Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

12.08.2007, 00:00

Dünya Bizi Aldatmasın..

Ey Nefsim!

Bu kadar açık ve seçik olarak anlatılan hususları duyduktan sonra, hala; “Benim ibadet edemeyişim, şehvetime, dünyevi arzu ve isteklerime kapılmamdandır!” dersen şunu unutma, dünyevi zevkler ve arzular geçicidir, eğer ilahi hikmetler ve ilahi ikramları arzu ediyorsan bilmiş ol ki bunlarda ancak cennette olur.

Buna göre; bu geçici dünyanın aldatmasından kurtul ve bir daha yapmamak üzere günahlarına tevbe et ki kurtuluşu bulabilesin. Eğer bir an önce tevbe etmez ve Allah-u Zülcelal'in istediği şekilde kulluk vazifelerini yerine getirmeye çalışmaz isen, seni bekleyen büyük bir pişmanlık ve şiddetli bir azaptır.

Anlatılanları iyi düşün ve cenneti mi yoksa cehennemi mi istediğine karar ver. Eğer cehennemden korkuyor ve cennetin nimetlerine kavuşup ebedi huzur istiyorsan bilmiş ol ki, tevbe etmekten başka bir çaren ve Allah-u Zülcelal'in kapısından başka gidebileceğin bir kapın yoktur.

Ey Nefsim !

Dünya göçmüş, ahiret ise yüzünü dönmüş sana doğru geliyor. Bunların oğulları vardır. Dünyanın oğlu olma. Bugün çalışmalar var, hesap yoktur, yarın ise hesap var, amel yoktur." Rivayet edilmiştir ki ; mısır'da keşif ve keramet (istidraç) ile meşhur olmuş bir rahip vardı. Müslüman bir alim: “Gidip bu rahibi öldüreyim.” diye düşünerek o rahibin bulunduğu evin kapısına varır. Rahip içeriden; "Ey Müslümanların alimi! Elinde ki bıçağı at." der. Bunun üzerine alim, bıçağı bırakıp içeri girer, "Bu keşif keramet sana nereden geldi ?" der. Rahip ; "Nefsime muhalefet etmekten !"

"Peki niçin Müslüman olmuyorsun ?"

"Olur." dedi şehadet getirerek Müslüman oldu. Alim dedi ki; "Seni Müslüman olmaya sevk eden nedir?" Rahip şöyle cevap verdi; "ıslamdan söz edince nefsim istemedi. Bende ona muhalefet ettim..."

Ey nefsim!

Sana yazıklar olsun! Allah-u Zülcelal'e karşı cesaretin; Allah seni görmüyor inancından doğuyorsa, küfrün ne kadar büyüktür. Veya Allah'ın senin durumuna vakıf olduğuna inandığın halde O'na karşı cesaret ediyorsan, ne kadar yüzsüz ve çirkin huylusun. Allah-u Zülcelal'in azabına katlanabileceğini mi zannediyorsun?

Ne kadar yazık! ıstersen kendini bir dene. Bir saat güneşin altında veya hamamda kal veyahut parmağını ateşe yaklaştır da gücünün ne kadar olduğu ortaya çıksın. Yoksa Allah-u Zülcelal'in keremine, ihsanına ve onun senin taat ve ibadetine muhtaç olmadığına mı güveniyorsun?

Eğer öyle ise bil ki, Allah bir çok bu şekilde güvenenleri mahcup etmiştir. Peki neden dünya işlerinde Allah-u Zülcelal'in keremine güvenmiyorsun? Nefsin arzusunu yerine getirmek için, onu elde etmek için canın çıkıncaya kadar her türlü hileye baş vuruyorsun. Yoksa Allah-u Zülcelal'in yalnızca ahirette mi cömert olduğunu sanıyorsun? Halbuki biliyorsun ki Allah'ın kanunu değişmez. O, hem ahiretin, hem dünyanın Rabbi'dir. Yazıklar olsun sana!

Ey nefsim!

Nifakın ve batıl davaların ne kadar gariptir. Dil ile iman iddiasında bulunuyorsun! Halbuki sende nifak işi görülüyor. Hasan şazeli (K.S.) buyuruyor ki: “Nefsin en fazla hoşuna gitmeyen şey ibadet, zikir ve Kuran-ı Kerim okumaktır. Ama nefis ancak bunları yapmakla zayıflatılabilir, emir altına girecek hale gelir, kalbin huzuru, bunları yaparak nefsi susturmaya bağlıdır.” Allah-u Zülcelal'in rızasını talep ederek huzurla yapılan ibadet, manasında eriyerek yapılan zikir, harflerin hakkını vererek okunan Kur'an , nefsi kahredecek amellerin başında gelir. Bu, amel ile nefse karşı yapılan cihad'da büyüklük ve ihlas makamıdır.

Bu amelleri yaparak nefsin sataşmasından Allah-u Zülcelal'e sığınmak, sadakat makamıdır. Sadece nefisten değil, dünyadan ve her şeyden sırrı kurtarıp Allah-u Zülcelal'e vermek, niyet makamıdır.

Ey Allah'ın kulu !

"Nefsin ve şeytanın istediklerinden vazgeç. Keyfine göre hareket etmeyi bırak. Eğer bu dediklerimizi yaparsan , salih kullardan olursun.", "Tehlikeli bulduğun şeylerden herhangi bir işi yapmaz, hatta düşünmez ve gönül aleminde daima Allah-u Zülcelal'in korkusunu içinden çıkarmazsan, doğrulardan olursun.", "Sakınmak istediğin nefsanilikden, çevre, arkadaş ve iş dolayısı ile kendini kurtarmazsan, derhal oradan ayrıl. O arkadaşı terk et, işi bırak. O zaman muhacirlerden (hicret eden ) olursun."

"Gusle, abdeste, namaza, oruca, sabıra, Kuran okuma, zikire ve diğer ibadetlere dikkat eder ve onların üzerinde devam edersen, nefis yoluyla gelecek her türlü kötülükten kurtulursun. Bütün bunları yerine getirmekle beraber yinede nefsin arzularına boyun eğersen, iman kalesinde saklanıp korunmaktan başka çaren yoktur. ıman kalesi içinde de nefsin afetleri yakanı bırakmazsa, tevhid, iman, marifetullah ve Allah sevgisi ile meşgul olmaya çalış.", "Mü'min olan kimse, nefsini keyfi arzusu üzerinde zelil etmez.", "Fakirlik, su-i zan, insanların saygısını yitirme korkusundan dolayı nefsini arzularından men eden kimse, nefsine mağlup olmuş demektir."

"ınsanların en merhametlisi, kendi nefislerine merhametleri olamayanlara karşı, merhamet edendir. Görmeye dayanan gerçeklerle meydana gelmeyip, muamelelerden de kurtulmayan kimsenin derdinin çaresini bilir misin ?

Bu halde olan kimselerin derdinin dört çaresi vardır:

Manevi ilaçlar;

1 - Nefsin meselelerini kalpten çıkarıp, işini Allah-u Zülcelal'e bırakmak ve nefsin arzuları ile ilgilenmemek.

2 - Allah-u Zülcelal'e teslim olup, onun her yaptığına razı olmak.

Zahiri olan ilaçlar ise;

1 - Bütün âzâları, Allah-u Zülcelal'in emirlerine uymamaktan sakındırmak.

2 - Bütün azalara, O'nun emri doğrultusunda hizmet ettirmektir.

ışte bütün bunlardan sonra; insanı, zikir seccadesine Allah-u Zülcelal'den başka herşeyden ilgisini keserek oturur. Nitekim Allah-u Zülcelal ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur; "Rabbinin adını an; herşeyi bırakıp ona yönel." (Müzzemmil;8)
Allah Yar ve Yardımcımız olsun...

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir