Tamam büyüdük, peki şimdi ne olacağız?
Çocukluğunu o çetin ve insanı hayal alemlerine sürükleyen soruya muhatap olmadan geçiren pek yoktur herhalde: Büyüyünce ne olacaksın? Daha okula bile başlamayan, hayatı çizgi filmlerden ve oyunlardan ibaret sanan bir çocuk büyüyünce ne olmak isteyebilir ki? ıtfaiyeci, doktor, futbolcu.
Tamam bazen çok erken sorulur, ama insanları yeteneklerine ve eğilimlerine göre yönlendiremeyen eğitim sisteminin de çok aceleci olduğunu söyleyemeyiz. Lise son sınıfa kadar kimin ne olacağı, ne meslek edineceği gibi bir problem yok gibidir. Hemen herkes aynı müfredattan geçip, aynı şekilde eğitilir. Ve bir gün öğrencinin eline bir form doldurularak hangi bölümde okumak istediği sorulur. Kimileri işte o an düşünmeye başlar, yıllar önce sorulan sorunun cevabını: Ben şimdi ne olacağım? Kimileri çoktan karar vermiştir. Ama bu kararda kendi yeteneklerinin ve ilgisinin payı mı daha yüksektir, yoksa almayı umduğu puanın ve o zamanın popüler mesleklerin payı mı?
Ülkemizde en büyük problemlerden biri olarak “işsizlik” telaffuz edilir. Oysa işsizlikten önce “mesleksizlik” diye bir problemimiz vardır. ışsizlerin iş edinmesi de, çalışanların işlerini severek yaparak daha verimli olmaları da meslek tercihlerinden ve bu tercihlere göre alınacak eğitimden geçer.
“Meslek” konusunu ele aldığımız bu sayımızda, MÜSıAD Yönetim Kurulu Üyesi ılhan Soylu, “meslek öncesi kariyer planlaması”ndan ve eğitim sistemimizin temel bir problemi olan rehberlikten bahsediyor.
Hak-ış Genel Başkan Yardımcısı Yusuf Engin, Ahilik teşkilatından günümüze meslek eğitimini ele alıyor.
Memur Sen Genel Başkanı Dr. Ahmet Aksu çıraklık eğitimin önemine işaret ediyor.
M. Arif Özülkü, mesleği olmayana iyi gözle bakılmadığı Ahilik sisteminden yola çıkarak bugünkü meslek anlayışını yorumluyor.
M. Ali Kaya ve ısmail Tezer, bütün peygamberlerin bir mesleğin piri olmalarının bizlere verdiği dersleri özetliyorlar.
Hasan Yükselten hayatın içinden anekdotlar aktarıyor.
ıntizam Seyda Durgun eğitim ve kariyer danışmanlığına olan ihtiyaca dikkat çekiyor.
Kapak dosyası dışında, Muhammed Örtlek, “Türkiye’nin ve dünyanın yoksulluk sorunu”nun fotoğrafını çekerken, Kemal Benek sivil toplum kuruluşlarını “Kavramdan öte” bir bakış açısıyla inceliyor.
Yusuf Sönmez, “dert” meselesini deşerek, derman olacak noktalara işaret ediyor.
Reyhan Keser ise, son günlerde sıkça duyduğumuz “nano-teknoloji” kavramını açıyor.
Bediüzzaman’ın yenilikçi yönü üzerinde duracağımız Mart sayısında buluşmak üzere…
