Gömleği arkadan yırtılanlar
[img:175:175]http://www.yeniasya.de/gencyaklasim/images/resimler/2008/200806-19(1).jpg[/img]
Başarıyı kim belirler? Bir koç gibi kurban edilen Hz. Zekeriya (a.s.) başarısız, kral peygamber Hz Süleyman (a.s.) başarılı mı? Peygamberliğine çok az kişi iman eden Hz. ısa (a.s.) başarısız, tüm âleme gönderilen Hz. Muhammed’in (asm) peygamberliğine
inanan yüz binler, milyonlar, milyarlar olduğu için Hz. Muhammed (a.s.m.) başarılı mı?
Vahşi kapitalizm insanın içini boşalttı. ınsanı insan yapan değerleri insandan aldı, insanı başıboş bir varlığa çevirdi. ınsanı düşünen hayvan, konuşan hayvan, hayal eden hayvan konumlarımdan bir türlü çıkarıp da insanı insan yapan asıl değerleri bir türlü göremediler, görmemezlik ettiler. O yüzden de insan hayvan konumundan bir türlü çıkamadı, ardından evcilleştirmeye başladılar insanı. Sonunda insan yiyen, içen, çalışan, üreten, çiftleşen, yorulan ve dinlenen, ama ne zaman mükemmelleşeceği belli olmayan bir varlığa dönüştü. ınsan mükemmelleşebilir mi?
Yenidünya düzen(ler)i insanı otomatlaştırdı, otomatlaştırıldık maalesef.
Daha çok kazanmak arzusu ile tutuşan insanlar birbirini yemeye, birbirini öldürmeye başladılar. Adına özgürlük dendi, çağdaşlık, uygarlık dendi. Ama birbirini yemeye çalışan insanların, birbirini geçmeye çalışan insanların gün geçtikçe ahlaksızlaşmasına kimse ses çıkarmadı.
ÖSS yaklaşıyor, OKS yaklaşıyor, LES yaklaşıyor biliyorsunuz. Bu yarışı kazanmak isteyenler sadece başarı odaklı mı olmak zorundadır? Ahlakı başarıdan çekip çocukları yarıştırınca ortaya ahlakı olmayan başarı tablosu çıktı. Birinci olda ne olursan ol! “Sınavı kazan da ne yapıyorsan yap” mantığı ile çocuklarımıza asıl vermemiz gerekenleri vermiyoruz. Birinci olanların ahlaklarıyla da birinci olmaları gerekiyordu, ama biz ahlakı bilgiden çıkardığımızdan bu tablo önümüze çıktı. Birinci olanlar ahlaksızdı demiyorum, sınav sisteminin ahlakı ölçmediğini söylüyorum. “Birinci ol da ne olursan ol, ne yaparsan yap” mantığı kapitalizmin bizlere dayatmış olduğu ahlaksızlıktan başka bir şey değildir. Gerekirse yasal olmayan, ahlaka etiğe uygun olmayan yollardan başarılı olabilirsin çözümü çocukların zihninde parlıyor maalesef. Çözüm bu muydu peki? Çocuklarımızın sınavları kazanması için her şey yaptık, yapacağız bir noktaya kadar elbette. Hatta uykusuz kalmamaları için sabah namazına bile kaldırmadık(!). Öyle ki, çocuğumuz birinci olsa, onun her türlü ahlaksızlığını örtbas etmeye hazırız. Artık toplumda ahlaklı olan çocuklar değil, sınavlarda başarılı olmuş çocuklar yüce oluyor. Başarılı olmak önemlidir lakin sadece başarıya odaklanma mantığı bir tasavvur bozukludur. Peygamberimiz Mekkelilere başarılı odaklı değil, ahlak erdem odaklı bir toplum inşa edelim mantığı yaklaşmıştır ve bu yüzden de dışlanmıştır.
ımam-ı Azam bir çocuğa yıkık bir ev için taş bulmasını söyleyince, çocuk komşunun duvarından çaldığı bir taşı getirmiş. Bunun üzerine ımam-ı Azam çocuğun babasına “Bu çocuğa dikkat et, ne olursa olsun bu çocuğu öğretmen yapma” deyip uyarmış. Bizlerse teşvik ediyoruz, sistem zaten bozuk deyip çocuklarımızın birinci olmaları için boynumuzda bir madalyon gibi taşımamız gereken değerlerimizi alt üst ediyoruz.
Elbette sistemin büyük bir eksikliği söz konusu... Ama önce aynalara bakmamız gerekiyor. Bir başkasına yaptığımız ahlaksızlık, önce kendimize yaptığımız ahlaksızlıktır, sonra da bütün bir insanlığa yaptığımız ahlaksızlıktır. Ahlaksızlık bir virüs gibidir…
Sonra gençlerin ahlaksızlığından dem vuruyoruz, otobüste yaşlı ninesine-dedesine yer vermediğinden yakınıyoruz, sokakların, okulların, otobüslerin fuhuş yerleri olmaması gerektiğini konuşuyoruz. Yatak odamızda kalması gereken kavramları ağızlardan işitmeye başlıyoruz, ahlaksızlıktan dem vuruyoruz.
Sen Çağının Yusuf’u! Çağının Züleyhalarının arkasında koşma, istikametini doğrult. Edebinden taviz verme.
Çağın Yusuf’u olacaksan eğer, gömleğin önden değil arkadan yırtılmalı...
Yunus Emre Tozal
"İnsan vardır fark edilmez süsünden.
Kimi farksızdırkoyun sürüsünden.
Her gördüğün şekle kapılma,
insan anlaşılmaz görüntüsünden...(!)"