Nusret Çiçek
"Başörtüsü yasağını üniversitelerden ben kaldırırım"
Bu sözün sahibi Sayın Mehmet Ağar. Türk halkının beklentisi olan ?kanamalı yara'ya neşter vurması açısından oldukça dikkat çekici. Yasağa karşı bir siyasetçinin yaklaşım tavrı, emin ve de kararlı: "Yasağı ben kaldırırım!" Geçmişte ezanı orijinal haliyle halka takdim etmeyi başaran DP'yi halk tam on yıl kesintisiz iktidar yapmıştı. ıhtilal olmasaydı bir on yıl daha garanti. şimdi de halkın en büyük sorunu haline gelen ?okullardaki başörtüsü yasağı'nı kaldıracak siyasi iradeyi ve de kararlılığı halkımız beklemede?
¥
Adalet Bakanı iken amir memur ilişkilerimizin yanı sıra, Sayın Ağar emniyetten de iyi bildiğimiz bir isim. Bir devre damgasını vuran istikrarlı ve de kararlı bir bürokrat? Ziyaret maksadıyla kendisinden arkadaşımla talep ettiğim randevumu pek fazla geciktirmeden, sıcak tavırlarıyla kabul etti. Tavırlar sıcak dedim; "Allah razı olsun" sözcüğü ve de selam verip selam alarak tokalaşıyorsunuz? Demek ki, Sayın Ağar'ın yaşamında Anadolu vari sosyal ilişkiler asimile olmamış, tavırları da yöresel ve de halkça? ?Üniversitelerdeki Başörtüsü Yasağı' ile ?katsayı' haksızlığı konularındaki görüşünü soruyorum. "ıktidarlar istikrarlı ve de kararlı olmalıdır; devlet adamı yetkilerini sonuna kadar kullanabilmeli" cevabıyla sohbete başlıyoruz.
"Doğruyol Partisi iktidar olduğunda üniversitelerde başörtüsü yasağını kesinlikle kaldıracağız. Anlamsız katsayı haksızlığını da tasvip etmiyorum. ımam Hatip Lisesi öğrencileri de bu ülkenin öz evlatlarıdır."
Sayın Ağar, yargı ile ilgili konularda da iddialı: "Yargı mutlaka düzeltilmeli, ülkenin birinci meselesi yargı; yargı düzeldiğinde her şey de düzelir, vatandaş rahat eder. ınşallah iktidara geldiğimizde neler yapacağımızı hakim ve savcılarımız yanı sıra milletimiz de görecek".
Türkiye'nin kırmızı çizgileri ile ilgili tespiti ilginç: "Koruyamayacaksan, kırmızı çizgiler neden koyuyorsun?"
Politikacı ilkeli olmalıdır diyordu, sayın Ağar: "Misafir olarak 2.5 yıl kaldığın bir partide hükümetin icraatları altına imza attıktan sonra mı misafirliğin aklına geldi?"
¥
Adalet Bakanlığı'ndan konuşurken ben eskilere daldım gittim. O koltuğa oturduğunda, hakim ve savcılarla ilgili bir sandığın kurulması talimatını vermişti. "Polisin sandığı var da hakimlerin niye yok?" diye sorunca, Ceza ışleri Genel Müdürü de(ı. Öz..) bu görevi bana tevdi etti. OYAK, Ziraat Bankası Vakfı, Polis Sandığı gibi kuruluşların sözleşmelerini inceleyerek bir taslak hazırladım. Bu sandık çok yönlü iş görecekti. Kredi ihtiyacı, artı emekli ikramiyesi, kaza ve evlenme anında yardım gibi? Ne var ki, hükümet düşünce yerine gelen bakandan izin istediğimde: "Beni bu işin içine katmayın, şimdi de örgütleniyor diyecekler" diyerek kabul etmedi? Her zamanki halimiz ya, ?aman beni işin içine sokmayın!' ?Çalışmaların önceden başlatıldığını bütün bakanlık biliyor' dedimse de kabul ettiremedim. Bu değerli atılım da bu yüzden gerçekleşemedi?
Ürkerek devleti yönetmeye kalktığınızda, kayıplarınız keşke bir sandık kadar olsa. Tarihin akışından alacağımız dersler az değil. Yedikule Zindanlarında boğdurulan padişahların hep kararsız ve de ürkek davrandıklarını tarihler yazıyor. Ondan sonra gelenler de öyle olmadı mı?
ıktidar, sayı olarak Meclis'ten YÖK yasasını çıkarmaya muktedir. Başörtüsünün çözümü de Meclis'ten hallolacağına göre, azınlığın azınlığından ?okey almak' için olmayacak ?uzlaşma'yı beklemenin tek bir anlamı kalıyor geriye; iktidar milli iradenin verdiği yetkileri kararlılıkla kullanamıyor. Bu yüzden, halkın ağzı sütten yandığı için bundan sonra yoğurdu üfleyerek yiyecek demektir?
Nusret Çiçek
Vakit, 4 Mart Cuma 2005,
