Aynı kıbleye yönelen kardeşlerimle diyalog içerisinde olmasaydım (şahsım)hayatı boyunca ne yaptığını sorgulamamış kendiyle barışık yaşamayan siz ve sizin gibi kardeşlerimizi kale alıp burada yazı yazıyor olmazdık.
O ınsanlar da hala Ali Eren gibi lerin yazılarına rağmen hatta bu cemaat hakkında atıp tutmalarına rağmen bunu bilmelerine rağmen toplantılarına sohbetlerine çağırmaları diyalog değilde nedir.
Komik olma kardeşim kendinle tezat içindesin.Akitte bir zamanlar daha ağır uslupla yazan bir ağabeyimiz vardı Allah şifa versin Trafik Kazasında felç oldu.Ali Eren onun yanında melek kalır .Buna rağmen Yılmaz Yalçıner her toplantıya her davete çağırılırdı.
Müslümanlarla diyalog yok demek ıNSAFSIZLIğIN dikalasıdır.
O kadar örnek veriyorum havada kalıyor sanırım.Ali Eren denen şahıs madem bu grubu ve içerisindekileri sevmiyor niye hala peşlerinde; ha !derseniz ki açıklarını arıyor anlarım.
Güzel olan şu Müslümanlarla polimiğe girmemek için o insanların ne gazetesinde nede yazarlarında şahıslarında diğer müslümanlara karşı tek bir cevap bulamazsınız bunlarda onların hikmet anlayışları ile kardeşlik ahlaklarını gösteriyor.Tabi basiretiniz bağlanmış olmalıki görmekte zorluk çekiyorsunuz.
Diyeceksin ki sen ne yapıyorsun benim o insanlarla her müslüman gibi sadece gönül bağım var içlerinde değilim.Keşke olabilseydim.Ama daha öncede söylediğim gibi Salih Mirzabeyoğluda olsa karşı çıkılan onuda savunurum.Gerçi bunuda anlamayacaksınız ya neyse
Daha yazımı doğru düzgün okumamışsın ki Hayrettin karaman Hoca ile Haydar Başı(Onunda günahını aldınız gıybetini yaptınız helal olsun cennetliksiniz) karıştırıyorsunuz.Fakat Haydar Baş Hocayada canımız kurban olsun.Onu da severiz.
Ali Eren ve onun gibi ağbeylerimizede saldırı olsa Onlarıda savunuruz.Akit Gazetesinin en sevdiğim yanı budur.Müslüman olsunda varsın camdan olsun herkesi savunur.Yeri geldi Salih Mirzabeyoğlunu savundular yeri geldiler Fethullah Güleni yeri geldi Mehmet Kutluları Erbakanları ve daha niceleri....
STV de Ramazanda bir program vardı.Yeni Müslüman olanların hayatlarını anlatan bir program.
Seyretmediğiniz muhakkak seyretmişsenizde sizde bunların düzmece olduğunamı inajıyorsunuz bilmiyorum.Ama körlerin bile bunu farketmemesi imkansız.
Ali Eren e cevap çokta bu neyi sağlayacak.Hakikate gözleri kapalı onlanlara güneş ne işe yarar ki.Sizin Bediüzzaman Fethullah Gülen Necmettin Erbakan ve onların seviyesinde onların yaşlarında insanları eleştirip hatalarını söyleyebilmeniz için onların seviyesinde insan olmanız lazım.Tabi bundan önce büyüklere karşı edebi öğrenmek lazım.
Yaşınız kaç bilmiyorum ama hayatlarını ıslama vakfetmiş insanlar için böylesi bir yargılama yapmak sadece sizi komik düşürür.Onların ismi tariha altın harflerle yazılırsa siz silinir gidersiniz.
Güzel Kardeşim beyenmediğiniz Fethullah Gülen her bayramda her kandilde has dairesindeki talebelerini Mahmut Efendiden tutunda Menzile kadar Menzilden Cerrahi Tekkesine kadar Cerrahi Tekkesinden Ali Ramazan Dinç Hocaefendiye kadar,Oradan Erenköy Cemaatine kadar oradan Allah rahmet eylesin Sıraceddin Hazretlerine Süleyman Efendinin rahmetli damadına kadar herkese kutlama tebriği gönderiyor.Eğer buna rağmen müslümanlarla diyaloğu yok diyorsanız harbi affedin ama gerçekten kalbiniz taş gibi...
Mevlanadan ıbni Arabiden örnekler verdik gene görmediniz.Yani artık sadece art niyet aramaya başladım sözlerinizde.
Kolejlerde bir sürü müslüman olmuş hristiyan talebele ve ailelerinden bahsettim onu bile görmezlikten geldiniz.
Bir önceki yazımı nasıl hangi ortamda okudunuz bilmiyorum ki.Ve hala cevap veremediniz demek öyle art niyetlilik ve nefisperverlik ki.Ali Eren tutmuş 18 yuvarlığın anlamını soruyor.Yani şimdi bütün dertler bitti 18 yuvarlak mı dert oldu.Neden Ali Eren Vatikan Sözcüsü Fethullah Gülen bize ıslamı ve Hz Muhammedi sevdirdi demesini köşesine taşımıyor.Neden biraz sonra aktaracağım 85 yaşındaki Hristiyan bir profesör kadının ıslama bu şekilde girdiğini manşete taşımıyor da 18 yuvarlak niye orda diyor.Allahu Ekber bunun neresine cevap vereyim.Bu iyi niyet taşımıyor ki samimiyetsizliğin alası.
Kişiler değil fikirlerle ilgileniyorum diyorsunuz.Sadece ısmet sıfatına haiz peygamberlerdir diyorsunuz.Onada eyvallah Ee peki bizim peygamberimiz değil kafire münafığa hiçbir müslümanın gıybetinin yapılmasını hoşgörmüyor.Meşveret içerisinde yapılanların hayır oldugunu belirtiyor.HZ Ali bir kaleye hucum edeceği zaman onu durdurup ya Ali sakin ol O kalenin içerisinde 1 kişinin müslüman olması O kaleyi yerle bir etmenden çok daha hayırlıdır demesi hiç mi aklınız almıyor.
Bugun Ebu Hureyreyi Muaviyenin sarayında kaldığı için tenkit edip yerden yere vuran Muaviyeye arka çıktığı için kızan müslümanlar var.şimdi Hz Osmanı fikirlerinimi eleştireceksiniz.ısmet sıfatına haiz değil.
Daha önce dediniz ki Münafıkları öldürtmüyordu çünkü Müslüman olabileceklerini arzu ediyordu.EEE şimdi bu sözleriniz nereye uçtu.Taifin bile yerle bir edilmesine karşıyken Beddua etmemiş ken bütün bu örneklere hala cevap veremiyorsunuz derseniz artık bırakın beni kargalar bile güler.
Hangi meşrepten hangi bağın gülü olduğunuzu hiç sormadım.Çünkü biliyorum ki bağlı olduğunuz bir meşrep bir hizmet varsa onun başındaki şahsı Allaha yemin ederim ki sizden daha çok seviyorum.Bunun örneği de Tarihçeyi Hayatta Üstadımızın anlattığı bir mesele yi okuyunuz ne söylemek istediğimi anlarsınız.
.::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::
Bundan kırk sene evvel, büyük kardeşim Molla Abdullah (Rahmetullahi Aleyh) ile bir muhaveremi hikâye ediyorum:
O merhum kardeşim, evliya-i azîmeden Hazret-i Ziyaeddinin (Kuddise sırruhu) has müridi idi. Ehl-i tarikatça, mürşidinin hakkında müfritane muhabbet ve hüsn-ü zan etse de, makbul gördükleri için, o merhum kardeşim dedi ki: «Hazret-i Ziyaeddin, bütün ulûmu biliyor; kâinatda, kutb-u âzam gibi herşeye ıttılâı var.» Beni, onunla rabtetmek için hârika makamlarını beyan etti. Ben de o kardeşime dedim ki: «Sen mübalâğa ediyorsun. Ben onu görsem, çok mes'elelerde onu ilzam edebilirim. Hem sen, benim kadar hakiki onu sevmiyorsun. Çünki, kâinattaki ulûmları bilir bir kutb-u âzam suretinde tahayyül ettiğin bir Ziyaeddin seversin; yâni o ünvan ile bağlısın, muhabbet edersin. Eğer perde-i gayb açılsa, hakikatı görülse, senin muhabbetin ya zâil olur veyahut dörtte birisine iner. Fakat ben o zât-ı mübareki, senin gibi pek ciddi severim, takdir ederim. Çünki sünnet-i seniye dairesinde, hakikat mesleğinde, ehl-i îmana hâlis ve te'sirli ve ehemmiyetli bir rehberdir. şahsî makamı görülse, değil geri çekilmek, vazgeçmek, muhabbetde noksan olmak; bil'akis daha ziyade hürmet ve takdirle bağlanacağım. Demek ben hakiki bir Ziyaeddini, sen de hayalî bir Ziyaeddini seversin.» Benim o kardeşim, insaflı ve müdakkik bir âlim olduğu için, benim nokta-i nazarımı kabul edip takdir etdi.
Ey Risale-i Nurun kıymetli talebeleri ve benden daha bahtiyar ve fedakâr kardeşlerim! şahsiyetim itibariyle sizin ziyade hüsn-ü zannınız, belki size zarar vermez; fakat sizin gibi hakikat-bîn zatlar; vazifeye, hizmete bakıp, o noktada bakmalısınız. Perde açılsa, benim baştan aşağıya kadar kusuratla âlûde mahiyetim görünse, bana acıyacaksınız. Sizi kardeşliğimden kaçırmamak için, kusuratımı gizliyorum.
SAıD NURSÎ
::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::
ışte bizim sevgimizin sebebi ve neticesi budur.Sizin varsa Efendinizi sizden ziyade sevmekteyiz.Ben Müslümanları sevme ve savunma saplantısı içerisindeyim.Ömrüm yurt dışında talebelikle geçti. Çok yer gezdim çok insan tanıdım bundan dolayı Allaha sonsuz hamdediyorum.Tasavvuf ehlinin,Vehhabilerin,Cemaatlerin yaptıkları hizmetlere bizzat şahid oldum.Onların eliyle müslüman olanlara şahid oldum.Bu bana menfaat ve ödül olarak yeterde artar.Saplanmayacak kadar çok şey yaşadım ve gördüm.Bunların içerisinde şahsımın uğradığı sorunlarda oldu ama hiç birini ne yazıya taşıdım nede hayatıma sevmekle hiç birşey kaybetmedim.Bilakis kazandım.Çünkü Peygamberimden SAV öğrendiğim buydu benim güzel kardeşim...
Allah sizi Müslümanlara Müslümanlarıda size sevdirsin.