Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

11.08.2006, 19:38

Ağustos 2006 - Kapak: Nasıl bir Eğlence?



Nasıl Bir Eğlence?

Yılın tamamına yayılmakla birlikte, yaz aylarında doruğa çıkan "eğlence"yi, kültürel, tarihî, psikolojik, sosyolojik arkaplanlarıyla birlikte masaya yatırdığımız Ağustos sayısıyla karşınızdayız. Eğlence kavramını sadece olumsuz yönleriyle görme eğiliminde değiliz, hayatımızda önemli yer tutan eğlencenin olumlu yanlarını da gözler önüne sermeye çalıştık.

Toplumda yaygın olan, şehevanî "eğlence" anlayışını sorgularken, "Helal dairesi keyfe kafidir, harama girmeye ihtiyaç yok" sözünün rehberliğinde, ruhumuza, kalbimize ve tüm duygularımıza hitap eden eğlenceyi tartıştık.

Ali Ferşadoğlu, tanımından, nasıl olması gerektiğine kadar geniş bir çerçevede eğlenceyi ele aldığı yazısında, "Akıllı-şuurlu, aynı zamanda duygu, his ve nefis sahibiyiz. Akıl, kalb ve vicdanımız hakikate muhtaç olduğu gibi; nefsî/hissî yönümüz de eğlenceye muhtaç" diyerek eğlencenin bir ihtiyaç olduğunu vurgularken, sınırı da çiziyor: "Ancak, hevesat-meşru dairede ve-beşte bir olmalı. Bunu, zamanımızın beşte birisini eğlenceye ayırabiliriz, şeklinde anlayabiliriz. Aslında meşru daire keyfe kâfi, gayr-i meşru daireye girmeye gerek yok."

Nesibe Emin Akın, Peygamberimizin eğlence anlayışını örneklerle açıklarken, Mehmet Ali Kaya da, eğlencenin bir boyutu olan şaka ve mizahı ele alarak, esas alınması gereken ölçüyü veriyor: "Kur'an-ı Kerim'e ve peygamberimizin tatbikatına bakarak ıslamiyet'in insan vakarına, haysiyet ve şerefine uygun şaka ve mizaha müsaade ettiği ve bununla insanları güldürerek rahatlattığı, kalpleri ve gönülleri dinlendirmeyi amaçladığı görülmektedir."

Gülsüm Kurt, ruhun gıdası olması gereken müziğin şifrelerini verdiği yazısında, "Her türlü sanat dalı insana sabrı, sebatı, kemali, isteklerden halas olmayı önermezse; modern tıbbın malzemesi olur insan sonuçta" diye özetliyor konuyu.

Veli Sırım ise, "Gerçek eğlence"yi canlı örneklerle anlatıyor ve ekliyor: "Eğlence bir ihtiyaç. Eğlence ihtiyacının menfi yollarla sayılamayacak kadar çeşitleriyle karşılandığı, sunulduğu ve hakim olduğu bir ortamda, en az zarar ve kayıpla alternatiflerin sunulması bir o kadar büyük ihtiyaç."

Arkadaşımız H. Hüseyin Kemal'in sorularını cevaplandıran sanatçı Kayahan, kendi eğlence anlayışını anlatıyor. Gece kulüplerindeki eğlence anlayışını eleştiren Kayahan, "Gece kulüplerinden ömrüm boyunca hazzetmedim" diyor.

Müzisyen Ali Oktay da, eğlencenin tanımının çok daraltıldığından yakınarak, "Sabahın 5-6'sına kadar bir yerlerde bulunup, eve geldiğini hatırlamamak eğlence oluyor bazıları için... Sorsalar dün gece ne yaptın? Çılgınca eğlendik... Bu da eğlence, Anadolu'daki de eğlence; o zaman eğlencenin taşıdığı anlamı açmak gerekli, bu kadar daraltmamalı" diyor.

Kapak dosyası haricindeki çalışmalara göz atacak olursak, Mahmut şaylıkay'ın, "Özel askerlerin savaşları", Mikdat Çelik'in "Nükleer enerji", Abdulkadir Tunç'un "Öz'de ahlâk", Umut Yavuz'un, "Kutsal Kudüs'te 2 gece" başlıklı yazılarını sayabiliriz.

Tüm okuyucularımızın Üç Aylarını kutlarken, sizleri dergimizle başbaşa bırakıyorum.

"Orta Doğu'da Genç Olmak" konusunu ele alacağımız Eylül sayısında görüşmek üzere...

www.GencYaklasim.com

"Ağustos 2006 sayısı hakkında düşüncelerinizi burada paylaşabilirsiniz"

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir