Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

25.12.2004, 10:52

'Hocaefendi tipik bir Nurcu değildir'

'Hocaefendi tipik bir Nurcu değildir'

Mehmet Fırıncı:
Fethullah Hocaefendi 12 Mart 1971 hadisesinden sonra bizden ayrıldı. Daha ziyade kendi müktesebatıyla bir çalışmaya girdi. Memlekete ve bilhassa dine hizmet isteyen zenginler de onun etrafında toplandılar. Ama ızmir de muayyen kaldı. Bu arada ıstanbul'da 1950'den başlayıp devam eden bir "ıslami hizmet zenginleri grubu" vardı. ımam hatiplerin gelişmesi ıslam Enstitüsü'nün kurulması, hep bu grubun çalışmalarının sonucuydu. Fiilen onların içinde değildik ama bir nevi sempatizanıydık. 1980'lere gelirken ıslami hizmet zenginlerine manevi rehberlik eden Celalettin Ökten gibi ıstanbul müftüleri gibi şahsiyetler hepsi birbiri ardı sıra vefat etti. Dine hizmet etmek isteyenler bir nevi manevi rehberden yoksun hale geldiler. Tam bu esnada 1980'den sonra Fethullah Bey, ızmir'den ıstanbul'a geldi. ışte o varlıklı kimseler de birden onun etrafında toplandılar.
HIRıSTıYAN DÜşMANLIğI
Böylece Fethullah Hocaefendi aniden kuvvet kazanmış oldu. O da dünyadaki okullarını teşvik ettirdi. Yazarlar Vakfı'nı kurdurttu. Aslında ilk zamanlarda onlarda ıslam dışı dinlere, örneğin Hıristiyanlık'a şiddetli bir düşmanlık vardı. Biz 1991'deki sempozyuma Patrikhane temsilcisini ve Papalık temsilcisini davet ettik. Patrikhane gelemedi ama Papa temsilcisi geldi. Sempozyumda ona konuşma yaptırdık. Fethullah Gülen cemaati baktılar bunda farklı bir yön var. Dünyaya açılmak bakımından tabiri caizse hemen daldılar.



Mehmet Kutlular:
Biz Nur talebesiyiz. Hizmetteki prensiplerimiz, metodumuz, esaslarımız Said Nursi tarafından ortaya konmuştur. Zamanında Ali Kırca da Siyaset Meydanı'nda Fethullah Hoca Nurcu mudur diye sormuştu. Hayır değildir dedim. Nedir diye sordu. Mesela hocadır dedim. Nasıl yani dedi. Başka eserleri okuduğu gibi Risale-i Nur'u da okur dedim. Peki Nurcu nedir dedi. Nurcu Said Nursi'yi ve eserlerini kendine ülkü ve rehber yapan adamın adıdır dedim. Buna kimse karşı çıkmadı cevap dahi veremedi.
ADNAN HOCA DA OKUYOR
şimdi kendine göre dine hizmet etmesinden şüphe etmem ama Fethullah Hoca Nurcu'ysa Said Nursi'ye uymuyor. Fethullah Hoca Risale-i Nur'dan istifade etmiştir ama tarzı, usulü, metodu, çalışması, inancı, ideali ona uymuyor. O da bir harekettir, ben onun hizmetini reddetmiyorum ama Nurculuk olarak da kabul etmiyorum. Eserini okuyup istifade edersiniz, talebelerinize okutturursunuz o ayrı bir mesele. Ona bakarsan Adnan Hoca da Risale-i Nur okuyor. Hatta bazılarına da okutturuyor. Ben Fethullah Hoca'ya ne düşmanım, ne küskünüm, ne de hizmetini inkar edenlerdenim. Sadece hareket noktasında Nurcu değildir derim. O da benim Nur talebesi olarak hakkımdır. Biz Said Nursi'yi bir bütün kabul ederiz. Yani onun siyasi ölçülerini de kabul ederiz, Müslüman-Hıristiyan diyaloğunu da imani noktadaki yaptığı yorumları da.



Kırkıncı Hoca:
Fethullah Gülen ile 1956'dan 1960'a kadar beraber kaldık. Fethullah Hocaefendi Nur talebesidir. Üstad'ı sever, risalelerini çok okur, çok anlar, çok hafızasında vardır. Benimle birlikte Erzurum'dayken daha çok gençti. Bazen cuma günleri gider müftüden izin alırdım o vaaz ederdi. Hocam nereyi ezberleyeyim derdi, ben de mesele şu, şu dersi ezberle derdim. Çıkardı kürsüye kekelemeden anlatırdı. ılham gelirdi. Kendine has bir metodu oldu. Nurcuyum falan diye ortaya çıkmayayım da şöyle bir faydalı olayım, hizmete böyle devam edeyim gibi. O şekilde de gidiyor işte. Ama kimse kimseyi tenkit etmiyor. Hoca Nur talebesidir, faziletlidir, ilimde mahareti vardır, hitabeti kuvvetlidir, hafızası kuvvetlidir. Risale-i Nur külliyatını ki 5 bin sayfadan fazladır hepsini değilse bile çoğunu ezbere bilir. Sonuçta etrafında bir cemaat tesis etti. Tüccarlar da keselerini açtılar ona. Böylelikle pek çok yerde okul açtılar.
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir