[img:215:300]http://www.yeniasya.de/gencyaklasim/images/kapaklar/2008-02.jpg[/img]
Son yıllarda ortaya çıkan bir kavram olan “ıslamofobya” kabaca “ıslam korkusu” demek olsa da, arka planında pek çok politik senaryoyu ve sosyolojik gerçeği barındırıyor.
ıslamofobya, bir taraftan dindar insanların dinlerini özgürce yaşamalarını engellerken,
diğer taraftan da gayri Müslimler ile ıslam arasında bir duvar örüyor. Her ne kadar bu duvar, ıslama karşı merak ve ilgiyi kamçılasa da, geniş kesimlerin önyargılarına da zemin hazırlıyor.
“ınsan bilmediğine düşmandır” sözü de bize ıslam korkusunun kaynağında da cehaletin yattığını gösteriyor.
Bu ayki kapak dosyamız için seçtiğimiz ıslamofobya konusunda, avukat Ali Kurt, iki çözüm önerisiyle karşımıza çıkıyor: Doğru tebliğ ve temsil. Kurt, Genç Yaklaşım için kaleme aldığı makalesinde, “ıslam dünyası önündeki bu tehlikeyi iyi okumak ve bunu fırsata dönüştürecek yapıcı ve kalıcı çözümler üretmek zorundadır” ifadelerine yer veriyor.
Aykut Tanrıkulu, Hudeybiye Antlaşmasından yola çıkarak bugünü değerlendiriyor ve yaşananları, “ıslama hamile olan Batı”nın “doğum sancıları” olarak nitelendiriyor.
Dış politika yazarı Mustafa Özcan, dünyadaki gelişmeleri özetlediği yazısında, ıslamofobya'nın nereye gittiğini gözler önüne seriyor.
şükrü Bulut, “dışarıdan bir göz”le, ıslam korkusunun boyutlarını, perde arkasını aktarırken, “global ıslam karşıtlarının birinci hedefi dindar Hıristiyanlardır” diyerek, meseleye farklı bir boyut katıyor.
ıslam korkusunun propaganda merkezi Hollywood'u da unutmamak gerek. Kadir Karaca, sinema perdesine yansıyanları deşifre ediyor.
8-9 Aralık 2007'de ıstanbul'da düzenlenen ıslamofobya Konferansında tebliğ sunan isimlerden araştırmacı Vincent Geisser, Fransa özelinde Avrupa ülkelerindeki ıslamofobya örneklerini, bu konudaki tezleri ve anti tezleri paylaşıyor.
Kapak dosyamız dışına çıkacak olursak, bu ayki röportajımızın da ilginizi çekeceğini düşünüyoruz. Arkadaşlarımızın “gençlik ve cinsellik” ile ilgili sorularını cevaplandıran Zafer Dergisi editörü Ömer Baldık, “Nefsin ateşini kalbin nuru söndürür” diyor ve gençlere bu konuda yol gösterici hatırlatmalarda bulunuyor.
Ayrıca, fotoğraf yarışmamızı 20 şubat'a kadar uzattığımızı da buradan duyurmuş olalım.
Bediüzzaman konulu Mart sayımızda buluşmak üzere…
www.GencYaklasim.com