Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

27.03.2005, 15:35

Hakikatin gür sesi.

Hukuksuzluğun kaynağı darbeler


MAZLUM-DER ıstanbul şubesi Düşünce Komitesi tarafından düzenlenen “Düşünce suçluları konuşuyor” programına misafir olan gazetemiz ımtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular, “Deprem ilâhî ikazdır” dediği için aldığı mahkûmiyetin serencamını anlatırken, Türkiye’de özellikle derin devleti ve rejimi ilgilendiren fikrî ve ideolojik meselelerde hukukun işlemediğini söyledi.

MAZLUMDER ıstanbul şubesi Düşünce Komitesi tarafından düzenlenen “Düşünce Suçluları Konuşuyor” başlıklı programda 312 mağduriyetini anlatan Mehmet Kutlular, Türkiye’de kanunların önemli değil, zihniyetin önemli olduğunu vurguladı. 1999 depremnie “ılâhî ikazdır” dediği için 312. maddeden verilen cezasının on beş günü hakkındaki kararın hâlâ verilmediğini belirten Kutlular, “O on beş günde de herhalde bu yeni değişmeye göre biraz indirim oldu, suçun tarifi değişti. Ama bizim Türkiye’de kanunlar önemli değil, zihniyet önemli. Yani kanun ne kadar değişirse değişsin, yoruma açık olduğu için derin devlet de işe el attığı zaman özellikle de ideolojik meselelerde, fikri meselelerde, devleti ilgilendiren meselelerde, rejim meselelerinde hukukun, hele sağ cepheye işlediğine hiçbir zaman inanmam” dedi.

Kutlular, hukukun, sağ kesimi korkutmak ve birtakım şeylerden vazgeçirmek için kullanıldığını ifade etti. “Türkiye demokratikleşemedi. Demokratikleşemeyince devlet ideolojisinden de kurtulamadı. Birçok şeyler hep kısmî ve göstermelik. Evet, meclisin alnının çatısında hakimiyet bila kaydü şart milletindir yazıyor. Ama bu sahte. Hiçbir zaman bu uygulanmadı Türkiye’de, bugün de uygulanmıyor” sözleriyle konuşmasını sürdüren Kutlular, demokratikleşmeyi hayata geçirmek ve bütün kurumların kendi sınırları içinde kalıp, milletin emrinde ve hizmetinde olmasını temin etmek için çalışmamız gerektiğinin altını çizdi.


ılk cezaevi hayatı 1963’te

ılk cezaeviyle tanışmasının 1963 yılbaşı gecesinde olduğunu anlatan Kutlular, o gece Murat Paşa Camii yakınında bulunan bir evde Risâle-i Nur dersi yaptıkları için tevkif edildiklerini ve Sultanahmet’deki cezaevinde 33 gün yattıklarını söyledi. Kutlular, cezaevine ikinci giriş sebebinin ise 1999 depremine “ılâhî ikaz” demesi sebiyle olduğu hatırlattı. Ankara mevlidinde gazetecilerin kendisinden deprem hakkında yorum istemeleri üzerine de depremin “ilâhî ikaz” olduğunu, böyle tabiî afetlerde mazlûmların şehid-i manevi olduğunu, müstehak olanların ise cezalarını bulduğu şeklinde bir açıklama yaptığını anlatan Kutlular, “Onlar çarptırdılar. Ölenler günahkâr, ölmeyenler günahsız demişim diye. 312’ye de buradan soktular” dedi. Hakkında açılan 312 davasından hapis kararı çıktığında Avustralya’da bulunduğunu buna rağmen Türkiye’ye dönerek 276 gün hapis yattığını söyleyen Kutlular, konuşmasında, dâvâ kararıyla ilgili temyiz ve tahliye talebi girişimlerini de anlattı. Darbeler insan haklarına zarar verdi 12 Eylül sonrasında ıslâmî camianın birliktelik ve direniş gösteremediğine dikkat çeken Kutlular, “Başörtüsü yasağına karşı da bir olamadık. Başınızı açabilirsiniz diye fetva verenler oldu. Oysa başörtüsü yasağına karşı direnmek meşrû haktır. Çünkü başörtüsü insan haklarındandır. Din ve vicdan hürriyetinin gereğidir. O zaman bu noktada herkes dayanışma içinde olursa ne imam hatibine dokunabilecekti, ne de öbür tarafa” diye konuştu. 28 şubat’ı ‘dehşetli bir müdahale’ olarak tanımlayan Kutlular, bu süreçte dini noktadaki bütün kazanımların elden çıktığını belirtti. 28 şubat’a gerekçe olarak gösterilen olayların yeni olmadığını, her dönemde Başbakanlık konutunda iftar yemeği verildiğini, Filistin programının her yıl yapıldığını hatırlatan Kutlular, o dönemde en küçük meselelerin bile köpürtüldüğünü ve herkesin ürkütüldüğünü dile getirdi.
http://www.yeniasya.com.tr/2005/03/08/haber/h2.htm
Ey Kardes bil ki! Hasenatın hayatı niyet iledir. Onların fesadı ise ucb, riya ve gösteriş iledir.
Mesnevi-i Nuriye

nurunözü1

Profesyonel

Mesajlar: 997

Konum: bursa

Hobiler: hat sanatı,ebru sanatı,kitap,internet

  • Özel mesaj gönder

2

27.03.2005, 16:08

Alıntı

Türkiye’de kanunların önemli değil, zihniyetin önemli olduğunu vurguladı

3

27.03.2005, 16:22

bu yıllarca vardı.Hangi kanun birinin koruması olmadan çıktı.Kanunu koruyan kanununsuzlar var...

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir