Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

25.02.2007, 17:15

Ehl-i Kitab'a Rahmet Dilemek Caiz mi?

Ben bir halt ettim. Çıkış yolu da bulamadım. Ben bu sorunun cevabını "Evet" olarak cevaplandırdım. Bazı kendimce deliller sundum.

Cevabımı şu ayet üstüne bina etmiştim.

"Bakara Suresi: 62-şüphe yok ki, iman edenler, yahudiler, hıristiyanlar ve Sabiiler; bunlardan her kim Allah'a ve ahiret gününe gerçekten iman eder ve iyi bir amel işlerse, elbette bunların Rableri yanında mükafatları vardır. Bunlara bir korku yoktur ve bunlar mahzun da olmayacaklardır."

Dedim bir ehl-i kitap Zulmetmemiş, üçlemeyi kaldırmış ve tek bir ılaha inanmışsa, ahiret gününe inanıyorsa ve ıslam'a yararı olmamakla berber zarar vermemesi dahi hayırlı iş sayılır böylece ayet ona bir mükafat vaad ediyor. Demek o mükafata ulaşması niyeti ile rahmet caizdir, dedim

Sizce doğru mu?

Gerçi herkez müstaitse nefsine içtihat yapabilir. Ama teşri etmeyecek. Benim ki biraz öyle oldu? Ne yapmam lazım?

Baki Selam
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

2

25.02.2007, 18:15

“ER-RAHÎM”: Ahirette sadece Mü’minlere rahmet edendir. (33/43)
Bir de bana bu ayeti delil olarak sunan kardeşe şunu demiştim.

Al-I ımran 113. Hepsi bir değildir; ehl-i kitap içinde istikamet sahibi bir topluluk vardır ki, gece saatlerinde secdeye kapanarak Allah'ın âyetlerini okurlar.,

Al-I ımran 110. Siz, insanların iyiliği için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz; iyiliği emreder; kötülükten meneder ve Allah'a inanırsınız: ehl-i kitap da inansaydı, elbet bu, kendileri için çok iyi olurdu.Gerçi ıçlerinde iman etmişler (mü'min olanlar) (minhümül mü'minine)) var; fakat çoğu yoldan çıkmışlardır.

Peki ayet ap açık ehl-i kitaptan mümin olanların varlığından bahsetmiyor mu?
ve şunu unutmayın ki Ku'ran sadece geldiği asra veya geliş sebebine bağlı manalardan ibaret değildir.
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

3

25.02.2007, 18:24

Allah kolaylık versin kardeşim:)

Üstad muhammedun resullullah demeyenin ehli nect olamayacağından bahsediyor ama sonuna da şunu ekliyor:

Fakat Bazen oluyor ki, cadde-i Ahmediyede (a.s.m.) gittikleri halde, bilmiyorlar ki cadde-i Ahmediyedir ve cadde-i Ahmediye dahilindedir.


Hem Bazen oluyor ki, Peygamberi bilmiyorlar; fakat gittikleri yol, cadde-i Ahmediyenin eczasındandır.

Hem Bazen oluyor ki, bir keyfiyet-i meczubâne veya bir hâlet-i istiğrakkârâne veya bir vaziyet-i münzeviyâne ve bedeviyâne suretinde, cadde-i Muhammediyeyi düşünmeyerek, yalnız onlara kâfi geliyor.

Fakat bununla beraber, en mühim cihet budur ki: Adem-i kabul başkadır, kabul-ü adem başkadır. Bu çeşit ehl-i cezbe ve ehl-i uzlet veya işitmeyen veya bilmeyen adamlar, Peygamberi bilmiyorlar veya düşünmüyorlar ki kabul etsinler. O noktada cahil kalıyorlar. Marifet-i ılâhiyeye karşı yalnız biliyorlar. Bunlar ehl-i necat olabilirler.

