Bir şeyi, ancak Allah ve Resulü kutsal diye adlandırabilir.
O zaman kudsiyeti hadislerle sabit şeylere ilişmek doğru olmaz.
Onun dışında, önemine binaen, müslümanların çok titizlik gösterdikleri meseleler de olabilir, bu da kutsallaştırma olarak algılanabilir.
Aynı zatlar, Mevlid-i şerif e bid'at derler.
Yahu Allah akıl fikir versin, bunu yazan Süleyman Çelebi zaten asr-ı saadetten kaç asır sonra yaşamış. Bunun zaten sünnet olabilmesi için, Hz.Peygamber huzurunda yapılması ve tasdik edilmesi lazım, en azından sükutla tasdik gerek.
Bid'at derken, zarar-yarar dengesine bakmak lazım. Yoksa her sünnette olmayan adete bidat yaftası vurarak bir yere varılmaz. Esas olan, Kur'an ve sünnete muhalif olmaması.
ınsanların, bu eserde anlatılanlar çok hoşuna gitmiş, içinde Hz.Peygambere a.s.m. de salavat var, onu da hatırlamış oluruz diyerek, sevap umarak okumuşlar.
Sonradan ortaya çıkan bu çömezler, herşeye bid'at yaftası vurmaya alışmış tabi, hiç meselenin diğer vecihlerine bakmaz, o bidat, bu şöyle kötü, şu şöyle. Sonunda sıra halkın büyük rağbet gösterdiği mübarek gecelere gelmiş. Bakalım bu alanda ne gibi ictihadlar yaparak (!) ilgi çekeriz de, enaniyetimizi tatmin eder, bu meydanda söz sahibi oluruz.
Kadir gecesine ilişememişler, çünkü o adı taşıyan müstakil bir sure var.
Berat kandiline gelirsek, Duhan suresinin ilk ayetlerinde, bu geceden söz edildiği söylenir, Elmalılı Hamdi Yazır, tefsirinde şu görüşlere yer vermiştir.
Fahruddin Razî de şöyle kaydetmiştir: Rivayet olunur ki: Atıyye-i Harûrî, ıbnü Abbas hazretlerinden "Gerçekten biz onu kadir gecesinde indirdik." (Kadr, 97/1) ifadesi ile "Gerçekten biz onu mübarek bir gecede indirdik." (Duhan, 44/3) ifadesini şöyle sordu: Yüce Allah Kur'ân'ı ayların hepsinde indirmiş iken bu nasıl sahih olu r? ıbnü Abbas (r.a.) hazretleri de dedi ki: Ey ıbnü Esved! Ben helak olsam da bu nefsinde kalsa cevabını da bulamazsan helak olacaktın. Kur'ân cümleten (toptan) Levh-i mahfuzdan Beyti Ma'mura indi ki o dünya semasıdır. Sonra onun arkasından olayların çeşit lerine göre, durumdan duruma nazil oldu.
Demek ki, Kur'ân'ın bir toptan inişi, bir de kısım kısım inişi vardır. Toptan inmesi bir defada olmuştur. Buna daha çok "ınzal" deyimi uygundur. Kısım kısım inmesi de Peygamber'e azar azar yirmi üç senede omuştur. Buna da "Tenzil" deyimi uygundur. Bunların aynı mânâda kullanıldıkları yadırganmadığı gibi, "tenzil"in her necmi (kısım kısım inmesi) ayrıca düşünüldüğü zaman yine "inzal" denilmek uygun olacağından birinin bir gecede birinin de diğer gecede olması iki rivayetin uzlaştırılmasına daha uygun gelecektir. şu halde "mübarek gece"nin "berat gecesi" olması, "Gerçekten biz onu kadir gecesi indirdik." (Kadr 97/1) buyurulmasına aykırı olmayacaktır.
MÜBıN beyanı güzel, ifadesi parlak, apaçık kitap bir bakıma levh-i mahfuz olabilirse de Kur'ân olması zamir itibarıyla daha açık, daha uygundr. Ki biz onu mübarek bir gecede indirdik. Çoğu tefsir bilginlerinin görüşüne göre, bu mübarek gece, "Kadir" gecesidir. ıkrime ve daha bazıları ise şaban'ın yarısı gecesi demişlerdir. Keşşaf tefsirinde der ki, â yette geçen "Mübarek gece" kadir gecesidir. Bir de denildi ki, şaban'ın yarısı gecesidir ki bunun dört adı vardır. "Mübarek gece", "Berae gecesi" "Sakk gecesi", "Rahmet gecesi". Ve denildi ki bununla kadir gecesi arasında kırk gün vardır. Berae ve Sakk ge c esi denilmesi hakkında da denilmiştir ki, haraç tamamen alındığı zaman beraetlerini (temize çıkmalarını) dile getiren bir sakk (bir sened) yazıldığı gibi, Allah Teâlâ da bu gece mümin kullarına beraet yazar. Ve denilmiştir ki bu gecede beş
özellik vardır: 1- Tefrik-i külli emrin hakim (her hikmetli işin ayrılması) 2- Bu gecedeki ibadetin fazileti: Resulullah (s.a.v.) buyurmuştur ki, "Her kim bu gece yüz rekat namaz kılarsa yüce Allah ona yüz melek gönderir. Otuzu ona cenneti müjdeler, otuzu ona cehennem az a bından teminat verir. Otuzu da ondan dünya afetlerini savarlar, O'nu da ondan şeytanın tuzaklarını hilelerini savarlar." 3- Rahmet iner, Resulullah (s.a.v.) buyurmuştur ki: "Yüce Allah bu gece ümmetine öyle rahmet eder ki Kelb kabilesinin koyunla r ının kılları sayısınca." 4- Mağfiret meydana gelir. Yine Resulullah (s.a.v.) buyurmuştur ki "Yüce Allah bu gece bütün müslümanlara mağfiret buyurur ancak kâhin, sihirbaz, yahut müşahin (çok kin güden) veya içkiye düşkün olan, yahut ana-babasını inciten, v e ya zinaya ısrarla devam eden müstesna." 5- Bu gecede Resulullah (s.a.v.)a şefaatın tamamı verilmiştir. Çünkü Resulullah şaban'ın on üçüncü gecesi ümmeti hakkında şefaat niyaz etti üçte biri verildi. On dördüncü gecesi niyaz etti üçte ikisi verildi. On beş i nci gecesi niyaz etti, hepsi verildi. Ancak Allah'tan devenin kaçması gibi kaçanlar başka. Bir de bu gece zemzem suyunun açık bir biçimde artması ilâhî âdetlerdendir. Bununla birlikte çoğunluğun görüşü bu mübarek geceden maksadın kadir gecesi olmasıdır. Ç ü nkü, "Gerçekten biz onu kadir gecesinde indirdik." (Kadr, 97/1) buyurulmuştur. Bir de, "Her hikmetli iş nezdimizden bir emr ile o zaman ayrılır. (Duhan, 44/4) ifadesi, "Ondan melekler ve ruh Rablerinin izniyle herbir iş için iner de iner. (Kadr, 97/4) ifadesine uygundur. Bir de, "Ramazan ayıdır ki Kur'ân onda indirilmiştir." (Bakara 2/185) buyurulmuştur. Ve çoğunluğun görüşüne göre Kadir gecesi Ramazan'dadır. Eğer dersen: Kur'ânın bu gecede indirilmesinin mânâsı nedir? Derim ki; şöyle dediler: Yedinci semadan dünya semasına bir cümle olarak (toptan) Levh'te dünya semasına indirildi, ve Cebrail (a.s.) sefereye (yazıcı meleklere)
imlâ etti, sonra da Peygamber'e yirmiüç senede kısım kısım indiriyordu.
Keşşaf'ın Kur'ân'ın inişi hakkındaki bu son beyanı, bu gecenin Berat gecesi olduğunu söyleyenlerin görüşüne uygun düşmüş oluyor. Çünkü Kadir gecesinde ilk kez Peygamber'e indirilmeye başlanmıştır. Onun için Kâdî ve Ebu's-Suud şöyle demişlerdir: "ılk defa o gece indirilmeye başlandı. Veya o gece c ümleten (toptan) Levh'ten dünya semasına indirildi ve Cebrail (a.s.) sefereye (yazıcı meleklere) imlâ etti, sonra da Peygamber'e yirmi üç senede kısım kısım indiriyordu."
Mir'ac kandiline konu olan olayı zaten biliyorsunuz, ısra suresinin başında da Hz.Peygamberin a.s.m. Mi'raca çıkması anlatılıyor.
Regaip kandili bildiğiniz gibi Recep ayında. Recep ayının fazileti ise tartışılmaz. Receb ayının ilk cuma gecesidir, fakat neden böyledir, hikmeti nedir, neden böyle belirlenmiştir bilmiyorum, cevabını bulursam yazarım.
ınsanlar bu geceleri, mana ve hikmetini tefekkür ederek ihya etmek istemiş, çok mu dokunuyor bu adamlara?