeyin; eğer (gerçekten) iman etmişseniz en üstün olan sizlersiniz. (AL-ı ıMRAN SURESı / 139)

Görüyormusun?...Aldırma o plan sahiplerine…Sen yaşaman gerektiği gibi yaşamanın gayretleri ile kardeşlerini bul ve onlarla bir araya gel…Hiç tereddütsüz…Ve üzülme…onların planı varsa planlar üstü bir plan var…Ve Tüm kainata ve içindeki istisnasız her şeye Mutlak Manada Hakim Olan Bir Plan Sahibi Var.Ve O;

Planı Engellenemeyecek,Yavaşlatılıp,Durdurulamayacak Olandır…Endişelenme çok yakında istisnasız herkes anlayacak Bu Mutlak Gerçek'i;

‘’’ Onlardan öncekiler de hileli-düzenler kurmuşlardı; fakat düzen kuruculuğun (tedbirlerin, karşılık vermelerin) tümü Allah'a aittir. Her bir nefsin ne kazandığını O bilir. Bu yurdun sonu kimindir, inkâr edenler pek yakında bileceklerdir. (RA'D SURESı / 42)
...Allah'ın kulu ve kölesi...

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir