Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

27.04.2005, 21:27

Bizim çocuğumuz da olabilirdi !...

"TOPLUMDAN KORKUYORUZ..."

Türkiye'de özellikle son bir kaç yıldır kapkaç ya da hırsızlık olayları denince akla ilk olarak tinerci çocuklar geliyor.

Suçlu gerçekten bu çocuklar mı? Ne yapmalı, çözüm nerede?

CNN TÜRK tinerci çocuklar dosyasını sürdürüyor. CNN TÜRK Haber Koordinatörü Çiğdem Anad, tinerci çocuklarla konuştu.

ışte 19 yaşındaki S.G'nin anlattıkları...

-Sen kaç yaşındasın?

-19.

-Senin anne baba nerede?

-Burada ıstanbul'da.

-Ne zamandır ayrı yaşıyorsun annenden babandan?

-Altı sene.

-Niye ayrı yaşıyorsun?

-Aile sorumsuzluğu. Maddi geçim yüzünden. Bir de arkadaş kurbanı oldum sokağa düştüm.

-Aile geçimsizliği derken annenle miydi, babanla mıydı problem?

-Durumumuz iyi değildi. Mahalledeki insanlarla. Aile geçimsiz, sorumsuz. Diğer insanlara bakıyordum. Onların herşeyi vardı. Benim olmuyordu. Ben de kendimi sokağa attım. Daha güzel bir ortam bulurum diye dışarıda. Daha kötü ortama düştük bu sefer.

-Peki attın kendini dışarı? Daha kötü bir ortama düştün. Bir kere nasıl bir ortama düştün. Ortam kötüyse niye geri dönmedin eve? Nasıl bir ortama düştün?

-Düştüğüm ortam bataklık. Maddeye de alıştıktan sonra. Maddeye alıştım. Cezaevine girdim. Değişik ortamlar, karakollar yüzü gördüm. Artık yavaş yavaş beynim de erimeye başlayınca ailemi unuttum yani. Dışarıdaki insanlara alıştım. Ne bileyim bazen yeri geldi dışarıda daha güzel günlerim oldu. Daha eğlendim. Evimden daha güzel dışarıda yaşadım. Geri dönmedim eve.

-Nerede kalıyorsun? Nerede kaldın bugüne kadar?

-Bugüne kadar dört sene yurtlarda kaldım. Sosyal Hizmetler'e ait. Yaşım dolduğunda ayrıldım. Ama şimdi misafir olarak yine alıyorlar.

-Yine alıyorlar. Okuma-yazma biliyor musun?

-ılkokul beş terk. Yurtta okur yazarlık sertifikası aldım

-ılk tinere nasıl başladın?

-ılk tinere ben 94'te başladım.

-Tinerle mi başladın? Önce hap kullandın mı?

-Bali ile başladım. O da özenti. Ben trenlere satış yapıyordum.

-Ne satışı?

-Sakız, mendil gibi. Bir gün son treni kaçırdım. Dışarda kaldım. O gün de küçüktüm tabii. Balicilerin arasına girdim. Daha doğrusu onlar beni buldu.

- O zaman kaç kaşındaydın?

-12-13 yaşındaydım.

-Onlar seni buldu. Öyle mi?

-Evet.

-Buldular ve ne yaptılar? Hadi başla mı dediler?

-O gece soğukta kalacaktım. Mecbur. Kalacak yerleri vardı. Sıcaktı. Ben de bir yandan tırstım. "Küçüksün, küçüksün gel kal bu gece yanımızda" dediler. Kaldım. O gece hepsi çekiyordu. Mecbur ortama uymak için ben de özendim. Ben de çektim. O gece alıştım.

-Sonra?
Anneden, babadan, evden ayrıldın. Onlar seni arayıp sormadılar mı?

-Dört-beş ay karakollarda fotoğrafım çıktı. Dört-beş ay bulamadılar. Dört-beş ay sonra karakolda yakalandım. Gittim. Gittiğimde de dayak yedim. Polisler uyardı babamı. Dövmesin diye. Yine dövdüler. Dayak yedim. Bu sefer çıktım bir daha da dönmedim.

-O gün bugündür hiç görmedin mi onları?

-Birkaç kere yurda geldiler beni görmeye. Üç-dört senedir hiç görmüyorum.

-Hiç özlemiyor musun?

-Artık sokakta kala kala tiner çeke çeke beyinde hücre kalmadı. Özleme duygusu bile kalmadı içimde.

-"Beynimde hücre kalmadı" diyorsun. Peki bırakmak istemiyor musun?

-Hastaneye çok yattım. Ayrıldım. Kaçtım.

-Hastaneden kaçtın. Bırakamadın?

-Bıraktım şöyle. Aynı ortama geldiğin için yine başlıyorsun. Hastaneye yattın, bıraktın. ışin yok. Kalacak yerin yok. Bu yaştan sonra da yurtlar paketliyor, gönderiyor. Mecbur işin yok, paran yok. Ailenin yanına dönmüyorsun. Yine mecbur aynı ortamın içine giriyorsun. Hastaneye yattığın günler boşa gidiyor. Yine aynı tas aynı hamam.

-"Dışarıda güzel günlerim oldu" diyorsun ama anladığım kadarıyla kötü günlerin çok daha fazla?

-Daha çok

-"Cezaevine girdim" dedin. Cezaevine niye girdin?

-Hırsızlıktan.

-Ev, sokak, gasp, kapkaç?

-Telefon hırsızlığı.

-Ne kadar yattın?

-Bir ay.

-Çok yatmamışsın?

-Yaşım küçüktü. Bıraktılar.

-şimdi parayı nereden sağlıyorsun?

-Delikanlıca söyleyeyim. ıstiyoruz, çalıyoruz. Çaldığımız şeyde yani diğer insanlar, diğer gayri meşrular gibi değil. Ufak tefek şeyler. Kendi karnımızı doyuracak, tiner paramızı çıkaracak kadar.

-Siz kimden korkuyorsunuz?

-Delikanlıca söyleyeyim. Biz de toplumdan korkuyoruz. Toplum bizi hep dışlıyor yani. Biz de mecbur elimizde tinerimiz, belimizde. Toplum bizi dışlamasa biz bu halde olmayız. ınsanlar bizi dışlıyor. Biz de insanlara mecbur karşılık vermek zorunda kalıyoruz. O da bıçak oluyor.

-Dışlamayıp nasıl kucaklamasını bekliyorsun?

-Nasıl yani kendi oğluna, kendi çocuğuna nasıl yaklaşıyorsa bize de öyle yaklaşması lazım. Yoldan geçiyoruz bizi gören bayan 300 metre yolunu değiştiriyor. Tek şeyimiz üstümüzün kirli, elimizde bez olması mı? Bize bu bezi veren de toplum. Toplum bizi dışlamasa elimize bu bez geçmez.

-Sadece sokaktaki bu insanlardan mı korkuyorsun?
Onun dışında size herhangi bir şekilde tacize yeltenen oluyor mu?

-Sokakta kalan arkadaşlarımıza çok oldu. Gece yatarken bile korkuyla yatıyorum bazen. Çok öyle deneyen oldu. Çok arkadaşımıza oldu. Var sokakta. Böbrek mafyası da var. Ondan da korkuyoruz bir yandan.

-Böbrek mafyasından korkuyorsun?

-Hala var böbrek mafyası.

-Böbrek mafyası sizin peşinizde mi?

-Genellikle kimsesiz sokakta çalışan çocukları buluyorlar. Aile düzeni yok. Kimliği belli değil. Alıp zengin insanlara veriyorlar.

-Senin böyle hayalin, umudun. "Hayatta şu olsa ben bundan çok mutlu olurum. Başka da hiç birşey istemem" dediğin şu anda ne var?

-ınsanlar bana sevgiyle yaklaşsınlar. Başka da birşey istemem.

(CNNTÜRK)


*Risale-i Nur'daki hakikatleri yeterince yaşayabilsek , sevdiklerimize sahip çıkabilsek belki de çocuklarımız ve onlarla birlikte geleceğimiz böyle sokakta kalmazdı...
Güzellik ne oradadır, ne burada; ne şu zamanda, ne bu zamanda; ne Roma’da, ne Atina’da. Güzellik, hayran olabilen bir ruh neredeyse oradadır. Başka yerde ararsanız, nafile!
-Henry David Thoreau-

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir