ıdealim, Bediüzzaman filmi çekmek
Said Nursî’yi beyaz perdeye aktarmak isteyen sinema yönetmeni Gani Rüzgâr şavata “Her yönetmenin bir sevdası, bir ideali vardır. Benim hedefimin başında Said Nursî Hazretlerinin hayatını beyaz perdeye aktarmak geliyor” diyor.
Giriş:
Geçtiğimiz haftalarda Yönetmen Gani Rüzgâr şavata, Bediüzzaman filmini çekmek istediğini açıklayınca tartışma yaşandı. ıleri gelen Nur Talebeleri Bediüzzaman filminin çekilebileceğini, ancak bunun zor bir iş olduğunu söylediler. Bunun üzerine Gani Rüzgâr şavata bu filmi hayatı pahasına çekmek istediğini söyledi.
Röportajımızda, Milliyet’te demecine yer verilen şavata hakikaten “‘Nurcular cesaretsiz olduğu için bu filmi çekemediler, Bediüzzaman hakkında bilgi vermek istiyorlarsa buyursunlar gelsinler’ demiş miydi? Bediüzzaman filmini çekmesindeki amaç neydi? Bu projeye ne kadar hazırlık yapmıştı?” sorularının cevabını aradık.
***Daha önceden Bediüzzaman filmini çekmek gibi bir kararınız var mıydı?
Ben 1993’te sinemaya geldim. Daha öncesinde Malatya’da piyesler yönettim. Bu oyunlarımda daha çok insan manzaraları ve tarihî olaylar sundum. Yassıada, Bosna olayından tutun da Hz. Ömer’e varana kadar.
Her yönetmenin bir sevdası, bir ideali vardır. Benim hedefimin başında Said Nursî Hazretlerinin hayatını beyaz perdeye aktarmak geliyor. Benim yakınlarım bu fikrimden her zaman haberdardılar. Böyle bir filmi çekmekten korkuyordum.
***Niçin Bediüzzaman?
Bediüzzamanın kitaplarını okudum. Bediüzzaman gibi kendini insanlığa ve ıslâma adamış değerli zatların sinema diliyle anlatılması gerektiğini düşündüm. Bunun birileri tarafından mutlaka televizyona aktarılacağını düşünüyordum. Ancak bunu yapanların Bediüzzaman’ın fikirlerini ve düşüncelerini yozlaştırmasından korkuyordum. Aslında ben de yanlış ve eksik yaparım korkusuyla fikrimi Nurcularla paylaştım. Yoksa ben birden bire ortaya çıkmak istiyordum.
***Yani düşüncelerinizin daha da olgunlaşmasını istediniz?
Evet. Çünkü eleştirileri duymak istedim. Doğruları daha iyi görürüm diye düşündüm.
***Bunu reklâm için yaptığınız iddiaları var?
Ben hiçbir zaman reklâma tenezzül etmedim. Paraya kendimi satmadım. Eğer benim reklâm gibi bir amacım olsaydı bunu nasıl yapacağımı biliyorum. Çünkü Türkiye’de kendini sanatçı zannedenlerin nasıl gündeme geldiklerini çok iyi biliyorum. O yolu denerdim. Benim internet sayfamda bile doğru dürüst ismim yok.
DIşLANACAğIMI BıLıYORUM
***Bazıları tarafından dışlanacağınızı düşünüyor musunuz?
Dışlanacağımı bile bile ben işi yapmak istiyorum. Ne sinema dünyası, ne içinde bulunduğum camia, ne de beni seven bazı insanlar Said Nursî’nin fikirlerini ve benim bu sinemayı çekmemi benimsemezler.
***Neden peki?
Türkiye’de karanlıkta kalmış bir sol var. Sinema sektörü solcuların elinde. Hangi yönetmen “Said Nursî’nin filmini çekerim” diyebilir.
BU SıSTEM DEVAM ETTıKÇE...
***CNN’nin bir belgesel çektiği söylentileri var?
Bazı insanların ideolojileri yoktur, bunlar prim yapmak için bu yola girerler. Elinizdeki kitabın ne kadar kutsal olduğunu bildikleri halde onlar için bu kudsiyetin bir mânâsı yoktur. Prim peşinde koşan insanlar kendilerini düşünürler.
Bu ülkede bu sistem devam ettiği sürece Said Nursî’nin gerçek hayat hikâyesi hiçbir televizyonda oynamaz. ıllâ ki bir yeri yontulacak. Onun için Gani şavata’ya Said Nursî’yi sevenler yardımcı olsunlar.
***Yani kendinizi en etkili yönetmen olarak mı görüyorsunuz?
Bir komüniste, bir ateiste Said Nursî filmini çektiremezsiniz. Ben bu konuda kendime güveniyorum. Bana Said Nursî filmini çekecek bir yönetmen bulun, ben ona asistan olurum.
***Belgesel çekmeyi hiç düşündünüz mü?
Ben inanmadan belgesel çekenlerden biri olamam. Elime kameramı alıp Said Nursî şurda doğdu, şuralarda yaşadı derim. Ben bununla bir prim yaparım. Ancak ben halkıma bağımlı olduğum için bunu sindiremem. Biz Said Nursî’yi seviyoruz. Biz bu insanın gittiği yolu benimsiyoruz. Biz bu insanın yaptığı hizmetin insanlığa hizmet olduğunu düşünüyoruz. Bu insanları sevenler değil, sevmeyenler bana düşman olacak. Ben Said Nursî’yi sevenlerin isteklerini yapacağım.
ÖLÜRSEM BU UğURDA ÖLEYıM
***Bir gazetede lanse edildiğinin tersine Nurculardan korkmuyorsunuz yani?
Said Nursî’yi sevenlerden korkmuyorum. Said Nursî’yi sevenlerden bana zarar gelmez. Ben cesareti Said Nursî’yi sevenlerin varlığından alıyorum.
Nurcular beni daha da cesaretlendirsin, “Yapamazsın, edemezsin” diyerek beni ümitsizliğe sevk etmesinler. Bana güç versinler. “Doğru yaptığın sürece yanındayız” desinler. “Sen ölsen bile arkandayız” deyin ki ben de ölürsem bu uğurda öleyim. Ben inanıyorum ki bu yolda hizmet etmek kolay değil ve hizmet edenler de rıza-i ılâhiye ulaşırlar.
BENı ARAşTIRSINLAR
***Sizin samimiyetinizi insanlar bilmiyor...
Beni bir köşe yazarı tanımadan eleştirmişti. Tanıdığında özür diledi. Ben insanlara şunu söylüyorum. Benim ailemi araştırın, hayat çizgimi inceleyin, yaptığım işler neler? Ben sinemada ne için varım? Benim yatlarım mı var, katlarım mı var? Ben de mi acaba kuzu postuna bürünen bir kurdum? Araştırsınlar.
***Bediüzzaman’ı Kürt milliyetçiliğine âlet edenler var. Siz bu konuda neler düşünüyorsunuz?
Ben Kürt anneden doğdum. Benim suçum buysa suçluyum. Ancak ben ıslâmı yaşıyorum. Ben filmlerimde ıslâmı önplana çıkarmaya çalışıyorum. Asla ırkçılığa taviz vermedim. ıslâmiyette ırk, dil ayrımı olduğunu düşünmüyorum. Sonuçta Peygamberimiz Araptır.
Said Nursî dünyanın her yerine aittir. Bir insanın izleri Amerika’da, ısrail’de varsa orada doğmuştur. Bu fikren doğduğu yerdir.
Said Nursî’nin bedenen doğduğu yer bellidir. Kürt memleketinde doğmuştur. Benim bu gerçeği gizlemem gibi bir durum söz konusu olamaz.
NUR TALEBELERıNı SEVıYORUM
***Bir de “Nur Talebeleri Bediüzzaman’ın sinemasını çekemez, buna cesaretleri yok” türünden bir ifadeniz var?
Burada bir çarpıtma söz konusu. Ben “Sinema yönetmenleri arasında cesaret edecek kimse yok” dedim. Ben bunu Nur Talebeleri için konuşmadım. Ben büyüklerime hakaret edemem. Nur Talebelerini seviyorum, çünkü Said Nursî’nin yolundan onlar gidiyor ve Said Nursî’yi onlar yaşatıyor.
***Ortaya çıkarken keşke daha güçlü çıksaydınız?
Senaryoyu başkaları yazıyor. Ben kendimin eksik olabileceğimi düşünerek senaryoyu başkalarına yazdırıyorum.
***Senaristler kim?
ısterseniz bunları daha sonra açıklayayım.
***Senaryo yazıldıktan sonra Nur Cemaatinin görüşlerini alacak mısınız?
Gayet tabiî. Nur Cemaati bana yollarını açsın ve bana yol göstersin.
***Said Nursî’nin yaşadığı şartları ortaya koyacak mısınız? Bediüzzaman’ın resmî ideolojiye karşı olan tutumunu yansıtacak mısınız?
Ben her filmimde resmî ideolojiye karşı çıkıyorum. Ben bunu elimden geldiği kadar yapmaya çalışacağım. Bana burada Nur Talebelerinin de yardımcı olması, cesaret vermesi lâzım.
***Yani “Nur Talebeleri bana ne kadar cesaret verirse, ben o kadar yansıtırım” mı diyorsunuz?
Benim arkamda büyük bir halk kitlesi olunca işlerin daha rahat işleyeceğini düşünüyorum. Ben bu filmi yeter ki çekeyim de öleyim. ınsanlar bir ideal uğruna ölmek isterler...
***Said Nursî’ye karşı olanlardan çekindiğinizden bahsediyorsunuz? Bu tepki nereye kadar varabilir?
En fazla beni öldürürler.
***Bu söyleminizde reklâm amacı yok, değil mi?
Hayır. Hayır. Ben medyatik olmak istesem değişik yolları denerim.
***Peki hiç tehdit alıyor musunuz?
Evet alıyorum.
***Peki ne gibi tedbirler alıyorsunuz?
Ben korumalarla dolaşacak bir insan değilim. Ben Allah’tan başka kimseye sığınmadım. ınsan ölüme giderken bile gülerek gidebilmeli. Evimden çıkarken abdestli çıkıyorum.
BU ışE HARAM
KARIşTIRMAK ıSTEMıYORUM
***Filmi finanse edecek gücünüz var mı?
Bu filmin asgarî bütçesi 4 milyon dolardır. Biz on arkadaş bu paranın yarısına yakınını topladık. Ben istiyorum ki halkın da bu işin içinde tuzu olsun.
***Ya toplayamazsanız?
Ben bunu bugün yapmazsam bir kaç film çekerek yarın yaparım. Edirne’de Selimiye Camiinin nasıl yapıldığını biliyorum. Caminin temelini kazacak insanlar önce orada inşaa edilmiş hamamda abdest alırlar, daha sonra temeli kazmaya başlarlarmış. Ben de bu projeye haram para katmıyorum. Bir de Kültür Bakanlığının bana destek olduğu iddiaları var. Ben Kültür Bakanlığının parasını buraya kullanmam.
Ben bu ülkenin rejimine karşı olan dış güçlerin desteğini rahatlıkla alabilir ve finansman kaynağını halledebilirim. Bunun yanında Coca-Cola’ya “Bediüzzaman filminin başına sizin reklâmınızı alacağım” desem dünden kabul edeceğini biliyorum. Ancak ben bu işe haram para katmak istemiyorum.
GANı RÜZGÂR şAVATA KıMDıR?
1960 yılında Malatya’da doğdu. 17 yıllık bir tiyatro geçmişi olan Gani Rüzgâr şavata, 1993 yılında ‘Dönüş’ adlı filmle sinemaya transfer oldu. Bugüne kadar on sekiz filmde rol alan sanatçı, bu filmlerin on beşinin senaryosunu yazdı, altısının da yönetmenliğini üstlendi...
Önemli filmleri arasında ‘Karanlığın ıçinden’, ‘Dönüş’, ‘Kardakiler’, ‘Mezar Kurtları’, ‘Beyaz Cehennem’ ‘Ozanlar Yaylası’, Taşkent Film Festivalinde ‘Onur Ödülü’ne lâyık görülen ‘Drejan’, ‘Dumanlı Yol’, ‘Karlar Eriyince’, ‘Tutku Suçları’, ‘Ölümün Ağzı’, Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde en iyi film, Avşa Film Festivalinde en iyi üçüncü film seçilen ‘Sınır’, son çalışması ‘Doz’ (Dâvâ) ilk akla gelenlerdir...
‘Komşular’, ‘Sevda Yolları’, ‘Kardakiler’ gibi televizyon dizilerinde rol alan Gani Rüzgâr şavata, ‘Kurban’, ‘Yaşam ızleri’, ‘ılahi Kılıç’, ‘ılahi Adalet’, ‘Çirkef’, ‘Halepçe Katliamı’, ‘ışte Bosna Hersek’, ‘Töre’ ve ‘Pranga’ gibi tiyatro oyunlarında da rol aldı.
Hasan Hüseyin KEMAL
19.02.2005
http://www.yeniasya.com.tr/2005/02/19/roportaj/h1.htm