Muhabbet Fedâileri

SPD ve Yeşiller’den Müslümanlara destek



Sosyal Demokratlar ve Yeşiller Almanya’da İslam’ı Hristiyan Kilisesi ile aynı statüye koymak istiyor

Mucahid Yıldız – Dünya Bülteni / Almanya

Almanya’da başlayan ‘İslam Almanya’nın bir parçası mıdır?’ tartışmasına muhalefet partileri SPD ve Yeşiller yeni bir boyut kazandırdı. İki parti İslam dininin Almanya’da Hristiyan Kilisesine benzer bir statü kazanmasını istiyor.

Muhalefet parti milletvekilleri İslam’ın resmen dini bir cemaat olarak tanınması çağrısı yaptılar. SPD iç politika sözcüsü Dieter Wiefelspütz, atılacak böyle bir adımın ülkede yaşayan 4 Milyondan fazla Müslümana gösterilecek olumlu ve önemli bir işaret olduğunu söyledi.

Benzer ifadelerle Yeşiller uyum politikaları sözcüsü Memet Kılıç da İslam’ın, Kilise gibi eşit haklara sahip bir dini cemaat olarak tanınmasının uyumu teşvik edeceğini belirtti. Kılıç, Hristiyan Demokratlar Birliği’nden gelen karşı çıkışların uyumu olumsuz etkilemekten başka bir işe yaramadığını söyledi.

Katolik Merkez Komitesi de Wulff’u destekliyor

Alman Katolikler Merkez Komitesi (ZdK) başkanı Alois Glück, Wulff’un sözlerini destekleyerek, bir yandan konuştuğu Müslümanların Cumhurbaşkanının sözleri karşısında bu ülkenin bir parçası olmak istediklerini gördüğü için çok sevindiğini belirtti. Diğer taraftan ise Glück, Wulff’un sözlerini daha açık ve net bir şekilde ifade etmesi gerektiğini, Müslüman gelenekleriyle Hristiyan-Yahudi geleneklerinin Almanya’da eşit pozisyonda görülemeyeceğini ortaya koyması gerektiğini savundu. Glück, bunun bazılarına ‘mevcudiyetlerini kaybetme korkusu’ verdiğini kaydetti.

Alman Parlamento başkanı Norbert Lammert de Wulff’u savunarak, partileri CDU’dan gelen eleştirileri kabul etmediğini bildirdi. ‘Leipziger Volkszeitung’a konuşan Lammert, Wulff’un İslam’ı Hristiyanlık ve Yahudilikle eşitlemediğini sadece artık bu ülkenin bir parçası olduğunu ifade ettiğini belirterek, Cumhurbaşkanının sözlerinin belki biraz daha açıklayıcı olması gerektiğine dikkat çekti.

Almanya’da İslam dininin resmen tanınması ve Kilise ile aynı statüye konması halinde, temsilci kurumların devletten vergi payı almasına ve okullarda maliyeti devlet tarafından karşılanan din dersleri verilmesine imkan tanıyor.