Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

10.07.2007, 11:18

aşk olsun sevenlere

ırade dışı seyeran eden ve nereye yüzü döneceği belli olmayan..Alaka irtibat menfaat ve karşılık gibi mukabelele temas eden..bahardan kışa ve içinde ve etrafında ne varsa derece derece istila yeteneği olan..Olmazı olur hale getirebilen sevilmezi sevebilen bazen ölen ve öldürülen bir şiddetli sevgi..Bir türü daha var ki onu bizde bahsimizden ihraç ediyoruz...

Evet bu şiddetli sevgi; ihatasında alaka ve menfaat ve karşılık döngüsünde müteharrik hissiyat...Aşk bir anlamda hayat..çünki yaratılışın mayası sevgi...ımtihanın akli olan teklifi başlangıçta kalp ile algılanmadığından ortaya mecaz düşmekte...Ve yine başlangıçta hata değil.. sonrasında bir niyet değişikliği ile kıymeti artan harika bir duygu...

Sahibini mahbubiyete ve muhibbiyete kadar taşımakla birlikte..daracık bir kalbin ve hatıranın içinde boğulur gider...

Ve mecaz herşeyin mahiyetini değiştiren bir özelliktir...Ve mecazında mahiyeti değişebilir...
Ve ınsan kalbinin genişliği alemleri içinde barındırmakla beraber..küçücük bir noktada tefessüh edebilir..Kısaca nihayetsiz bir yükselişin ve tedenninin sebebidir aşk...

Sevmeyi tanımlarken kişisel itminan noktaları..alışkanlıklar ve hayat anlayışı..varlık tutunmak.. kaygı,ümid..hayal..iştiha gibi çoğunluğu şahsın kişilik ilişiğinde duran manalara terettübü...ve ne gereklidir ki Yaşamak için aşk...

ışte görünüşteki yüzüyle gördüğü ve alakadar olduğu şeyin hacmine ve kendi kalbinin o nazarla küçülmüş dairesine göre şekillenen ve içinde elemleri sevinçlerden çok barındıran bir keder odası...

"Bediüzzaman hakikati mecazın elinden hakikatin dünyasına taşırken;Tadat ettiği sevdiğin şeyleri sevme demiyoruz.."diyerek,şuurdan bir niyetle nurdan bir muhabbete intikalde manayı harfini müdellel ve eder kıymetiyle önümüze getiriryor..Bize kalan o düstur-u hakikatle kalbimizi açıp kabul etmek...

Sevdiğimiz şeyler ancak veren namına olan bir sevmekle kıymetini buluyor..ve o namla ancak ebedi sevmeklerin önü açılıyor..siret suretin önünde sonsuz bir aşkı dokuyor...Alakadarlık alanları genişliyor ve yitmeler gitmeler geçicilikleriyle umudlu bir sabrı ötelere kadar taşıyor...

Eğer kalp kabiliyetimiz bu mahiyette "Yaradanı için yaratılan ölçüsüyle genişlerse..ve Yaradanın rızası ölçüsünde meşruiyetle yaşarsa ve iman marifete marifet muhabbetullaha dönerse..ki;döner..seven mutlu sevilen mutlu "aşk-ı hakikide bir aşk-ı beka"sarar iklimleri her dem bostan-ı cinan olur...

"Öyleyse Aşk Olsun Sevenlere"

Selam ve dua ile...

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir