Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

17.10.2008, 18:01

Bu da öyle bir başbakan...

Bir baskının geleceği belli.

Günler önceden bilgiler akmaya başlamış, istihbarat raporları yazılmış, görüntüler alınmış.

Ama baskın önlenmemiş.

On yedi çocuk ölmüş.

Kim yargılanmalı şimdi?

Mahkeme kime kâğıt göndermeli?

O çocukları korumayanlara, onları ölüme terk edenlere değil mi?

Onlara gitmiyor ama o mahkeme kâğıtları.

Kime gidiyor?

Bu gerçekleri açıklayanlara.

Dün gece Genelkurmay Başkanlığı Askerî Mahkemesi’nden iki ayrı kâğıt geldi bize.

Biri Aktütün’le ilgili yayınları yasaklıyordu.

Niye yasaklıyor?

Devlet sırrıymış.

Sır olan ne?

O çocukların nasıl öldüğü.

Bu neden sır olsun?

Tam aksine bunun açıkça tartışılması, gerçeklerin ortaya çıkarılması gerekir ki daha fazla çocuk ölmesin.

Ama o çocukların nasıl ölüme terk edildiği anlaşılmasın istiyorlar, sorumlulardan hesap sorulmasın istiyorlar, halk gerçekleri bilmesin istiyorlar.

Kendi günahlarını “devlet sırrı” kalkanının arkasına saklıyorlar.

Mahkemeden kâğıt gönderiyorlar.

Buna hukuk mu denir Allah aşkına?

Bu zorbalıktan başka nedir?

Bir ülkede normal yargının yanında bir de askerî yargı olursa tabii hukuk adına böyle tuhaflıklar yaşanır.

Ortada bir dava yok ama yasaklama var.

ıkinci mahkeme kâğıdı daha da tuhaf.

O kâğıt, Aktütün olayıyla ilgili olarak “tutuklanacak” olan sanıkların avukatlarının bu olayla ilgili belgeleri inceleyemeyeceğini söylüyor.

Kimi tutuklayacaklar peki?

O çocukları orada bırakanları mı?

Hayır.

Akıllarındaki “müstakbel tutuklular”, gerçekleri açıklayanlar.

“Alıp götürsek iyi olur” diye düşünüyorlar herhalde.

Alıp götürüp yargılayacaklar ama yargılama nedeni olan olayla ilgili hiçbir belge mahkemede konuşulmayacak.

Ne hukuk ama...

Hukuka postal giydirip apolet takarsan, karşına çıkacak olan da bu ucubedir işte.

Halkın gerçekleri öğrenmesini önlemek için her türlü zorbalığı hukuk kisvesi altında yapabilirsin.

Bu utanç verici zorbalığı önleyecek olan kim?

Türkiye’ye gerçek bir hukuk sistemi getirmesi gereken, bunun için halkına söz veren siyasi iktidar elbette.

Askerî yargıyı, dünyanın bütün gelişmiş ülkelerinde olduğu gibi sadece askerî disiplin cezalarına bakan bir kuruluş haline getirecek.

ıktidardakiler böyle bir şey yapıyorlar mı?

Yapmıyorlar.

Onun yerine başbakan kalkıyor, parmağını sallayarak kendi halkını tehdit eden genelkurmay başkanını destekliyor.

Ne ölen çocukların hesabını soruyor, ne çarpık bir hukuk sistemini düzeltmek istiyor.

Tehditkâr bir generalin tehditlerine kendi tehditlerini ekliyor.

O generalin üslubuyla, “gerçekleri öğrenmek isteyenlere” karşı çıkıyor.

Paşasıyla iyi geçinecek.

Geçen yıl başbakana verilen muhtıranın altında o paşanın da imzası vardı.

O zaman o muhtıraya başbakan cesaretle karşı çıkmıştı.

Arkasında bulduğu halk desteğinin nedenleri arasında, gösterdiği o cesaret de bulunuyordu.

Kendisini ve iktidarını cesaretle korudu ama iş çocukları korumaya gelince o cesaret uçtu gitti.

Çocuklar ölüversin ne olacak, iktidardan önemli mi?

Daha önce de böyle yapmıştı.

şemdinli’de suçluların ortaya çıkarılmasını engellemiş, olayı aydınlatmaya çalışan savcının meslek hayatını sona erdirmişti.

Askerle anlaşmanın kendi iktidarına yardım edeceğini sanmıştı.

Ne kadar yanıldığını cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yediği muhtırayla gördü.

Askerle işbirliği yapmaya çalışan her politikacı sonunda bu gerçekle karşılaşır.

Ama anlaşılan gördüğünü pek algılamamış.

şimdi aynı şeyi bir daha deniyor.

Ölen çocuklara, özgürlüğe, halkının gerçekleri öğrenme hakkına, demokrasiye, hukuka değil, bir generalin tehditlerine, gerçeklerin saklanmasını isteyen zorbalığa sahip çıkıyor.

Çıksın.

Kendisine muhtıra verenlerle işbirliği yapsın.

Onların, gazetecilere verdiği muhtırayı desteklesin.

Katılsın muhtıracıların arasına.

Bu ülke, bu halk özgürlüğü hak ediyor.

Tehditkâr generaller, işbirlikçi politikacılar elele verseler de bunu engelleyemezler.

Her firavunun bir Musa’sı vardır.

Buranın Musa’sı, buranın özgürlüğe acıkmış halkıdır.

Gün gelir, devran döner, bu Musa bu firavunlara bunun hesabını sorar.

Ahmet Altan / www.taraf.com.tr

2

17.10.2008, 20:21

Daha dün soruydum. Taraf gibi sümüklü bir gazetenin şu cesaretine bakalım Başbakan sahip olabilecek mi? Hesap sorabilecek mi?

Aslında meslek icabı sordum. Peşin hüküm vermemek için. Yoksa asla cesaret edemiyeceğini biliyordum.

Yazı da geçtiği gibi "Bu AKP sadece kendi partisini kurtarmaya sıra geldiğinde cesur ve kabiliyetli." (benim aylar önce söylediğimi şimdi onlar da söylüyor. Balayı bitti galiba)

ıddia ediyorum, AKP'nin siyasi veya ekonomik gerçek tek bir başarısını göstersinler , oy vereceğim.

vesselam
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

3

22.10.2008, 09:09

gözleri var görmezler..dikkat etmeli..

4

22.10.2008, 09:37

Dünya işinde hüsn ü zan ve su i zan olmaz. Ameller niyetlere göredir kaidesi dikkalice tahlil edilmelidir.

Ben bir marangoza iş versem, ancak o işi bozsa hüsn ü zan ederek o kişinin kötü niyetli olmadığına hükmedersem hak ve güzeldir. Lakin, nihayetinde o benim işimi bozmuş ve beni zarar uğratmıştır.

ıyi niyetli idi diyerek zararımın tazminini istemesem haksızlıktır. Marangoz bana "işini dükkana giren yaramaz çocuklar bozdu, bana garazı olan bazı kişilerce sabote edildim" diyerek zararımı tazminden kurtulamaz.

Ayenen öyle, AKP başörtüsü meselesini -sebep kim ve ne olursa olsun- beceriksizliği ile -velev niyeti kötü olmasın- çözümsüz hale getimiştir.

O zararın hesabını sormak yerinde birileri hala ahirete mütalik olan hüsn ü zana sarılyor. Zararın tazminini zalimden istiyor. Yahu zaten başörtüsü yasağı başörtüsü yasağını koyanlarca kaldırılmaz. O yasak mücadele eden hak ve hürriyetperver kişilerle çözülür.

Bir kişi çıkıp o vazifeye talip olmuşsa, hak ve hürriyetleri koruyacağını tahüt etmiş ve ne sebepten olursa olsun becerememişse hesap orulacaktır ve sorulmalıdır.


şimdi AKP'yi feda etmemek adına başörtüsü meslesini unuturmaya çalışan veya görmezlikten gelenlerin hesap verme zamanıdır.

Evet bizler AKP başörtüsün çözmez demedik, çözemez dedik. Zira, işin ehli değillerdi. Ölçüleri hak ölçüler dahilinde değildi.

Madem çözemediler, haklıyız.
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

5

22.10.2008, 11:16

Alıntı sahibi ""Ceka""


Evet bizler AKP başörtüsün çözmez demedik, çözemez dedik. Zira, işin ehli değillerdi. Ölçüleri hak ölçüler dahilinde değildi.

Madem çözemediler, haklıyız.


Evet Ceka kardeşim, haklıyız! Ama gel de bunu anlat bakalım. Siyasetten uzak durmak gerektiğine bırakın inanmayı, başkalarına da dikte eden kardeşlerimiz daha AKP'nin A sını söylemeden bütün hışımlarıyla sözü gırtlağınıza tıkıyorlar! Ama onlarınki siyaset yapmak olmuyor!
Herkesin uyanması dileğiyle...
Asya'nın Bahtının Miftahı Meşveret ve şuradır.

"Nurculuk, bütün fenleri müslümanlaştırma hareketidir" M. KUTLULAR

6

22.10.2008, 12:56

Abi keşke biz haklı çıkmasa idik. Keşke o bacılarımızın problemi çözülse idi de başımızı öne düşürselerdi.

Benim en çok tahammül edemediğim ise, beni zarar uğratan maragozdan kendi hakkımı tazmin bile hak iken, zira, kendi namıma o hakkı helal etsem de haktır, umumun hakkına tecavüze umum namına hüsn ü zan ederek, AKP'ye zarar gelir diyerek hak helali vaziyetine giriyorlar. Kimin haddine ki başkasının hakkına yapılan tecavüzü helal etsin. Hem de kutsal olmayan, ahirette sorumlu tutulmayacağımız, iktidar uğruna. O iktidar uğruna , tarafgirlikle kardeşlerine verdikleri eziyetler ayrı...

vesselam
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

Muha1

Profesyonel

  • "Muha1" bir erkek
  • "Muha1" adlı kullanıcı yasaklandı

Mesajlar: 1,194

Meslek: gazeteci

Hobiler: Kitap ve getirdikleri

  • Özel mesaj gönder

7

09.11.2008, 12:18

Alıntı sahibi ""yunusum""

gözleri var görmezler..dikkat etmeli..


"Kulakları var işitmezler" buna da dikkat etmeli. :wink:
Hayat Saklambaç(sa) Ölüm Sobe(ler)...

" Zulm ile âbad olanın sonu berbad olur! "

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir