Ali Ünal, üniversite sınavını, Bediüzzaman'ın En'âm Sûresinin 76. âyetinin tefsiriyle yorumladı
Zaman gazetesi yazarlarından Ali Ünal, 20 Haziran 2005 tarihli "Batıp gidenler" ve her dem bâkî gerçek Sevgili başlıklı bir yazı kaleme aldı.
19 Haziran 2005 Pazar günü, liseyi bitiren ve idealindeki mesleğe sahip olmak isteyen gençler için önemli bir gündü. Ünal, yazısında bu önemli güne değinerek, üniversite sınavının gerçekte hangi mânâyı ifade ettiğini sorguladı. Ünal, üniversite sınavının birçok kişi için sadece dünyayı talep etmek anlamına geldiğini yazdı ve Üstad Bediüzzüman'ın En'âm Sûresinin 76. âyetinin tefsirini okuyucularına aktararak, peşinde koşulan hedeflerin nasıl olması gerektiği mesajını verdi.
Ünal, "Gece bastırdı ve ıbrahim, (yıldızlar içinde) gördüğü (bir yıldıza işaret ederek), 'ışte' dedi, (iddianıza göre) 'Rabb'im bu!' Ama o yıldız batıp gidince, 'Ben, batıp gidenleri sevmem' dedi" âyetiyle, Üstad Bediüzzaman'ın yorumunu şöyle verdi:
"Peşinden koşulan bir hedef ki, gurubda kaybolmaya mahkûm ise, kalbin alâkasına, fikrin merakına değmiyor. Emellere merci olamıyor. Arkasından gam ve kederle teessüf etmeye lâyık değildir. Nerede kaldı ki, kalb ona perestiş etsin ve ona bağlansın kalsın. Bir gaye ki, yok olup gidiyor; o gayeyi istemem. Çünkü:
Fâniyim, fâni olanı istemem;
Âcizim, âciz olanı istemem.
Ruhumu Rahman'a teslim eyledim, gayr istemem.
ısterim, fakat bir yâr-ı bâki isterim.
Zerreyim, fakat bir şems-i sermed isterim…"
Üstad Bediüzzüman'ın gelip geçici heveslerin ardından koşmak yerine, verdiği çözüm önerisini yazısında aktaran Ünal, yine Üstaddan çözüm yolunu gösteren şu cümlelere de yer verdi: "Kabuğa takılıp kalan ve sermayesi âfâkî malûmattan ibaret olan akl-ı dünyevîden çıkan bütün düşünceler, neticede gidip hiçe ve boşluğa vardığından, bu akıl, hayret ve şaşkınlık içinde üzüntüyle feryat ediyor. Hakikate giden bir doğru yol arıyor. Madem batıp gidenlerden ve zeval bulanlardan ruh elini çekti; kalb dahi, mecazî sevgililerden vazgeçti; vicdan, fânilerden yüzünü çevirdi; artık sen de, bîçare nefsim, ıbrahim gibi, 'Ben, batıp gidenleri sevmem!' de, kurtul."
Ünal yazısına, Mevlânâ Câmî'nin mecazî sevgililere bedel, ölümsüz bir Sevgiliyi gösterişine dikkat çekerek son verdi