Fakat Peygamberi işiten ve dâvâsını bilen adamlar onu tasdik etmezse, Cenâb-ı Hakkı tanımaz. Onun hakkında yalnız kelâmı, sebeb-i necat olan tevhidi ifade edemez. Çünkü o hal, bir derece medar-ı özür olan cahilâne adem-i kabul değil; belki o kabul-ü ademdir ve o inkârdır. Mu'cizâtıyla, âsârıyla kâinatın medar-ı fahri ve nev-i beşerin medar-ı şerefi olan Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâmı inkâr eden adam, elbette hiçbir cihette hiçbir nura mazhar olamaz ve Allah'ı tanımaz. Her ne ise, şimdilik bu kadar yeter.
ya rabbi!ya rabbi!ya rabbi! Beni bu yolda büyüt,bu yolda yürüt,bu yolda çürüt.Fakat asla ve asla döndürme..

4

26.02.2007, 11:07

Peki şu yarı fetret dönemi için ne dersin?

Muhabbetle
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

pegasoszaza

Orta Düzey

Mesajlar: 206

Konum: ANTALYA

Meslek: TOPTAN

Hobiler: HıZMET

  • Özel mesaj gönder

5

26.02.2007, 13:24

kardeşim aslında ayetde bahsi geçen ehli kitap nübüvvet öncesi dönemi temsildir..
yaptığından değil niyetinden sorgulanacağınve seninde niyetini halis bildiğim
için büyük bir suçluluk duymamalısın...
lakin ehil olmadan içtihat da yapmamalısın...

bir küçük hikayem ver her zamanki gibi;

bizim buralardan suyun ötesine ziyarete giden abilerimiz oldu geçenlerde...
onlar anlattılar,
hoca efendi ile sohbetleri esnasında ziyaretteki bir başka gruptan bir hoca,
hocam (amerikada) felan bölgeden önemli bir din adamı müslüman olmak istiyor..ne dersiniz?buraya getirsek yanınızda şehadet getirse güzel olur mu demiş...
hoca efendinin verdiği cevap;
sorun bakalım o zat a yılların hristiyanı olarak ısa(a.s.)dan ne zarar görmüş de dinini değiştiriyor....!!!!

tabi bizim abiler uçuklamışlar...
alimlerin pencereleri avamın kilerden farklı manzaralar gösteriyor...

sen de bu forumun iştiyaklı ve donanımlı bir talebesisin...
hüsnü zan içinde yaptığın hatalar bana göre büyük birer gaflet değiller...

bende hizmet önceki gaflet hayatımda,hakkında küfür bile edilmeyecek bir zat a kabrinde dua etmiştim...sonra çok pişman olunca,eşim teselli etmiş ve bildiğin kadarı ile amel ettin,pişman olmaman gerekir demişti.(Allah razı olsun)

BAKı SELAM kardeşime
Sözlerin kalbinin sesi ve yansıması değil ise, gevezeliğin manası ne...?...

6

26.02.2007, 14:36

Allah razı olsun kardeşim. Anladığım kadarı ile zulm etmemiş ve ahiret gününe inanan ve insanlığa yararı olmuş bir Ehl-i Kitaba rahmet caiz deniyor.

Beni yanlış anlamayın ben izan istiyorum. Takliden bir imana sahip olmak istemiyorum. Dolayısı ile apaçık bir ilzam istiyorum. Hem nefsim iskat olmalı.

Neyse. Kardeşim, içtihat niyeti ile değilde soru niyeti ile şunları demek isterim.
Kur'an'ın indiği dönemde her ayet bir hikmete binaen inmiştir. Yani, hiç bir ayet geldiği döneme münhasır değildir. Her ayet her bir dönemi içine almıştır.

Zaten, tarih boyunca çıkmış Renanlar ,Bismarklar buna delildir.

şimdi; meselemiz Rahmet duası etmektir. Ona konuşalım.
Elimizdeki veriler şunlar. Allah sadece mü'minlere Rahmet eder,denmiş. Amenna. Oysa Al-i ımran suresinde Ehl-i Kitab mü'minlerden bahsediyor. Hem ehl-i kitap olduğu halde bazı kişilerin mükafat göreceğini söyleyen Bakara Suresi ayeti var. Ayette Ehl-i kitabtan Allah'a inanmış ve ahiret gününe inanmış ve hayırlı işler yapmış olma şartı ile mükafat vaad ediyor.

Burdaki mükafat uhrevi değil midir? Sorunun çözümü burdadır bence. Eğer uhrevi ise Ahirette mükafat Rahmet ile olmayacak mıdır? Hali ile üçlemeyi kaldırmış Allah'a inanmış ,ahiret gününe de inanmış ve insanlığa yararı olmuş bir adam Ehl-i Kitabsa , onun o hizmetlerinin karşılığını görmesi için hayır dua anlamına gelen Rahmet etmek neresi zarardır?
Ayrıca bir adama Rahmet okumak başka ehl-i necat olduğuna fetva vermek başka. Ben rahmet okurken ehl-i necattır demiyorum ki. Sadece onun şu yarı fetretteki halini tebrik etmek ve ona necat dilemek için Rahmet okuyorum.
Ayrıca kardeşim hikayendeki adam tahmin ediyorum kafir biri. Ona rahmet tabi caiz olmaz.

Hem ben Rahmet caiz olsa bile içtihat yaptım ve teşri ettim. Eğer doğru olsa dahi hata ettim.
Ancak ben sizin fikirlerinizi ve Cumhur-u ulemenın fikrini merak ediyorum

Muhabbetle
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

Alkan

Usta

Mesajlar: 1,694

Hobiler: Risale-i Nur, Kur'an dinlemek

  • Özel mesaj gönder

7

26.02.2007, 14:46

Aslında bu rahmet kelimesini biraz açmak lazım bence... Rahmet dünyevi mandaysa bence rahmet nazarıyla bakmalıyız, sonuçta bir kafirden çok daha iyidir bir hristiyan, azda olsa hak dinden gelmiş ama sonradan bozulmuş bir dine inanıyor... Ayrıca zaten biz bu dünyada bütün insanlara rahmet nazarıyla bakmalıyız, onların ıslahı için dua etmeliyiz bu nokta-ı nazardan herkese rahmet etmemiz gerekiyor... zaten Allah kafirlere de rahmet etmiyor mu? bu dünyada islamın gösterdiği ahiret alemiyle rahat bi şekilde bir şek içinde yaşıyorlar... ahirette ise Allah onları yokluk karanlıklardan kurtarıp bir nevi varlık alemi olan cehenneme atarak onlara rahmet ediyor...

bence her konuda olduğu gibi bu konuda da vasat olan yolu ihtiyar etmek güzel olur... yani Allah'ın rahmetinden fazla merhametimizi ileri sürmemek... onlara da o şekilde yaklaşmak yoksa Allah'ı ve Peygaberimizin davasını bilip onu kabul etmeyen insanlara rahmet namı altında sank ehl-i cennetmiş gibi bakmak bence yanlış olur...
muhabbetle...
"ey bedbaht nefsim! acaba ömrün ebedi midir? hiç kat'i senedin var mı ki, gelecek seneye, belki yarına kadar kalacaksın?

8

26.02.2007, 15:51

Alıntı sahibi ""Alkan""


bence her konuda olduğu gibi bu konuda da vasat olan yolu ihtiyar etmek güzel olur... yani Allah'ın rahmetinden fazla merhametimizi ileri sürmemek... onlara da o şekilde yaklaşmak yoksa Allah'ı ve Peygaberimizin davasını bilip onu kabul etmeyen insanlara rahmet namı altında sanki ehl-i cennetmiş gibi bakmak bence yanlış olur...
muhabbetle...

Amenna doğru ve haktır.

Ancak Red başka kabul başka değil midir?

Adam red etmiyor. Ancak kabul de etmiyor. Çıkıp Peygamberimize iltifat ediyor. Kur'an'ı çok beğendiğini söylüyor. Sünnet dairesinde ,ama bilmiyor.
Allah'ı kabul etmiş ,ahiret gününe inanmış ve ayette geçen Mü'min ehl-i kitab ünvanına liyakat kazanmış bir adama dost olmak ,ona teşekkür babında bir Rahmet dilenmez mi?

Dialog'un veya Ehl-i Kitab ile ittifakın gerçek kapısını arıyorum aynı zamanda!

Çok mu zorluyorum

:oops:
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

Alkan

Usta

Mesajlar: 1,694

Hobiler: Risale-i Nur, Kur'an dinlemek

  • Özel mesaj gönder

9

26.02.2007, 16:04

Abi şu rahmet dileme kelimesini bir açsak...bu konularda kıyametler koparılıyor. bilindiği gibi bir cemaate çok büyük saldırılar oldu bu yüzden...
dost olmakta hiç bir sakınca yoktur tabii ki... ama rahmet dilemekten kastınız onların da ehl-i cennet olması yönünde mi? yani ne red ne kabul halindeki birisinin Ahirette cennetlik olmasını dilemek babından mı?

muhabbetle...
"ey bedbaht nefsim! acaba ömrün ebedi midir? hiç kat'i senedin var mı ki, gelecek seneye, belki yarına kadar kalacaksın?

Hasan_Sinan

Moderatör

  • "Hasan_Sinan" bir erkek

Mesajlar: 2,136

Konum: Almanya

Meslek: Uzman Pazarlamaci

Hobiler: Okumak Okumak Okumak

  • Özel mesaj gönder

10

26.02.2007, 16:31

Evet Rahmet dairesi cok genistir ve Allahin rahmeti sonsuzdur. Hatta diyebilirim ki 1000 senelik bir saadetli hayati ve ardindan yok olmanin yerine cehennem hayatini tercih ederim. Demek Cehennemin sebeb-i vucudu dahi rahmettir denilebilir. Zira insan ebede müstakdir ve namzettir.

Elbette cehennemde, cennette oldugu gibi meratibler vardir ve herkes yaptiklarinin karsiligini alacaktir.

Dua kismi ise öncelikle fiili yapilmalidir, yani o kisiye teblig edilir, ardindan islah olmasi icin dua edilir. Fakat netice Allaha ait oldugundan ve sadece aciktan iman etmeyen birinin imani Allah tarafindan bilinir. Yani kafir mi Müminmi bilmedigimizden rahmet duasi okumak, belki biraz abartili olur. Lakin "Rizasi ile zarara razi olana merhamet edilmez" dusturunu kendim dahil herkese hatirlatmak isterim.

Belki bir sahsa münhasir olmayan fakat genel anlamda "Ya Rab Sen Sirat-i Mustakim dairesinde olan herkese rahmet et" "Ehl-i kitabin iyilerini kötülerinden ayir" gibi dualar edilebilir diye düsünüyorum.
Kur’an’a hücum edilecek; î’câzı, onun çelik bir zırhı olacak.Ve şu î’câzın bir nevini şu zamanda

izhârına, haddimin fevkinde olarak, benim gibi bir adam namzet olacak.Ve namzet olduğumu anladım.

11

26.02.2007, 16:54

Allah razı olsun Hasan Kardeşim.
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

12

26.02.2007, 17:00

Alıntı sahibi ""Alkan""

Abi şu rahmet dileme kelimesini bir açsak...bu konularda kıyametler koparılıyor. bilindiği gibi bir cemaate çok büyük saldırılar oldu bu yüzden...
dost olmakta hiç bir sakınca yoktur tabii ki... ama rahmet dilemekten kastınız onların da ehl-i cennet olması yönünde mi? yani ne red ne kabul halindeki birisinin Ahirette cennetlik olmasını dilemek babından mı?

muhabbetle...


Rahmet dileme şu anlamada.

Mesela, bir Ehl-i kitap var. Allah'a ve ahiret gününe inanıyor. Peygamberimizi tasdik etmiş, Kur'an'a inanmış ,ancak kendi dinini terk etmemiş. Onunla amel ediyor. ınsanlığa hizmet etmiş. Hatta ıslam'a yararı dahi olmuş bir adama vefat ettiği takdirde "Allah rahmet etsin" demek caiz midir? Vacip mi demiyorum?

bilindiği gibi bir cemaate çok büyük saldırılar oldu bu yüzden...
Burasını anlamadım. Biraz açar mısın? Cemaate rahmet dileyenler mi olmuş yoksa dialogla ilgili meseleden mi saldırı oldu

Muhabbetle
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

13

26.02.2007, 17:10

Alkan kardeşin bahsettiği daha farklı bir durum anladığım kadarıyla,Ecevit meselesi.

Bu rahmet dileme ile ilgili meseleyi ben de merak ettim.

şahsi fikrim dediğiniz

"Mesela, bir Ehl-i kitap var. Allah'a ve ahiret gününe inanıyor. Peygamberimizi tasdik etmiş, Kur'an'a inanmış ,ancak kendi dinini terk etmemiş. Onunla amel ediyor. ınsanlığa hizmet etmiş. Hatta ıslam'a yararı dahi olmuş bir adama vefat ettiği takdirde "Allah rahmet etsin" demek caiz midir? "

bu durumda cazidir,

ama bir delilim yok : )
ya rabbi!ya rabbi!ya rabbi! Beni bu yolda büyüt,bu yolda yürüt,bu yolda çürüt.Fakat asla ve asla döndürme..

14

26.02.2007, 20:00

Alıntı sahibi ""dolunay34""


bu durumda cazidir,

ama bir delilim yok : )


Forumu gereksiz meşgul ettim.Zaten, başılığı açma sebebim fikrimi temize çıkarmak hadsizce yaptığım içtihadı teyit etmek için değildi. (Nefsimi temize çıkaramam)

Birinci amacım; kardeşlerimizin fikrini almak ,ikincisi cumhur-u ulemanın varsa bu konudaki kabul edilmiş kararını , öğrenmek.
Ancak kardeşlerimizin yazdıklarının yardımı ile karar verdiğim kendi nefsimin içtihadını söylemek istiyorum (her ne kadar müstait olmasamda) Böyle Ehl-i Kitaba rahmet etmek en azından haram değildir. Dalalet dahi olmaz.

Teşri yok kendi nefsime içtihadım

Muhabbetle

:D
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

Alkan

Usta

Mesajlar: 1,694

Hobiler: Risale-i Nur, Kur'an dinlemek

  • Özel mesaj gönder

15

26.02.2007, 20:12

Alıntı sahibi ""Ceka""



bilindiği gibi bir cemaate çok büyük saldırılar oldu bu yüzden...
Burasını anlamadım. Biraz açar mısın? Cemaate rahmet dileyenler mi olmuş yoksa dialogla ilgili meseleden mi saldırı oldu

Muhabbetle


hocaefendinin La ılahe ıllallah deyip devamını söylemeyenlere rahmet nazarıyla bakabiliriz tarzındaki bir sözü yüzünden kıyamet koptu hala da kopuyor... ben hocanın niyetinin temiz ve anlattıklarının doğru olduğunu düşünenlerdenim ama işte bir kısım insanlar bu sözlerinden dolayı hocaefendiyi topa tutuyorlar... gereksiz ihtilaflar çıkıyor... bence böyle meseleleri herkese açmamak lazım...
sizin görüşlerinize de katılıyorum :wink:
muhabbetle...
"ey bedbaht nefsim! acaba ömrün ebedi midir? hiç kat'i senedin var mı ki, gelecek seneye, belki yarına kadar kalacaksın?

16

26.02.2007, 23:19

Haa! şimdi anladım. Hakikatten tehlikeli imiş. Zaten, yazıştığım forumda herkez şoka girdiğini yazdı. Kimse benden böyle bir şey beklemiyormuş. Son olarak oradaki sonlandıma için kullandığım yazıyı buraya yazayım


"Müstait, nefsi için içtihad edebilir, teşri edemez(yasa koyamaz)
Ayrıca yine alimler demiş
"Hem bir fikri cumhur-u ulema kabul etmemişse bidattır"

Bu duruma göre benim içtihadım bidattır. Ancak madem nefsime içtihad caizdir ve madem yasa koymamışım caizdir. Kendim uysam zarar etmem. Zira cumhur-u ulema madem "Ehl-i Kitabtan Allah'a ve ahiret gününe inanan ve yararlı işler yapanlara rahmet caiz değildir",dememiş o zaman kendi içtihadım bidat-ı hasene nevinden kendi içtihadım olarak kendi kabulüme münasiptir. Yasa değil,enaniyettir, kabul edilsin.

Daha da yazmak istemiyorum

Muhabbetle
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

Hasan_Sinan

Moderatör

  • "Hasan_Sinan" bir erkek

Mesajlar: 2,136

Konum: Almanya

Meslek: Uzman Pazarlamaci

Hobiler: Okumak Okumak Okumak

  • Özel mesaj gönder

17

27.02.2007, 08:19

Delil arayan Asr-i Saadete gitsin. Orda Peygamber efendimizi Muhammed (S.A.V.) de var. Onun zamaninda da ehl-i kitapdan olanlar var. Acaba o rahmet diledimi?

Ondan delil getirmeyen yalnistadir. Edilleyi seriye 4dür baska yerde burhan aramak aklima zaid gelir. Bir hoca cikmista bu konuda bir seyler demisse bu ne müslüman alemini ne de o hocanin cemaatini baglar, öyle bir söz ancak o hocayi baglar.
Kur’an’a hücum edilecek; î’câzı, onun çelik bir zırhı olacak.Ve şu î’câzın bir nevini şu zamanda

izhârına, haddimin fevkinde olarak, benim gibi bir adam namzet olacak.Ve namzet olduğumu anladım.

Hasan_Sinan

Moderatör

  • "Hasan_Sinan" bir erkek

Mesajlar: 2,136

Konum: Almanya

Meslek: Uzman Pazarlamaci

Hobiler: Okumak Okumak Okumak

  • Özel mesaj gönder

18

27.02.2007, 08:22

Alıntı sahibi ""Ceka""

Zira cumhur-u ulema madem "Ehl-i Kitabtan Allah'a ve ahiret gününe inanan ve yararlı işler yapanlara rahmet caiz değildir",dememiş o zaman kendi içtihadım bidat-ı hasene nevinden kendi içtihadım olarak kendi kabulüme münasiptir. Yasa değil,enaniyettir, kabul edilsin.


Bidat-i hasene olmasi da süpheli. Caiz olup olmadigini bilmeyerek fakat belki olabilir diye rahmet okumak tehlikelidir.

"Süpheye düsen harama düser" Hadisi Serifin mealinin manasini hatirlatmak isterim.
Kur’an’a hücum edilecek; î’câzı, onun çelik bir zırhı olacak.Ve şu î’câzın bir nevini şu zamanda

izhârına, haddimin fevkinde olarak, benim gibi bir adam namzet olacak.Ve namzet olduğumu anladım.

19

28.02.2007, 15:19

Alıntı sahibi ""Hasan_Sinan""


Bidat-i hasene olmasi da süpheli. Caiz olup olmadigini bilmeyerek fakat belki olabilir diye rahmet okumak tehlikelidir.

"Süpheye düsen harama düser" Hadisi Serifin mealinin manasini hatirlatmak isterim.



Eğer bir husuta Ayet ve Kur'an'a uygun bir hadis varsa içtihat luzumsuzdur. Hiç bir mezheb müçtehit,mürşid o hükmü kaldıramaz,yerine başka bir şey ikame edemez.

Eğer bir içtihat söz konusu ise içtihatı yapan müçtehidin tabisi o içtihadı ilan edebilir. Mecbur kılamaz. Uymayan kafir diyemez. Eğer müçtehid müçtehidse içtihadı red edemeyiz, kabul etmemek başkadır. Red onu inkar demektir,ıspat mecburdur.Müçtehid olmak lazım gelir. Kabul etmemekte ise ıspat etmek zorunluluğu yoktur.

Eğer ki içtihada mecbur ederse ,uymayan kafirdir deniyorsa , içtihadı değilde mecbur edeni red edip itab edebiliriz.

Eğer bir husutusta cumhur-u ulema yada meşveret ile bir içtihat söz konusu ise onu red edemeyiz ve kabul ederiz. Uymak veya amel etmek müçtehidine veya nefsi içtihadına aittir. Ancak o uymamayı dahi teşri edemessin. Ben bu içtihada uymuyorum denilmez. Zira,meşvereti red eden hadsizdir.

ışte bu itikadı görmemiş anlamamış bazı zahir ulema ve ona tabi safdil veya cahil şakirtleri içtihadından tevellüd eden hükümleri bir zaman sonra dini hüküm gibi benimsemiş hata kendi mesleklerinin bazı adet ve kurallarını dahi dine ikame etmişler. ıfrat adlı dalalet mesleği burdan doğmuş.(Burası meselemizie uygun düşebilir)

Mezheblerde bu itikat üzere doğmuş ve benimsenmiştir. Bir kişi ehl-i sünnette olan diğer mezhebleri red etmez ,ancak kabulde etmez. Red edememe sebebi cumhur-u ulemeanın ve cumhuru-u avamın kabulüne vabeste olmasındadır. Ancak teşri yoktur. Uymak zorundasın denmez. Ancak, bu içtihadların hiç birini kabul etmeyen bir adam kendi nefsine içtihat edecektir.(Dikkat bu kısım çok ince bir husutur) Teşri etmese yine sorun yok. Ancak, bu mezhebi içtihadları red etmek ise şöyle bir tehlike var. Red ettiği zaman onu yerine koyulan içtihad yeni bir mezheb demektir ki cumhur-u ulemanın kabulüne ve cumhur-u avamın keyfine münhasırdır. ıtab edilemez. Eğer ki kabul olmassa dalalet ve belki küfürle neticelenecektir.
ışte mezheb farz değil ancak mezhebsizlikten çıkan sonuç haramdır. Meşvereti ve cumhur-u ulemayı red demektir.

Bu sonuca göre benim kendi nefsi fikrim cumhur-u ulemanın içtihadına muhallif değildir. Hatta her asırda gelen o zatlardan hiç birinden duymamışım. Duyamam olmadığını göstermez, düsturunca konuyu bahçeye saldım taki bilen varsa söylesin. Madem böyle bir içtihat yok ve haber alamamışım ben o fikrimi kabul ederim. Zira, hiç bir ayet veya hadis dahi ima ve işaret etmemiş ki "Rahmet caiz değildir" densin.


Ama tehlikelidir,itiraz oluyor, denmiş kabul edip başımla demişim. Sustum ,lakin terk etmedim. :wink:

Muhabbetle
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

Hasan_Sinan

Moderatör

  • "Hasan_Sinan" bir erkek

Mesajlar: 2,136

Konum: Almanya

Meslek: Uzman Pazarlamaci

Hobiler: Okumak Okumak Okumak

  • Özel mesaj gönder

20

28.02.2007, 16:19

Acik ve net konusayim sen ancak hayatta iken bir kafire dua edebilirsin. Öldükten sonra ona Dua edemezsin! Nuh as oglu öldükten sonra Allah Nuh as uyariyor cünkü o kafir olarak öldü. En büyük ferman olan Kurana uyalim hayatin lezzetini alalim insaallah.
Kur’an’a hücum edilecek; î’câzı, onun çelik bir zırhı olacak.Ve şu î’câzın bir nevini şu zamanda

izhârına, haddimin fevkinde olarak, benim gibi bir adam namzet olacak.Ve namzet olduğumu anladım.

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir