Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

Bîçare S.V.

Profesyonel

  • "Bîçare S.V." bir erkek
  • Konuyu başlatan "Bîçare S.V."

Mesajlar: 712

Konum: İstanbul/ Çamlıca

Meslek: Gazeteci/ Arşiv-Kütüphane

Hobiler: Kitap okuma (Sesli)

  • Özel mesaj gönder

1

25.03.2010, 14:44

Bediüzzaman coşkusu

Bediüzzaman
coşkusu



<img src="http://www.yeniasya.com.tr/2010/03/25/resim/h.jpg" align="left" />

BEDİÜZZAMAN Haftası faaliyetleri kapsamında Bedüzzaman
Hazretlerinin ölümünün 50. yıldönümünde İzmit Temsilciliğimiz tarafından
Sabancı Kültür Merkezi’nde “Toplum ve Gençlik” konulu bir panel
düzenlendi.

Program, Said Nursî Hazretlerinin hayatını anlatan video
gösterimi ile başladı. Video gösteriminin ardından hafız A. Celil Cesur
tarafından Kur’ân-ı Kerim okundu, daha sonra konuşmalara geçildi.

Panelde ilk olarak söz alan gazetemiz imtiyaz sahibi Mehmet
Kutlular, cumhuriyet ve demokrasi anlayışıyla ile ilgili açıklamalarda
bulundu.

Said Nursî`nin yanlış uygulanan cumhuriyet anlayışına karşı
olduğunu vurguluyan Kutlular, sözlerini şöyle sürdürdü: “Said Nursî, her
zaman ve zeminde milletin yanında olmuştur. Bunun için de 27 yıl
süresince cezaevlerinde yatmış, ama doğru bildiğinden hiç şaşmamış. Biz
de onun yolundan ilerliyoruz."

Yeni Asya gazetesi imtiyaz sahibi Mehmet Kutlular, Türk Silâhlı
Kuvvetleri`nin peygamber ocağı olduğunu belirterek, “Ordu eğer gücünü
ihtilâller için kullanırsa, bizim ona 'haddini bil, kışlana çekil' deme
hakkımız var” dedi. Kutlular'ın bu sözleri, salonu dolduran dâvetliler
tarafından uzun süre alkışlandı.

Kutlular şöyle devam etti: "Said Nursî, yıllarca sanki öcüymüş
gibi gösterildi. Ordunun işi, TBMM'nin istediği biçimde görev yapmaktır.
Bu ülkede hep irtica ve bölücülük korkusuyla darbeler yapıldı.
Demokratik açılım diyorlar. Açılım, millî iradenin hâkim olmasıdır.
Üstad, millî iradenin hakim olması uğrunda hapishaneye girmiş, eziyete
maruz kalmış, ama dâvâsından vazgeçmemiştir."

Yargı konusuna da değinen Kutlular şöyle devam etti: “Ülkemizde
ne zaman demokrasi kelimesi ön plana çıksa TSK`nın darbeleriyle sekteye
uğradı. Şimdi de bu durum değişmedi. Milletin seçtiği siyasî irade,
Anayasayı değiştirmek istiyor ama değiştiremiyor. 11 kişiden oluşan
Anayasa Mahkemesi kendisini milletin iradesinden üstün görerek, değişimi
engelliyor; başörtüsü için çıkarılan kanun değişikliğini iptal etmesi
gibi. Balyoz planları ve benzeri şeyler sürekli ortaya çıkmaya başladı.
Ülkenin bu duruma gelmesine köy enstitüleri neden oldu. Gençlere
buralarda dinsizlik aşılandı. Said Nursî bunlara karşı çıktı. İnsanların
hayvanlaşamayacağını anlatmaya çalıştı, ama bedelini hapis yatarak
ödedi. Bunu Allah için yaptı. Yeni Asya Medya Grubu olarak bizlere
yaptırımlar uygulanıyor. Sesimiz kesilmeye çalışılıyor, ama yılmadık ve
yılmayacağız. Biz Avrupa Birliği`ne girilmesi için destek oluyoruz. Bu
ülkede demokrasi olsun istiyoruz. Ama insanlar seçtikleri siyasî iradeye
darbe yapanlara tepkisini koymuyor. Bakın bir başbakanla iki bakanı
ihtilâllerde darağacına verdik."

Milletin seçtiği siyasî iradenin, anayasayı değiştirmek
istediğini, ama değiştiremediğini hatırlatan Kutlular, sözlerini şöyle
sürdürdü:

“Önceden Said Nursî'nin eserlerini almak, okumak bile suçtu,
şimdi bu konuda rahatız. Biz Avrupa Birliği’ne girilmesi için destek
oluyoruz. Bu ülkede demokrasi olsun istiyoruz. Ama insanlar seçtikleri
siyasî iradeye darbe yapanlara tepkisini koymuyor. Bakın milletin
seçtiği bir başbakanla iki bakanını ihtilâlde darağacına verdik.”

Kutlular`ın konuşmasının ardından, yazarımız İslâm Yaşar, “Toplum
ve Gençlik” konulu bir konuşma yaptı. İslam Yaşar, gençlerin o zaman
olduğu gibi (1930’lu yıllar) zamanımızda da aynı tehlikeyle karşı
karşıya olduğunu, bunun için de Said Nursî’nin mesaisinin büyük kısmını
gençlerin eğitimi ve imanlarının kurtulmasını için çalıştığını
hatırlatı. Devlet millet arasındaki soğukluğa dikkat çeken Yaşar,
gençlerin kazanılması için devlet millet kaynaşmasının bir an önce tesis
edilmesi gerektiğini dile getirdi.

Konuşmaların ardından, İzmit ve ilçelerinde yapılan Risâle-i Nur
yarışmasında dereceye girenlerin hediye töreni yapıldı. Üniversite
talebeleri arasında Esma Emiştekin'in, lise talebeleri arasında da Kübra
Kılıç'ın birinci olarak Ankara’da yapılacak Gençlik Şöleni'ndeki
yarışmada Kocaeli’ni temsil edecekleri açıklandı.

Program bitiminde İslâm Yaşar kitaplarını imzaladı.

İnsanı insan yapan en büyük değerlerden biri hürriyettir

DÜZCE Yeni Asya Eğitim Kültür ve Dayanışma Derneği tarafından
organize edilen ‘Said Nursî ve Demokratik Açılım’ konulu konferansa
vatandaşlar büyük ilgi gösterdi. Düzce 18 Temmuz Spor Salonu’nda
konferansa konuşmacı olarak, Genel yayın Müdürümüz Kâzım Güleçyüz, Av.
Kadir Akbaş, Prof. Dr. Mehmet Altan, Latif Salihoğlu, Gazetemiz İmtiyaz
Sahibi Mehmet Kutlular katıldı. Katılımın yoğun olduğu konferans
Kur’ân-ı Kerim okunması ile başladı. Programda konuşan Mehmet Kutlular,
“İnsanı insan yapan en büyük değerlerden biri hürriyettir” dedi.
Cumhuriyet adı altında bir baskı rejiminin kurulduğunu hatırlatan
Kutlular, demokrasiyi kesintiye uğratan ihtilâlleri de eleştirdi. Said
Nursî'nin demokratik açılıma temel oluşturacak görüşlerini geniş şekilde
aktaran Kâzım Güleçyüz de Türkiye'deki dayatmacı ve ayrımcı zihniyetin
hem devleti, hem toplumu tıkadığını vurgulayarak, “Bu tıkanıklıktan tek
çıkış yolu, Said Nursî modelidir” dedi.

REJİM MAĞDUR ÜRETMEMELİ

PANELDE konuşan Prof. Dr. Mehmet Altan da, ‘demokratik açılımı’
konuşurken 12 Mart 1971 muhtırasının 39’uncu yılı olduğunu belirterek,
“Demokratik açılım olabilmesi için rejimin mağdur üretmemesi lâzım. Aynı
zamanda da mağdurun diğer mağdura da yan bakmayacağı, hepsinin
mağduriyetinin sistemden kaynaklandığını ve mağdurların tüm
mağduriyetlerinin ortak bir özgürlük alanıyla giderilebileceğine
inanması lâzım. İnsanoğlu bu gün dünyanın en kutsal canlısı,
insanoğlunun doğuştan elde ettiği haklar var. Bunlar devredilemez
haklardır” şeklinde konuştu. Latif Salihoğlu ise son dönem Osmanlı
tarihinden örnekler verdiği konuşmasında Bediüzzaman'ın görüş ve
yaklaşımlarını anlatırken, onun özellikle ırkçı yaklaşımlara karşı
çıkıp, Türkler ve Kürtler başta olmak üzere farklı etnik menşelerden
gelen insanları İslâm kardeşliği ortak paydasında birleştiren
tesbitlerine dikkat çekti.

Bediüzzaman, hürriyet savunmak için ağır

bedeller ödedi

SAİD Nursî Hazretlerinin 50. vefat yıldönümünde Gazetemizinin
Kahramanmaraş Temsilciliği’nin Necip Fazıl Kısakürek Kültür Sitesi’nde
organize ettiği ‘Bediüzzaman’a Göre Demokrasi ve İnsan Hakları’ konulu
panel, büyük bir katılımla gerçekleşti. Açış konuşmasını yapan
Kahramanmaraş Temsilcisimiz Mehmet Diken, Bediüzzaman Said Nursî’nin,
“Ben ekmeksiz yaşarım, ama hürriyetsiz yaşayamam” sözüne dikkat çekti.

Şair Atilla Yılmaz’ın, Emirdağ-Urfa Hattı şiirini, okumasıyla
başlayan paneli Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi (KSÜ) İktisadî ve
İdarî Bilimiler Fakültesi Dekanı Prof Dr. Ahmet Hamdi Aydın yönetti.
Panelde konuşan Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Battal
ve Yazarımız Latif Salihoğlu, Bediüzzaman Said Nursî’nin hayatının her
aşamasında özgürlük, hürriyet ve demokrasi mücadelesi verdiğine vurgu
yaptılar. Panelde, ilk sözü alan Latif Salihoğlu şöyle konuştu:
”Osmanlılarda ciddî mânâda ilk demokrasi talebi 1865‘te Namık Kemal ve
arkadaşlarının gayretleri ile başladı. Ama bu zamanda başlayan
Meşrûtiyet çabaları, 1908’de Bediüzzaman’ın da Meşrûtiyet’in İslâm’a
aykırı olmadığını beyan etmesiyle daha da önem kazandı. Bediüzzaman, her
zaman ve zeminde, en ağır bedelleri ödeme pahasına da olsa, hürriyet ve
özgürlük savunucusu olmuştur ve gerçek mânâda bir cumhuriyetin, en
uygun idare biçimi olduğunu her zaman haykırmıştır.”

SAİD NURSÎ, SADECE BİR DİN ADAMI DEĞİL

Prof. Dr. Ahmet Battal da konuşmasın şu görüşleri dile getirdi:
“Bediüzzaman, sadece bir din adamı değil, aynı zamanda büyük bir devlet
ve hukuk felsefesi adamıdır. O’nun eserlerini okuyanların, AB’ye dahil
olmamızın gerekli olduğunu dile getirmelerinin ana sebebi, insan
haklarının, Batı’da daha büyük önem arz etmesindendir. Demokrasi herkese
lâzımdır. Demokrasiyi, kötülüklerin, devlet eliyle, gerçekleşmesi ve
yaygınlaşması anlamında yorumlayanlar, aslında çok yanılıyorlar. Neden
özgürlük ve hürriyet talepleri ön plana çıkınca, sadece kötülüklerin
yaygınlaşacağı anlaşılıyor ki? Güzel ve iyi icraatlar için de hürriyet,
özgürlük ve dolayısıyla demokrasi şart. Ben, sadece cemaatlerle sınırlı
olmadan, herkesin, Risâle-i Nur’lardan mutlaka istifade etmesi
gerektiğine inanıyorum.”




Gündemin nabzını tutmak
için tıklayın!
[url]www.sentezhaber.com
[/url]






25.03.2010











"İyyake nâ'büdü ve İyyake nesteîn."
'Ancak Sana kulluk eder, ancak Senden yardım dileriz.'
"İnsanlara teşekkür etmeyen, ALLAH'a da şükretmez.!"
'Bırak bîçare feryâdı, Bîçare S.V.

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir