Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

Bîçare S.V.

Profesyonel

  • "Bîçare S.V." bir erkek
  • Konuyu başlatan "Bîçare S.V."

Mesajlar: 712

Konum: İstanbul/ Çamlıca

Meslek: Gazeteci/ Arşiv-Kütüphane

Hobiler: Kitap okuma (Sesli)

  • Özel mesaj gönder

1

16.02.2010, 08:30

Yeni Asya okumak demokrasiye katkı yapmaktır

Yeni Asya okumak demokrasiye katkı yapmaktır


<img src="http://www.yeniasya.com.tr/2010/02/16/resim/g.jpg" align="left" />

Risale-i Nur Enstitüsünün düzenlediği seminerde konuşan Prof.
Dr. Atilla Yayla, herkesin bireysel olarak demokrasi adına yapacağı
şeyler olduğunu ifade ederek “Komşunuz demokrasi taraftarı olmayan bir
gazete okuyorsa, ona Yeni Asya gibi demokrasiyi savunan gazeteleri
okutmak, mümkünse diğer gazeteleri almaktan vazgeçirmek demokrasiye
katkıdır. Böylece çok şey değişir, hiçbir gayreti küçümsemeyelim” dedi.

Devlet, bireylerin hakkını kısıtlayamaz

Prof. Dr Atilla Yayla, Risale-i Nur Enstitüsü seminer salonunda
demokrasinin temellerinin nasıl olacağını, günümüzün temel problemleri
ışığında anlattı. Yetkilerin tek elde toplanmasının yanlış olduğunu
belirten Yayla, “Biz devlet diye bir örgüt yaratıyoruz. Ve bu aygıta
muazzam yetkiler ve muazzam imkânlar veriyoruz. Bunun bir canavar
haline gelmesini ve bizi ezmesini kurallarla sınırlamak koşuluyla razı
oluyoruz. Devletin bütün organları kanunla sınırlı olmalıdır” dedi.

MUHAFAZAKÂRLAR ARTIK

GÖRÜNÜR OLMAK İSTİYOR

Risale-i Nur Enstitüsü tarafından organize edilen seminerde
konuşan Prof. Dr. Yayla, Türkiye sosyolojik olarak değiştiğini,
muhafazakârların daha etkin hale geldiğini söyleyerek “Muhafazakârlar
eskiden olduğu gibi toplumun alt tabakalarında bulunan, edilgen, etliye
sütlüye karışmayan hatta milliyetçilik ve devletçiliğe destek veren bir
tabaka olmaktan uzaklaşıyorlar. Artık muhafazakâr ailelerin çocukları,
doktora yapmış, iki üniversite bitirmiş durumda. Medyaya sirayet
ediyorlar, Üniversite kuruyorlar, Risale-i Nur Enstitüsü gibi
faaliyetlere giriyorlar. Muhafazakârlar iktidardan pay istiyorlar,
kimisi ben bakan olacağım diyor, kimi doktor olacağım diyor, kimisi de
avukat olmak istiyorum diye ortaya çıkıyor. Belli bir kesim ise bunu
hazmedemiyor” şeklinde konuştu.

BAŞÖRTÜSÜYLE ÜNİVERSİTEYE

GİRMEK DEĞİL, GİREMEMEK SUÇ

Atilla Yayla, başörtüsü probleminin insan haklarıyla ilgili bir
sorun olduğunu vurguladı, “Başörtüsüyle ilgili bir düzenleme
yapılacaksa kanunlarla yapılmalıdır. Bugünkü kanunlara göre, başörtüsü
takmak bir suç değil, yanlış değil, başörtülü öğrenciyi üniversiteye
almamak suçtur. Normal şartlar altında bunların yargılanması gerekir.
Niye olmuyor? Bunu yönetmelikle falan çözüyorlar. Kapıcıysanız,
Genelkurmayda başınızı örtebilirsiniz. Bunda bir sakınca yok. Ama ben
bu kimliğimle doktor olacağım, milletvekili olacağım derseniz olmaz.
Temel sebep bu kişinin sizi kendisiyle eşit görmemesidir”

KATSAYI MESELESİ ÇÖZÜLMELİ

Katsayı problemini toplumun vicdanının kabul etmediğini ifade
eden Prof. Dr. Yayla, “Katsayı konusunda bir rahatsızlık var bu
yanlıştır. Danıştay dokuz takla atıyor. ‘İşçisin sen işçi kal,
garibansın gariban kal’ demeye getiriyorlar. Bu değişiyor tabi 70-80
milyon nüfuslu, muazzam bir sosyal mobilitenin olduğu bir ülkede bunu
yapamazsınız” diyerek katsayı eşitsizliğini eleştirdi. Türkiye’nin
‘demokrasiye sürekli geçiş’ kategorisinde bir ülke olduğunu aktaran
Yayla, sözlerini şöyle tamamladı. “Uzun vadede bir ülkede demokrasinin
olup olmayacağı bireylere bağlıdır. Birey, kendisi olmanın bilincinde,
kendi hayatını çekip çevirmeye muktedir ve kararlı olmalı. Yanlış
gördüğü şeylere itiraz edebilmeli. Yerine göre sözle, yerine göre
yazıyla karşı çıkabilmeli. Hak ve özgürlüklere gasp edildiği zaman
hassasiyet göstermeli. Sadece kendi hak ve özgürlüklere değil, kendisi
gibi olmayanın hak ve özgürlükleri konusunda daha büyük hassasiyet
gösteren insanlar çoğaldıkça bu toplumda demokrasi çoğalacaktır.”



YENİ ASYA ALMAK DEMOKRASİYE KATKI YAPMAKTIR

MEDYA çoğulculaştığı için 28 Şubat gibi post modern darbelerin
günümüzde başarılı olamayacağını belirten Yayla, “Hürriyet, Milliyet
gibi gazeteler, ‘Niye bizim gibi yayın yapmıyorsunuz’ diye öbür
gazetelere ateş püskürüyor. Diğer gazeteler Hürriyet gibi olsaydı biz
ne Balyoz’u ne Kafes’i ne Poyrazköy’ü öğrenemezdik.” dedi. Herkesin
bireysel olarak demokrasi adına yapacağı şeyler olduğunu ifade eden
Prof. Dr. Yayla, “Komşunuz demokrasi taraftarı olmayan bir gazete
okuyorsa, ona Yeni Asya gibi demokrasiyi savunan gazeteleri okutmak,
mümkünse diğer gazeteleri almaktan vazgeçirmek demokrasiye katkıdır.
Böylece çok şey değişir, hiçbir gayreti küçümsemeyelim” dedi.



Gündemin nabzını tutmak için tıklayın!
[url]www.sentezhaber.com
[/url]





ELİF NUR KURTOĞLU


16.02.2010

"İyyake nâ'büdü ve İyyake nesteîn."
'Ancak Sana kulluk eder, ancak Senden yardım dileriz.'
"İnsanlara teşekkür etmeyen, ALLAH'a da şükretmez.!"
'Bırak bîçare feryâdı, Bîçare S.V.

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir