Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

26.03.2005, 21:41

Dünyanın en gizemli 10 nesnesi

Dünyanın en gizemli 10 nesnesi

Bugünün teknolojisiyle bile üretilmesi ve açıklanması zor olan gizemli nesneler görenleri hayrete düşürüyor. ınsanoğlu'nun geçmişte kullandığı ve sırrı bugün bile çözülemeyen gizemli 10 nesne:



Focus dergisinde yayınlanan gizemli neslerin listesi şöyle:

Geleceği gören harita

Coğrafya ve harita uzmanı ünlü Türk denizci Piri Reis'in 1513'te çizdiği Afrika, Amerika ve Güney Kutbu'nu gösteren harita, ortaya çıkarıldığı 1929 yılında ortalığı karıştırdı. Çünkü Güney Kutbu'nun keşfi, harıtanın çizilmesinden çok sonra, yani 1818'de gerçekleşmişti. Dahası, Piri Reis'in haritası, kıtanın buz altında kalmış sahil kesimlerini de gösteriyordu. Ancak kıta üzerindeki buzlar, haritanın çizilmesinden tam 6 bin yil önce erimişti.

2 bin yıllık pil
Alman arkeolog Wilhelm Konig tarafindan 1938'de Irak'ın başkenti Bağdat'ın yakınlarında bulunan 2 bin yıllık pil, bilim adamlarını şaşkına düşürdü. Konig, 13 santimetre boyundaki toprak bir kabin içine monte edilmiş bir bakır silindir, onun etrafindaki demir çubuk ve testinin ağzını kapatan asfalttan olusan bu nesneyi "dünyanın en eski pili" olarak tanimladi. Pilin 2 volt enerji ürettiği saptanırken, 1800'lü yılarda modern pili icat eden Alessandro Volta adlı Italyan kontunun da şöhretine gölge düştü.

Bir nevi bilgisayar

1900 yılında Girit açıklarındakı bir batıkta araştırma yapan bilim adamları ilginç bir cisme rastladı. Tahta bir muhafazanın içine yerlestirilmiş bir dizi bronz dişliden oluşan bu garip nesnenin kasası, yüzeye çıkarıldığı anda dağıldı ve cihazın içindeki karmaşık yapı ortaya çıktı. Yapılan çalışmaların ardından, bu aygıtın Ay, Güneş ve dişer gezegenlerin konumlarını hesaplamak ve istendiği anda bunların pozisyonlarına yönelik tahminlerde bulunmak için geliştirildiği anlaşıldı.

Gizemli kuru kafa

Maya dönemine ait 1000 yıllık bu kristal kuru kafa, tek bir blok kristal üzerine oyma olarak yapılmış. Nasıl yapıldığı hala anlasılamayan kuru kafanın altından tutulan ışık, doğrudan göz çukurundan yansiyor. Bu teknolojinin bugün bile mümkün olmadığı söyleniyor.

Alüminyumdan kemer tokası

M.S. 300'lü yıllarda ölen Çinli general Çou Çou'nun mezarında 1956 yılında bulunan kemerin tokası, yüzde 85 oranında alüminyumdan yapılmış. Ama doğada sadece bileşik olarak bulunan alimünyumun diğer maddelerden ayrıştırılarak tek bir madde olarak kullanilabilmesi ilk kez 19. yüzyilda mümkün olmuştu.

1000 yılda yapılan kent Pasifik Okyanusu'ndaki Mikronezya adası yakınlarına kurulu antik Nan Madol kentinin inşası, M.Ö 200'de başladı ve 1000 yıl sürdü. 250 milyon tonluk dev bazalt bloklar kullanılarak yapılan bu kent, 100 yapay adayı kanallarla birbirine bağlıyor. Bu kadar bazaltın bölgeye nasil getirildiği ise hâlâ sır.

Uzaylılara iniş pisti

Peru'nun Pampa sahilindeki 450 kilometrekarelik alan üzerine çizili motifler, M.O. 300 ve M.S. 600 arasındaki dönemi kapsayan hayvan ve bitki şekillerini resmediyor. Nazca medeniyeti tarafindan yapıldığı düşünülen bu garip motiflerin, uzaylılar için bir iniş pisti vazifesi gördüğü öne sürülüyor.

Concorde'un atası

M.Ö 200'de yapıldığı sanılan bu nesne, 1898 yılında Mısır'da bir lahitte bulundu. Ancak gerçek uçaklar icat edilene kadar ne olduğu konusunda kimse bir fikir beyan edememişti. 1972'de arkeolog Halil Mesiha bunun bir model uçak olduğunu, mükemmel bir aerodinamiğinin bulundugunu ve kanatlarının Concorde'u andırdığını iddia etti.

Çekicin sırrı

Tahta sap ve demir tokmaktan oluşan bu çekiç, 1936'da Teksas'ta 400-500 milyon yıllık bir kayanın içine gömülü olarak bulundu. Modern bir aletin tarih öncesi bir kaya kütlesinin içine nasıl girdiği bir yana, çekiçte kullanılan demirin günümüz demirlerinden bile saf olması bilim adamlarını hayrete düşürdü.

Harçsız taş set

Peru'nun Cusco bölgesindeki bir Inka kalesinin etrafını 360 metre boyunca zikzak yaparak saran 9 metrelik setlerin yapımında, tanesi 300 tona varan kireçtaşi bloklari kullanılmış. Ancak hiç harç kullanılmamasına rağmen bu kayalar, arasına bıçak bile sokulamayacak kadar mükemmel yerleştirilmiş
:roll: :!: :roll:
...biz istihdam olunuyoruz;hem rıza dairesinde,hem inayet altında bize Hizmet-i Kur'aniye yaptırılıyor. (28. Mektup'tan)

2

27.03.2005, 14:47

Evet, ilginç bir haber, okunmasını tembel forum kardeşlerime tavsiye ederim... :)
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

nurunözü1

Profesyonel

Mesajlar: 997

Konum: bursa

Hobiler: hat sanatı,ebru sanatı,kitap,internet

  • Özel mesaj gönder

3

27.03.2005, 15:11

Evet bende ilgnç buldum. :D Yani okudum ....

4

27.03.2005, 15:23

Eski insanalar neler yapmış neler.. :!: :!: :roll:

5

27.03.2005, 17:24

Evlerinde bilgisayar falan olsa, ya da futbolu bulmuş olsalar, bu kadar uğraşırlar mıydı, o da ayrı merak konusu :D
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

nurunözü1

Profesyonel

Mesajlar: 997

Konum: bursa

Hobiler: hat sanatı,ebru sanatı,kitap,internet

  • Özel mesaj gönder

6

27.03.2005, 17:26

Yani diyorsun ki bişey yaptığımız yok :lol: :lol: doğru söze ne denir...

7

27.03.2005, 21:15

tarih tekerrürden ibaret

arkadaşlar kendimize bu kadar haksızlık etmeyelim :D bizde bilimde kötü sayılmayız.bence tarih tekerrürden ibaret.insanların geçmişte bilimde ne kadar ilerlemiş olduğunu zaten kurandaki ayetlerdende biliyoruz. ama bunları yaptım diye gururlanıp halıkına isyan edenler bilimleriyle birlikte helak olup gitmişler. bizde yakında o yüksek bilime belki daha fazlasına ulaşacağız. ama inşallah bütün bilimlerin allahtan geldiğini,bütün ilimlerin sahibinin o olduğunu unutmayız. yoksa sonumuz onlarınki gibi olur allah korusun :!: :)
...biz istihdam olunuyoruz;hem rıza dairesinde,hem inayet altında bize Hizmet-i Kur'aniye yaptırılıyor. (28. Mektup'tan)

8

27.03.2005, 21:17

bilim adamları neden kafayı yiyiyorlar biliyor musunuz???

Alkan

Usta

Mesajlar: 1,694

Hobiler: Risale-i Nur, Kur'an dinlemek

  • Özel mesaj gönder

9

27.03.2005, 21:26

Selamın Aleykum

hayırdır bilim adamları kafayı mı yiyiyomuş??? gerçekten haber hoş hele piri reisin ki Yani risalede de geçiyorya Allah çalışana veriyor ama eger ibadet ederse yakın yoldan kolay yoldan nasip ediyor buna ben şahidim üniversite ye az çalışmama ragmen Allah a şükür kendim için ii bir yer kazandım...benden cok fazla çalışan benim seviyemde arkadaşlarımda gerçekten düşük aldılar...yani Allah dilediğini yükseltiyor diledigini alçaltıyor...Lokman(a.s) da ölümün çaresini bulmak üzere old. ama Allahın canını tam o sırada aldıgını duymuştum belki bir menkıbedir...Allah hepimize istikamet versin...Allah ım bizleri gayretli kıl şüphesiz SEN gayret edenleri seversin...AMıN
"ey bedbaht nefsim! acaba ömrün ebedi midir? hiç kat'i senedin var mı ki, gelecek seneye, belki yarına kadar kalacaksın?

10

27.03.2005, 21:29

ınançsızlardan bahsediyorum...

11

27.03.2005, 21:30

Ben menkıbe kelimesini kullanırken galiba menkıbe=yalan manasını vermişim, yanlış anlamalar olmuş. Hakkınızı helâl edin. Menkıbe, kısaca hikaye demek, mesela evliyaların menkıbeleri... Ama menkıbe=yalan veya menkıbe=doğru değildir, gerçeği de olabilir uydurması da. Menkıbelerin sıhhati pek gözetilmez, ravisi (rivayet edeni) vs olsun, daha çok önemli olan ondan çıkarılan derslerdir. Yaşanmış olay olması şart değildir; bkz: Mesnevî (C.Rumi'nin r.a.) , bkz: Sad-ı şirazi'nin eserleri... Bu yüzden menkıbeler hüccet olarak öne sürülmez hadisler gibi.

Lokman aleyhisselam gibi hakikati bilen, ahireti seven birisi zannetmiyorum ki ölümün çaresini bulmaya çalışsın, Allah'ın sözü var ölüm ve haşre dair; ve Allah sözünde durandır. Bunu bile bile, Lokman a.s. böyle bir şeye girişmez. Muhtemelen bu ısrailiyyat hikayelerinden biridir...

Alkan

Usta

Mesajlar: 1,694

Hobiler: Risale-i Nur, Kur'an dinlemek

  • Özel mesaj gönder

12

27.03.2005, 21:49

Selamın Aleykum

abdulkardeş bende menkıbe yi senin dediğin anlamda kullandım zaten...yani ben soyle duymuştum uğraşmamış ama ölümün sırrı ona görünmüş o anda da ahirete göçtüğünü duymuştum...yani onun tıbbı ilimlerde ne kadar ileri old. gostermek için de olabilir...neyse selametle
"ey bedbaht nefsim! acaba ömrün ebedi midir? hiç kat'i senedin var mı ki, gelecek seneye, belki yarına kadar kalacaksın?

13

27.03.2005, 21:52

Re: Selamın Aleykum

Alıntı sahibi ""alkan_unal""

...yani onun tıbbı ilimlerde ne kadar ileri old. gostermek için de olabilir...


ılim daha oraya gelemedi daha doğrusu gelemiyecek.Ölüm ve ölüm anını kimse çözemiyor...

14

28.03.2005, 08:51

"her nefis ölümü tadacaktır"

Alıntı sahibi ""kimyagerus""


ılim daha oraya gelemedi daha doğrusu gelemiyecek.Ölüm ve ölüm anını kimse çözemiyor...

Tarihimizde ölüme bir kişi çare bulmuş :!:
Lokman hekim ölümsüzlüğün formülünü buluyor;fakat Cenab-ı hakkın hikmetiyle bu formülü hem kaybediyor,hem unutuyor.
günümüzde de ilim ve teknoloji müthiş bir hızda ilerliyor. Hatta bir çok filme de konu olan vücudu dondurma meselesinde epeyce ilerleme var.Benim bildiğim 100 kişiden fazla kendine donduran var daha şu anda bile.Yalnız tabii ki gerçek olan da bir şey var :
"Her nefis ölümü tadacaktır"
...biz istihdam olunuyoruz;hem rıza dairesinde,hem inayet altında bize Hizmet-i Kur'aniye yaptırılıyor. (28. Mektup'tan)

15

28.03.2005, 09:55

Ölüm öldürülemez

Alıntı sahibi ""Abdulkadir Said""



Lokman aleyhisselam gibi hakikati bilen, ahireti seven birisi zannetmiyorum ki ölümün çaresini bulmaya çalışsın, Allah'ın sözü var ölüm ve haşre dair; ve Allah sözünde durandır. Bunu bile bile, Lokman a.s. böyle bir şeye girişmez. Muhtemelen bu ısrailiyyat hikayelerinden biridir...

üstadın çok güzel bir sözü var: "ölüm öldürülemez"
ama bu ölümün de çaresi olduğunu göstermek için yine cenabı hakkın hikmetiyle gerçekleşmiş olabilir.
yanlış biliyor olabilirim ama lokman hekim başka bir şey üzerinde çalışırken ölümsüzlüğün formülünü buluyor.ya da bulduruluyor :!:
Daha sonra kimseye söyleyemeden kayboluyor. bence bunun altındaki mesajlar çok önemli.
"ölümünde çaresi var.ama bunu bu dünyada değil öbür dünyada göreceksiniz"
...biz istihdam olunuyoruz;hem rıza dairesinde,hem inayet altında bize Hizmet-i Kur'aniye yaptırılıyor. (28. Mektup'tan)

16

28.03.2005, 10:18

Üstad bu konuda şöyle açıklama yapıyor:

"Bu dünyada insan vücudunda muvazenesizlikler vs var. O yüzden zarar görüyor. Ama Cennet'te bu olmayacak..." Yerini hatırlamıyorum, hatırlatan ve alıntı yapandan Allah razı olsun, önemli bir bahis...

Not: Belki "Haşir Risalesinde" geçiyordur...

şu anda ise bilim adamları ölümsüzlüğü bulmak amacıyla uğraşıyorlar. En son geldikleri nokta ise kök hücre olayı. Anne karnındaki bebeğin göbek bağında bulunan kök hücreleri yani. Bunları dondurup saklayan bankalar var. Bir yıllık deposu binlerce dolara mal oluyor ama bu kök hücreler birer şifa madeni... O yüzden bilim adamları diyor ki, insan doğduğu an yaşlanmaya, yani ölmeye başlıyor. Kısaca, o kök hücreleri doğumdan sonra insan vücudunda - bazı türleri ve bir kısım miktarı müstesna - üretilmiyor, bulunmuyor, vücud ise zamanla yıpranıyor, fonksiyonlarını yitiriyor. Kök hücreler ise başka hücrelere dönüşebiliyor, vücudda yenilemeye vesile olabiliyor. Hatta felç bile bu hücreler vasıtasıyla şifa buluyor. Daha bu kök hücre araştırmasının çok başında bilim. Bununla ilgili makaleler için tıklayın...

Makale 1 - Özel üretim merkezi kök hücre
Makale 2 - Tıp dünyasında yeni boyut: Kalp kök hücreleriyle yenileniyor
Makale 3 - Kök hücrelerin hayatımızdaki yeri


Hülasat'ül-hülasa:
Bilim adamları risale okusunlar da yeni keşifler bulsunlar :D
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

17

28.03.2005, 10:27

Kısaca; ölümün çaresi bulundu demeyelim de, vücudun eskiyip bazı fonksiyonlarını yitirmesini engelleme ve -tabiri caizse- gençlik iksiri hususunda aşama kaydedildi diyelim.
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir