Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

02.07.2010, 20:18

Kaçamak Siyaset

Umut YAVUZ

Kaçamak siyaset

Hükümet neredeyse hiçbir konuda süreçleri kontrol edemez hale gelmiştir. İç ve dış politikada, ekonomide, reformlarda, terörle mücadelede ve daha birçok meselede ciddî sorunlar karşısında bocalamaya başlamıştır. Bocaladıkça da sürekli birilerini suçlayarak, hedef göstererek, ayrıştırarak ve komplo teorileri üreterek sorunlardan sıyrılmaya çalışmaktadır.

En iddialı oldukları “İsrail’e diklenme politikasında” bile esasında ne kadar içten pazarlıklı olunduğu ortaya çıktı.

Nasıl mı? Dün ajanslara düşen haberler bunu ayan beyan ortaya seriyor…

Associated Press ajansı İsrail ve Türkiye’nin dışişleri yetkililerinin İsviçre’de gizlice bir araya gelerek ilişkilerin normalleşmesi için görüş alış-verişi yaptıklarını duyurdu…

Haberin ayrıntıları ise şu şekildeydi:

“Associated Press (AP)’nin haberine göre; Türk ve İsrailli yetkililer son dönemde gerilen iki ülke ilişkilerini düzeltmek için gizli bir toplantı yaptı. Öte yandan İsrail gazetesi Haaretz ise Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile İsrail Sanayi, Ticaret ve Çalışma Bakanı Binyamin Ben-Eliezer’in İsviçre’de buluştuğunu yazdı. Gelen bilgilere göre görüşme Brüksel’de Ahmet Davutoğlu’nun kaldığı Crown Plaza’da özel bir kişi adına kiralanan suit odada gerçekleşti. Yaklaşık 2.5 saat süren toplantıya Davutoğlu’nun yanı sıra Dışişleri Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu da katıldı. Mavi Marmara olayı sonrası gerilen ikili ilişkilerin tekrar tesis edilmesinin ayrıntılarının konuşulduğu toplantının iki bakanın başbakanlarına konuyla ilgili bilgi verdikten sonra yeniden belirlenecek bir tarihte yinelenmesi kararlaştırıldı.”

Şimdi kimileri kalkıp “Bunda ne var efendim, pek tabii ki görüşebilirler” diyebilir… Burada görüşmeleri bir nebze anlayışla karşılayabilirsiniz, ancak esas mühim olan bu görüşmenin gizli bir şekilde gerçekleştirilmesi… Gerçi günümüz iletişim imkânlarında bu tür şeyleri gizli tutmanız neredeyse imkânsız ama niyet ortadadır...

Şunu açıkça söyleyelim… Biz diplomasiden vazgeçilmesinden hiçbir zaman yana olmadık. Ancak sormak gerekiyor, İsrailli yetkililerle neden gizli bir şekilde ve İsviçre’de görüşme gereği duyuldu? Orada neler konuşuldu? Neden bu konuda basına herhangi bir açıklama yapılmadı?

Hatırlarsanız Davos çıkışı sonrasında bütün askerî tatbikatların iptal edileceği söylenmiş ancak daha sonra menfur gemi baskınının ardından 3 askeri tatbikat iptal edilince, kazın ayağının öyle olmadığı anlaşılmıştı. Zira aslında İsrail’le ilişkiler tıkırında gitmekteydi…

Şimdi de anlaşılan benzer bir durum yaşanıyor.

Burada kaderin bir cilvesinden de bahsetmek gerekiyor… Biliyorsunuz Davos İsviçre’de kayak merkezleriyle ünlü bir tatil yöresidir. Yani Erdoğan’ın “Ortadoğu kahramanı” olma macerası İsviçre’de, Davos’ta başlamıştı… Bizce bu gizli görüşmeyle birlikte, İsviçre’de başlayan bu gösteriş siyaseti yine İsviçre’de fiilen sona ermiştir…

Öte yandan İsrail’le bu gizli görüşmenin hemen Erdoğan’ın Obama ziyaretinden sonrasına denk gelmesi de manidardır… Anlaşılan o ki, Obama Erdoğan’a bir balans ayarı yaptı ve İsrail ile normalleşme sürecinin düğmesine basmasını istedi. Bu görüşme de bu normalleşme sürecinin ilk adımı olabilir.

Demek oluyor ki, kürsülerde yaygarayı koparan AKP hükümeti, perde arkasından yavaş yavaş İsrail ile güllük gülistanlık günlere dönmek niyetinde…

Buna kaçamak siyaset denir… Ahlâkî olmadığı gibi, ilkeli de değildir. Sormak gerekiyor, AKP acaba Mavi Marmara’da şehit edilen insanlarımızın hakkını aramaktan vazgeçecek mi? Bu vak’ayı da sümen altı ederek, başarılamamış politikalar listesine mi kaydedecekler?

Bu meselede hassasiyeti olan herkesin, yandaşlığı bir yana bırakıp bunun hesabını hükümet yetkililerinden sorması elzemdir!

Yeni Asya
02.07.2010
*
Dâvâsını ifâde eden kazanır.

Zübeyir Gündüzalp

Bu konuyu değerlendir