Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

Bîçare S.V.

Profesyonel

  • "Bîçare S.V." bir erkek
  • Konuyu başlatan "Bîçare S.V."

Mesajlar: 712

Konum: İstanbul/ Çamlıca

Meslek: Gazeteci/ Arşiv-Kütüphane

Hobiler: Kitap okuma (Sesli)

  • Özel mesaj gönder

1

06.10.2010, 15:29

Ş.Urfa Bediüzzaman’la kucaklaştı

Ş.Urfa Bediüzzaman’la kucaklaştı




VEFATININ 50. yılında Bediüzzaman Said Nursî’nin fikirlerini ve
dâvâsını Türkiye’de anlatmak ve eserlerinin tanıtımını yapmak maksadıyla
yollara koyulan Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet Tırı Türkiye turundaki en
anlamlı duraklarından birine ulaştı.

50 yıl önce dünya hayatını noktalamak üzere Urfa şehrini seçen
Bediüzzaman’ın şahs-ı manevisi 50 yıl sonra yine Bediüzzaman Tanıtım ve
Hizmet Tırı vasıtasıyla vefat ettiği topraklara, Urfa’ya geldi.
Bediüzzaman son seyahatini Urfa’ya yapmıştı. Öleceğini hissedince
“Urfa’ya gitmek istiyorum” dedi talebelerine. Çok hastaydı, yaşlıydı ve
seyahat edemeyecek haldeydi. Talebeleri bu seyahati yapmaması konusunda
telkinde bulunsa da, o ferasetinin vasıtasıyla Urfa’ya gitme vaktinin
geldiğini biliyordu.

Nitekim her şeye rağmen yola çıktı ve Urfa’ya geldi. O zamanlar
Urfa’nın en seçkin otellerinden biri olan İpek Palas Oteli’ne
yerleştirildi. İşte burası hayata gözlerini yumacağı ve “Huzuru
Resulullaha bir pasaport” gözüyle baktığı ölüme kavuşacağı mekândı.
Şanlıurfa... Peygamberler Şehri... Âlimler de Peygamberlerin
varisleriydi ya... İşte ahirzamanın müceddidi ve Peygamber varisi
Bediüzzaman Said Nursî de Rabbine kavuşmak için bu şehri seçmişti. Zira o
hem şahsiyet ve vazife itibariyle, hem de hayatı ve yaşayışı itibariyle
tam bir Peygamber varisiydi...

İLK DURAK VİRANŞEHİR

Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet Tırı’nın Şanlıurfa merkezinden
önceki durağı Şanlıurfa’nın Viranşehir ilçesiydi. Burada Viranşehir’in
sokakları arasından geçerek, ilçe merkezindeki meydanda konaklayan
tırımız derhal büyük bir ilgi gördü. Tırın etrafında toplanan
Viranşehirliler, başından sonuna kadar pür dikkat bir şekilde tanıtım
programını takip ettiler. Konuşmalardan önce kitap, broşür ve gazete
dağıtımı yapıldı. Çoluk çocuk, genç yaşlı herkes dağıtılan eserlerden
almak için birbirleriyle yarıştı. Tırımızın rutin olarak dağıttığı
eserlerin yanı sıra Viranşehirliler tarafından küçük Risâle-i Nur
Eserlerinin de dağıtımı gerçekleştirildi. Yöresel kıyafetli bir çok
insanın takip ettiği programda özellikle mor renkli puşi takan erkekler
dikkatleri çekti. Melih Atom’un sunduğu programda ilk konuşmayı
Viranşehir İlçe Müftüsü Abdulrakip Arslan yaptı. Bediüzzaman Tanıtım ve
Hizmet Tırı’nın ilçelerine gelmiş olmasından dolayı Müftülük olarak
müteşekkir olduklarını belirten Arslan, Bediüzzaman’ın bu asrın en büyük
İslâm âlimi olduğunu ifade etti. Bediüzzaman’ın Şark vilayetlerinin
içinde bulunduğu cehaleti daha 100 sene önce tesbit edip buna çareler
ürettiğini ve zamanın idarecilerine projeler sunduğunu hatırlatan
Arslan, Bediüzzaman’ın eğitim modelinin din ve fen ilimleri olmak üzere
iki kanatlı olduğunu ve bu metodun aydınlanmanın en etkili yolu olduğunu
ifade etti. Arslan’ın ardından sözü alan Mardin eski İl Millî Eğitim
Müdürü Tahir Ünverdi ise konuşmasına “Şarkın asil evlâtları
Viranşehirliler” diye hitap ederek başladı. Ünverdi, Bediüzzaman Tanıtım
ve Hizmet Tırı’nın bir kurtuluş reçetesini ülkenin her tarafına
yaymakta olduğunu belirtti. Ünverdi konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Edirne’den başlayan bu hizmet, inşallah İstanbul’da noktalanacak. Bugün
Viranşehir’deyiz. Buraya gelmesek olmazdı. Ne mutlu ki, nur tırı,
hizmet tırı bugün Viranşehir’de. Bediüzzaman’ın Kur’ân tefsiri olan
Risâle-i Nurları sizlere takdim etmek üzere buradayız.”

O BİR HÜRRİYET KAHRAMANI

Bediüzzaman bir “hürriyet kahramanı” olduğunu belirten Ünverdi,
“Memleketimizde hürriyet, kalkınma, demokrasi, kardeşlik, demokrasi
istiyoruz, insan hak ve hürriyetlerinin kaynağı olan İslâmiyet’i
istiyoruz. Bir zamanlar bu ülkede İslâmiyet’i yok etmek isteyen ifsat
komiteleri vardı. Onlar İslâmiyet’i bu topraklardan yok edeceklerini
sandılar. Ama Allah’ın nurlarını söndürmeye kimsenin gücü yetmez. İşte
bu nurların dellâlı olan Aziz Üstadımız bu halk için hürriyet,
demokrasi, barış ve kardeşlik istemiştir” dedi.

“Bu topraklarda Müslüman Türkler var... Müslüman Kürtler var...
Müslüman Araplar var... Laz, Çerkez, Arnavut, Abaza, Boşnak var... Hepsi
kardeştir, hiç kimsenin kimseye üstünlüğü yoktur, kabul etmiyoruz.
Bütün bu Müslümanlar Kur’ân için birlik olarak canlarını feda
etmişlerdir. Bizler Çanakkale’de 250 bin şehit verdik. Kimse bizi
birbirimizden ayıramaz. Çünkü Bediüzzaman’ın da tabiriyle, “Allahımız
bir, Hâlıkımız bir, Razıkımız bir, Peygamberimiz bir, Kur’ânımız bir,
dinimiz bir, vatanımız bir. Bir, bir, bir... Bine kadar birler...” Bizi
öyle birbirine bağlamış ki bunlar, bütün dalâlet ve ifsat komitleri bir
araya gelse bu manevî rabıtaları parçalayamaz. Bütün emperyalist ve
tahribatçı güçler bizi bölmek parçalamak istiyorlar, ama buna muvaffak
olamayacaklar” ifadelerini kullanan Ünverdi, Viranşehirlilere,
insanların imanını kurtarmaya vesile olan Risâle-i Nur Eserlerini
okumalarını ve çocuklarına okutmalarını tavsiye ederek konuşmasını
tamamladı.

YENİDEN ŞANLIURFA

Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet Tırı, Viranşehir programını
tamamladıktan sonra, Urfa şehir merkezine doğru yoluna devam etti.
Tırımız şehir merkezindeki Abide alış veriş merkezinin önündeki alanda
konakladı. Bundan 50 sene önce Urfalılar Bediüzzaman’ı bağrına basmıştı.
Polisler İpek Palas Oteli’ne yerleşen Üstad’ın Urfa’dan çıkması için
diretirken, Urfalılar otelin önünde toplanarak polislerin bu
müdahalesine tepkilerini göstermişler ve bu büyük İslâm âlimini bırakmak
istememişlerdi. O gün otelin önünde toplanan Urfalılar bu kez
Bediüzzaman’ın şahsı manevisinin huzurunda tırımızın önünde toplandılar.
Melih Atom’un sunduğu Urfa programında da eski Mardin İl Millî Eğitim
Müdürü Tahir Ünverdi bir konuşma yaptı. Buradaki konuşmasında
Bediüzzaman için Urfa’nın öneminden bahseden Ünverdi, Urfalıların
Bediüzzaman’ın eserlerine sahip çıkmaları gerektiğini hatırlattı.

Gazetemize konuşan Yeni Asya Gazetesi yazarı ve Harran
Üniversitesi öğretim üyesi Sebahaddin Yaşar ise şunları söyledi:
“İnsanları öldürmek kolaydır. Ama ruhlarını ortadan kaldıramazsınız.
Bediüzzaman ruhlara hitap eden bir nurdur. Buradan yayılan Nur İnşallah
âlem-i İslâm’ı aydınlatacaktır. Bediüzzaman bu şehirde vefat etti.
Burada da manevî bir diriliş yaşıyor. Bugün burada Urfa’da canlı ve diri
bir şekilde yaşıyor. Bu bölgeye de, İslâm dünyasına da buradan tesir
edecektir. Şarkta hakim olan dindir. Şarkı ayağa kaldıracak olan da
dindir. Dolayısıyla bu eserlere çok ciddî şekilde bu bölgelerde ihtiyaç
var. İşte binlerce, onbinlerce Urfalı nasıl Bediüzzaman’ın maddî
bedenini karşıladıysa, bugün de manevî bir karşılamayla Urfalılar
Bediüzzaman’ı bağrına basmıştır. Bu bir diriliştir, bir ayağa kalkıştır.
Şanlıurfa bir maneviyat şehridir. Peygamberler diyarıdır. Aynı zamanda
Bediüzzamanlar diyarıdır. Âlimler Peygamber varisleri olduğundan,
Peygamberlerin arasında olmayı istemişti. O yüzden buraya geldi. Bu
Hizmet Tırı da Şanlıurfa’da bir kez daha bir Bediüzzaman dalgalanması
oluşturmuştur. Bu hizmeti yapanlara müteşekkiriz”

Yeni Asya Medya Grup eski yönetim kurulu üyelerinden Ahmet Rüzgar
ise duygularını şöyle ifade etti: “Bugün burada bayram ediyoruz. Bu
hizmet tarzının çok etkili olduğunu düşünüyorum. Bu hizmet tırının
buraya gelmesine vesile olanlardan Allah razı olsun.”

Urfalı İş adamı Emin Yıldız ise “Bediüzzaman’ın ömrünün son
demlerini geçirdiği Şanlıurfa’da 50 yıl sonra onun şahsı manevisini
kucaklıyor olmanın derin hazzını yaşıyoruz. Bu büyük hizmeti yapanlara
ve emeği geçenlere teşekkürlerimizi sunuyoruz.” dedi. Demokrat Parti
Şanlıurfa İl Başkanı Mustafa Polat da Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet
Tırı’nı ziyaret edenler arasındaydı. Tırımızın konakladığı bölgeden çok
sayıda Urfalı gelip geçiyor ve Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet Tırı’nın
ilânatını müşahade ediyordu. Çok sayıda kitap, broşür ve gazete
dağıtılırken Yeni Asya Neşriyat standı da bu ilgiden nasibini aldı.
Programın sonunda oynatılan Işık Doğudan Yükselir belgeseli de oldukça
ilgi gördü.

UMUT YAVUZ / yavuz@yeniasya.com.tr /ŞANLIURFA





06.10.2010












"İyyake nâ'büdü ve İyyake nesteîn."
'Ancak Sana kulluk eder, ancak Senden yardım dileriz.'
"İnsanlara teşekkür etmeyen, ALLAH'a da şükretmez.!"
'Bırak bîçare feryâdı, Bîçare S.V.

Bu konuyu değerlendir