Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

26.10.2010, 15:05

Başsavcı Yalçınkaya'ya tepkiler dinmiyor...

Başsavcı Yalçınkaya'ya tepkiler dinmiyor...
Başörtüsü sorununun çözümü için mecliste yürütülen görüşmelere ilişkin yaptığı açıklamalarından dolayı Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, bir grup avukat ve hukukçular tarafından protesto edildi.



İstanbul Adliyesi önünde toplanan Hukuk Dernekleri Platformu üyesi avukatlar adına yapılan açıklamada, Yalçınkaya'nın 'halkın temsilcileri olan siyasi partiler ve demokratik rejimi alenen tehdit ettiği' belirtildi.

Sultanahmet'te bulunan İstanbul Adliye Sarayı önünde toplanan Hukukçular Derneği Platformu'una üye yaklaşık 50 avukat, Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya'yı protesto etti. "Bari Meclisi de kapat, Hukuk özgürlüktür, Başörtüsü faşizmine son" şeklinde yazılı dövizler taşıyan avukatlara bazı başörtülü kadınlar da destek verdi. Hukuk Dernekleri Platformu sözcüsü Avukat Şule Recepoğlu, yaptığı açıklamada; "Halkın önemli bir kısmının sorun olarak nitelendirdiği başörtüsü sorununun çözümü için siyasi parti temsilcilerinin mecliste ön görüşmelere başladığı saatlerde Yargıtay Başsavcısı Abudurrahman Yalçınkaya beş sayfalık bir açıklama yaparak alenen halkın temsilcileri olan siyasi partileri ve demokratik rejimi tehdit etmiştir." dedi.

Yargıtay Başsavcısı Aburrahman Yalçınkaya'nın "Bundan sonraki siyasi toplumsal kurumsal ekonomik ve hukuki sorumluluk tüm siyasi partilere aittir" şeklindeki açıklamasıyla çok açık ve net bir kapatma davası tehdidinde bulunduğunu ifade eden Recepoğlu, "Demokrasi, adalet ve özgürlük kavramları temelinde oluşturduğumuz Hukuk Dernekleri Platformu olarak Başsavcı Yalçınkaya'nın siyasi partilere ve demokratik rejime müdahalesini şiddetle kınıyoruz." dedi.

Türkiye'nin siyasi tarihinde onlarca partinin kapatıldığını hatırlatan Recepoğlu, "Anayasa ve siyasi Partiler Kanunu'ndaki anti demokratik hükümler nedeniyle hiçbir demokratik ülkede görülmeyen ve savunulmayan parti kapatma davaları ile karşılaşmak ve kapatılmak ülkemizdeki tüm siyasi partiler için muhtemeldir." diye konuştu.

Açıklamanın ardından bir süre alkışlı protestoda bulunan avukatlar olaysız şekilde dağıldı.

Hukukçulardan Başsavcı Yalçınkaya'ya tepki: Görevini kötüye kullanarak anayasal suç işlemiştir

Hukukçular Derneği Malatya Şube Başkanı Necati Karabay, Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya'nın partileri kapatmayla tehdit eden bildirisiyle ilgili olarak, "Yargıtay Başsavcılığı, kanun koyucu değil, uygulayıcıdır. Kimse kendini Meclis'in yerine koyamaz, emir verip tehdit edemez." dedi.

Malatya Adliye Sarayı önünde toplanan Hukukçular Derneği üyesi avukatlar, Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya'nın, partileri kapatmayla tehdit eden bildirisine tepki gösterdi. Grup adına açıklama yapan Dernek Şube Başkanı ve emekli Savcı Necati Karabay, üniversitelerdeki başörtüsü sorunuyla ilgili Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında başlayan görüşmelerin hemen ardından, Başsavcı Yalçınkaya'nın Meclis'in hür iradesini yok sayarak, muhtıra niteliğinde bir açıklamayla partileri kapatmayla tehdit ettiğini hatırlattı.

Meclisin'in, millet iradesinin tecelli makamı olduğunu, millet adına kullanılan yetkinin devredilemez ve paylaşılamaz olduğunu belirten Necati Karabay; cumhurbaşkanı, başbakan da dahil herkesin en az başsavcı kadar Cumhuriyet'in temel niteliklerine bağlı olduğunu ifade etti. "Başsavcı Yalçınkaya'nın yaklaşan Yargıtay seçimleri öncesi öne çıkmak için yayınladığı iddiaları eğer doğruysa, Yalçınkaya görevini kötüye kullanarak anayasal suç işlemiştir" diyen Karabay, şöyle devam etti:

"Türkiye, gün geçtikçe tüm kurumlarıyla demokrasiyi özümserken Başsavcı Yalçınkaya, askeri muhtıraları hatırlatan açıklamasında başörtü serbestliğinin laikliğe aykırı olduğunu çeyrek asır öncesi Anayasa Mahkemesi kararlarına dayandırmıştır. Halbuki bu statükocu anlayış çoktan geride kaldı. Başsavcı Yalçınkaya, 12 Eylül referandumunu ve Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu seçimlerini iyi okumalıdır. Cumhurbaşkanının eşi Hayrunnisa Gül'ün Avrupa Parlamentosu'nda yaptığı başörtülü konuşmayı izlemelidir. Avrupa Konseyi'ne üye 47 ülke arasında Türkiye dışında başörtüsü yasağını uygulayan yoktur."

Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğunun altını çizen Karabay, "Hukuk devletinde yasaklar kanunla konur. Ülkemizin hiçbir kanununda 'başörtüsü yasaktır' diye bir hüküm bulunmamaktadır. Kimse kendini millet iradesinin temsil edildiği Meclis yerine koyamaz, emir verip tehdit edemez. Başörtüsü meselesi gibi toplumsal meseleler başsavcının değil, siyasetin görev alanına girmektedir. Bildiriye karşı siyasi partilerce verilen tepkilerin hepsini destekliyoruz." şeklinde konuştu.

Dernek Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Gülay Köse de erkekler için kamusal alanlarda hiçbir engel yokken kadınların engellerle karşılaştıklarını dile getirdi. Başörtüsü yasağının kalkmasını istediklerini anlatan Köse, "Türkiye, her alanda daha da özgürleşmelidir. Özgürleştikçe daha da gelişeceğimize inanıyorum. Erkeklerin de başörtüsü yasağının kalkması için destek vermesini istiyorum." ifadelerini kullandı.

Haber Kaynağı: Cihan

http://www.sentezhaber.com/bassavci-yalc…er-dinmiyor.htm
"Milletimin imanını selamette görürsem cehennemin alevleri içinde yanmaya razıyım,.."
Bediüzzaman said Nursi

Bu konuyu değerlendir