Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.
Alıntı
”ınsan ile şirk ve küfür arasında namazı terk etmek vardır“,
“Münafıklarla bizim aramızdaki ahid namazdır”
mealindeki hadislerdeki tehditler, “namazın farz olduğunu inkar eden, yahut namaz kılmamayı helal sayan” kimseler içindir. Yoksa, namazı Allah’ın emri kabul eden ama kılmakta tenbellik gösteren insan için şirk ve nifak söz konusu olamaz.
ıbni Abidin ise Reddü’l-Muhtar isimli eserinde namaz bahsinin baş taraflarında, “namazın farziyetini inkar eden kafir olur. Umursamayarak, yani tembelliğinden dolayı kasten terk eden kimse ise günahkar olur” demektedir.
Yani namaz kılmamak büyük günahlardandır. Büyük günahları işleyenin kafir olacağını sadece batıl bir mezhep olan Mutezile mensupları söylerler. Fakat devamlı sûrette namaz kılmayan insanın imanının da zamanla bir takım tehlikelere maruz kalabileceği gözden ırak tutulmamalıdır.
Alıntı
soru:
Namaz kılmayan haindir, hainin hükmü merduttur. ifadesinde namaz kılmayan müslümanın hain haline gelmesine sebep nedir?
cevap:
Değerli Kardeşimiz;
Namaz kılmayan haindir ifadesi genel bir hüküm değildir. Zira bu ifade çok özel durumlarda, özel şahıslara göre kullanılır. Çünkü itikat dairesi ayrıdır, muamelat dairesi ayrıdır. Yani insan fikren ve düşünce itibariyle dininden ve inancından sapmadığı müddetçe küfre girmez ve imandan mahrum olmaz. Ancak ibadet ve muamelattaki eksiklikler insanı sefahate, harama ve fısk’a götürür. Dolayısıyla namaz kılmayanlar günahkar ve fasık olurlar. Mürted olup dinden çıkmazlar.
Fakat namaz kılmamakla beraber, namazı inkar ederse, işte o zaman hem fasık hem de küfre girmiş olur ve Allah korusun küfre girer. Bir de bazı zalimler var ki; hem ibadet etmez, hem inkar eder, hem de fesat şebekesi olarak ehl-i imana zulüm eder. işte bu tipler de, hem fasık, hem kafir, hem de haindirler. Sadece Cuma namazını kılanlar, cumanın mesuliyetinden kurtulurlar. Ancak kılmadıkları diğer farz olan ibadetlerden mesuldürler.
Muamelattaki muhasebe ve muvazene ruzu mahşerde tek tek mizana girecektir. ıyiliği ve hasenatı kemiyeten veya keyfiyeten ağır gelenler kurtulacaklardır.
Dinimizin muamelatla ilgili kısmında, ya hep yada hiç kanunu yoktur. ınsanlar yaptıklarından kurtulurlar, yapamadıklarından da muhasebeye çekilirler. Amelin hesabı böyledir.
Fakat imanda tecezzi yoktur. Yani hakaiki imaniyenin her hangi birini inkar eden, tamamını inkar etmiş gibidir. Fikirde ve itikattaki bu kaide amelde tatbik edilmez.
Cenab-ı hak Maide suresinde kur-an’ı kerimdeki hükümlerle amel etmeyenleri fasıklar, zalimler ve kafirler olarak tarif eder. Buradan da anlaşacağı üzere amel etmemenin mahiyeti ve sebepleri söz konusudur.
Sadece amel etmeme tembellik ve fısk, amel etmemekle beraber hafife alma ve alay etme, zulüm; bunlarla beraber inkar da olursa küfre girilmiş olur.
Dolayısıyla iman eden bir müslümanın muamelattaki eksikliği veya terki insanı küfre sokmaz. Zira küfre girmenin çok ağır şartları vardır.
www.sorularlarisaleinur.com