Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

Bîçare S.V.

Profesyonel

  • "Bîçare S.V." bir erkek
  • Konuyu başlatan "Bîçare S.V."

Mesajlar: 712

Konum: İstanbul/ Çamlıca

Meslek: Gazeteci/ Arşiv-Kütüphane

Hobiler: Kitap okuma (Sesli)

  • Özel mesaj gönder

1

13.11.2009, 08:32

Güncellendi, Ama Özü Degişmedi

GÜNCELLENDİ, AMA ÖZÜ DEĞİŞMEDİ



“Gizli anayasa” olarak da isimlendiren Millî Güvenlik Siyaset
Belgesi 2005’te güncellendi. Hükümetin “onayı” ile uygulamaya konulan
ve halen de yürürlükte olan belgede “Türkiye’nin güvenliğini tehdit
eden temel unsurlar, irtica, bölücülük ve aşırı sol akımlardır”
denilirken, irticaî faaliyetlerin içte ve dışta devam ettiği ifadesine
de yer veriliyor.

İLKELERLE ÖRTÜŞEN STK'LAR

Türkiye’nin bütünlüğünü korumanın temel yolunun Atatürk
milliyetçiliği olarak gösterildiği belgede, “Anayasadaki inkılâp
kanunlarının ödün vermeden uygulanması gereklidir. Türkiye’nin temel
kuruluş ilkeleriyle hedefleri örtüşen sivil toplum kuruluşlarıyla
ilişkiler önem taşımaktadır” gibi cümleler de yer alıyor.

Asıl belge bu

Albay Dursun Çiçek’in imzasını taşıyan belgenin ortaya çıkmasıyla başlayan gelişmeler, çorap söküğü gibi devam ediyor.

Yaz aylarındaki hararetli tartışmalardan sonra konunun
tavsadığının düşünüldüğü bir noktada bir “ihbarcı” subayın, Adlî Tıp
teyidinden geçen ıslak imzalı orijinal belgeye ilâveten, internet
andıcını ve 22 Temmuz sonrası hazırlanan bilgi destek notunu gündeme
getirmesini müteakip, sayısı 100’e varan yeni belgelerden söz ediliyor.

Hepsi de Genelkurmay karargâhının ürünü.

Bunlar, internet andıcının Genelkurmay tarafından doğrulanmasını takiben gündeme geldi.

Bu andıcın önce Başbakanlık talimatıyla yapıldığından söz
edildi. “Böyle birşey yok” denilince, 2000 yılına gidildi. O döneme
ilişkin kayıtlarda da öyle bir talimatın olmadığı ortaya çıkınca bu
defa yeni referans, 28 Şubat hedeflerini takip etmek için hazırlandığı
belirtilen 100 sayfalık “irticayla mücadele strateji belgesi” olarak
gösterildi.

Hükümet kaynaklarının verdiği bilgiye göre, 28 Şubat’ta
BÇG tarafından hazırlanan bu belge 2006’da Bakanlar Kurulunun gündemine
gelmiş ve bazı maddeleri rötuşlanarak devam ettirilmiş.

Şimdi ise, 28 Şubat hükümetlerince “irtica ve
bölücülükle mücadele” için çıkarılan tüm yönetmelik, plan ve belgelerin
iptali gündemdeymiş.

Bunların ne ölçüde doğru olduğunu da, doğruysa ne derece
uygulanabileceğini de bilmiyoruz. Başbakanın, “Genelkurmay Başkanının
azliyle ilgili çalışma” yaptırdığına dair haberler için AKP Genel
Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik’in yaptığı tekzip, onlarda da söz
konusu olabilir...

Bu, işin bir boyutu. Diğer boyutunda ise, on yıl
öncesine uzanmadan önce, AKP iktidarında, dört yıl önce yaşanmış ilginç
bir olaya bakalım.

“Gizli anayasa” olarak da nam salmış olan Millî Güvenlik Siyaset Belgesi 2005’te güncellendi.

Belgenin yenilenmiş halinden bazı cümleler:

* Türkiye’nin bütünlüğünü korumanın temel yolu Atatürk
milliyetçiliğidir. * Türkiye’nin güvenliğini tehdit eden temel
unsurlar, irtica, bölücülük ve aşırı sol akımlardır. * Türkiye’nin
temel kuruluş ilkeleriyle hedefleri örtüşen sivil toplum kuruluşlarıyla
ilişkiler önem taşımaktadır. * Atatürk’ün “Türkiye Cumhuriyetini kuran
Türkiye halkına Türk milleti denir” sözü temel bir ilkedir. Atatürk’ün
‘Millet; dil, kültür ve ülkü birliğiyle birbirine bağlı vatandaşların
oluşturduğu siyasî ve sosyal bir birliktir’ sözü bugün de geçerli olan,
çağımızın gereklerine yanıt veren bir yaklaşımdır. * İrticaî
faaliyetler içte ve dışta sürmektedir. * Anayasadaki inkılâp
kanunlarının ödün vermeden uygulanması gereklidir. * Eğitimde Tevhid-i
Tedrisat Kanunu temel dayanaktır.

Belgeden bu cümleleri aktardığımız “Teslimiyet belgesi” başlıklı yazımızda şöyle demiştik:

“Hükümet tehdit belirleme yetkisini askere devrederken,
aynı zamanda Atatürk milliyetçiliğini ve Atatürk’ün dini dışlayan
millet tariflerini yegâne doğru imiş gibi dayatan, inkılâp kanunlarının
tavizsiz uygulanmasını isteyen, Tevhid-i Tedrisatı kendi bildiği
şekilde uygulamaktan vazgeçmeyen, sivil toplum kuruluşlarıyla
ilişkileri ‘ilkeler’ şartına bağlayan ve tehdit sıralamasında irticayı
ilk sıraya koyan bir anlayışa da boyun eğmiş oluyor.” (Yeni Asya, 21
Aralık 2005)

Böyle bir belgeye “evet” diyen hükümetin, bu belgeye
esas teşkil eden zihniyetçe üretilen kronik sorunları çözüp “derde
deva, sadra şifa” olacak bir açılım yapabilmesi ya da benzer içerikteki
andıçların hesabını sorabilmesi mümkün mü?

Ve AKP iktidarının son dört yılında uygulamada olan bu
belge ortadayken, başka belge aramaya hacet var mı? Hükümet,
diğerleriyle beraber, hattâ onlardan da önce bu belgeyi iptal etsin ki,
her yerden fışkıran andıçların en temel referans ve dayanaklarından
biri ortadan kalksın.

Yürürlükteki ihtilâl anayasası bunu yapmasına imkân
vermiyorsa—ki vermiyor—o zaman sivil, demokratik anayasa projesini
askıdan indirsin.

Çünkü rötuşlarla, makyajlarla bu iş çözülmez.




Kâzım Güleçyüz


13.11.2009










http://www.yeniasya.com.tr/2009/11/13/guncel/h2.htm
"İyyake nâ'büdü ve İyyake nesteîn."
'Ancak Sana kulluk eder, ancak Senden yardım dileriz.'
"İnsanlara teşekkür etmeyen, ALLAH'a da şükretmez.!"
'Bırak bîçare feryâdı, Bîçare S.V.

Benzer konular

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir