“AKP Anayasasına Hayır!”
(DP Basın Merkezi – 17 Temmuz 2010) - Demokrat Parti Genel İdare Kurulu, 16 Temmuz 2010 Cuma günü Genel Başkan Hüsamettin Cindoruk’un başkanlığında gerçekleştirdiği toplantıda, 12 Eylül 2010 Pazar günü yapılacak olan referandumda Anayasa Paketi’ne “Hayır” oyu verilmesini kararlaştırdı.
Genel İdare Kurulu toplantısında, üyeler, sadece AKP’li kadrolar tarafından hazırlanan Anayasa Paketi’nin katılımcı demokrasi kurallarına uymadığını ifade ederek, “Bu Anayasa Paketi, ülkemizdeki siyasi partilerin ve sivil toplum kuruluşlarının ortak çalışmalarının bir ürünü değildir. Bu paket, aslında Türk Devleti’nin genetik yapısını ve DNA’sını değiştirmeye yönelik bir çalışmadır.
Yine bu teşebbüs, bugün fiilen yürütülen ‘’baskıcı ve keyfî yönetim’in hukuki kılıfını hazırlama gayretidir. Bu nedenle, Demokrat Parti mensuplarının referandumda Anayasa Paketi’ne ‘Hayır’ oyu vermeleri kaçınılmazdır” görüşünü dile getirdiler.
DP Genel İdare Kurulu toplantısında, “Hayır” kararı çıktıktan sonra, bir bildiri hazırlandı. Bildiri aynen şöyle:
“Demokrat Parti Genel İdare Kurulu’nun 16 Temmuz 2010 Cuma günü yaptığı olağan toplantıda, 12 Eylül 2010 Pazar günü referanduma sunulacak ‘Anayasa Paketi’ konusu müzakereye açılmış, üyeler, DP’nin tavrı konusunda görüş bildirmişlerdir. Bu arada, söz konusu Anayasa Paketi’nin hazırlanma aşaması ve kabulü halinde getireceği sonuçlar da müzakere edilmiş, parti teşkilatının temayülü de dikkate alınarak Anayasa Paketi’ne ‘Hayır’ oyu verilmesi kararlaştırılmıştır.
Kurulumuzda, bu kararın verilmesinde etkili olan belli başlı görüşler şunlardır:
[*] Türkiye’de, 1961 yılından beri referandum yapılmaktadır. İlk referandum, 27 Mayıs 1960 İhtilalinden sonra gerçekleştirilmiş, halkımız, referanduma sunulan anayasa metninin içeriğinden habersiz olduğu için, Türk seçmeni 1961 Anayasasıyla birlikte Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatih Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan’a verilecek olan idam cezası, peşinen onaylama durumuna düşürülmüştür.
[*] 12 Eylül 1980 İhtilalini yapan askeri yönetim de, hazırlatmış olduğu 1982 Anayasası ile ihtilal liderinin cumhurbaşkanı seçilmesini halkoyuna sunmuş, Türk seçmeninin yüzde 92’si bu referandumda ‘Evet’ oyu vererek, ihtilal liderini cumhurbaşkanlığına, ihtilal kadrosundaki komutanları da yeni oluşturulan ‘Cumhuriyet Konseyi’ üyeliğine seçmiştir.
[*] Aslında Türkiye’deki referandumlarda sandık başına giden halk, neye oy verdiğini bilmemekte veya o konu ile meşgul olmamaktadır. Hâl böyle olunca, referandum, halkın sırtında bir yük ve külfettir. Özellikle birbirleriyle alakası olmayan konuların aynı torbada referanduma konu edilmesi, modern demokrasilerin asla kabul etmediği bir yöntemdir.
[*] AKP iktidarı, tek başına hazırladığı ve TBMM’deki çoğunluğu ile kabul ettiği Anayasa Paketi’nin, 1980 darbesinden sonra hazırlanan anayasayı ortadan kaldırmak amacı güttüğünü ileri sürmektedir. Oysa, 1982’den bu yana söz konusu anayasa, TBMM’de, parlamentodaki siyasi partilerin mutabakatı ile 17 defa değişikliğe uğramış, dolayısıyla, o anayasadan günümüze sadece bazı kırıntılar kalmıştır. Sonuç olarak, AKP’nin, ‘Darbe anayasasını ortadan kaldırıyoruz’ iddiası, propagandadan öteye geçmeyen ve halkı aldatmaya yönelik bir teşebbüstür.
[*] AKP’nin amacı, gerçekten demokratikleşmeyi sağlamak değildir. Örneğin, 12 Eylül zihniyetini yansıtan YÖK ve RTÜK uygulamaları, dokunulmazlıkların korunması ve adaletsiz seçim barajı gibi hususlar, referanduma sunulan pakette konu dahi edilmemiştir. Çok kanallı ve tek sesli hale getirilmek istenen Türk medyası üzerinde uygulanan sistematik baskılar da AKP’nin demokratikleşme niyetinin samimi olmadığının göstergesidir.
[*] Yine aynı Anayasa Paketi’nde 12 Eylül 1980 darbecileri için yargılanma yolu açılacağı söylenmektedir. Bu da bir başka aldatmacadır. Çünkü o konu da zaman aşımına uğramıştır. Sonuç olarak, 12 Eylül darbecilerinin yargılanmaları hukuken mümkün değildir.
[*] AKP, bu Anayasa Paketi’ni halkoyundan geçirirse, bugün fiilen yürütülen baskıcı ve keyfî yönetimin hukuki kılıfını da hazırlamış olacaktır.
[*] AKP’nin Anayasa Paketi, ulus-devlet, üniter devlet ve laik devlete karşı bir yapılanma gayretidir. Bir başka ifadeyle, AKP’nin milletimizi ayrıştırma, kamplaştırma ve kutuplaştırma anlayışının ürünüdür.
[*] AKP, 12 Eylül’de oylanacak Anayasa Paketi ile Türkiye’nin genleri ve DNA’sı ile oynamak istemektedir.
Demokrat Parti sözcülerinin çeşitli vesilelerle ifade ettiği gibi, Türkiye’nin geniş katılımlı, Parlamentoda nitelikli çoğunluğun mutabakatı ile hazırlanacak demokratik bir anayasaya ihtiyaç vardır. O nedenle, Demokrat Parti mensupları, sadece bir parti tarafından hazırlanan Anayasa Paketi’ni Türkiye’nin Anayasası olarak kabullenmediği için referandumda ‘Hayır’ oyu verecektir.”