Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

02.10.2010, 11:08

Van'da Bediüzzaman fırtınası

Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet Tırı'nın şehir merkezine gelmesiyle adeta Van'da bir "Bediüzzaman fırtınası" yaşandı. Vanlılar programa büyük ilgi gösterirken, dağıtılan Risale-i Nurları ve tanıtım broşürlerini almak için birbirleriyle yarıştılar ve ekibimize programımızı defalarca tekrar ettirdiler.




Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet Tırı'nın bu seferki durağı Bediüzzaman'ın hayatında çok önemli bir yeri olan Van idi. Van'a giderken hepimizin içinde burada büyük bir sevgi ve ilgi göreceğimize dair hisler mevcuttu lakin Van'daki programımıza gösterilen ilgiyi görünce beklentilerimizi ne kadar düşük tuttuğumuzu anlamış olduk. Zira Van programına o kadar çok ilgi oldu ki, aynı programı gün boyunca defalarca tekrar etmek durumunda kaldık. Böylece Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet Tırı programlarında zirveye Van'da ulaştık diyebiliriz. Aslında Van'a daha gelirken zirvelerde olacağımız aşikardı. Zira Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet Tırı şimdiye kadarki en yüksek noktasına tırmandı. Ağrı ve Van arasındaki Tendürek Geçidi'nden Van'a doğru gelen Bediüzzaman Hizmet Tırı tam 2644 metre yüksekliğe çıkmış oldu. Bir fırtına gibi dağlardan ovaya doğru inen Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet Tırı'nın Van iline vardıktan bir gün sonra, yani Cuma günü düzenleyeceği program için merkezdeki Hz. Ömer Camii yanında bulunan Beşyol Meydanı'na yanaşacağı sırada müthiş bir fırtına başladı. Adeta dağların zirvesinden gelen Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet Tırı, Van'da bir "Bediüzzaman Fırtınasına" yol açtı. Tır yanaşana kadar devam eden bu hal daha sonra birden bire kesildi ve güneş açtı. Cuma namazından önce Van'daki mekanına konaklayan tırımız hemen halkın ilgisini çekmeye başladı. Hz. Ömer Camii'nin gölgesinde duran tırımızı, Cuma namazına gelen binlerce kişi ziyaret etti. Van'ın en büyük camilerinden Hz. Ömer Camii bu büyüklüğüne rağmen cuma namazı sırasında caminin avlusu da hemen yanındaki Dabbağoğlu Parkı da cemaat tarafından hıncahınç dolduruluyor. Kılınan cuma namazının ardından binlerce kişinin camiden çıkmasıyla birlikte tanıtım programımız başladı. Programın açılış konuşmasını Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet Tırı'nın Koordinatörü Şener Boztaş yaptı. Boztaş bütün Vanlılara programa katıldıkları için teşekkür etti.

Bediüzzaman Van ile doğrudan ilgilidir

Daha sonra sözü devralan Yeni Asya Gazetesi Van Temsilcisi İsmet Oflaz Vanlıları selamlayarak başladığı konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bediüzzaman gibi bir zatın eserlerini ilan etme şerefini bugün Van'da yaşıyoruz. Vanlı hemşehrilerim bundan ne kadar iftihar etseniz azdır. Öyle bir zat ki, her yüz yılda bir geleceği müjdelenmiş müceddidlerin sonuncusudur. Bediüzzaman Bitlis Hizan'da dünyaya gelmiş, 12 yaşında Doğubeyazıt'a gitmiş. Ahmedi Hani Hazretleri ile görüşmüş, bu civardaki medreselerde tahsil görmüştür. Onun tahsili çok uzun sürmemiştir. Onun ilmi medreseden ileri gelmiyor. Onun ilmi doğrudan doğruya Kur'an'dan ileri gelmektedir. Bediüzzaman Van ile doğrudan ilgilidir. Van Kalesi'nde Horhor medresesini açmış, burada talebelerine hem ilim vermiş hem de askeri talim yaptırmış ve Birinci Cihan Harbi'nde Ruslara karşı cihad etmiştir. Bu cihadı neticesinde esir düşmüş ve 2 sene esaretinden sonra, önce Ankara'ya gelmiş sonra da yine Van'ımızda bulunan Erek Dağı'ndaki mağaraya çekilmiştir. 1925 yılında Barla'ya sürgün edilmiş ve böylece Barla'da bir güneş doğmuştur. Bu güneş öyle bir nur saçıyordu ki, bugün bütün cihanı kaplamıştır. Bediüzzaman Kürtçe, Türkçe ve Arapça eğitim yapacak bir üniversite hayali kurmuştu. Bu üniversitenin temellerini de Van gölü kıyısında atmıştı. Orta Doğu'nun hepsini eğitimden geçirecek ve aydınlatacak bir üniversite... Ama şartlar elvermedi ya da yaptırmadılar... Şimdi görüyoruz ki, dünyada 50 dile çevrilmiş eserleri ile bütün dünyada binlerce medresede fikirleri okunuyor. Adeta bu medreseler birer üniversiteye dönmüş ve Risale-i Nur ders kitapları olmuş ve bu üniversitenin rektörü de Bediüzzaman Said Nursi'dir... O her insan için bir reçete yazmıştır. Gençler, Hanımlar, İhtiyarlar, Hastalar... Her insan için bir reçete mevcut eserlerinde. Bediüzzaman Kur'an-ı Kerim'in manasını harf harf anlayıp bizlere anlatarak bu reçeteleri çıkarmıştır. Herşeyi ispat ederek ve delil göstererek, akılları ikna etmek yoluyla ortaya koymuştur. O hem Kur'an-ı Kerim'i okumamızı hem de kitab-ı kebir-i kainat olarak adlandırdığı bütün kainatı okuyup anlamamızı bize öğütlemektedir. Böylece her bir ağacı, her bir hayvanı, her bir bitkiyi ve en nihayetinde her bir insanı bir ayet gibi ortaya koyarak, inkarcılık cereyanının kökünü kurutmuştur. Bediüzzaman "Ben imanın cereyanındayım" demiştir. Bu cemiyetin selameti için dünyasını da ahiretini de feda etmiştir. "Cemiyetin selameti için bir Said değil, bin Said feda olsun" demiştir. Ve diyor ki, "Cemiyetin imanını selamette görmezsem cenneti istemem orası bana zindan olur. Cemiyetin imanını selamette görürsem cehennemin alevlerinde yanmaya razıyım. Zira vücudum yanarken gönlüm gül gülistan olur." İşte böyle bir zatın eserlerini incelemek, okumak, anlamak boyunumuzun borcudur."

Risale-i Nurlar'ı almak için yarıştılar

İsmet Oflaz'ın bu konuşması sık sık kuvvetli alkışlarla bölündü. Bu konuşmanın ardından Işık Doğudan Yükselir adlı belgeselin gösterimi yapıldı. Van'da ilk defa olarak belgesel gösterimi bir defa değil, tekrar tekrar yapıldı. Zira bazen bastıran yağmurun da etkisiyle, Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet Tırı'nın önüne kalabalıklar toplanıyor, dağılıyor ve sonra başka kalabalıklar yeniden toplanıyordu. Akşam saatlerine kadar bu hal böylece devam etti. Her defasında farklı kalabalıklar toplanınca programın tekrar edilmesi talepleri geliyordu. Tır ekibimiz elinden geldiğince bu taleplere cevap verdi. Yoğun talep sadece tır programına olmadı. Aynı zamanda dağıtılan broşür, kitap ve gazeteler de büyük bir ilgiyle kapışıldı. Rutin olarak her programda dağıtılan kitap, broşür, poster, kaset ve gazete haricinde Van İl Temsilciliği'nin de katkısıyla 1000'e yakın Risale-i Nur Külliyatı'ndan eserler ücretsiz olarak Vanlılara dağıtıldı. Risale-i Nur eserlerinin bu şekilde doğrudan dağıtılması Vanlılar arasında sevinç ve ilgiyle karşılandı. Zaman zaman tırın önünde izdihama yol açtı ve insanlar Risale-i Nurları almak için birbirleriyle yarıştılar. Ayrıca Van İl Temsilciliği tarafından kurulan Yeni Asya Neşriyat standı da yoğun ilgiden nasibini aldı. Akşam saatlerine kadar Işık Doğudan Yükselir adlı gösterim zaman zaman tekrarlanırken, akşam karanlığı çökerken yapılan son gösterimin ardından tırımız güvenli bir yerde konaklamak üzere istirahat mahalline çekildi. Bu sırada da mevcut olan kalabalıklar adeta tırımızı meydandan hiç kaldırmasak geç saatlere kadar programın tekrarını arzu edecekti.



Nur menzilleri de ziyaret edildi

Bu büyük ilginin kaynağı şüphesiz bölgenin Bediüzzaman'a olan ihtiyacı ve Bediüzzaman'ın Van'a olan ilgisiyle doğrudan alakalıydı. Evet, Van ili, nur menzilleri ile dolu bir ildi. Biz de gelmişken bu nur menzillerinin bazılarını Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet Tırı ekibi olarak ziyaret ettik. Van Kalesi'ne, Horhor Medresesi'ne, Norşin Camii'ne gittik, Erek Dağı'nı uzaktan selamladık... Van Kalesi'nde Bediüzzaman'ın ayağının kayarak düşmekten son anda kurtulup sığındığı mağarayı ziyaret ettik. Kalenin içinden dışarı doğru akarak "hor hor" sesleriyle akan ve Horhor medresesine adını veren yeri gördük ve yine yakınlarında buz gibi akan Zernabat suyundan içtik. Bediüzzaman'ı buralarda talebeleriyle ilim ve talim çalışması yaparken hayal ettik. Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet Tırı böylece yıllar önce Üstad'ın bir şekilde bulunduğu, geçtiği, yaşadığı yerlerden geçerek, şahsı manevisi ile Bediüzzaman'ı ve fikirlerini bir kez daha bu menzillerde yad ettirmiş oldu.

Bediüzzaman Van Kalesi'nde hep yad ediliyor

Bu ziyaretlerimizde gördük ki, Bediüzzaman, Van'ın her yerine damgasını vurmuştu. Nitekim Van Kalesi'nde sizi karşılayan minik minik Vanlı rehber çocuklar, önce size kalenin tarihini İngilizce, Japonca, Kürtçe ve Türkçe olarak anlatmayı teklif ediyor, hemen ardından da Bediüzzaman'ı anlatmaya başlıyorlardı. Bu rehber çocuklardan ikisi İsmail Görer ve Ferhat Varlı idi. Ferhat Varlı'ya ücretini de vererek Bediüzzaman'ın buradaki hatırasını anlatmasını istedik. Ezberlemiş olduğu bu hikayeyi kelimesine dokunmadan yayınlıyoruz: "Kalenin yukarısında Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerimizin mağarası vardır. Bediüzzaman Said Nursi hazretlerimiz bir gün gitmiş Horhor Medresesi'nde abdestini almaya. Abdestini almış, mağaraya çıkmış, ayağı kaymış, düşmeye başlamış, tam düşerken demiş: "Ah davam, ah davam"... Onun davası iman ve Kur'an'mış."

Bediüzzaman'ın reçetelerini halk ve devlet anlamalı

Van'ın Beşyol Meydanı'ndaki program şüphesiz Vanlılar arasında Bediüzzaman'ın bir kez daha yad edilmesini ve hatırlanmasını sağladı. Meydanda programı izleyenler arasında Üstad'a bir şiir yazdığını söyleyip o şiiri okumak isteyen Hanefi Şengönül adlı bir Vanlı da vardı. Belediye'de çalışan Şengönül bizimle Canım Üstadım adlı şiirini paylaştı. Biz de sizinle paylaşalım:
"Seni gördüm rüyamda
Sanki geldin yanıma
Nurlu yüzünü gördüm Canım Üstadım!
Ne saraylar isterim ben ne altından taç
Gönlüm sadece sana muhtaç Canım Üstadım
Göster bana gül yüzünü
Atayım içimdeki hüzünü
Sensiz bu dünya zindan bana Canım Üstadım!"

Vanlı bir devlet memuru olan Mustafa Özmuş da görüşlerini şu şekilde ifade ediyordu: "Bediüzzaman'ı kitaplarından tanıyorum. Bediüzzaman ömrünü iman hizmetiyle geçirmiş bir İslam alimi. Sadece bizim hemşehrimiz veya bu bölgenin insanı olduğu için değil, fikirleri, İslam'a hizmeti ve eserleri yüzünden Bediüzzaman'ı seviyoruz. Bölgemizin ve bütün insanlığın problemlerine çözümleri var. Bediüzzaman reçeteyi yazmış, uygulamak da bize kalıyor. Onun sunduğu reçeteleri tam olarak algılayabilirsek eğer sonuca ulaşırız. Ama bu tek taraflı olmaz. Hem halk okuyup tatbik edecek, hem de devlet yönetimi bu fikirleri benimseyecek. Ancak o zaman sonuca ulaşılır. Bu hizmeti yapanlara da teşekkür ediyoruz. Allah hepinizden razı olsun."
Böylece Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet Tırı ekibi bir programını daha başarıyla tamamlamış oldu. Van'da istirahate çekilen ekibimiz bir sonraki programlarını icra etmek üzere Bitlis ve Batman'a hareket etmek üzere hazırlıklara başladı.

Umut Yavuz - yavuz@yeniasya.com.tr
Haber Kaynağı: SentezHaber - Haber Merkezi
"Milletimin imanını selamette görürsem cehennemin alevleri içinde yanmaya razıyım,.."
Bediüzzaman said Nursi

hasan_yıldız

Profesyonel

  • "hasan_yıldız" bir erkek

Mesajlar: 654

Konum: usak

Meslek: esnaf

  • Özel mesaj gönder

2

02.10.2010, 21:06

haaaberi biraz önce okudum günümüzdeki ortak noktalarımızdan birisinin de risaleler oldugu kanaatine tekrar sahip oldum
hy120 nickim değişti

Bu konuyu değerlendir