Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

27.02.2010, 16:32

Ali Ulvi Kurucu

28 Şubat'ta imam hatip liseleri kapanınca babam kalp krizi geçirdi


Peygamber sevgisiyle gittiği Medi-ne'den bir
daha ayrılamayan Hak dostu Ali Ulvi Kurucu ölümünün 8. yılında geride
bıraktığı hatıraları ile yâd ediliyor.

81 yıllık yaşamında İslam aleminin dertleri ile dertlenen
Kurucu, vefatı sırasında bile, yanında bulunan doktorunun ifadesine
göre, bütün Müslümanlara dua ederek bu dünyadan göç etti. Ali Ulvi
Kurucu'nun kızı Sare Kurucu, babasının, hatıralarını, bilinmeyenlerini
Zaman'a anlattı.

1938 yılında Türkiye'den Medine'ye yerleşen Ali Ulvi Kurucu'nun
Türkiye'nin meselelerini yakından takip ettiğini anlatan Sare Kurucu,
"Babam, Türkiye'den gelecek haberleri bir hastadan gelecek hayırlı
haber gibi beklerdi." diye konuştu. Babasının Adnan Menderes'in idam
edildiğini duyunca ağladığını anlatan Sare Hanım, Üstad Kurucu'nun ilk
kalp krizini 28 Şubat sürecinde Türkiye'nin yaşadığı sıkıntılı süreçte
duyduğu üzüntü nedeniyle geçirdiğini söyledi.

Üstad Ali Ulvi Kurucu, Türkiye'de ve Müslüman ülkelerde milyonlarca
insan tarafından tanınan bir zat. Kurucu, sevimli çehresi, Muhammedî
güzel ahlâkı, ruhlara hitap eden millî, dinî şiirleri ve insanı manevî
âlemlere alıp götüren gönül sohbetleri ile bir illim ve irfan önderi
olarak ömrünü İslam'a hizmete adamıştı. Hayatının ilk yıllarını
Konya'da geçirdikten sonra, Kahire'de El Ezher Üniversitesi'nde eğitim
gören ve ömrünün geri kalanını Medine-i Münevvere'de geçiren Kurucu, 2
Şubat 2002'de geçirdiği kalp krizi sonucu vefat etti.

"Ben babamı alimden daha fazla mütefekkir olarak görüyorum." diyen Sare
Hanım, Üstad'ın yazdığı şiirlerde Medine'nin atmosferinden çok
etkilendiğini söyledi. Ali Ulvi Kurucu'nun Mısır, Afganistan, Irak gibi
birçok memlekette çok sevildiğini anlatan Kurucu, babasının Medine'de
Türkiye'nin elçisi gibi çalıştığını ifade etti. Çocukluğundan beri
evlerinin her gün dolup taştığını anlatan Sare Hanım "Babam, hacca
gelen her Türk vatandaşından kendini mesul kabul eder, sağ salim dinî
farizalarını yerine getirmeleri için elinden geleni yapardı. Mutlaka
evimizde ağırlamak ister, misafir ederdi." diye konuştu.



Menderes idam edildiğinde ağlıyordu



Kurucu'nun Medine'den Türkiye'deki gelişmeleri yakından takip ettiğini
anlatan Sare Kurucu, "Türkiye'nin dertleri ile dertlenir, gelişmeleri
yakından takip eder ama politikayla uğraşmazdı." dedi. "Babam,
Türkiye'deki sıkıntılı süreçlerde, mektup yazar, mektup bekler, radyo
dinler, dua eder, sabaha kadar ızdırap içinde gelecek hayırlı haberleri
beklerdi." diyen Sare Kurucu, Üstad'ın ilk kalp krizini 28 Şubat
sürecinde yaşadığını şöyle anlattı:

"Türkiye için zor geçen o süreçte babam çok üzüldü. 8 yıllık kesintisiz
temel eğitim kararının alınması ve meslek liselerinin önünün kesilmesi
onu çok muzdarip etti. Hele o süreçte imam-hatip liselerinin
kapatılması ona çok dokundu. Çünkü imam-hatiplerin ilk inşasında
babamın amcası Mustafa Efendi'nin büyük emeği vardı. Bu liselerin
engellenmesi onu çok üzdü. O günü çok iyi hatırlıyorum, akşam
televizyondan haberleri izlerken birden vücudundan ter boşandı, sabah
ise kalp krizi geçirdi. Daha sonra bana 'Türkiye'nin çobana ihtiyacı
var, bahçıvana ihtiyacı var. Sanayiciye ihtiyacı var, herkes
üniversiteye zorlanmamalı.' diye konuştu. 'Bu karar zanaatı bitirir.'
demişti. Dediği de çıktı maalesef." Babasının Adnan Menderes'e büyük
bir sevgi beslediğini anlatan Sare Hanım, "Menderes'in yargılandığı
sürede ona çok dua ederdi. Annemin anlattığına göre Menderes'in idam
edildiğini duyunca, babam uykusundan kendisini tokatlayarak uyanmış ve
hüngür hüngür ağlamış. Bu şekilde sadece üç kişi için ağlamıştı.
Mustafa Efendi (amcası) ve Hulusi Topbaş vefat ettiğinde bu hale
gelmişti." diye konuştu.

Bu konuyu değerlendir