Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.
Alıntı
Modern ıslam Düşüncesi Üzerine Bir Yazarın
(Yaşar Nuri Öztürk)
Kritiği
Yazar: Anonim
Programlayan: Ahmetberk
www.esselam.com
www.darulerkam.de
bilgi@esselam.com
Kitapçığa konu olan "Sayın Yazar Yaşar Nuri Öztürk Beyefendinin" şahsiyetini incitici ifadeden özenle kaçınılıp, ilmi objektiflik içinde görüşleri üzerinde değerlendirme yapılımıştır.
1) Kitapçığın kapağı ve figür
2) Başlarken
3) Hz. Muhammedin Hüküm koyma yetkisi var mıdır?
4) Sünnet Kuran ılişikisi
5) Yazar Mezhepler konusunda çelişkili ifadeler kullanıyor. Ayrıca hadis kültürünün darlığı yorumlarına yansıyor
6) Miraç hadisesine Kuran genelinden habersiz yaklaşınca Kuran kültürüdeki eksikliğide ayrıca ortaya çıkıyor
7) Ehli kitap hakkındaki çelişkileri
8) Yazarın Kuran harflerinde yaptığı tahrifat
9) Yazarın kafasının karışık olduğu bir başka konu da “ıçtihat” meselesi
Alıntı
Mutad olarak Mecelletü’l Ezher’i (Ezher dergisi) takip ederim. Aylık periyodlarla çıkan dergi dolu, doyurucu ve dengelidir. Hem akademik, ilmî, hem de amelî iltizamı esas alır. ıslâmî değerlere bağlı ve bu bağlılığı vurgulayan ve okurlarına da aşılayan bir yapısı var. ışte bu zülcenaheyn yapıyı muhafaza eden insanlar az kaldığından Mehmet Görmez gibiler şimdi ulemanın ruhuna fatiha okuyor. Türkiye’de dinî alanda akademisyenler var, ama âlimler yok veya az. Zira âlim demek pratiği veya ameli olan ve insanları amele çağıran kimse demektir. ılim amelden soyutlandığında bu, akademisyenliğe ve bir nevi oryantalizme dönüşür. Bunu en iyi ifade eden kimselerden birisi Mustafa A’zami’dir. Ankara Okulu güya oryantalizme mukabele etmek için kurulmuştur, ama bu dengeye riayet etmediği ve gözetmediği için sonuçta maksadının aksi bir istikamete saplanmış ve oryantalist bir yaklaşımı benimsemiştir. Dolayısıyla âlimi âlim yapan, ilmiyle amel etmesi yani ilminin pratik tezahürleridir. Âlimle oryantalistin farkı budur. Âlim ıslâm’ın aynasıdır. Akademisyen ise kil u kal derdindedir.