Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

Bîçare S.V.

Profesyonel

  • "Bîçare S.V." bir erkek
  • Konuyu başlatan "Bîçare S.V."

Mesajlar: 712

Konum: İstanbul/ Çamlıca

Meslek: Gazeteci/ Arşiv-Kütüphane

Hobiler: Kitap okuma (Sesli)

  • Özel mesaj gönder

1

02.04.2010, 12:50

“Zübeyrî çizgi” üzerine…

“Zübeyrî çizgi” üzerine…
Şükrü Bulut

On sene öncesine kadar bu tâbirle karşılaşmıştık. Risâle-i Nur’u
okuyan “Nur Talebeleri” arasındaki farklar başka tanımlarla ifade
ediliyordu. Bediüzzaman’a hizmet etmiş talebelerinin isimleri burada
önemli bir rol oynamıştı.

Son on beş-yirmi sene içinde Risâle-i
Nur'un neşri ve ilânı, mevlid ve anma programlarıyla büyük ölçüde halka
mal olmasından sonra; Risâle-i Nur'un “doğru anlaşılma ve yorumlanma”
dönemi başlamış gibi. Muhabere, muvasala ve medyadaki büyük inkişafın
menfî boyutları okumayı, doğru anlamayı ve doğru yorumlamayı tehdit eder
hale gelince, Risâle-i Nur'u okuyanlar, orada da kendilerine “doğru
çizgi” arama ihtiyacı hissettiler. Bu ihtiyacın; geçmiş dönemlerdeki
gibi sekînet içinde Nur’ların okunamamasından, bilhassa dijital medya
anaforuna itilmiş olanların hadiseleri Risâle-i Nur adesesinden mütalâa
etme noktasında sıkıntı çeker hale gelmelerinden doğduğuna inanıyoruz.

Risâle-i
Nur’u doğru anlamanın, yorumlamanın ve hayata doğru aktarmanın bir
ifadesiydi Zübeyrî çizgi. Bediüzzaman Hazretlerine Afyon Hapsinden sonra
hizmet eden, çoğu mektuplarını kaleme alan ve hizmetin tedvirinde
Üstadın emniyetini kazanan Zübeyir Gündüzalp'e benzemek, Risâle-i Nur’u,
onun anlayıp yorumladığı gibi takip etmek, aynı zamanda Bediüzzaman'ı
ve eserlerini baştan sona kadar doğru anlayıp yorumlamanın bir başka
adıydı. Bu mânânın “Zübeyrî çizgi” olarak ifadesi, Nur cemaatlerinde bu
çizgiyi doğru yorumlama yarışını başlattı.

Hakkında kitaplar
yazıldı, ekranlarda ve radyolarda programlar tertip edildi. Onunla bir
kez de olsa görüşenlerin hatıralarına başvuruldu. Ve herkes onu istediği
zaviyeden tasvir ederek tanımlamaya çalıştı. Hatta bazıları, Zübeyir
Ağabeyi, sevdiği kişilerin manevî makamlarını yüceltmede bile
kullandılar. Muhabbetin sevkiyle birçok yanlışlar, mübalâğalar ve
eksikler ortaya çıkmış oldu. Muhabbetin kendisine ait bir özrü vardı.
Fakat kullanılmak istenilen resmin zaman zaman hakikatten koptuğu da bir
vakıa idi.

Bediüzzaman Hazretlerinin Risâle-i Nur Külliyatını
kaleme aldığı tek partinin istibdat döneminde yüzünü hayat-ı içtimaiye
ve siyasiyeye tamamen çevirdiğini biliyoruz. İkinci Dünya Harbinin
küresel neticelerinin Anadolu'ya yansımasında, Bediüzzaman'ın “Vatan,
millet ve din namına mükellef olduğum büyük bir vazifeyi—dünyaya
bakmadığım için—yapmadığımdan hakikat noktasında afvolunmaz bir suç
olduğuna ve bilmemek bana bir özür teşkil etmediğine şimdi bu Afyon
Hapsinde kanaatim geldi” sözleriyle üçüncü bir perdeyi araladığı
günlerden itibaren, onun gözü ve kulağı mesabesindeki Zübeyir Ağabeyin
anlayış ve duruşu elbette bizim için önemlidir.

O dönemde
Bediüzzaman hafif bir pozisyon değişikliğine giderek hayat-ı içtimaiye
ve siyasiyeyi belli bir mesafeden bakmaya başlıyor. Zübeyir Ağabey de
onu bu zamandan ta vefatına kadar bir gölge gibi takip ve Emirdağ
Lâhikası’ndaki mektupların çoğunu tebyiz etmiş ve Risâle-i Nur'un ders,
konferans ve seminerlerle nasıl ifade edileceğini Üstadımızın emriyle
kaleme almış. Bediüzzaman ve Risâle-i Nur´dan maada tek bir referansı
olmayan bu çizgiyi farklı birşeymiş gibi göstermenin, hakikatle alâkası
yoktur.

Zübeyrî çizgiyi takipteki zorluk bir vakıa. Bunca hakim
cereyanın rüzgârına takılmaksızın Nur’ları hayata taşımak hakikaten
kolay değil. Bazı Nur sevdalıları, Kur'ânî hakikatleri hayata taşırken
Zübeyir Gündüzalp'ın tuttuğu rotanın Risâle-i Nur'dan başka birşey
olmadığını fark edemeyip, belki de farkına varmadan ehl-i dünyanın
prensipleriyle hareket etme tuzağına düşebiliyorlar. Bazan felsefenin
kalıplarını da kullanıyorlar. Maksatları Kur'ânî hakikatleri bütün
dünyaya duyurmak olabilir. Ama hedefin meşruiyeti kadar, vasıtanın da
meşruiyeti önemlidir.

Risâle-i Nur'u hayata taşırken, insanlara
hoş görünüp tepki çekmeme mülâhazasıyla ve belki de küresel ve lokal
hakim cereyanların şerrinden çekinme sebebiyle farklı yolların seçilmesi
Bediüzzaman'a ve Risâle-i Nur'a bir hürmetsizliktir. Dâvâyı
anlamayanların çeşitli mazeretleri olabilir, fakat Nur Külliyatının
mahiyetini az çok bilenlere bu yolun helâl olmadığını hatırlatmak
zorundayız. Ayrıca bu zamanda “Zübeyrî çizgiyi” slogan veya forma olarak
kullanmaya teşebbüs edenlerin karşısına altı bin sayfalık bir belge
çıkıyor ki, tevessül edene dünyayı dar eder. Bu çizginin Abdurrahman'la
başlayıp Asım, Hafız Ali, Hasan Feyzi ve Tahirî gibi yüzlerce kahramanla
devam ettiğini ve yalnızca Risâle-i Nur'u doğru anlayıp, Bediüzzaman'ın
pratiğini doğru tanımlamaktan ibaret olduğunu bilenler, yukarıdaki
yanlışı işlemekten hazer ederler.

Ehl-i dünyanın sunduğu maddî
imkânların yardımıyla Risâle-i Nur'un meslek ve meşrebine zıt bir yola
girerek; devlet sistemini Şia ve Selefîler gibi, siyaseti siyasal
İslâmcılar gibi, ekonomi ve iktisadı bir kısım sosyalistler ya da
kapitalistler gibi ve millet meselesini de bir kısım ırkçılar gibi
tasvir etmek, Nurları doğru anlamamanın ve Bediüzzaman'ı dâvâ cihetiyle
tanıyamamanın apaçık bir delili olsa gerek. Risâle-i Nur'la ve
Bediüzzaman´la ilgisi olmayan bu tarzın “Zübeyrî çizgi” ile irtibatı hiç
olamaz.

Zübeyrî çizgiyi kavramakta sıkıntı çekenlerin bir
eksikliği de Risâle-i Nur Külliyatını sükûnet ve sekînet içinde baştan
sona kadar okuyup, satır aralarına serpilmiş düstur ve prensipleri bir
araya toplayamamalarıdır. Bediüzzaman’ın Hz. Ali'den aldığı tarifnameyi,
Kur'ânî ve Peygamberî metodları bu eserden çıkarmanın en önemli şartı
teslimiyet içinde okumak ve anladığımızı ihlâsla uygulamaktır. Yoksa,
başka meselelerde olduğu gibi “Zübeyrî çizgi” hususunda da kimsenin
elinde sihirli bir değnek bulunmuyor.




Gündemin
nabzını tutmak için tıklayın!
[url]www.sentezhaber.com
[/url]
"İyyake nâ'büdü ve İyyake nesteîn."
'Ancak Sana kulluk eder, ancak Senden yardım dileriz.'
"İnsanlara teşekkür etmeyen, ALLAH'a da şükretmez.!"
'Bırak bîçare feryâdı, Bîçare S.V.

Bîçare S.V.

Profesyonel

  • "Bîçare S.V." bir erkek
  • Konuyu başlatan "Bîçare S.V."

Mesajlar: 712

Konum: İstanbul/ Çamlıca

Meslek: Gazeteci/ Arşiv-Kütüphane

Hobiler: Kitap okuma (Sesli)

  • Özel mesaj gönder

2

02.04.2010, 13:04

ZÜBEYİR AĞABEY
















Üstad’da fanî olmuş aziz Zübeyir Ağabey,
Her şey ona
malûmdur, fenafi’l-Üstad ağabey.


Eşiğine başını çakmış
çıkmayasıya,

Uykuyu feda etmiş, göze bakmayasıya,
Uyumamak
için hep, cehd etmiş kıyasıya,

Canını fedâ etmiş, gözün
kırpmayasıya.


Üstadını bire bir gölge olmuş izlemiş,

Bin bir marazı varken, sabrederek gizlemiş,
Gidememiş
yıllarca ana-baba özlemiş,

“Her şeyim sana feda olsun Üstadım”
demiş.


Kim kendini ihbar edip attırır hapislere,
Tek
gayesi Üstadına hizmet sunayım diye.

Kim derisini kâğıt, kanını
mürekkep eder,

Risâleler çok lâzım tayyarelerle gönder der.
“Servetim
olsa idi, harcardım bu uğurda,

Bilirim ebedî saadet, Risâle-i
Nur’da.”


“Üstad için senelerce, hapislerde kalırım,
Ona
hem hizmet eder, hem dersimi alırım.

Risâle-i Nur uğrunda idam
olunacaksam,

Allah Allah diyerek boynumu uzatırım.”

“Kurşunla
öldürüleceksem, göğsümü gereceğim,

Bu uğurda çekinmeden canımı
vereceğim.

Hançerleri saplayıp kanımı akıtsalar,
Akan o
kanlarımın ‘Risâle-i Nur, Risâle-i Nur’

Yazmasını, Rabbimden
niyazlar edeceğim.”


Falakaya yatırıp insafsızca
vurdular,

“Vur! Vur!” diye haykırdıkça, vuramayıp durdular,
Karşısında
baş eğmeyen bir alperen buldular.


Ziver iken ismine
Zübeyir dedi Üstad,

Ne büyük bir iltifat, ele geçmez saltanat.


Kafkas kartalı, şahin bakışlı, bir büyük velî,
Gülmeyen,
fakat gülümseyen, gül-nikâb çehreli.


Cuma günü
ayrıldı, genç yaşında dünyadan,

Belli ki, dâvet geldi cihandeğer
Üstad’dan,

Enîn etti ağabeyler beklenmedik iftirâktan,
Cennetin
pür nûr olsun unutulmaz kahraman.

EYÜP OTMAN
"İyyake nâ'büdü ve İyyake nesteîn."
'Ancak Sana kulluk eder, ancak Senden yardım dileriz.'
"İnsanlara teşekkür etmeyen, ALLAH'a da şükretmez.!"
'Bırak bîçare feryâdı, Bîçare S.V.

Bîçare S.V.

Profesyonel

  • "Bîçare S.V." bir erkek
  • Konuyu başlatan "Bîçare S.V."

Mesajlar: 712

Konum: İstanbul/ Çamlıca

Meslek: Gazeteci/ Arşiv-Kütüphane

Hobiler: Kitap okuma (Sesli)

  • Özel mesaj gönder

3

02.04.2010, 13:23

Birgünde 10 bin satan kitap

[b]Birgünde 10 bin satan kitap[/b]



Vefatının 39.
yıldönümünde rahmetle andığımız Zübeyir Gündüzalp'ten pırlanta
değerinde öğütler...


Kategori : Edebiyat
Yorum Sayısı : 20 Okunma : 1888
Tarih : 01 Nisan
2010, 14:22




[b]SentezHaber
Merkezi
[/b]

Yeni
Asya Neşriyat başarılı çalışmalarına devam ediyor. Vefatının 39. yıl
dönümünde rahmetle andığımız dâvâ adamı Zübeyir Gündüzalp'in
hayatımızın her anına ışık tutacak [b]"NEFİS MUHASEBESİ" es
erinin
ilk 10.000 adedini, 1,5 TL ile okuyucular ile
buluşturmayı planladığı kampanya beklenenin üstünde bir ilgi gördü.
Daha basıldığı ilk 10.000 adet sipariş alma başarısına ulaştı. Satış
Pazarlama Müdürü Selahaddin Ümütlü "Gelen siparişlerden memnun
olduklarını ve bu ilgiye layık olmak için ellerinde gelen gayretleri
göstereceklerini belirtti. Gelen yoğun siparişler nedeniyle ek baskı
yapacaklarını söyledi."
[/b]

[b]Eser
hakkında
[/b]



Hayatımızda
vazgeçemeyeceğimiz çok değerli prensipler…

Yıllarca Nur Müellifine hizmet etmiş bir dâvâ adamından çok değerli
tavsiyeler…

Meslek ve aile hayatımıza ışık tutacak; bizi örnek bir insan ve örnek
bir Müslüman haline getirecek sağlam kaideler…

Her yaşta ve herkese gereken pırlanta hükmünde öğütler…

Bu eseri yanınızdan ayıramayacaksınız.



[b]YAZAR
HAKKINDA:
[/b]



[b]ZÜBEYİR GÜNDÜZALP:
1920 senesinde
Karaman’ın Ermenek ilçesinde Mehmet Efendi ve Seyide Hanımdan dünyaya
gelmiştir. 1971 Nisan’ında misafirliğini hakkıyla ifa edip ebedî âleme
göç eden merhum Zübeyir Gündüzalp, gökkubbede hoş bir sada bırakıp
giden manevî yıldızlardandır.

Şahsiyetler vardır; davası ile bütünleşen; hayatını insanlığa hizmete
adayan; erdemlerin en mükemmellerini benliğinde yaşayarak çevresine
yansıtan; baskılar karşısında yılmadan istikametini muhafaza eden.
Böyle şahsiyetler unutulmaz; ölümlerinden sonra da hayırla anılırlar,
örnek olmaya devam ederler. Bunlardan biridir Zübeyir Gündüzalp.

Gündüzalp, Bediüzzaman’a en yakın hizmetkâr; Risale-i Nur’a mümtaz bir
talebe olmakla hayatını şekillendirmiş; yaşayışı ile Risale-i Nur’un ön
gördüğü meslek ve meşrebin temsilcisi olmuş; iman ve Kur’an hizmetinde
fâni olmakla cemaatî istikametin ana kaynağı ve rehberi olmuştur. Onun
model kişiliği, hizmet ehlinin vazgeçilmez rehberi olmaya devam
etmektedir.
[/b]



DETAYLI BİLGİ ve SİPARİŞ İÇİN TIKLAYINIZ





[b]YENİ ASYA
NEŞRİYAT
Evren
Mahallesi, Gülbahar Caddesi, Günay Sokak, No: 4 Güneşli/İstanbul

Tel: 0 212
655 88 59
[/b]

Fax: 0 212 651 92 09
[b]

************************************************





'Birgünde 10 bin satan kitap' haberi için yazılan yorumlar
[/b]



RECAİ [ 02 Nisan 2010, 10:42 ]

BU NE GÜZEL BİR HİZMET

ZÜBEYİR ABİYE VEFA BORCU DUALARIMIZ ONUNLA



YENİ ASYA MEDYA GRUBU BAHARIN UYANIŞIYLA UYANDI NE GÜZEL ÇİÇEKLER
VERİYOR YENİDEN KULVARINDA KOŞMAYA BAŞLADI


YOLUNUZ AÇIK OLSUN KARDEŞLERİM


Seyfullah [ 02 Nisan 2010, 09:47 ]

Maşallah belli ki ticari kazanç gütmeden yapılmış bir
iş. Sizleri can-ı gönülden tebrik ederim.


faik [ 02 Nisan 2010, 09:44 ]

Milyonları bulur inşallah..

Ahmet Arif MERTOGLU [ 02 Nisan 2010,
09:03 ]


Nefiz Muhasabesini alıp tüm arkadaşlarımıza hediye
etmemiz gerekiyor.

Yeni Asya Neşriyatın kitapla satışını maliyet fiyatı üzerinden
yapmalıdır. Kazanç gütmeden yapılan bu hizmetimiz daha faydalı
olacaktır.

Hizmetlerinizin devamı temennisiyle.


sacit [ 01 Nisan 2010, 20:28 ]

Maşallah...Üzerinde yeniasya neşriyat logosu olan her
kitap 10 binleri fazlasıyla hak ediyor...


mehmetmeydan [ 01 Nisan 2010, 16:18 ]

allah şevkinizi arttırsın.allah bu hizmetin
hadimlerinin yar ve yardımcısı olsun.


sadullah [ 01 Nisan 2010, 16:07 ]

inşallah bu kitap ve bundan sonraki kitaplarımızda nice
10.000ler satacak


TEMEL [ 01 Nisan 2010, 15:55 ]

tebrikler yeni asya neşriyat

abuzer [ 01 Nisan 2010, 15:48 ]

BU KİTABIN SATIŞINDA , PAZARLAMASINDA , SEVKİYATINDA
NEŞRİYATINDA GÖREV ALAN BÜTÜN ARKADAŞLARI CANİ GÖNÜLDEN TEBRİK EDİYORUM


hasan [ 01 Nisan 2010, 15:39 ]

Bu kitap Allah'ın izniyle nice onbinlere daha
ulaşacaktır.




Bîçare S.V. [ 01 Nisan 2010, 15:16 ]

s.a. Evet, daha önceki baskılarını okumuştum. çok
istifade ettim. Hatta otobüste birisine vermiştim. çok hoşuna gitmiş.
içindeki adresi bulmuş Cağaloğlu büromuza gitmiş. Küçük risalelerden
bir takım almış. Bir hayli zaman sonra karşılaştık durakta, onu derse
de götürmüştüm...!




NURULLAH ÖZER [ 01 Nisan 2010, 14:41 ]

milyonlar kere tebrikler inşaallah milyon basar ve
satar


halil [ 01 Nisan 2010, 14:36 ]

Yeni Asya Neşriyat yayın hayatında sürekli doğru
adımlar atmıştır. Çünkü onlar Zübeyir ağabeyin altın öğütlerini çok iyi
biliyorlar. Bu öğütleri bağlılılarını da bu önemli hafta, bu kitabı
yeniden gündemimize getirerek gösterdi. Tebrikler. Herzaman
alkışlanıyorsunuz


Saadet [ 01 Nisan 2010, 14:33 ]

Çok sevindim böyle bir eserin yeniden bu şekilde
neşredilmesine. Binler tebrikler size...Hemen kitabı temin edeceğim....


şahin tokmak [ 01 Nisan 2010, 14:26 ]

milyon satarız inşaallah.

hakan [ 01 Nisan 2010, 14:24 ]

Yeniasya neşriyatı canı gönülden tebrik eder başarılı
çalışmalarının devamını dilerim. Allah yar ve yardımcınız olsun
inşallah...


seref sert [ 31 Mart 2010, 21:36 ]

maaşallh barekallah ne güzel bir çalışma elinize saglık

fatih ekinci [ 31 Mart 2010, 17:31 ]

yeniasya neşriyatı tebrik ediyor ve şevke medar olan bu
yeni ve güzel hamleleri çocuk kitaplarındada görmeyi istiyoruz.zira
fuarlarda en çok çocuk kitapları satılıyor.neşriyatımızı büyük ölçüde
kalkındıracağına katiyyen inandığım için,sizden rica ediyorum çocuk
kitaplarına elimizden gelen en büyük gayreti gösterelim.yeniasya'mız bu
alandada en ileride olsun inşaallah.


Mehmed Akman [ 31 Mart 2010, 14:23 ]

Artık bizimde gündeme göre kitap çıkarabiliyor olmamız
çok güzel. Çanakkale kitabından sonra bu eser hemde böyle bir
kampanyayla okuyucu ile buluşurulması fevkalade bir durum. Emeği geçen
herkesten Allah razı olsun...


M.FAHRİ [ 31 Mart 2010, 10:44 ]











__________________
"İyyake nâ'büdü ve İyyake nesteîn."
'Ancak Sana kulluk eder, ancak Senden yardım dileriz.'
"İnsanlara teşekkür etmeyen, ALLAH'a da şükretmez.!"
'Bırak bîçare feryâdı, Bîçare S.V.

Bu konuyu değerlendir