Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

24.12.2007, 13:03

Aralık 2007 - Kürt sorunu hepimizin sorunu

[img:215:300]http://www.yeniasya.de/gencyaklasim/images/kapaklar/2007-12.jpg[/img]

Silahlar konuşurken, söylenecek sözlerimiz var

Artan terör olayları, sınır ötesi operasyon tartışmaları ve emekli askerlerin Kürt sorunuyla ilgili yaptıkları itiraflar, gözümüzü tekrar ülkemizin bu hassas coğrafyasına çevirmemize neden oldu.

Milliyet'ten Fikra Bila'nın yazı dizisinde konuşan Kenan Evren, “Kürtçe konuşulmasını yasakladık, 12 Eylül'de bir hatamız da, oydu. Biraz ağır yasak koyduk, hata yaptığımızı sonra anladım” derken, Jandarma Genel Komutanlığı ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı yapmış emekli orgeneral Aytaç Yalman şunu söylüyordu:

“Kürt yok dedik, sorunu göremedik. Kürtler dilini konuşmak, şarkısını söylemek istiyordu, ama biz, Kürt yoktur, diye eğitilmişiz. Sosyal talepleri bile yıkıcı faaliyet saydık. Hem sosyal sorunu, hem de terörün başlayacağını fark edemedik”.

Her ne kadar bu açıklamaların ardından gelen yasaklama kararı çok tartışıldıysa da, sorunun özü ortada durmaya devam ediyor.

Biz de Genç Yaklaşım olarak Aralık sayımızı, bu önemli konuya ayırdık.

şimdiye kadar yapılan birçok anketin, Kürtlerin kahir ekseriyetinin bölünme taraftarı olmadıklarını gösterdiğine dikkat çeken Prof. Musa K. Yılmaz, “Bölge insanının demokratik taleplerini dikkate alarak siyasî içerikli bir af kanunu dâhil somut çözüm önerileri getirmek ve sorunun çözümü yolunda cesur adımlar atmak” gereğine işaret ediyor.

Ahmet Dursun da, demokratikleşme sürecine dikkat çekerek, “Yüzyıllar boyu kardeşçe bir arada yaşayan Türklerle Kürtlerin bunu nasıl başardıklarına dair tarihi ve dini tecrübelerden yararlanmak ve bölgede devlet- millet kaynaşmasını sağlayacak adımlar atmak gerekir” diyor.

M. Ali Kaya, anarşinin çaresinin eğitim ve din olduğunu vurgularken, Nihat Dağlı, bir “Kürt” olarak içerden bir bakış sunuyor.

Konuyla ilgili görüşlerine başvurduğumuz isimlerden Mehmet Altan, meselenin çözümünü evrensel hukuka bağlıyor. Mümtaz'er Türköne ise aslında bir “Türk-Kürt sorunu”nun olmadığını belirtiyor. “Genç Siviller” silahların susup, “söz”ün konuşması gerektiğini haykırıyor.

Kapak dosyamızın dışına çıkacak olursak…

Vehbi Kara, kendi tecrübelerini ve gözlemlerini aktardığı yazılarına bu sayımızda da devam ediyor. Kara'nın bu ayki gündemi “Denizin rengi”.

Umut Yavuz, “Aşka kör, nimete nankör olmamalı”, Saadet Bayri ise “Geçen yıllar ömürdendir” diyor.

Cemil Yüzer “Hasretle beklenen ölümler”i anlatıyor bu sayımızda.

Süleyman Beydilli'ye konuşan yazar Olcay Yazıcı kendi değerlerimize dönmenin önemi üzerinde duruyor.

Sizi dergimizle baş başa bırakmadan önce, fotoğraf yarışmamızı hatırlatmak istiyorum. ıçeride ayrıntılı bilgilerine ulaşabileceğiniz yarışmamıza, bütün fotoğrafseverler davetli.

“Amaçsızlık” konusunu işleyeceğimiz Ocak sayımızda buluşmak üzere…

Aralık 2007 sayısı:
http://www.gencyaklasim.com/index.php?op…d=17&Itemid=142
"We are the Warriors of Love, We Have no Time For Enmity"

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir