Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

30.05.2007, 12:58

Ankara'da genç bir alim...

“Ankara’da genç bir âlim var”

Hamîd-i Aksarâyî, Kayseri’de yaşıyordu. Oranın insanına ilim, hikmet saçıyordu.
Bir gün emretti bir talebesine:
- Ankara’da, Nûmân adında genç bir âlim var. Onu bul, buraya dâvet eyle!
Talebe;
- Başüstüne, dedi.
Ve o gün gitti Ankara’ya.
O genç âlimi bulup, hocasının emrini bildirdi kendisine.
“Nûmân”, zâhirî ilimleri bitirmişti.
Çok memnun oldu bu dâvete.
Birlikte Kayseri’ye döndüler.
Ancak genç Nûman, kendisini çağıran “bu zât”ı çok merak ediyordu.
Nihayet “Kurban Bayramı” günü, vardı huzûruna.
Hamîd-i Aksarâyî, çok sevdi onu.
Bu yüzden, “Bayrâm” diye hitab etti kendisine.
ışte bu Nûmân, mânevî ilimlerde de yetişip, “Hacı Bayrâm-ı Velî” oldu.




Kendisini gizlerdi
Hamîd-i Aksarâyî, Bursa’da, insanlardan gizlerdi kendini.
“Halk” içinde “Hak” ile olurdu çok zaman.
Dağlardan merkebiyle odun getirir, pişirdiği ekmekleri bir küfeye doldurup, “Somuuun! Somuuun!” diye bağırıp satardı sokaklarda.
Onun sesini duyanlar koşar, kapışırdı ekmeklerini.
Zîra bir başkaydı o ekmeklerin lezzeti.
ışte bu büyük velî;
- “Somun! Somun!” diye bağırıp ekmek sattığından, “Somuncu Baba” diye tanındı halk arasında.

şunu pişirir misiniz?
Ve bir gün...
Somuncu Baba fırından çıkıyordu ki, Emîr Sultân ile karşılaştı kapıda.
Emîr, elindeki çömleği uzatıp rica etti:
- Lütfen şunu pişirir misiniz?
O da;
- Peki olur, deyip aldı çömleği elinden, sürdü fırına.
Ve çabucak çıkarıp, verdi Ona.
ıki dakikada pişmişti.
Emîr Sultân şaşırdı böyle çabuk piştiğine.
Eğilip, şööyle bir göz attı fırının içine.
Bir de ne görsün.
Hiç ateş yoktu fırının içinde!..
şu âlemde mü'minin mü'mine karşı en büyük yardımı dua iledir.Barla -247

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir