Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

Bîçare S.V.

Profesyonel

  • "Bîçare S.V." bir erkek
  • Konuyu başlatan "Bîçare S.V."

Mesajlar: 712

Konum: İstanbul/ Çamlıca

Meslek: Gazeteci/ Arşiv-Kütüphane

Hobiler: Kitap okuma (Sesli)

  • Özel mesaj gönder

1

26.01.2010, 08:19

ORDUNUN YARGI SİSTEMİNDE HİÇBİR ROLÜ OLAMAZ

ORDUNUN YARGI SİSTEMİNDE HİÇBİR ROLÜ OLAMAZ



Avrupa Parlamentosu üyesi İngiliz milletvekili Lord Sarah Ludford,
Anayasa Mahkemesinin askere sivil yargı yolunu açan düzenlemeyi iptal
etme kararını “korkunç ve şoke edici” olarak değerlendirdi. Ludford,
"İngiltere'de de askerî mahkemeler var, ama bunlar sadece disiplin
suçlarına ve savaş alanındaki düzenleme ve görevlendirmelere bakarlar.
Türkiye'deki durumu tarif etmek çok zor. Disiplin dışındaki suçları
ilgilendiren konularda ordunun yargı sistemi üzerinde hiçbir rolü
olamaz." dedi.

MEVCUT ANAYASA AB STANDARTLARINA

UYMUYOR

“Neden iki başlı, iki sınıflı bir yargılama ve adalet sistemi
getiriliyor?” diye soran Ludford, demokratik bir Avrupa ülkesinde
ordunun hükümete değil, hükümetin orduya emir verdiğini belirterek,
"Kesinlikle ordu kendi etrafında dönen Ergenekon ve diğer darbe
iddialarıyla ilgili sivil yargıya ifade vermelidir” diye konuştu.
Anayasanın AB standartlarına uymadığını kaydeden Ludford, Türkiye
anayasası Türkiye-AB ilişkilerine yardımcı olmayan faktörlerin en
başında geliyor” ifadesini kullandı.

Askere sivil yargının iptali AB’yi şoke etti

AVRUPA Parlamentosu (AP) üyesi İngiliz milletvekili ve aynı
zamanda “Lord” unvanını taşıyan Sarah Ludford, Anayasa Mahkemesi’nin
askere sivil yargı yolunu açan düzenlemeyi iptal etme kararını,
“korkunç” ve “şoke edici” olarak değerlendirdi. Sarah Ludford, askeri
mahkemelerin sadece askerin ordu içindeki ‘disiplin’ suçlarına bakmakla
yükümlü olduğunun altını çizerek, “İngiltere’ye baktığınız zaman burada
da askeri mahkemeler var ama bu mahkemeler sadece disiplin suçlarına ve
savaş alanındaki düzenlemeler ve görevlendirmelere bakar. Türkiye’deki
durumu tarif etmek çok zor. Disiplin dışındaki normal suçları
ilgilendiren konularda ordunun yargı sistemi üzerinde hiç bir rolü
olamaz” dedi. Aynı eleştiriyi ABD’de Guantanama üssüyle ilgilide de
dile getirdiğini anlatan Sarah Ludford, şöyle konuştu: “Guantanamo’da
hala yasal olmayan bir şeklide tutulan esirlerin ABD’de askeri
mahkemelerde yargılanacağı konuşulunca, yine aynı şekilde bu öneriyi
eleştirdim. Amerika’da da askeri mahkemelere karşı çok büyük
eleştiriler var. Nitekim ABD Başkanı Barack Obama, bu kişilerin askeri
değil sivil mahkemelerde yargılanacağını açıkladı. Bu da doğru bir
karardı. Şimdi Türkiye’de Anayasa Mahkemesi sivillere karşı suç
işleyenlerin askeri mahkemelerde yargılanmasına karar verdi. Neden iki
başlı, iki sınıflı bir yargılama sistemi, bir adalet sistemi
getiriliyor?”

“ERGENEKON'UN ÜZERİNE GİDİLSİN”

Ludford, normal bir demokratik Avrupa ülkesinde ordunun hükümete
değil, hükümetin orduya emir verdiğine işaret ederek, “Ergenekon” ve en
son geçtiğimiz günlerde ortaya çıkan “Balyoz” planı iddialarına da
değindi. AP parlamenteri Ludford, “Kesinlikle ordu kendi etrafında
dönen Ergenekon ve diğer darbe iddialarıyla ilgili sivil yargıya ifade
vermelidir. Maalesef tekrar söylüyorum Anayasa Mahkemesi’nin bu
davranışı korkunç bir adım oldu. Bu kararı değerlendirirken çok iyimser
olamıyorum. AB Komisyonu da bu karardan ötürü büyük bir hayal kırıklığı
yaşadı. Sonuç olarak, Türk anayasal sistemi, Türkiye-AB ilişkilerine
yardımcı olmayan faktörlerden biridir” dedi.

"ANASAYA AB STANDARTLARINA UYMUYOR

DTP’nin kapatılmasının Türkiye’de anayasal değişikliğinin
aciliyetini bir kez daha gösterdiğini anlatan Ludford, AKP’nin de bir
dönem kapatılmaktan kıl payı kurtulduğunu ama hala değişiklikler için
somut bir adım atamamasının da yadırganacak bir durum olduğunu söyledi.
Ludford, anayasanın AB standartlarına uymadığını belirterek,
“Anayasanın hâlâ değiştirilmemiş olması Avrupa Konseyi tarafından da
kınandı. Bu anayasa Avrupa standardının demokratik sistemine uymuyor.
Anayasanın DTP’yi kapatma kararında kendine özgü bir sebebi vardır ama
bu mantıklı görünmüyor. Türkiye’deki siyasi parti işleyişi önünde engel
oluşturuyor. Türkiye Anayasası Türkiye-AB ilişkilerine yardımcı olmayan
faktörlerin en başında geliyor” diye konuştu.

“CHP, MODASI GEÇMİŞ

TUTUM SERGİLİYOR”

Sarah Ludford, konuşması sırasında Türkiye’de ana muhalefet
partisi CHP’yi de sert bir şekilde eleştirerek, “CHP, Türkiye’nin canlı
ve modern bir Avrupa ülkesi olma süreci önünde modası geçmiş bir tutum
sergiliyor. Açıkçası ana muhalefet partisinin oynadığı rol, tam bir
hayal kırıklığı diyebilirim” ifadesini kullandı.CHP’yi Türkiye’de
özgürlüklerin genişletilmesinin önünde esnek olmamakla suçlayan AP
üyesi Sarah Ludford, şöyle devam etti: “Türkiye’de Atatürk’ün mirasını
taşıdıklarını iddia edenler bugün insan haklarının ve özgürlüklerin
genişletilmesine karşı isteksiz olmaları beni şaşırtıyor. Siz iki
kimliğinizle yine de çok iyi bir vatandaş olabilirsiniz. Türk ama aynı
zamanda İngiliz vatandaşı olan da var. Neden Türk vatandaşı Kürt
olmasın ya da neden Kürtlerin kendi kimliklerini ifade etmeleri sorun
edilsin. Bunu anlayamıyorum. Türkiye’de ana muhalefet partileri ülkenin
Kürtlerle bir işbirliğine gitmelerine karşılar. Ana muhalefet partisi,
daha çok siyasete sık sık müdahale etmekle bilinen askerle ilişkisi
var.”

“TÜRKİYE AB ÜYESİ OLACAK”

Son olarak kendisinin Türkiye’nin AB üyesi olmasını çok
istediğini ve bunun gerçekleşeceğine inandığını dile getiren Ludford
şunları söyledi: “Türkiye’nin AB üyesi olmasına büyük destek veriyorum.
Ben iyimserim. Türkiye çok büyük bir değerdir AB için. Demokrasiyi
istemek Türk halkının kendi iradesiyle istediği bir hak olmalıdır.
Türkiye’nin AB’ye ekonomik ve stratejik büyük katkısı olacaktır. Sadece
ekonomik değil, Türkiye’nin Orta Doğu’daki konumu, kendi bölgesindeki
ülkelerle ilişkisi ve enerji alanındaki avantajlarını ve genç nüfusunu
düşünecek olursak çok büyük bir değerdir. Tarihi konumuyla Türkiye’nin
üyeliği, Avrupa’nın dünya ile ilişkilerinde büyük bir katkısı
olacaktır.”




http://www.yeniasya.com.tr/2010/01/26/guncel/h2.htm









"İyyake nâ'büdü ve İyyake nesteîn."
'Ancak Sana kulluk eder, ancak Senden yardım dileriz.'
"İnsanlara teşekkür etmeyen, ALLAH'a da şükretmez.!"
'Bırak bîçare feryâdı, Bîçare S.V.

Benzer konular

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir